Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/208 E. 2021/331 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C

ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R
ESAS NO : 2021/208
KARAR NO : 2021/331

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/03/2021
KARAR TARİHİ : 03/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili … (…), 233 sayılı KHK hükümlerine tabi iktisadi devlet teşekkülü olduğunu, müvekkilinin, tarım ve tarıma dayalı sanayinin ihtiyacı olan mal ve hizmeti üretmek amacıyla kurulmuş ve Ana Statüsünün 5’nci maddesinde faaliyet konuları sıralanmış olup, ülke çapına yaygın kendisine bağlı tarım işletmeleri ile faaliyetlerini sürdürdüğünü, genel Müdüklüklerine bağlı Ulaş Tarım İşletmesi Müdürlüğünde yüklenici firma işçisi olarak çalışmakta iken işten ayrılan dava dışı işçi … lehine … …. İş Mahkemesinin …Karar sayılı ilamı gereğince … … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına 13.340.08 TL ödeme yapıldığını, söz konusu ödemenin davalı yüklenici firmadan tahsili gerektiğini, 2004 ve 2007 yılları arasında davalı yüklenici firma nezdinde çalışan dava dışı işçi … lehine … …. İş Mahkemesini…. Karar sayılı ilamı gereğince ….. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına ödenen işçilik alacağından ve işlemiş faizinden yüklenici firmanın çalıştırdığı süre boyunca davalı… Nakl. Gıda. Tem. Hiz. San.Tİc. Ltd. Şti’nin ödenen diğer işçilik hak ve alacak kalemleri ve işlemiş faizleri bakımından sorumluluğu bulunduğunu, yükleniciler ile müvekkili idari arasında imzalanan idari ve teknik şartnameler işin yapılmasına ilişkin genel ve teknik hususları içeren metinler olduğunu, sözleşmenin eki niteliğinde olan şartnamelerde, yüklenicinin hak ve yükümlülükleri ayrıntılı olarak düzenlendiğini, nitekim ekte sundukları idarî ve teknik şartnameler ve sözleşmeler incelendiğinde kıdem tazminatı ve diğer işçilik alacakları ödemesinden de yüklenici firmanın sorumlu olduğunu, bu hususta tereddüte yer bırakılmayacak şekilde anlaşılmış olduğunun görüleceğini, işbu sebeplerle müvekkili idare tarafından ödenen işçilik alacağı ödemesinin davalıdan rücu edilmesi gereğinin hâsıl olduğunu, yukarıda açıklanan ve resen gözetilecek sebeplerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 13,340,08TL’niıı ödeme tarihi olan 20/02/2019 itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; 6098 Sayılı Türk Borçlar Yasası’nın “zaman aşımı hükümleri kapsamında Davacı tarafın talepleri tarafları yönünden zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı definde bulunduklarını, istemlerin zamanaşımından reddine karar verilmesini talep ettiklerini, …, işgücü temini ve kadro yokluğu nedeniyle; iş sözleşmeleri kapsamında ihale veya teklif alınmak suretiyle 3. kişilerden sağlamaya çalışmakta olan asıl işveren olduğunu, davacı işçi, asıl işverenin talimatı ile görevini ifa ettiğini, SGK kayıtlarında taşeron firmalar işçinin işvereni olarak gösterilmiş ise de, davalı kurumun gözetimi altında süreklilik arz eden işlerde çalıştırıldığından tüm işçilik hak ve borçlarının tamamından sorumlu olduğunu, kaldı ki; 10.09.2014 tarihinde kabul olan 6552 Sayılı İş Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması İle Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun’un 8. Maddesine göre: “4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatları; a)Alt işverenlerinin değişip değişmediğine bakılmaksızın aralıksız olarak aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde çalışmış olanların bu şekilde çalışmış oldukları sürelere ilişkin kıdem tazminatına esas hizmet süreleri, aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde geçen toplam çalışma sürelerinin esas alınarak tespit olunduğunu, bunlardan son alt işverenleri ile yapılmış olan iş sözleşmeleri 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olanların kıdem tazminatları ilgili kamu kurum veya kuruluşları tarafından, b)Aynı alt işveren tarafından ve aynı iş sözleşmesi çerçevesinde farklı kamu kurum veya kuruluşlarında çalıştırılmış olan işçilerden iş sözleşmeleri 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olanlara, 4734 sayılı Kanunun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında farklı kamu kurum ve kuruluşuna ait işyerlerinde geçen hizmet sürelerinin toplamı esas alınarak çalıştırıldığı son kamu kurum veya kuruluşu tarafından, işçinin banka hesabına yatırılmak suretiyle ödendiğini, alt işveren ile yapmış olduğu iş sözleşmesinin sona ermediği gibi, alt işveren tarafından 4734 sayılı Kanun kapsamında bulunan idarelere ait işyerleri dışında bir işyerinde çalıştırılmaya devam olunan ve bu şekilde çalıştırıldığı sırada iş sözleşmesi kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona eren işçinin kıdem tazminatı, işçinin yazılı talebi hâlinde, kıdem tazminatının söz konusu kamu kurum veya kuruluşlarına ait işyerlerinde geçen süreye ilişkin kısmı, kamu kurum veya kuruluşuna ait çalıştığı son işyerindeki ücretinin yılları itibarıyla asgari ücret artış oranları dikkate alınarak güncellenmiş miktarı üzerinden hesaplanmak suretiyle son kamu kurum veya kuruluşu tarafından işçinin banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenir.” denildiğini, yukarıda anlatılan ve açıklanan nedenlerle davacının şirketleri bünyesinde ihbar, kıdem ve yıllık izin parası alacağının bulunmadığı göz önüne alındığında ve ayrıca işbu kanun doğrultusunda şirketlerinin herhangi bir sorumluluk altına girmediğini, ayrıca, işbu davada asıl işveren konumunda bulunan … olup müvekkil şirketin sözleşme ile işi ihale yolu ile alan ve personelini çalıştıran işveren konumunda olduğunu, dolayısıyla bu dava ile ilgili herhangi bir sorumlulukları bulunmadığını, …, ile müvekkili arasında yapılan sözleşme uyarınca müvekkilinin çalışma koşullarının belirlenmesinde ve işin yapımı sırasındaki denetim ve gözetim yetkisinin varlığından da bahisle söz konusu kurum Müdürlüğünün, asıl işveren konumunda bulunduğunun aşikar olduğunu, müvekkiline karşı açılmış bulunan işbu davanın reddi ile mahkeme masraflarının ve avukatlık ücretinin davacı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, rücuen alacak istemine ilişkindir.
Davalı dışı işçi …’ın sicil kaydının celbinde 20.05.2004 tarihinden 31.05.2007 tarihine kadar davalı şirket işçisi olarak çalıştığı, adı geçen işçi tarafınan açılan davada … ….Karar sayılı ilamı ile işçi lehine haksız fesih nedeniyle tazminata hükmedildiği ,bu ilamın … …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icraya konulması sunucu davacının dava konusu miktarı ödediği anlaşılmaktadır.
Uygulamada son işverenden tahsil edilen işçilik alacakları, çoğunlukla işçinin birden fazla alt işverenler nezdindeki çalışmalarını kapsamaktadır. İşçinin çalışmış olduğu her bir alt işverenin dönemine isabet eden işçilik alacaklarından, ilgili olan alt işveren sorumlu olacağından alt işverenin sorumluluğu da sadece kendi dönemi ile sınırlı olmalıdır. Davacın “son işveren“ olması da bu sonucu değiştirmez. Bununla birlikte feshe bağlı bir hak olan ihbar tazminatından ise, diğer işverenler sorumlu olmayıp, sadece son işveren sorumludur. Başka bir ifade ile davacı üst işveren, dava dışı işçiye ödemiş olduğu ihbar tazminatını ancak son işverendentalep edebilir. Bunun dışındaki tüm işçilik alacaklarından ise, işçinin çalışmış olduğu alt işverenler, üst işverene karşı, kendi dönemleriyle sınırlı olmak üzere sorumludurlar. Yine, son işveren, yargılama gideri (dava ve icra), avukatlık ücreti, harç, faiz gibi fer’i borçlardan, her bir davalı alt işverenin toplam ana para tutarı içinde sorumlu olduğu tutarına oranı kadarını ilgili alt işverenlere rücu edebilir. Uyuşmazlığın İş Hukuku değil, Borçlar Hukuku hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden, “iş hukukunda geçerli olan mevzuat ve içtihatlara göre yapılan değerlendirmeler” rücu davalarında hükme esas alınamaz.
Değinilmesi gereken bir başka nokta ise alt işverenlerin sorumlu oldukları dönemlere ilişkin hesaplama yapılırken hangi tarihteki ücretlerin esas alınması gerektiğidir. Son işveren, iş mahkemesi ilamı gereğince işçilik alacaklarını iş akdinin sona erdiği tarihteki ücret üzerinden ödemekte olup,iş mahkemesi ilamındaki usul ve hesaplamalar doğrultusunda alt işverenlerden rücu isteminde bulunabilir. ( Bkz. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 03.12.2015 tarih, 2014/38758 E., 2015/35433 K.)
Bu açıklamalar ışığından somut olayda ilama konu mahkeme kararındaki işçi …’ın 20.05.2004 tarihinden 31.05.2007 tarihine kadar davalı nezdinde çalıştığı SGK kayıtlarından anlaşılmaktadır. Davalı, davacı ile arasındaki sözleşmenin 8. maddesinde açıkça işçi alacaklarından davalının sorumlu oldukları düzenlenmesine göre işçiyi çalıştırdığı dönem için sorumludur. Bu kapsamda ilam ve icra takibinin asıl sorumlusu davalı olup davacı ödemiş olduğu 13.340,08 TL’nin ödeme gününden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte rucüen tahsilini istemede haklıdır.Açıklanan bu nedenlerle davacının davasının kabulü ile, 13.340,08 TL’nin 20.02.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının kabulü ile, 13.340,08 TL’nin 20.02.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
İş bu dava nedeniyle alınması gerekli 911,26 TL harçtan 227,82 TL peşin harcın mahsubu ile kalan 683,44 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan 42,50 TL posta ve tebligat gideri ve dava açılırken ödenen 287,12 TL yargılama harcı olmak üzere toplam 329,62 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir ve tespit edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara BAM’da İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.
¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.