Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/212 E. 2021/285 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/212 Esas – 2021/285
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ANKARA
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/212
KARAR NO : 2021/285

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 31/03/2021
KARAR TARİHİ : 18/05/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dilekçesiyle özetle; 07/11/2017 tarihinde … sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen kazada araçta yolcu olan davacının yaralandığını, kazaya ilişkin soruşturmanın … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğünü, aracın ZMMS sigorta poliçesinin davalı şirket tarafından yapıldığını açıklayarak HMK 107/1-2 maddesine göre belirsiz alacak davası olarak ilerde eksik harcı tamamlayarak dava değerini artırma ve fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 200,00 TL bakıcı gideri, 300,00 TL geçici işgöremezlik ve 6.500,00 TL daimi işgöremezlik olmak üzere toplam 7.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesiyle özetle; yetki itirazında bulunarak davaya bakmaya müvekkili şirketin yargı çevresinde bulunduğu İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacı tarafın müvekkili şirkete herhangi bir başvuru yapmadan davayı açtığı nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, geçici işgöremezlik zararına ilişkin taleplerin tedavi gideri kapsamında olduğunu açıklayarak davacının kazanın meydana gelmesinde müterafik kusurunun bulunduğu, hatır taşıması indiriminin yapılması gerektiğini belirterek davanın yetki itirazının kabul edilerek dosyanın yetki yönünden reddini ve esas yönünden de reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat taleplerine ilişkindir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından yetki itirazında bulunulmuştur.
Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.
Dava, davalının Ankara İlinde Bölge Müdürlüğü bulunduğu gerekçesi ile Ankara Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmıştır.
Dolayısıyla somut uyuşmazlıkta, öncelikle yetki itirazı yönünden mahkemece verilen kararın yerinde olup olmadığının çözümlenmesi gerekmektedir.
6100 Sayılı HMK ‘nun 6/1.maddesinde; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişiliğin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” hükmü yer almaktadır. Bu hüküm aksine kesin yetki kaydı olmayan tüm davalar için genel yetki kaydıdır.
Trafik kazası aynı zamanda haksız fiil teşkil eden bir eylem olduğundan 6100 Sayılı HMK’nun 16.maddesinde ise; “Haksız fiilden doğan davalarda haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesidir yetkilidir” hükmü yer almaktadır.
Uyuşmazlık Karayolları Trafik Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinden kaynaklandığından ve bu sigorta türü 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun 110.maddesinde düzenlendiğinden diğer bir yetki kuralı da bu yasada yer almakta olup, “Motorlu araç kazalardan dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar sigortacının merkez veya şubesinin, veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinin birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir” hükmü ile sigortanın merkez ve şubeleri, sigorta sözleşmesini yapan acenta veya kazanın meydana geldiği yerin yetkili kabul edilmesine, Aynı hüküm ZMSS genel şartlarının C.7.maddesinde de tekrar niteliğinde yer almaktadır.
Somut olayda olduğu üzere, bir davada birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa davacı bu mahkemelerden birinde dava açma hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa o zaman seçme hakkı davalı tarafa geçmektedir, (aynı yönde Yargıtav 17.Hukuk Dairesi’nin 23/09/2013 tarih 2013/9042 Esas 2013/12620 Karar)
Davanın açılmasında dayanılan hususun, davalı sigorta şirketinin Ankara’da bölge müdürlüğünün bulunduğu anlaşılmakla, Bölge Müdürlüklerinin bulunduğu yerin yetksi yönünden de değerlendirme yapılmalıdır. Nitekim Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 06/03/2003 tarih 2002/10280 Esas 2003/1968 Karar sayılı ilamında özetle; “Sigorta şirketlerinin bölge müdürlüklerinin tüzel kişiliği yoktur ve şube olarak işlem göremezler. Bu nedenle açılmış veya açılacak bir davada husumet ehliyetleri yoktur.” Aynı Daire’nin 09/10/2000 tarih 2000/6539 Esas 2000/7527 Karar sayılı ilamında ise; “Şubenin bulunduğu yerde dava açılabilmesi için, işlemin şube işleminden kaynaklanması gerekir. Trafik kazasına karışan aracın şubeye ait olduğu iddia edilmemiş ve davada genel müdürlük hasım gösterilmiş ise şubenin bulunduğu yerde dava açılamaz.” şeklinde içtihatları mevcut olup nitekim yukarıda yer verilen Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 23/09/2013 tarihli ilamındaki karşı oy gerekçesinde de sigorta şirketinin bölge müdürlüğünün ticaret siciline şube olarak tescilinin yapılmadığı, yasada düzenlemeye tabi tutulan şube gibi kabul edilemeyeceği görüşüne yer verilmiştir.
Dolayısıyla şubeler merkezden aldığı yetkiye dayalı olarak 3.kişiler ile ticari ilişki kurabilen ve TTK’nun 40.maddesi gereğince bulunduğu yerin ticaret siciline tescili gereken yasalarda düzenlenmiş bir tüzel kişilik birimidir. Halbuki bölge müdürlüğü tamamen her şirketin işlem hacmi, kendi iç işleyişi, personel ve hizmet sunumu, eksper gönderilmesi gibi bir takım yönetim işlemlerini yürütmek üzere, iç işleyiş kapsamında 3.kişiler ile doğrudan ve kendi adına işlem yapma ehliyetine ve tüzel kişiliğine sahip olmayan idari birimlerdir.
Somut olayda; HMK’nun 16.maddesi gereğince dava haksız fiilden kaynaklandığından zarar görenin yerleşim yeri Osmangazi/Bursa olduğu, kazanın meydana geldiği, haksız fiil ve zararın oluştuğu yer olan … Mahkemeleri olup, HMK’nın 6.maddesine göre davalı … Sigorta A.Ş.’nin yerleşim yeri kuralına göre İstanbul Mahkemeleri, Karayolları Trafik Kanunun 110.maddesine göre sigortacının merkezinin bulunduğu İstanbul Mahkemeleri olup, sigorta sözleşmesinin yapan acentenin bağlı bulunmadığı Ankara Asliye Ticaret Mahkemeleri’nde açılan davada mahkememiz yetkili olmadığı nedenle yetki itirazının kabulü gerektiği, davacı tarafın kanunen belirlenen yetkili mahkemelerden hiçbirisinde dava açmadığı bu nedenle seçim hakkının davalı tarafa geçtiği, bu durumda davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin yetki itirazı kabul edilmiş, İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi yetkili ve görevli mahkeme olduğundan mahkememizin yetkisizliğine, 6100 sayılı HMK’nın 114 ve 115.maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi yetkili mahkeme olduğundan, Mahkememizin yetkisizliğine, 6100 sayılı H.M.K’nun 114 ve 115.maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dava dosyasının İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi için İstanbul Anadolu Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3- Yargılama gideri , vekalet ücreti ve harç konusunda HMK ‘nun 331/2.maddesi gereğince yetkili mahkemece karar verilmesine ,
4- Karar kesinleştiğinde ve gönderme talebinde bulunulmadığı takdirde HMK ‘ nun 22. maddesi 1.fıkra son cümlesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına ve kullanılmayan gider avansının HMK’ nun 333. maddesi gereğince davacıya iadesine,
Dair Davacı Vekili Av. İlker Gürbüz’ün yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/05/2021