Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/655 E. 2021/36 K. 22.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2020/655
KARAR NO : 2021/36

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/05/2014
KARAR TARİHİ : 22/01/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 4562 sayılı OSB yasasına göre faaliyet gösteren bir özel hukuk tüzel kişiliği olup, faaliyet alanının Organize Sanayi Bölgesi sınırları içerisinde faaliyet gösteren tüm sanayi kuruluşlarının elektrik, su, doğal gaz , ruhsat, temizlik vb. ihtiyaçlarının sağlanması olduğunu , bu doğrultuda müvekkilinin elektrik, su, doğal gaz gibi altyapı ihtiyaçlarını ilgili kurumlardan temin edilip bölge sanayicilerine sunmakta olduğunu, elektirik temini için … ile ; 29/06/2010 ve 11/07/2012 tarihli sistem kullanım anlaşmalarının imzalandığını , bu anlaşma kapsamında davalı tarafından 13/05/2013 tarih 32928248-850 sayılı yazı ve yazı ekinde bulunan Aralık 2009-Aralık 2012 dönemlerini kapsayan 25 adet fatura ile müvekkili adına geçmişe yönelik olarak toplam 51.395,50 TL sistem kullanım cezası kesildiğini, müvekkilinin bu bedeli 30/05/2013 tarihinde ihtirazı kayıtla ödediğini, ayrıca 30/05/2013 tarih 301-1526 sayılı yazıyla da itiraz ettiğini, ancak geçen zaman içerisinde itirazın kabul edilmediği gibi ödenen bedelinde iade edilmediğini belirterek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, davalı … A.Ş. tarafından haksız olarak tahsil edilen 51.395,50 TL (KDV dahil) den müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve ödenenin ödeme tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı olması nedeniyle davanın öncelikle görev yönünden reddine karar verilmesini, hak düşürücü süre de açılıp açılmadığının tetkiki ile süresinde açılmamış ise davanın bu yönde reddine, yine zamanaşımı ve husumet itirazlarında bulunarak reddine, aksi halde ise; sistem kullanım anlaşmasının cezai şartlar başlıklı 10. maddesinde kullanıcıların sistem kullanım anlaşmasına yer alan hükümleri ihlal etmesi durumunda teşekkülleri tarafından uygulanacak cezai yaptırımlar detaylı bir şekilde açıklandığını , belirtilen durumlarda cezai şart uygulayabilmek için önce ihtar gönderilip süre verilmesi, bu süre içerisinde ihlal düzeltilmezse ondan sonra ceza uygulanabileceğinin yazılı olduğunu, ancak bazı ihlallerin süreklilik arz eden, dolayısıyla düzeltilebilecek ihlal niteliğinde olmadığını, gerçekleştiği anda sonra eren ihlal niteliğinde olduğundan bunlar için ihtar şartını gerekmediği , dava konusu faturaların kesilmesi için bir ihtar yükümlülüklerinin olmadığının yapılan tüm işlemlerin hukuka uygun olduğunu belirterek; haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep ve cevap etmiştir.
DELİLLER ,DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki Sistem Kullanım Anlaşmasına dayalı olarak Aralık 2009- Aralık 2012 dönemleri için düzenlenen, sistem kullanım ceza fatura bedellerinin istirdadı istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda 01/10/2015 tarih ve 2014/399 esas 2015/610 sayılı karar ile ; taraflar arasında imzalanan 29/06/2010 ve 11/07/2012 tarihli sistem kullanım anlaşmaları nazara alındığından; 11/07/2012 tarihli sözleşme kapsamında ihtar şartının aranmadığı gözetilerek Eylül-Ekim-Kasım 2012 aylarına ilişkin ceza-i şart toplamı 12.644,12 TL yönünde ki işlemde bir usulsüzlük bulunmadığından, davacının bu miktar kadar davalıya borçlu olduğu , ancak daha önceki tarihli faturaların 29/06/2010 tarihli sözleşme kapsamında düzenlendiği, bu sözleşmede ihtar şartının arandığı ,bu nedenle 22 adet faturanın sözleşmeye aykırı düzenlendiği , bu nedenle toplamı 38.751,38 TL yönünden borçlu olmadığı vede ödemeyi ihtirazı kayıtla yaptığından bu tarih itibariyle davalının temerrüte düştüğü anlaşılmakla , davanın kısmen kabulü ile 38.751,38 TL ödeme yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine ve ödeme tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararın, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyizi üzerine , Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 12/12/2019 tarih ve 2016/8088 Esas, 2019/5283 Karar sayılı ilamıyla;”…1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı deliller ile gerektirici sebeplere delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz istemi yönünden, Taraflar arasında imzalanan 29.06.2010 tarihli sistem kullanım anlaşmasının 11.07.2012 tarihinde revize edildiği, ayrıca taraflarca imzalanmış bağlantı anlaşmasının bulunduğu konusunda ihtilaf bulunmamaktadır.
Sistem kullanım anlaşması, bağlantı anlaşması çatısı altında düzenlenmiş bir anlaşmadır. Her iki anlaşma türünde hizmet alan tek sağlayıcı davalı ile bazı şartlarda anlaşma sağlamaktadırlar. Revize öncesi sistem kullanım anlaşmasının 10. maddesi ile bağlantı anlaşmasının 16. maddesi birbirine uyumlu haldedir. Bu hükme göre kullanıcının sözleşme şartlarını ihlal etmesi ve (kapasite aşımı) uyarıya rağmen ihlalin sürdürülmesi halinde ceza uygulanacağı kararlaştırılmıştır. Sistem kullanım anlaşması, 11.07.2012 tarihinde revize edilerek, 9. maddesiyle kapasite aşımı halinde uyarı gerekmeden ceza faturası kesilebileceği belirlenmiş ise de bağlantı anlaşmasının 16. maddesinde yeni bir düzenlemeye gidilmemiştir.
Bağlantı anlaşmasının 3. maddesinde sistem kullanım anlaşmasındaki şartlara atıf yapılmakta ve ihlal halinde uyarı gerektiği hükmünü taşımaktadır. Bağlantı anlaşmasının olmaması halinde sistem kullanım anlaşmasının imzalanmasının mümkün olmadığı düşünüldüğünde her iki tarafın bağlantı anlaşmasında belirlenen hususlara riayet etmesi gerektiği tartışılamaz. Bu durumda bu anlaşmaları ayrı anlaşmalar olarak nitelendirilip atıf hükümlerinin de bertaraf edilerek sadece revize edilen anlaşma hükümlerini uygulamak ahde vefa ilkesine aykırıdır. Revize edilen sistem kullanım anlaşmasında bağlantı anlaşmasının 3. maddesindeki uyarı şartını ortadan kaldıracak özel bir hükümde bulunmadığına göre cezayı gerektiren kapasite aşımı halinde kullanıcının uyarılması gerekir. Uyarılmadan ceza faturası kesilmesi ve ödenmesi halinde iadesi sağlanmalıdır.
Mahkemece, bu gerekçelerle, Eylül-Ekim-Kasım 2012 dönemleri için düzenlenen ceza faturaları nedeniyle yapılan ödemelerin de istirdatına hükmedilmesi gerekirken, bu kısım yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.”gerekçesiyle kararı bozmuştur
Bozma kararından sonra 02/12/2020 tarihli RG de yayınlanan 7257 sayılı yasanın 33. maddesiyle ; 6446 sayılı yasanın 8. Maddesinin 2.fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere eklenen (d) bendinde ; “iletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlalerinin takibini yapmak , ihlal durum tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen cezai şartlar ve diğer yaptırımları uygulamak.”, yine 39.maddesiyle 6446 sayılı yasaya eklenen, ek madde 3 de ise ; 8. maddenin 2 fıkrasının (d) bendinin uygulanmasında kaynaklanan uyuşmazlıklarda idari yargının görevli olacağı düzenlemesi getirilmiştir.
Dosyamızda 6446 sayılı yasanın 8.madde 2 fıkrası d bendinde belirtilen sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlık dava konusu edilmiş ve yeni düzenlemeyle bu uyuşmazlıkların çözümünde İdari Yargı Mahkemeleri görevli kılınmış ise de ; anılan yasal düzenlemeden önce Mahkememizce yapılan yargılama sonunda davanın esası hakkında karar verilmiş ve temyiz üzerine kararın kısmen bozulması nedeniyle, hükmün onanan kısımı yönünden kesinleştiğinden vede anılan yasal düzenleme usul hükümlerine ilişkin olup HMK’nun 448. maddesi gereğince tamamlanmış işlemlere uygulanamayacağından Mahkememizce bozma hükmüne uyularak , bozma ilamı gerekçesinde de belirtildiği üzere taraflar arasında imzalanan sistem kullanım anlaşmasının 11/07/2012 tarihinde revize edildiği , 9. maddesiyle kapasite aşımı halinde uyarı gerekmeden ceza faturası kesilebileceği belirlendiği , ancak bağlantı anlaşmasının 16. maddesinde yeni bir düzenlemeye gidilmediği vede revize edilen sistem kullanım anlaşmasında bağlantı anlaşmasının 3. maddesindeki uyarı şartını ortadan kaldıracak özel bir hükümde bulunmadığından, cezayı gerektiren kapasite aşımı halinde kullanıcının uyarılması gerektiği, davalıca herhangi bir uyarının yapılmadığı da anlaşılmakla, davacının dava konusu ettiği Eylül- Ekim- Kasım 2012 dönemleri için düzenlenen ceza faturalarının da sözleşmeye aykırı düzenlendiği nazara alınarak , bu faturalara ilişkin ödemelerin de davacıya iadesi gerektiği nazara alınarak, aşağıdaki şekilde davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
Davacının davasının kabulü ile; 30/05/2013 tarihinde davacıdan tahsil edilen 51.395,50 TL yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, ödenen 51.395,50 TL’nin ödeme tarihi olan 30/05/2013 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi gereğince avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Alınması gerekli 3.510,83-TL harçtan peşin alınan 1.707,75 TL ile davalı tarafından yatırılan 165,31 TL olmak üzere toplam 1.873,06 -TL’nin mahsubu ile kalan 1.637,77-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir yazılmasına,
Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 2.702,75 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davacı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup 7.481,42-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Taraflarca yatırılıp kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 15 gün süre içerisinde yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/01/2021

Katip …

Hakim …

DAVACI MASRAFLARI
Başvurma harcı 25,20 TL
Peşin harç 1.707,75 TL
Tebligat ve posta gideri 269,80 TL
Bilirkişi ücreti 700,00 TL
+——————-
TOPLAM 2.702,75 TL