Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/202 E. 2021/519 K. 02.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/202 Esas – 2021/519
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ANKARA
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/202
KARAR NO : 2021/519

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 29/03/2021
KARAR TARİHİ : 02/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dilekçesi ile özetle; 30/11/2020 günü sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracıyla seyir halindeyken yolun sağında bulunan dinlenme tesisinden çıkıp karşıya geçmeye çalışan yaya …’ye çarpması sonucu müvekkilinin desteği olan …’nin vefat etmesine neden olan ölümlü yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğinin, olayla ilgili olarak, kaza mahallinde görevli memurlarca tutulan kaza tespit tutanağına göre; …’ye asli ve tek kusur verildiğini, bunu kabul etmediklerini, … plakalı aracında kusurlu olduğunun, davalı tarafa gerekli tüm belgelerle, Düzce Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … numaralı soruşturma dosyası ve içinde bulunan tüm belgelerle başvurduklarını, gelir hususundaki asgari ücrete göre hesaplama yapılmasına muvafakat etmelerine rağmen, poliçe sahibinin kusuru olmamasından dolayı ödeme yapamayacaklarını bildirdiklerini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; Muris …’nin eşi olan …’ye destekten yoksun kalma tazminatı olarak şimdilik 1.000,00 TL’nin … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile davacıya verilmesine ve başvuru tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasını talep etmiş, harcını da yatırmış olduğu 04/08/2021 tarihi dilekçesi ile talebini 40.219,79 TL olarak artırdığı anlaşılmıştır.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; daha öncesi müvekkili şirkete usulüne uygun bir başvuru yapılmadığından, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddinin gerektiğinin, … plaka sayılı aracın müvekkili şirkete 26/06/2020-2021 tarihleri arasında sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunun, sigortalının kusuru oranında sorumluluk ile sınırlı olduğunun, davayı kabul anlamında olmadığının, müvekkili şirkete sigortalı … plaka sayılı aracın sürücüsü …’in kazanın meydana gelmesinde kusurlu bulunmadığının, 21/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda da müteveffanın alt geçidi kullanmadığı, yasak olan bölgeye karşıdan karşıya geçmeye çalıştığının, alt geçit olmasına rağmen kullanmadığının tespit edildiğinin, müteveffanın davacılara gerçekten destek olduğunun ispatının gerektiğinin, davada ZMSS genel şartları ve eki olan TRH 2010 tablosunun uygulanması gerektiğinin, avans faizi talebin haksız olduğunu açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı).
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: “Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.11.2005 gün ve … K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Olay 30/11/2020 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki davalıya ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın seyir sırasında; aracın ön kısmı ile yolun üzerinde bulunan dinlenme tesisinden çıkıp kontrolsüz bir şekilde karşıya geçmeye çalışan yaya …’ye çarpıp sol şeritte kalması neticesinde trafik kazası meydana geldiği, olay yeri otoyol olsa da 2918 sayılı K.T.K.’nun 68. Maddesinin (b) bendinin son fıkrası gereği, herhangi bir yol ayrımı belirtilmeden 100 metre mesafede yaya geçidi olmaması durumunda yayaların yoldan karşıdan karşıya geçmesine müsaade ettiği; olay yeri yolda geçiş önceliğinin davalı sigortalı araçta olduğu; davacı murisi yaya …’nin olay mahalli noktada yolu karşıdan karşıya geçerken araçları kontrol etmeden yola inmesi, araçların geçişlerini beklememesi, araçlara yönelik sağlamadan tehlikeli bir biçimde yolun karşı tarafına geçme teşebbüsünde bulunarak vefat ettiği bu olayda %75 oranında asli kusurlu olduğu, davalı tarafa ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı araç sürücüsü … sevk ve idaresindeki aracı ile olay mahallinde kontrolsüz bir hızla seyir halinde olduğu, kaplamada herhangi bir fren izine rastlanmadığı, herhangi bir fren ve direksiyon tedbirine başvurmadığı, yola gereken dikkati vermemesi dikkatsiz ve tedbirsizce olay mahalline yaklaşması yolda kontrollü bir şekilde seyretmemesi, kaplamaya inen ve yol ortasına gelen davacı murisi yayaya ikaz ve fren tedbirine başvurmaması nedeniyle olayda %25 oranında tali kusurlu olduğunu belirten bilirkişi raporunun sunulduğu anlaşılmıştır.
Hesap bilirkişisi tarafından inceleme sonucunda sunulan Bilirkişi raporunda; davacının müteveffanın eşi olup, yapılan araştırma sonucunda göre ev hanımı olduğunun, eşinin ölümü nedeniyle destekten yoksun kaldığının, davacı vekilinin dava dilekçesi ile asgari ücrete muvafakat ettiklerini beyan ettiği, müteveffa yönünden AGİ’siz asgari ücret esas alınarak hesaplama yapıldığının, davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı araç sürücüsünün olayda %25, müteveffa …’nin ise olayla %75 oranında kusurlu olduğu tespit edildiği, hesaplamaların bu oranlar dahilinde yapıldığı, davacının hesap tarihi itibariyle 64 yaşında olup, 18 yaşında küçük çocuğu bulunmadığı, SGK Sakarya Adapazarı Sosyal Güvenlik Merkezi’nin 26/04/2021 tarihli yazısında, davacıya 30/11/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazası ile ilgili olarak rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılmadığı, gelir bağlanmadığı bildirdiğinden bu yönde bir indirim uygulanmadığı, sonuç olarak; TRH-2010 yaşam tablosu, %1,8 teknik faizli devre başı ödemeli belirli süreli Rant yöntemi uygulandığında 40.219,79 TL olarak destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceğinin belirtildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller değerlendirildiğinde; dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkin olup, davacının müteveffa …’nin eşi olduğu, müteveffa yönünden AGİ’siz asgari ücret esas alınarak hesaplama yapıldığı, davacıya rücuya tabi herhangi bir gelir ya da aylık bağlanmadığı, buna ilişkin mali sosyal araştırmaların yapıldığı, müteveffanın ve davacının yaşı ve muhtemel bakiye ömürleri hesaplanmış, müteveffanın çocuklarının 18 yaşından büyük oldukları; davalı sigorta şirketine ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı araç sürücüsünün olayda %25 oranında, müteveffa …’nin ise %75 oranında kusurlu olduğu, hesap Bilirkişisi raporunda belirtildiği şekilde TRH 2010 Yaşam Tablosu % 1,8 teknik faizli Devre Başı Ödemeli belirli süreli rant yöntemi uygulandığında, 40.219,79 TL tazminat talep edebileceğinin belirtildiği, 22/12/2020 tarihinde dava sigorta şirketine başvuruda bulunulduğu anlaşılmakta; 04/01/2021 temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi işletilmek üzere; davanın kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kabulü ile;
Davacı … için 40.219,79 TL destekten yoksun kalma tazminatının, 04/01/2021 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacıya ödenmesine,
İş bu dava nedeniyle alınması gerekli 2.747,41 TL harçtan, 59,30 TL peşin harç ile 134,00 TL ıslah harcının mahsubu ile kalan 2.554,11 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan 79,00 TL posta ve tebligat gideri, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, dava açılırken ödenen 118,60 TL yargılama harcı ve 134,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.831,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir ve tespit edilen 6.028,57 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair Davacı Vekili Av. … yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/09/2021