Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/200 E. 2021/263 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ANKARA
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/200
KARAR NO : 2021/263

DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/12/2016
KARAR TARİHİ : 27/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı, Manisa Kosgeb Müdürlüğü’ne geri ödemeli destek kredisi için başvurduğunu ve başvuruya ilişkin tüm koşulları yerine getirdiğini, yaptığı başvurunun davalı tarafından kabul edilerek 111.000,00 TL geri ödemeli destek kredisinin onaylandığını, ödeme talebinin uygun bulunduğuna ilişkin 02.11.2015 tarihli yazının kendilerine ulaştığını, kurum tarafından istenen banka teminat mektubunun 115.000,00 TL olarak davalıya verildiğini, tüm işlemlerin yapılmasına ve tüm sürecin sorunsuz şekilde tamamlanmış olmasına rağmen destek ödemesi yapılmadığını, üstelik henüz alınmamış bir desteğin geri ödenmesi talebi ile karşı karşıya kaldıklarını, davalı tarafından gönderilen 01.12.2016 tarihli yazıda ilk taksitin 7 gün içinde ödenmesi aksi halde teminat mektubunun nakde dönüştürüleceğinin bildirildiğini, davalının talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek davalıya 111.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı, davacı firmanın KOSGEB Manisa Müdürlüğü tarafından desteklenmekte iken, işletmenin dosyalarına … C.Başsavcılığının …sayılı soruşturma dosyası kapsamında …. ile ilişkili olarak el konulduğunu, bu nedenle davacı işletmeye davaya konu destek ödemesi yapılmadığını, davacıya geri ödemeli destek ödemesi yapılmaması sebebiyle ortada bir borç veya vadesi gelen taksit ödemesi olmadığını, davanın konusu bulunmadığını belirterek davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce, davacı tarafından endüstriyel makine teçhizat destek programı kapsamında davalı Bilim ve Sanayi Bakanlığı’na 05.05.2015 tarihinde (geri ödemeli) destek başvurusu yapıldığı, başvurunun davalı bakanlığa bağlı KOSGEB Manisa Müdürlüğü tarafından değerlendirilerek 21.05.2015 tarihli kurul kararı ile uygun bulunduğu, davacının 30 gün içinde taahhütname imzalamak üzere davet edildiği, belirlenen sürede davacı tarafından taahhütnamenin imzalandığı ve 115.000,00 TL limitli teminat mektubunun verildiği, davalı tarafından davacıya gönderilen 01.12.2016 tarihli yazıda; geri ödemeli destek kredisinin ilk taksitinin ödeme tarihinin 02.12.2016 olduğu, verilen ödeme planına göre ödemenin vadesinde yapılması gerektiği, aksi halde borcun tamamının muaccel hale geleceği ve teminat mektubunun nakde çevrileceğinin bildirildiği, ancak davalının davaya cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanları ile davacıya geri ödemeli destek programı kapsamında kurul tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı, destek ödemesi yapılmadığından ortada bir borç veya vadesi gelen taksit bulunmadığının bildirildiği, davacı şirket tarafından yapılan destek başvurusu talebinin davalı tarafından kabul edildiği halde geri ödemeli destek programı kapsamında davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı, buna rağmen davalı tarafından davacıya 01.12.2016 tarihli yazı ile geri ödeme destek tablosu gönderilerek ilk taksitin 02.12.2016 tarihinde ödenmesi aksi halde teminat mektubunun nakte çevrileceği ihtar edilmiş olup, söz konusu ihtarda belirtilen 111.000,00 TL tutarda davacının davalıya borcu olmadığı belirtilerek davanın kabulüne, davacının davalıya 111.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin Esas No:2019/628, Karar No:2021/222 sayılı kararında ;
“Taraflar arasındaki esasa ilişkin uyuşmazlığın çözümünden önce, davada HMK’nın 355. maddesi gereğince kamu düzeni nedeniyle re’sen dikkate alınması gereken usule ilişkin aykırılıkların mevcut olup olmadığının tespiti gereklidir. Usule ilişkin aykırılıklar konusunda da öncelikli olarak ve mahkemece re’sen dikkate alınması gereken husus ise, mahkemenin görevli olup olmadığı sorunudur. Zira görev, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınabileceği gibi, taraflarca da davanın her aşamasında ileri sürülebilir.
5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun 6. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince, genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Asliye ticaret mahkemeleri ise özel mahkeme niteliğindedir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. Aynı Kanun’un 5’inci maddesinde ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği ve Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında; her ne kadar davacı bir ticaret şirketi olup tacir ise de, davalı kamu kurumu olup tacir sıfatını haiz değildir. Bu durumda, tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre nispi ya da mutlak nitelikteki bir ticari dava söz konusu olmadığından, davada görevli mahkeme, Asliye Ticaret Mahkemesi değil, genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu nedenle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır.
O halde 6100 sayılı HMK’nın 353/1/a/3. maddesi gereğince, mahkemenin görevli olmadığı halde davaya bakmış olması karşısında, esas yönünden inceleme yapılmaksızın, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yargılamanın Asliye Hukuk Mahkemesince yapılması için dosyanın mahalline gönderilmesine, kararın niteliğine göre davalının istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre bir ticari dava söz konusu olmadığı ve bu durumda Asliye Ticaret mahkemesi değil Asliye Hukuk mahkemesi görevli olduğu nedenle; mahkememiz kararının kaldırılması gerekçesi de değerlendirilerek, Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi görevli mahkeme olduğundan, Mahkememizin görevsizliğine , 6100 sayılı H.M.K’nun 114 ve 115.maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi görevli mahkeme olduğundan, Mahkememizin görevsizliğine , 6100 sayılı H.M.K’nun 114 ve 115.maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dava dosyasının Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine tevzi için Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3- Yargılama gideri , vekalet ücreti ve harç konusunda HMK ‘nun 331/2.maddesi gereğince görevli mahkemece karar verilmesine ,
4- Karar kesinleştiğinde ve gönderme talebinde bulunulmadığı takdirde HMK ‘ nun 22. maddesi 1.fıkra son cümlesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına ve kullanılmayan gider avansının HMK’ nun 333. maddesi gereğince davacıya iadesine,
Dair Davacı Vekili Av…, Davalı Vekili Av. … yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.