Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. … 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/225 Esas – 2022/555
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
…
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R
ESAS NO : 2021/225
KARAR NO : 2022/555
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/04/2021
KARAR TARİHİ : 28/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı ile müvekkili genel müdürlük arasında 24/07/2000 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile Adıyaman ve Kahramanmaraş illeri elektrik dağıtım ve ticaretinin davalıya devredildiğini, 11/11/2010 tarihinde sözleşme tadil edildiğini, bu sözleşmeler kapsamında işletme hakkı devredilen ve mülkiyeti davacıya ait taşınmazlar ve tesisler üzerinde reklam alınması , baz istasyonu, tesis ve TV aktarıcısı v.b. Tesis iş ve işlemlerine ilişkin olarak genel müdürlüğünden izin alınmadan kiralandığını, kira ve reklam geliri elde edildiğini. bu tasarrufların devir sözleşmesi ve mevzuata aykırı olduğunu, bu çerçevede tahsil edilen reklam bedellerinin baz istasyonu, tesis ve TV aktarıcıları kurulumuna ilişkin bedellerden ve taşınmazların kiraya verilmesinden elde edilen gelirlerden fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 1.000,00 TL’nin işletme hakkı devir sözleşmesi tarihi baz alınarak davalıdan avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 04/10/2022 tarihli bedel artırım dilekçesi ile dava değerini 359.097,36 TL’ye çıkarmıştır.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı taraf 18/11/2011 tarihli 59147 sayılı yazısı ile reklam ve kira bedellerine dair geri isteme hakkını yani sebepsiz zenginleşmeyi öğrendiğini, ancak bu tarihten itibaren iki yıllık süre içerisinde davasını açmadığı için alacağı zamanaşımına uğradığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, TBK’nun 147 vd. maddeleri gereğince kira bedellerine ilişkin alacağın 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan zamanaşımı nedeniyle davanın reddine, aksi halde ise söz konusu gelirlerin işletme hakkı devir sözleşmesi ile özelleştirme uygulamaları ve elektrik piyasasını düzenleyen ilgili mevzuat uyarınca dağıtım şirketlerinin elde edilmesine izin verilen gelirler olduğunu, …’a ödenmesi söz konusu olmadığını, Yine işletme hakkı devir sözleşmesinin 30.3. ve 5. maddesi gereğince reklamlarla ilgili hususların mevzuata göre belirleneceği cezai ve hukuki sorumluluğunun müvekkili şirkete ait olduğunun kararlaştırıldığından taşınır ve taşınmazlarda reklam geliri elde edilmesinin müvekkiline ait olduğunu , davacının mülkiyet hakkının işletme hakkı devir sözleşmesi ile sınırlandırıldığını, buna dayanılarak kira gelirlerinin rücuan talep edemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRLİMESİ VE GEREKÇE :
Dava; taraflar arasındaki işletme devir sözleşmesi, tadil sözleşmesi ve sözleşme konusuna ilişkin yasal düzenlemeler çerçevesinde davacının, davalıdan işletme hakkı devir sözleşmesi kapsamında devredilen tesisler üzerinde elde ettiği kira gelirlerinin rücuan kendisine ödenmesini talep edip edemeyeceği ve miktarına ilişkindir.
Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak davalı defterleri üzerinde inceleme yaptırılmış, talimat mahkemesince alınan 23/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda; davalı şirketin 2011-2014 yasal yevmiye defterlerinin 2013 yılında açılış ve kapanış tasdikinin yapıldığı, diğer yılların kapanış tasdikinin olmadığı, 2015-2021 yılları yevmiye defterinin e-defter olarak tuttuğu ve defter beratlarını yasal süresinde sisteme yüklediği ve TTK hükümlerine istinaden defterlerin delil niteliğine haiz olduğunu, davalı şirket 2011-2021 (dava tarihine kadar olan dönemde) dönemindeki yasal kayıtlarında kira geliri ve reklam geliri olarak elde etmiş olduğu toplam gelirinin 360.590,74 TL olduğunu belirtmiştir.
Davanın niteliği gereği, davalının elde ettiği reklam ve kira gelirinin davacı defterlerinde kayıtı söz konusu olamayacağından usul ekonomisi de gözetilerek davacı defterlerinin incelenmesi konulu 25/06/2021 tarihli celse 5 nolu ara kararından dönülmüştür.
Dava belirsiz alacak davası olarak açıldığından ve taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğundan davalının zaman aşımı itirazı reddedilmiştir.
Yargılama sürecinde tarafların gösterdiği deliller toplanmış, bu kapsamda davalı defterleri incelenmiş, … ya yazılan müzekkereye verilen 08/07/2021 tarihli cevap, taraflar arasında imzalanan işletme hakkı devir sözleşmesi ve tadil sözleşmesi dosyaya alınmıştır.
07/01/1999 tarihinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile davalı arasında imtiyaz sözleşmesi imzalandığı, 07/01/1999 tarihli sözleşmenin … kararları doğrultusunda 27/09/2010 tarihinde tadil edildiği, ve imtiyaz sözleşmesine istinaden mülkiyeti kamuya ve davacıya ait Elektrik Dağıtım Tesisleri İşletme haklarının devredilmesi esaslarının belirlenmesi amacıyla taraflar arasında 23/06/2000 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi imzalandığı ve 11/11/2010 tarihinde tadil sözleşmesinin imzalandığı tartışmasızdır. Sözleşme kapsamında davacı tarafından davalılara kullanım hakkı devredilen menkul ve gayrimenkullerin mülkiyet hakkının davacıda kaldığı da uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık ; davalının işletme hakkı devredilen varlıkların kullanımı ile elde ettiği reklam bedeli, baz istasyon , tesis ve TV aktarıcısı kurulumundan kaynaklanan gelirlerin davacıya aktarımının gerekip gerekmediği hususundadır. Bu hususla ilgili taraflar arasında imzalanmış sözleşmelerde, açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Sadece sözleşmenin 30,3 hükmünde “^reklamlarla ilgili tasarruf hakkı ile bunların cezai ve hukuki sorumluluğu şirkete ait olup tahsil edilen paranın ne şekilde kullanılacağı ve yatırılacağı yer bakanlıkça belirlenecektir ifadesi yer almaktadır. Tadil edilmiş metinde ise, “reklamlarla ilgili tasarruf hakkı ilgili mevzuata göre belirlenecektir” hükmü bulunmaktadır.
Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği uyarınca elektrik dağıtım şirketlerinin, dağıtım faaliyetleri ile birlikte verimlilik sağlayacak nitelikte piyasa dışı faaliyette bulunmaları mümkündür. Bu şekilde elde edilen gelirler ile düşük maliyetli elektrik sunulması imkan dahilinde olacaktır. Dağıtım şirketlerinin düzenleyici hesap planlarına kaydedilmiş bu gelirler “tarife dışı işletme geliri olarak davalının tarife dışı hesaplarına dahil edilmiş olup, …’ınn 08/07/2020 tarihli müzekkere cevabından bu husus anlaşılmaktadır. Bir başka deyişle davalı elde ettiği gelirleri … ‘ya tarife dışı gelir olarak bildirmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda mülkiyeti davacıya ait olan kullanım hakkı, sözleşme ile davalıya aktarılan taşınır taşınmaz mal varlığı üzerinde mal varlığının özgülendiği faaliyet dışında gelir elde edilmesi halinde bu gelirin nasıl paylaşılacağına dair sözleşme hükmünün olmaması, kullanım hakkı davalıya devredildiğinden davalı tarafın devri gerçekleşen mal varlığı üzerinde işletme faaliyeti dışında gelir elde etmesinin mevzuat kapsamında da yasak olmaması, aksine elde edilen gelirin …’ya tarife dışı işletme geliri olarak bildirilmesi, işletmesi devredilen mal varlığı üzerinde tasarruf yetkisinin davalı tarafa geçtiği, işletme kavramı içerisinde dava konusu yapılan reklam geliri, kiraya verme vb. Gelir elde etmenin de yer aldığı değerlendirilerek davanın reddine dair aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL ve tamamlama ile alınan 6.116,00 TL olmak üzere toplam 6.175,30 TL’den mahsubu ile artan 6.094,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 53.273,63 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına ,
6-6325 Sayılı Kanunun 18/A-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-HMK.’nun 333 maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde … BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/10/2022