Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/157 E. 2021/270 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/157 Esas – 2021/270
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R
ESAS NO : 2021/157 Esas
KARAR NO : 2021/270

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 11/03/2021
KARAR TARİHİ : 29/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/05/2021

DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı arasında Konya Meram İnlice Göleti Alt Yüklenici isimli 01/01/2014 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşmede idareyle yapılan sözleşme ve idareye verilen iş programına göre sözleşmenin sonlandırılacağının belirtildiğini, bunun üzerine müvekkilinin iş devam ederken defalarca kez davalıya ihtarda bulunmuş olmasına rağmen SGK borçları ödenmediğini, müvekkilinin davalı taşeronun ödenmemiş olduğu SGK borçlarını ödemek zorunda kaldığını belirterek müvekkilinin davalı adına ödemiş olduğu SGK borçlarının davalıdan tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP : Davalı cevap dilekçesinde; davanın görevli mahkemede açılmadığını, görevli yargı yerinde dahi açılmadığını, yetkili mahkemede de ikame edilmediğini, davacının açılacağı yer mahkemesi genel yetki kuralları gereğince borçlunun yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, davacı ile imzalanan sözleşme hükümleri gereği usulüne uygun bir şekilde yerine getirilmeye çalışmış ise de davacının sözleşme edimlerini yerine getirmemesi sebebiyle oluştuğunu belirterek öncelikte davanın usulden reddine, yargılama sonucunda ise esastan reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
GEREKÇE : Dava; davalı tarafça ödenmesi gereken SGK borçlarının davacı tarafça ödenmek zorunda kalındığından bahisle ödenen bedelin tahsili isteğine ilişkindir.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. 6100 Sayılı HMK. 2. Maddesi uyarınca; değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisi yönünden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Diğer taraftan, “ticari iş” ve “ticari dava” birbirinden farklı kavramlar olup 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez.
Somut olayda dava, konusu itibariyle ticari dava niteliğinde değildir. Celp edilen vergi kaydına göre davalı da tacir değildir. Bu durumda, eldeki davanın asliye ticaret mahkemesi’nce görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin tacir olması zorunludur. Davacı her ne kadar tacir ise de davalı böyle bir sıfata haiz değildir. Ticaret sicil sorgusuna göre davalının ticaret sicil kaydı da bulunmamaktadır.Ayrıca dava konusu ihtilaf, TTK’da yer alan mutlak ticari davalardan da değildir. Şu durumda eldeki davada uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olduğundan söz edilemeyecek olup 6100 Salıyı HMK. 2. Maddesi uyarınca; davada bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. Bu nedenle mahkememizce görev yönünden davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine, Görevli mahkemenin Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine,
Karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden, süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihinden itibaren kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, şayet belirtilen süreler geçtikten sonra başvurulur veya hiç başvurulmaz ise mahkememizce dosyanın resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemesince esas hükümle birlikte nazara alınmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/04/2021