Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/84 E. 2021/158 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R
ESAS NO : 2020/84 Esas
KARAR NO : 2021/158

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 05/02/2020
KARAR TARİHİ : 17/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/03/2021

DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin birçok firmaya hazır beton ve çimento temini sağlayan firma olup, dava dışı … İnşaat Elektromekanik Sanayi ve Tic. A.Ş. ile müvekkili arasında 15/02/2019 tarihli hazır beton üretim teslim ve satış sözleşmesi imzalanmış olup, sözleşme kapsamında davalı şirkete hazır beton satımı yapıldığını, sözleşmenin davalı tarafından garantör sıfatıyla imzalandığını, müvekkili firmanın beton satışını ve teslimini yaptığını ancak satış bedelini … A.Ş.’den tahsil edemediğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 4. maddesi uyarınca satış bedeli vadesinde ödenmediği takdirde alacağın tamamının kendiliğinden muaccel hale geldiğini, vadesi gelen faturaların şirkete gönderildiğini, faturalara herhangi bir itirazın da olmadığını, alacağın tahsil edilememesi üzerine taraflarınca dava dışı … … A.Ş. aleyhine … Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından başlatılan takibe ek olarak tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile sözleşme garantörü davalı … aleyhine … Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasından genel haciz yoluyla takibe geçildiğini, takibe konu faturaların tek tek sayıldığını, bu faturalardan 30/04/2019 vade tarihli faturadan kısmen 22.916,46 TL’nin takibe konu edildiğini, müvekkili şirket ve dava dışı şirkete ait kayıtlar incelendiğinde herhangi bir tahsilatın olmadığının görüleceğini belirterek itirazın iptali ile alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; sözleşmenin hazır beton üretim teslim ve satış sözleşmesi olup, müvekkilinin garantör sıfatı ile sözleşmede yer almadığını, garanti sözleşmesi başlığını taşımadığını, mahiyeti, içeriği, amacı ve kapsamı itibariyle gerçekte bir kefalet sözleşmesi olduğunu, kefalet sözleşmesinin geçerli olması için kefilin sorumlu olacağı miktarın belli olmasının gerektiğini, kefalet limitinin gösterilmediğini, sözleşme nedeniyle borcunun bulunmadığını sözleşmenin geneline göre müvekkilinin bağımsız bir borcu değil, asıl borçlunun sorumluluğunu yüklendiğini, garanti sözleşmesinin varlığından söz edilemeyeceğini, müvekkilinin eşinin rızası da alınmadığını, asıl borçluya başvurulmadan kefile başvurulamayacağını belirterek haksız ve hukuka aykırı davanın reddi ile davacı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesi isteğinde bulunmuştur.
GEREKÇE : Dava; sözleşmeye konu garantör sıfatıyla davalıdan alacağın olduğundan bahisle girişilen icra takibine itirazın iptali isteğine ilişkindir.
… Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı – alacaklı tarafından, davalı – borçlu hakkında 325.000,00 TL asıl alacak, 41.340,14 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 366.340,14 TL alacağın tahsili istemiyle faturalara ve sözleşmeye dayalı olarak ve … Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 30/07/2019 tarihinde takibe geçildiği, ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süresinde sunulan dilekçe ile borca itiraz edildiği anlaşılmıştır.
… Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından dava dışı … A.Ş. hakkında çeklere dayalı olarak 29/07/2019 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe geçildiği anlaşılmıştır.
Dava niteliği gereği zorunlu arabuluculuğa tabi olup, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulduğu 15/01/2020 tarihli anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın düzenlenmiş olduğu ve sonrasında işbu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Deliller toplanıp dosya üzerinde ve davacı şirket ile dava dışı … A.Ş.’nin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişi 17/02/2021 tarihli raporunda; davacının incelenen 2019 yılı ticari defterlerinin e – defter olarak tutulmuş olup, beratların usulüne uygun olarak süresinde yaptırıldığını, dava dışı … A.Ş. Adına olan kayıtların incelenmesinde; taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2019 dönemi ile sınırlı olduğunu, 10/03/2019 – 31/05/2019 tarihleri arasında davacı tarafça düzenlenen toplam 606.426,78 TL bedelli 21 adet faturanın mevcut olduğu, bu faturalar içinde takip konusu 325.000,00 TL bedelli 13 adet faturanın da bulunduğunu, davalı tarafça toplam 325.000,00 TL bedelli 3 adet çek verildiğini, çeklerin karşılıksız çıkması ile davalı hesabından tenzil edildiğini, alacak kaydının 630.426,78 TL olduğunu, dava dışı … A.Ş.’nin incelenen 2019 yılı ticari defterlerinin e – defter olarak tutulup beratlarının usulüne uygun olarak süresinde yaptırıldığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2019 dönemi ile sınırlı olduğunu, 10/03/2019-31/05/2019 tarihleri arasında davacı tarafça düzenlenen toplam 606.426,78 TL bedelli 21 adet faturanın mevcut olduğu, bu faturalar içinde takip konusu 325.000,00 TL bedelli 13 adet faturanın da bulunduğunu, davalı tarafça toplam 325.000,00 TL bedelli 3 adet çek verildiğini, çeklerin karşılıksız çıkması ile davalı hesabından tenzil edildiğini, 30/07/2019 takip tarihinde davacının bakiye 281.426,78 TL borç kaydının (çek bedellerinin düşümü ile) varlığının görüldüğünü bildirmiştir.
Davacı vekili yargılama sırasında beyanında davanın asıl alacağa itirazın iptali davası olduğunu bildirmiş, dava değeri olarak da asıl alacağın belirtildiği, harcın da bu miktar üzerinden yatırıldığı anlaşılmıştır.
Dosya içerisine sunulan 15/02/2019 tarihli hazır beton üretim teslim ve satış sözleşmesi başlıklı sözleşme örneğinin incelenmesinde; beton satanın davacı, müşterinin dava dışı … A.Ş., garantörün … olarak belirtilip imzalı olduğu, sözleşmenin 14. Maddesinde “işbu sözleşmeyi garantör olarak imzalayan gerçek veya tüzel kişi; işbu sözleşme ilişkisi nedeniyle müşterinin herhangi bir nedenle (sözleşmeye aykırılıklar, ceza, vade farkı vb) doğmuş ve doğacak her türlü borcunu garantör sıfatıyla … Betonun ilk talebinde, herhangi bir şarta ve borçludan (müşteriden) talep edilip edilmediğine bakılmaksızın herhangi bir yargı kararına gerek duyulmaksızın bağımsız ve müstakil nitelikte borç olarak, vade farkları, cezai şartlar ve tüm ferileriyle beraber, derhal ve usulüne uygun olarak ödemeyi kayıtsız şartsız ve gayrikabili rücu şekilde garanti etmiştir. Buradaki garantörlük müessesesi kefaletten tamamen ayrı ve farklı olup, taraflarca amaçlanan ve kastedilen garanti beyanıdır. Bu hüküm kesin bir garanti ve ödeme beyanıdır ve “garanti ederim – ödeyeceğim” şeklinde kabul edilmelidir.” denildiği anlaşılmıştır.
Davalı taraf kendisinin tacir olmadığından görev itirazında bulunmuş ise de; davanın dayanağının davacı ile dava dışı tacirler arasındaki hazır beton üretim, teslim ve satış sözleşmesinden kaynaklandığı, davalının garantör olduğu temel ilişkinin ve alacağın doğumunun tacirler arasındaki alım – satıma dayalı olup bu haliyle Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevinde olduğu, davalının da bu sözleşmeye garantör olduğu, görevli mahkemenin temel ilişki kapsamında belirlenmesi gerektiği, davalının tacir olmamasının sonuca etkili olamayacağı, mahkememizin görevli olduğu anlaşılmakla, yargılama mahkememizce sürdürülmüştür.
Davalı taraf müvekkilinin garantör olmayıp, sözleşme içeriği itibariyle de kefil olduğunu belirtmiş ise de; davalının da imzasının bulunduğu davanın dayanağı 15/02/2019 tarihli sözleşmenin garantör sıfatıyla imzalandığı gibi, sözleşmenin 14. Maddesi uyarınca garantör olduğu, kefalet sözleşmesi olmadığı, bu haliyle sözleşmede limit olmayışının sözleşmeyi geçersiz kılamayacağı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ile dava dışı … A.Ş. arasında hazır beton alım – satım sözleşmesi düzenlendiği, bu kapsamda dava dışı şirkete beton satışının yapıldığı, davacı ile sözleşmenin tarafı … A.Ş.’nin ticari defterleri itibariyle satışa konu faturaların birbirini teyit eder biçimde defterde kayıtlı olduğu, ödeme olarak 3 adet çek verilmiş ise de; çeklerin karşılıksız çıkıp, … Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyasında takibe konu edildiği, davanın dayanağı icra takibinin de tahsilde tekerrür olmamak üzere yapıldığı, davalının garantör sıfatı ile borçtan sorumlu olduğu anlaşılmakla 325.000,00 TL asıl alacağa konu miktar üzerinden davanın kabulüne, asıl alacağa takip tarihinden itibaren sözleşmenin 4. maddesi uyarınca aylık %3 oranında akdi faiz uygulanmasına, alacak faturalara ve sözleşmeye dayalı likit olmakla hükmolunan meblağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, … Müdürlüğü’nün 2019/10430 sayılı takip dosyası ile tahsilde tekerrüre yer verilmemesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kabulü ile davalının … Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında itirazının 325.000,00 TL asıl alacak için iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren aylık %3 oranında akdi faiz uygulanmasına,
Hükmolunan meblağın %20’si oranında hesaplanan 65.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
… Müdürlüğü’nün 2019/10430 sayılı takip dosyası ile tahsilde tekerrüre yer verilmemesine,
Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Alınması gerekli 22.200,75 TL harçtan mahkememiz veznesine peşin yatırılan 3.718,49 TL ile icra veznesine peşin yatırılıp mahsup ettirilen 1.831,70 TL toplamı 5.550,19 TL’nin mahsubu ile kalan 16.650,56 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 6.696,39 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davacı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 31.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Tarafların işbu karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yoluna başvurabileceklerinin belirtilmesine,
Dair oybirliği ile verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.17/03/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Yargılama Gideri Dökümü
Davacı
Başvurma Harcı : 54,40 TL
Peşin Harç : 5.550,19 TL
Vekalet Tasdik Harcı : 7,80 TL
Posta Gideri : 84,00 TL
Bilirkişi Ücreti : 1.000,00 TL
+
Toplam : 6.696,39‬ TL