Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/134 E. 2021/238 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2021/134
KARAR NO : 2021/238

DAVA : Menfi Tespit (Kira ilişkisinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/09/2017

KARAR TARİHİ : 16/04/2021
G.K.YAZILDIĞI TARİH : 20/04/2021
Mahkememizde açılan Menfi Tespit ( Kira ilişkisinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
Asıl Dosyada;
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesiyle ; davalının … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhinde takibe konu ettiği senetten dolayı borcunun olmadığını, bu senedin araç kiralanması sırasında rent a car matbu sözleşmesinin imzası sırasında hileye dayalı olarak müvekkilinin elinden senet imzalama iradesi olmadan alınan, imzalatılan belge olması nedeniyle karşı tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, senede dönüştürülen ve takip konusu edile belgedeki imzanın müvekkiline ait olduğunu, ancak diğer kısımların müvekkilinin elinin ürünün olmadığını belirterek; senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesiyle; dava konusu senedi davacı tarafın bilerek ve isteyerek imzaladığını, senedin araç kiralama sözleşmesi ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığını ve 10.000,00 er TL olmak üzere üç kez elden alınan borç için düzenlenen senet olduğunu, kiralama sözleşmesi ile herhangi bir ilgisinin olmadığını belirterek, haksız davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen … Ticaret Mahkemesi …. Esas Sayılı Dosyasında;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin davalıdan araç kiraladığını, davalının araç kiralama sırasında rent a car sözleşmesinin alt kısmını hileli bir şekilde senet olarak düzenlediğini ve daha sonra bu sözleşmenin alt kısmını keserek ve aradaki sözleşme ve irade beyanlarına aykırı olarak doldurarak, senet haline getirdiği ve … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takibe konu ettiğini , ayrıca daha önce aynı senede dayanarak … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında da takibe konu ettiğini belirterek; öncelikle derdestlik / mükerrerlik itirazı nedeniyle takibin iptaline aksi halde ise, bu dosyanın … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine ve müvekkilinin senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesiyle; söz konusu senedin … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takibe konu edilmesinden sonra karşı tarafın müvekkiline watshap üzerinden senedi ödeyeceğini taahhüt etmesi nedeniyle, icradan senedin, alacak hakkı baki kalmak kaydıyla geri aldığını, bu nedenle o takibin düştüğünü, ödeme ve taahhüt yerine getirilmeyince yeniden Ankara 11 İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takibe konulduğunu, senette davacının borçlu olduğunu belirterek, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep ve cevap etmiştir.
DELİLLER , DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, asıl ve birleşen dosyada kira ilişkisi nedeniyle teminat amaçlı verilen senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde 10/07/2020 tarih ve 2017/671esas 2020/313 sayılı karar ile ; asıl davada, davacının davasının konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına; birleşen davada davanın kısmen kabulü ile;10/07/2017 düzenleme, 10/08/2017 vade tarihli, 30.000,00 TL bedelli ve davacı … tarafından davalı … lehine düzenlenen bonodan dolayı … Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında davacının davalıya 16.504,00 TL asıl alacak ve 705,37 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.209,37 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinafı üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15.Hukuk Dairesinin 12/01/2021 tarih ve 2021/24 esas 2021/30 sayılı kararıyla :”…Asıl dava ve birleşen dava araç kiralama sözleşmesinden kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre; kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda “Sulh Hukuk Mahkemesi” görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Somut olayda davacının davalıdan araç kiraladığı, bu sırada davacıya kira sözleşmesinin yanısıra boş bir bononun teminat olarak imzalatıldığı, davacının yaptığı kaza nedeni ile oluşan zararın karşılanması amacı ile davalının teminat olarak verilen bonoyu 10/08/2017 ödeme tarihli ve 30.000.00.-TL bedelli olarak doldurup davacı aleyhine kambiyo senetlerine özgü icra takibine giriştiği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık, kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 4/1-a maddesi uyarınca, dava değerine bakılmaksızın davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesine aittir. Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca asıl dava ve birleşen davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup taraf vekillerinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile mahalli mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılarak yeniden bir karar verilmesi için dosyanın mahalline gönderilmesine ” karar verilerek, dosya mahkememize geri çevrilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi 15.Hukuk Dairesi kararı nazara alınarak, uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklandığı ve Mahkememizin görevli bulunmadığı gözetilerek aşağıdaki şekilde davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
Asıl ve birleşen dosyada mahkememizin görevli olmadığında davacının davalarının USULDEN REDDİNE
Karar kesinleştiğinde ve talep edildiği takdirde dosyanın görevli ANKARA SULH HUKUK MAHKEMESİNE Tevzi için Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi bürosuna gönderilmesine,
Yargılama gideri , vekalet ücreti ve harç konusunda HMK ‘nun 331/2.maddesi gereğince görevli mahkemece karar verilmesine ,
Karar kesinleştiğinde ve gönderme talebinde bulunulmadığı takdirde HMK ‘ nun 20. maddesi 1.fıkra son cümlesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına ve kullanılmayan gider avansının HMK’ nun 333. maddesi gereğince davacıya iadesine,
Dair asıl ve birleşen davada davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara BAM’da İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/04/2021

Katip …

Hakim …