Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/641 E. 2022/154 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ANKARA
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/641
KARAR NO : 2022/154

HAKİM : …
KATİP : ….
ASIL DAVA
DAVACI : …..
DAVALI : ….
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/12/2020
BİRLEŞEN DAVA
DAVACI : …..
VEKİLİ :….
DAVALI : … -…
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/12/2020
KARAR TARİHİ : 15/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
ASIL DAVA:
Davacı vekili dilekçesiyle özetle; dava dışı borçlu … ile müvekkili banka arasında 26.05.2016 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ve Temel Bankacılık Hizmet sözleşmesi imzalandığı, diğer borçlulardan …’ün söz konusu Genel Kredi Sözleşmesi kapsamındaki tüm borçlar için 13.07.2017 tarihinde 100.000,00 TL’lik kefalet sözleşmesi, … ise 26.05.2016 tarihinde 30.000,00 TL limitli kefalet sözleşmesi imzalamak sureti ile borçlu …’ın tüm risklerine kefil olduğu, … imzalamış olduğu Genel Kredi Sözleşmesine istinaden müvekkili bankadan ihtiyaç kredisi, kredili mevduat hesabı ve benzeri ticari ürünler kullanıldığı, müvekkili banka ile borçlu arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalanması esnasında borçlu, müvekkili banka tarafından kullandırılacak tüm ürünlerin detayları, uygulanacak faiz, vergi, masraf konularında detaylı olarak bilgilendirildiği, borçlu … tarafından söz konusu Kredi Sözleşmesine istinaden kredinin kabulü ile davalı …’in Ankara … Müdürlüğü’nün 2019/15649 E sayılı dosyasına yapılan itirazının kefalet limiti olan 30.000,00 TL bakımından iptali ile boçtu … bakımından Ankara … Müdürlüğü’nün 2019/15649 esas sayılı dosyası kapsamında başlatılan icra takibinin 30.000,00 TL takip tutarı üzerinden devamına, diğer davalı … bakımından Ankara … Müdürlüğü’nün 2019/15649 E sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile Ankara … Müdürlüğü’nün 2019/15649 E sayılı dosyası kapsamında başlatılan icra takibinin … bakımından devamına, takip konusu alacağın %20’den aşağı olmamak üzere davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesiyle özetle; müvekkili hakkında Ankara … Müdürlüğünün 2019/15649 esas sayılı dosyasından 75.000,00 TL takip çıkışı bedelle icra takibine geçildiği, devamında yasal süresi içinde borca ve tüm ferilerine haklı olarak itiraz yapıldığı, müvekkili davaya konu kredi sözleşmesinde kefillikten dolayı hiçbir borç sorumluluğu söz konusu olmadığı, davaya konu kredi sözleşmesinde müvekkili banka yetkilileri tarafından

ilgili kredi sözleşmesine ilişkin olarak müvekkili eşinin kefilliğine ilişkin geçerli bir rızası söz konusu olmadığı, icra takibinde müvekkili aleyhine 75.000,00 TL bedelle icra takibi yapıldığı, devamında dava dilekçesinde de görüleceği üzere …’in 30.000,00 TL ile kefillikten sorumlu olduğu iddia edildiği, davacı banka, müvekkili aleyhine önce 75.000,00 TL bedelle icra takibi yapıp daha sonra 30.000,00 TL bedelden kefillik sorumluluğu gereği itirazın iptali davası açtığı, işbu davanın reddini talep ettikleri, davacı kurumun Ankara … Müdürlüğü’nün 2019/15649 esas sayılı dosyasındaki tutarın %20 sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatının müvekkili lehine hüküm altına alınarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili dilekçesiyle özetle; Dava dışı borçlu … 13.09.2019 tarihinde vefat ettiği, davacı banka tarafından ihtarname 25.10.2019 tarihinde yapıldığı, davacı banka, dava dışı borçlu …, ölmüş olmasına rağmen ihtarname çektiği ve ihtarname vefat etmiş olmasına rağmen muhataba 31.10.2019 tarihinde tebliğ edilmiş gösterildiği, ancak ihtarnamenin usule uygun bir şekilde yapılmamış olmasından dolayı dava dışı borçlu müteveffa ile davacı bankanın kredi sözleşmesi feshedilemediği,

3. İhtarnamenin ölü birine teslim edildiği, temerrüte düştüğü kabul edilerek davacı banka tarafından icra takibi başlatıldığını, dava dışı asil borçlunun yasal mirasçılarına gidilmeden, ölen asile ve kefillere gidildiğini, temerrüt tarihinde mirasçılara ihtarname gönderilerek temerrüt şartları gerçekleştirilmesi gerekirken icra takibi yapıldığını, başlatılan icra takibinde takip talebinde dava dışı borç müteveffanın ismi yer almasına rağmen, tebligat yapılmadan, davacı banka tarafından dava dışı borçlunun icra takibi kesinleştikten sonra vefat ettiği öne sürüldüğü, ancak dava dışı asıl borçlu 13.09.2019 tarihinde vefat ettiği, icra takibinde takip talebi 25.11.2019 tarihinde, ödeme emri ise 02.12.2019 tarihinde oluşturulduğunu, burada davacı banka yasal mirasçılara başvurması gerekirken yasal mirasçılara başvurmadan müteveffa dava dışı asıl borçluya ve kefillere icra takibi başlatıldığını, davacı bankanın, asil borçlu … temerrüt tarihinden önce ölmüş olması sebebiyle, kefillere başvurmadan önce var ise sigorta şirketine ve yasal mirasçılara başvurması gerektiği, bu sebeple Müteveffa …’a ait kredi sözleşmesi sebebiyle yapılan sigorta poliçesi olup olmadığı bilinmediği, davacı banka tarafından davaya sunulan kefalet sözleşmesi müvekkili tarafından değil, sonrasında banka tarafından doldurulduğu, müvekkilline kefil olma durumunun 1 yıllık bir kefalet sözleşmesi olduğu söylenerek kağıt imzalatıldığı, ancak sonrasında banka tarafından doldurularak 10 yıllık bir kefalet ilişkisi kurduğu, müvekkilinin kurulan kredi sözleşmesi vade miktarı veya vade süresi hakkında bilgilendirilmediği, müvekkilinin 10 yıllık bir kefalet ilişkisi kurulduğundan haberdar olmadığı, müvekkiline bilgi verilmeden ve okumadan sözleşme imzalatıldğı ve ardından boş yerler davacı banka tarafından doldurulduğu, kefalet sözleşmesinin el yazısı ile yazılmadığı, davanın reddini talep ettiği, Ankara … Müdürlüğünde 2019/15649 esas numaralı dosyasındaki tutarın % 20 sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatının müvekkili lehine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, dava dışı borçlu … ile müvekkili banka arasında 26/05/2016 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ve Temel Bankacılık Hizmet Sözleşmesi imzalandığını, borçlunun Genel Kredi Sözleşmesi kapsamındaki tüm borçlar için 100.000,00 TL’lik kefalet sözleşmesi imzalandığını, bu kapsamda borçlu …’ın tüm risklerine karşı kefil olunduklarını, borçlu …’ın söz konusu kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandığını, ancak kredi taksitleri ödenmesi gerekli tarihlerde ödenmediğini, borçlu ve davalı …’ün de içerisinde bulunduğu kefillerine 25/10/2019 tarihinde kat ihtarnamesi gönderildiğini, ihtara rağmen ticari ihtiyat kredi taksit ödemelerinin vadesinde yapılmadığını, bildirerek hakkında yapılan Ankara … müdürlüğünün 2019/15648 sayılı takip dosyasında ödenmeyen borçtan kaynaklı alacağın tahsili için yapılan icra takibine itirazın haksız olduğu ve davalının takibe itirazın iptaline takibin devamına %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı banka, aynı tarihte iki kredi kullandırıldığı ve neticesinde 100.000,00 TL’lik 60 ay vadeli kredi için müvekkilini ve 30.000,00 TL’lik kredi için de dava dışı …’i kefaleti alındığı, ancak banka tarafından doğru bilgilendirme yapılmaksızın toplam tutarı 130.000,00 TL olan farklı kredi sözleşmeleri için aynı kefalet sözleşmesine dayalı sorumluluk altına alınmaya çalışıldığı, kefalet sözleşmesinde müvekkilinin imza attığı tutar 100.000,00 TL olmasına rağmen 130.000,00 TL’yi aşan kredi sözleşmeleri dayanak yapıldığı, dava dışı borçlu … 13.09.2019 tarihinde vefat ettiği, davacı banka tarafından ihtarname 25.10.2019 tarihinde yapıldığı, davacı banka, dava dışı borçlu …, ölmüş olmasına rağmen ihtarname çekmiş ve ihtarname vefat etmiş olmasına rağmen muhataba 31.10.2019 tarihinde nasılsa tebliğ edilmiş gösterildiği, ancak ihtarnamenin usule uygun bir şekilde yapılmamış olmasından dolayı dava dışı borçlu müteveffa ile davacı bankanın kredi sözleşmesi feshedilemediği, ihtarnamenin ölü birine teslim edildiği, dolayısıyla temerrüte düştüğü kabul edilerek davacı banka tarafından icra takibi başlatılmış, dava dışı asil borçlunun yasal mirasçılarına gidilmeden, ölmüş asile ve kefillere gidildiği, ancak baştan itibaren ihtarnamenin asıl borçluya ölmemiş gibi tebligatın gitmiş gösterilmesinden dolayı hukuka uygun tebligat yapılmamış, temerrüt tarihinde mirasçılara ihtarname gönderilerek temerrüt şartları gerçekleştirilmesi gerekirken hatalı işlemler ile icra takibi yapıldığı, ayrıca ardından başlatılan icra takibinde takip talebinde dava dışı borç müteveffanın ismi yer almasına rağmen, tebligat yapılmadan, davacı banka tarafından dava dışı borçlunun icra takibi kesinleştikten sonra vefat ettiği öne sürüldüğü, ancak dava dışı asıl borçlu 13.09.2019 tarihinde vefat etmiş, icra takibinde takip talebi 25.11.2019 tarihinde, ödeme emri ise 02.12.2019 tarihinde oluşturulduğu, burada davacı banka yasal mirasçılara başvurması gerekirken yasal mirasçılara başvurmadan ölmüş dava dışı asıl borçluya ve kefillere icra takibi başlattığı, her ne kadar 100.000,00 TL’lik borç için bir kefalet sözleşmesinin varlığını kabul edilse de bu kefalet sözleşmesi hukuka uygun bir şekilde yapılmadığı, davacı banka tarafından davaya sunulan başka bir kredi sözleşmesine konu kefalet sözleşmesi müvekkili tarafından değil, sonrasında banka tarafından doldurulduğu, müvekkilline kefil olma durumunun 1 yıllık bir kefalet sözleşmesi olduğu söylenerek kağıt imzalatıldığı, ancak sonrasında banka tarafından doldurularak 10 yıllık bir kefalet ilişkisi kurulduğu, müvekkili 10 yıllık bir kefalet ilişkisi kurulduğundan haberdar olmadığı, müvekkiline bilgi verilmeden ve okumadan sözleşme imzalatılmış ardından boş yerler davacı banka tarafından doldurulduğu, zira kefalet sözleşmesi incelendiği zaman kefalet tarihi el yazısı ile yazılmamış olup kefalet sözleşmesinin geçerlilik şartlarına aykırılık teşkil ettiği için zaten şekil yönünden hukuka uygun olmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava, dava dışı borçlu vekil … ile davacı banka arasında 26/05/2016 tarihli genel kredi sözleşmesi ve temel bankacılık hizmet sözlemesi imzalandığı, davalı …’ü genel kredi sözleşmesi kapsamındaki tüm borçlar için 13/07/2017 tarihinde 100.000,00-TL kefalet sözleşmesi, … ise 26/05/2016 tarihinde 30.000,00-TL limitli kefalet sözleşmesi imzalamak suretiyle borçlu …’ın tüm risklerine kefil oldukları iddia edilerek borçlu … tarafından kredi taksitlerinin ödenmediği nedenle Ankara … Müdürlüğünün 2019/15649 esas sayılı dosyasında yapılan icra takibinin kefalet limiti olan 30.000,00-TL bakımından iptali ile borçlu … bakımından takibin tutarı üzerinden devamı ile diğer davalı … bakımından itirazın iptali ile takibin devamı ve %20’den az olmamak üzere davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talebine ilişkin olduğu anlaşılmış, birleşen davada ise, dava dışı borlu … ile davacı banka arasında 26/05/2016 tarihli genel kredi sözleşmesi ve temel bankacılık hizmet sözlemesi imzalandığı, davalı …’ün genel kredi sözleşmesi kapsamındaki tüm borçlar için 13/07/2017 tarihinde 100.000,00-TL kefalet sözleşmesi imzaladığı, borçlu … tarafından kredi taksitleri ödenmediği nedenle Ankara … Müdürlüğünün 2019/15648 esas sayılı dosyasında yapılan icra takibine yapılan itirazın 16.998,91-TL bakımından iptali ile borçlu … bakımından takibin tutarı üzerinden itirazın iptali takibin devamı ve %20’den az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafından, Ankara … Müdürlüğünün 2019/15649 Esas sayılı dosyası üzerinden 26/11/2019 tarihinde başlatılan icra takibinde; 70.658,21 TL asıl alacak, 4.656,79 TL işlemiş faiz, 46,78 TL BSMV, 377,31 TL ihtar gideri olmak üzere toplam 75.739,09 TL alacağın asıl alacağı %28,80 oranından işleyecek faizi ile birlikte tahsilinin talep edildiği, kat tarihi 25/10/2019 olup temerrüt tarihi davalı kefil … yönünden 02/11/2019, davalı kefil … yönünden 26/11/2019 olarak tespit edildiği, davacı tarafça Ankara … Müdürlüğünün 2019/15648 Esas sayılı dosyası üzerinden 26/11/2019 tarihinde başlatılan icra takibinde 15.357,15 TL asıl alacak, 1.622,40 TL işlemiş faiz, 19,38 TL BSMV olmak üzere toplam 16.998,93 TL alacağın, asıl alacağa %38,70 oranından işleyecek faizi ile birlikte tahsili talep edildiği, kat tarihi 25/10/2019, temerrüt tarihi 02/11/2019 olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 12/10/2021 tarihli duruşmasında verilen ara karar ile; Grafoloji uzmanı bilirkişiye tevdi ile dosyaya sunulan 26/05/2016 tarihli ve 13/07/2017 tarihli sözleşme asıllarının da dosyaya alınarak davalıların mahkeme huzurunda alınan imza ve yazı örnekleri ve dosyaya gelen diğer belgelerdeki imza ve yazı örnekleri de incelenerek, 26/05/2016 tarihli 30.000,00 TL bedelli kefalet sözleşmesinde; davalı … tarafından yazıldığı belirtilen yazıların ve 13/07/2017 tarihli 100.000,00 TL limitli kefalet sözleşmesindeki yazıların davalı …’e ait olup olmadığı konusunda rapor alınmasına karar verildiği anlaşılmış, sunulan bilirkişi raporunda; dava konusu, …A.Ş.’ne ait, 30,000,00-TL miktarlı, 26.05.2016 tarihli Kefalet Sözleşmesindeki; “Kefilin Adı Soyadı”, “Kefaletin Türü” ve “Kefalet İmzasının Tarihi” hanelerinde yazılı olan “…, Müteselsil, 26.05.2016” yazılarının davalı …’in eli ürünü olduğu; “Kefil Olunan Azami Tutar” hanesindeki “30.000,00 TL (OTUZBİN TL) yazısının davalı …’in eli ürünü olmadığı; Dava konusu, …A.Ş.’ne ait, 100.000,00-TL miktarlı, 13.07.2017 tarihli Kefatet Sözleşmesindeki “Kefilin Adı Soyadı”, “Kefaletin Türü”, “Kefil Olunan Azami Tutar” ve “Kefalet İmzasının Tarihi” hanelerinde yazılı olan “…, Müteselsil Kefil, 100.000,00 TL Yüzbin TL, 13,07.2017 yazılarının davalı …’ün eli ürünü olduğunu belirten raporun sunulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 2020/641 Esas sayılı asıl dava dosyasında ve birleşen Ankara…Ticaret mahkemesinin 2020/610 Esas sayılı dosyaları üzerinde uzman bankacı bilirkişi tarafından inceleme yapılarak raporun sunulduğu anlaşılmış, Dosya kapsamında yapılan inceleme, tespit ve hesaplamalar neticesinde,
Asıl Davada; davacı Banka ile dava dışı asıl borçlu … arasında 26.05.2016 tarihinde Genel
Kredi Sözleşmesi akdedildiği, sözleşmenin kredi limiti başlıklı 2.03. maddesinde kredi alana kullandırılacak kredi limitinin taraflarca
akdedilecek ek sözleşmede belirleneceği belirtilmiş olup, 26.05.2016 tarihinde imzalanan sözleşme ile kredi limiti 100.000,00 TL olarak belirlendiği, davalı kefil … ile 13.07.2017 tarihinde kefalet sözleşmesi akdedilmiş olup kefalet
limiti 100.000,00 TL olarak kabul ve beyan edildiği, davalı kefil … ile 26.05.2016 tarihinde kefalet sözleşmesi akdedilmiş olup kefalet limiti
30.000,00 TL olarak kabul ve beyan edildiği, kefalet akdi; kefalet limiti, kefalet tarihi ve kefaletin müteselsil olduğu hususları el yazısı ile yazılmak
suretiyle tesis edilmiş, yaptırılan imza ve yazı incelemesi sonucu düzenlenmiş
22.10.2021 tarihli Bilirkişi Raporunda; 26.05.2016 tarihli Kefalet Sözleşmesindeki “ Kefilin Adı
Soyadı”, “Kefaletin Türü” ve “Kefalet İmzasının Tarihi” hanelerinde yazılı olan “…,
Müteselsil, 26.05.2016 ” yazılarının davalı …’in eli ürünü olduğu; ”, “Kefil Olunan Azami Tutar” hanesindeki 30.000,00 TL (OTUZBİN TL)” yazısının davalı …’in eli ürünü olmadığı
yönünde görüş bildirildiği,

Söz konusu Bilirkişi Raporunda, 26.05.2016 tarihli Kefalet Sözleşmesinde “Kefil Olunan Azami
Miktar” hanesindeki “30.000,00 TL (OTUZBİN TL) ibaresinin davalı kefil … eli ürünü
olmadığı yönündeki tespit ve Türk Borçlar Kanunu 583. Maddede yer alan “ … kefilin sorumlu olduğu
azami miktarı … kendi el yazısı ile belirtmesi şarttır. …” hükmü karşısında davalı …’in
kefaletinin geçerliliği konusundaki hukuki takdir Mahkemeye ait olduğu, Davacının takip tarihine göre alacak miktarı;
Asıl Alacak
70.649,46 TL,
4.656,79 TL İşlemiş Faiz ,
46,78 TL BSMV
377,31 TL İhtarname masrafı,
75.730,34 TL Takip Tarihi İtibariyle Talep Edilebilecek Tutar
Şeklinde 75.730,34 TL olarak tespit edilmiş olup asıl alacak tutarın takip tarihinden itibaren % 28.80
oranından işlemiş faiz talep edilebileceği;

Davalı kefil … vekilinin ihtarname tarihi itibariyle asıl borçlu …’ın ölü
olduğu, dolayısıyla ölü olan bir şahsa ihtarnamenin tebliği söz konusu olamayacağı için asıl borçlu ile Banka
arasındaki sözleşmenin feshedilmemiş olduğu, buna rağmen ihtar tarihinde ölü olan asıl borçluya
ihtarnamenin tebliğ edilmiş gibi gösterildiği ve ölü şahıs hakkında icrai takibat yapıldığı, bu işlemin ise
hukuksuz olduğu yönündeki hukuki takdir ve değerlendirme gerektiren beyanlarının takdiri
Mahkemeye ait olduğu;

Davalı kefil …’ün kefalet limiti 100.000,00 TL olduğu için hesaplanan 75.730,34 TL
tutarın tamamından sorumlu olacağı,
Kefalet sözleşmesindeki kefalet limitine ilişkin el yazısı ibarelerin davalı kefil …’in eli
ürünü olmadığı yönündeki Bilirkişi Raporundaki tespitin hukuki boyutuyla takdir ve değerlemesi sonucunda
adı geçenin kefaletinin geçerli olduğuna karar verilmesi halinde, kefalet limiti 30.000,00 TL ve bu tutar da kat
tarihindeki alacak miktarından daha düşük olduğu, yanı sıra adı geçenin temerrüdü takip tarihi itibariyle
oluştuğu için, söz konusu borçtan takip tarihi itibariyle 30.000,00 TL ile sorumlu tutulması gerekeceğini belirten raporun sunulduğu anlaşılmıştır.

Birleşen Ankara…Ticaret Mahkemesinin 2020/610 Esas Sayılı
dosyasın da ise; Davacı Banka ile dava dışı asıl borçlu … arasında 26.05.2016 tarihinde Genel
Kredi Sözleşmesi akdedildiği, sözleşmenin kredi limiti başlıklı 2.03. maddesinde kredi alana kullandırılacak kredi limitinin taraflarca
akdedilecek ek sözleşmede belirleneceği belirtilmiş olup, 26.05.2016 tarihinde imzalanan ile kredi limiti 100.000,00 TL olarak belirlendiği, davalı kefil … ile 13.07.2017 tarihinde kefalet sözleşmesi akdedilmiş olup kefalet
limiti 100.000,00 TL olarak kabul ve beyan edildiği,
Davacı Banka ile dava dışı asıl borçlu arasında tek bir Genel Kredi Sözleşmesi akdedilmiş
olup bu sözleşmenin limiti 100.000,00 TL olduğu, davalılardan … bu sözleşmeye 100.000,00 TL ve dava dışı … ise
30.000,00 TL limitle müteselsil kefil olduğu, davalı vekilinin beyan ettiği şekliyle 100.000,00
TL ve 30.000,00 TL tutarında iki ayrı Genel Kredi Sözleşmesi mevcut olmayıp tek bir Genel Kredi
Sözleşmesine 100.000 TL ve 30.000,00 TL limitlerle müteselsil kefalet söz konusu olduğu,
Genel Kredi Sözleşmesi çerçeve niteliğinde bir sözleşme olup bu sözleşmeye verilmiş olan kefalet
tek bir krediye özgü olmayıp sözleşme limiti dahilinde birden fazla kredi kullandırımı söz konusu
olduğu,
Davaya konu olayda, Genel Kredi Sözleşmesinin limiti dahilinde kullandırılmış olan 100.000,00 TL
tutarlı taksitli ticari kredinin geri ödemeleri nedeniyle limit boşluğu oluştuğu ve oluşan bu limit boşluğunun
tekrar kredi olarak kullandırıldığı görüldüğü, icra takibine konu kredi davalı …’ün kefaletinin olduğu Genel Kredi
Sözleşmesi kapsamında ve bu sözleşmenin limiti dahilinde kullandırılan bir kredi olduğu için, söz konusu krediden kaynaklı takip borcundan adı geçen kefilin sorumluluğu bulunduğu anlaşıldığı, davacının takip tarihi itibariyle alacak miktarı;
Asıl Alacak
15.357,15 TL
1.622,40 TL İşlemiş Faiz
19,37 TL BSMV
16.998,92 TL Takip Tarihi İtibariyle Talep Edilebilecek Tutar
Şeklinde 16.998,92 TL olarak hesaplanmış olup asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren % 38.70
oranından işlemiş faiz talep edilebileceği,
Davalı kefil … vekilinin ihtarname tarihi itibariyle asıl borçlu …’ın ölü olduğu, dolayısıyla ölü olan bir şahsa ihtarnamenin tebliği söz konusu olamayacağı için asıl borçlu ile Banka
arasındaki sözleşmenin feshedilmemiş olduğu, buna rağmen ihtar tarihinde ölü olan asıl borçluya
ihtarnamenin tebliğ edilmiş gibi gösterildiği ve ölü şahıs hakkında icrai takibat yapıldığı, bu işlemin ise
hukuksuz olduğu yönündeki hukuki takdir ve değerlendirme gerektiren beyanlarının takdiri
Mahkemeye ait olmak üzere;
Davalı kefil …’ün kefalet limiti 100.000,00 TL olduğu için hesaplanan 16.998,92 TL
tutarın tamamından sorumlu olacağı sonucuna varıldığını belirten raporun sunulduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliler değerlendirildiğinde Asıl dava, dava dışı borçlu vekil … ile davacı banka arasında 26/05/2016 tarihli genel kredi sözleşmesi ve temel bankacılık hizmet sözlemesi imzalandığı, davalı …’ü genel kredi sözleşmesi kapsamındaki tüm borçlar için 13/07/2017 tarihinde 100.000,00-TL kefalet sözleşmesi, … ise 26/05/2016 tarihinde 30.000,00-TL limitli kefalet sözleşmesi imzalamak suretiyle borçlu …’ın tüm risklerine kefil oldukları iddia edilerek borçlu … tarafından kredi taksitlerinin ödenmediği nedenle Ankara … Müdürlüğünün 2019/15649 esas sayılı dosyasında yapılan icra takibinin kefalet limiti olan 30.000,00-TL bakımından iptali ile borçlu … bakımından takibin tutarı üzerinden devamı ile diğer davalı … bakımından itirazın iptali ile takibin devamı ve %20’den az olmamak üzere davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talebine ilişkin olduğu anlaşılmış, birleşen davada ise, dava dışı borlu … ile davacı banka arasında 26/05/2016 tarihli genel kredi sözleşmesi ve temel bankacılık hizmet sözlemesi imzalandığı, davalı …’ün genel kredi sözleşmesi kapsamındaki tüm borçlar için 13/07/2017 tarihinde 100.000,00-TL kefalet sözleşmesi imzaladığı, borçlu … tarafından kredi taksitleri ödenmediği nedenle Ankara … Müdürlüğünün 2019/15648 esas sayılı dosyasında yapılan icra takibine yapılan itirazın 16.998,91-TL bakımından iptali ile borçlu … bakımından takibin tutarı üzerinden itirazın iptali takibin devamı ve %20’den az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talebine ilişkin olduğu anlaşılmış olup,
Türk Borçlar Kanunu’nun 15. Bölümünde; Kefalet Sözleşmesi düzenlenmiş olup, madde 583 Şekil başlığını taşır. “Kefalet sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz, kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihinin ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifade ile yükümlülük altına girdiğini, kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesi şarttır.” şeklinde belirtildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen bilirkişi raporunda; dava konusu, …A.Ş.’ne ait, 30,000,00-TL miktarlı, 26.05.2016 tarihli Kefalet Sözleşmesindeki; “Kefilin Adı Soyadı”, “Kefaletin Türü” ve “Kefalet İmzasının Tarihi” hanelerinde yazılı olan “…, Müteselsil, 26.05.2016” yazılarının davalı …’in eli ürünü olduğu; “Kefil Olunan Azami Tutar” hanesindeki “30.000,00 TL (OTUZBİN TL) yazısının davalı …’in eli ürünü olmadığı; Dava konusu, …A.Ş.’ne ait, 100.000,00-TL miktarlı, 13.07.2017 tarihli Kefatet Sözleşmesindeki “Kefilin Adı Soyadı”, “Kefaletin Türü”, “Kefil Olunan Azami Tutar” ve “Kefalet İmzasının Tarihi” hanelerinde yazılı olan “…, Müteselsil Kefil, 100.000,00 TL Yüzbin TL, 13,07.2017 yazılarının davalı …’ün eli ürünü olduğunu belirten raporun sunulduğu görülmüş,
Dosyaya sunulu olan, 26.05.2016 tarihli Kefalet Sözleşmesinde “Kefil Olunan Azami
Miktar” hanesindeki “30.000,00 TL (OTUZBİN TL) ibaresinin davalı kefil … eli ürünü
Olmadığı anlaşılmış, bu yöndeki bilirkişi raporu değerlendirildiğinde; Türk Borçlar Kanunu 583. Maddede yer alan yönündeki tespit ve Türk Borçlar Kanunu 583. Maddede yer alan “ … kefilin sorumlu olduğu
azami miktarı … kendi el yazısı ile belirtmesi şarttır. …” hükmü karşısında davalı …’in
kefaletinin geçerliliğinin söz konusu olamayacağı,
Davalı kefil … yönünden ihtarname tarihi itibariyle asıl borçlu …’ın ölü
olduğu, dolayısıyla ölü olan bir şahsa ihtarnamenin tebliği söz konusu olamayacağı için asıl borçlu ile Banka
arasındaki sözleşmenin feshedilmemiş olduğu, buna rağmen ihtar tarihinde ölü olan asıl borçluya
ihtarnamenin tebliğ edilmiş gibi gösterildiği ve ölü şahıs hakkında icra takibinin yapılmış olduğu, bu durumda temerrüt tarihinde mirasçılara ihtarname gönderilerek temerrüt şartlarının gerçekleştirilmiş olması gerektiği ve asıl borçlu ile davacı banka arasındaki sözleşmenin de feshedilmemiş olduğu değerlendirilmekle; Mahkememizin 2020/641 Esas sayılı asıl dava dosyasında; davacı tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın reddi, yine birleşen Ankara…Ticaret Mahkemesinin 2020/610 Esas sayılı dosyasında da davanın reddi gerektiğine hükmedilmiş ve her iki dosyada yasal koşulları oluşmadığı anlaşılmakla; davalılar vekilinin kötüniyet tazminatı talebinin reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

Mahkememizin 2020/641 esas sayılı asıl dava dosyasında,
Davacı tarafından, davalı … aleyhine açılan davanın reddine,
Davalı … vekilinin kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
Davacı tarafından, davalı … aleyhine açılan davanın reddine,
Davalı … vekilinin kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
İşbu dava nedeniyle peşin alınan 914,74 TL harçtan alınması gerekli 80,70 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 834,04 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,

Kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar … yararına AAÜT gereğince takdir ve tespit edilen 10.646,08 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalılara ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Mahkememizin 2020/641 esas sayılı dosyası ile birleşen Ankara…Ticaret Mahkemesinin Esas No:2020/610, Karar No: 2021/337 sayılı dosyasında,
Davacının davasının reddine,
Davalı vekilinin kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
İşbu dava nedeniyle peşin alınan 205,31 TL harçtan alınması gerekli 80,70 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 124,61 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,

Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı … yararına AAÜT gereğince takdir ve tespit edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair Asıl ve birleşen dosyada Davacı/Vekili Av. …ile Asıl dosyada davalılar-birleşen dosyada davalı vekili Av. Selda Masatlı’nın yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/03/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.
¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.