Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/587 E. 2021/252 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R
ESAS NO : 2020/587
KARAR NO : 2021/252

DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/11/2020
KARAR TARİHİ : 22/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili davalı … Bankası A.Ş. … Şubesi ile … Sistem Bil. Tek. Sav. San. Ve Tic. A.Ş arasında 31.12.2015 tarihli 500.000,00.-TL bedelli olarak akdedilen genel kredi sözleşmesine kefil olduğunu, aynı sözleşmeyi müvekkili ile birlikte, …, … ve … İnş. Yat. Turz. İşl. ve Tic. A.Ş. genel kredi sözleşmesini 31.12.2015 tarihinde müşterek müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, sonradan bu sözleşme kapsamında kullanılan kredilerin kredi borçlusu şirket tarafından zamanında ödenmemesi üzerine davalı banka ferileri ile toplam 267.956,67.-TL alacağın tahsili için; asıl borçlu … Sistem San. ve Tic.A.Ş. ve müşterek müteselsil kefiller olan …, …, … İnş. Yat. Turz. İşl. ve Tic. A.Ş., … aleyhinde … Müdürlüğünün E:… sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlattığını, bununla birlikte banka, … Müdürlüğünün E:… sayılı dosyasında da; aynı alacağın tahsili amacıyla banka tarafından kredi kullanan şirket lehine ipotek veren … ve borçlu şirket aleyhine tahsilde tekerrür olmaması kaydıyla, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla … Müdürlüğü’nün … E. Sayılı Dosyasına konu icra takibini başlattığını, takibe konu edilen banka alacağına karşılık olarak, değişik tarih ve tutarlarda; ödeme yapılmış ve bankanın alacağı kalmadığını, icra dosyasındaki hacizlerin kaldırılarak, dosyanın kapatılmasını 13.01.2020 tarihinde talep ettiğini, bankanın alacağına en yüksek oran ve tutarlı ödeme müvekkili tarafından yapıldığını, müvekkilimin kendisinden daha düşük ödeme yapanlara kefillikten dolayı rücuen borçlu olması mümkün olmadığını, davalı banka … Şubesi tarafından genel kredi sözleşmesi ve ipoteğin para çevrilmesi yoluyla alacağın tahsiline ilişkin icra takip dosyalarının alacak tutarlarının tahsilinden yaklaşık 6 (altı) ay sonra alacak/ödeme tutarları kadar dava dışı … ve …’ye temlik edildiğini, …Noterliğinde 26.06.2020 tarih ve … yevmiye sayı ile düzenlenen bu temlikname ile dava dışı … (112.000,00.-TL) ve …’ye (50.000,00.-TL) tutarında borcunu ödedikleri … Sistem San. ve Tic. A.Ş. ye karşı alacaklı konuma geçtiklerini, bu hakkın ağırlıklı bir kısmı 142.938,34.-TL olarak borcun yaklaşık yarısını ödeyen müvekkilim …’un olduğunu, davalıların hukuken sakat olan temlikname ile hukuk yolları arayışları her seferinde mahkemeler tarafından reddedildiğini, davalılar ve kefillerden biri, organize şekilde hukukun arkasından dolaşarak haksız menfaatler sağlamaya/sağlatmaya gayret gösterdiklerini, müvekkili zor duruma sokma gayretlerinin ardı arkası kesilmediğinden müvekkilin temlikname yönünden borçlu olup olmadığının tespiti için iş bu davanın açılmasında hukuki yarar olduğunu, dava konusu dışı ilk temlikname hala geçerli iken tekrar aynı tutarlı temlikname verilerek banka tarafından yetki aşımı yapılmış, banka zarara uğratılmış ve müvekkilimin bankaya yapmış olduğu ödemeler davalılara temlik edilerek davalılara haksız menfaat sağlanmış, müvekkilim zarara uğratıldığını, iptal edildiği iddia edilen ilk temlikname ile … hala takip yapmaya çalıştığını, davalı banka tarafından davalılar ve dava dışı … lehine verilen temlikler, asıl borç-kefalet ilişkisini aşar mahiyette düzenlenmiş olup işlem temeli de hukuka aykırı olduğunu, dava dışı ipotek borçlusu … tarafından temliknamenin (tasarrufun) iptali davasının ara kararına göre davalıların aldıkları temlikin tbk hükümlerine uygun olmadığı tespit edildiğini, belirterek TBK ilgili maddeleri uyarınca müvekkilin 07.09.2020 tarihli ve 16047 yevmiye nolu temliknameden dolayı davalılara borcunun olup olmadığının tespitine, müvekkilin borçlu olmadığının tespiti halinde … Müdürlüğü’nün … ve … Müdürlüğünün … dosyalarındaki takibin müvekkil açısından iptaline ve davalılar … ve … açısından fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti halinde davalılar arasında akdedilmiş olan; 07.09.2020 tarihli ve 16047 yevmiye nolu temlik sözleşmesinin müvekkil davacı bakımından iptaline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; … Bankası A.Ş. … Şubesi ile … Sistem Bil. Tek. Sav. San. Ve Tic. A.Ş arasında 31.12.2015 tarihli 500.000,00.-TL bedelli olarak akdedilen genel kredi sözleşmesine davacı ve …, … ve … İnş. Yat. Turz. İşl. ve Tic. A.Ş. Kefil olmuştur. Akabinde alacaklı bankaca icra takibine geçilmiş ve çeşitli ödemeler yapılmıştır. En son aşamada müvekkiller dava dışı banka ile görüşerek … 112.000 TL … 50.000 TL olmak üzere temlik aldıklarını, davacı borca istinaden en yüksek ödemeyi kendisinin yaptığını bu sebeple kendisinden daha az ödeme yapanlara rücuen sorumlu olmadığı iddiasında olduğunu, temlik alacaklısı olan müvekkil …’in de kabaca bu nispette diğer kefillerden talep etme hakkı bulunmadığını, gerçek rakamların bilirkişi marifetiyle hesaplanması gerektiğini, davacının dilekçesinde bahsetmiş olduğu reddedilen ihtiyati haciz dosyalarının da davacının davalılara borcu olmadığına delil olma imkanı bulunmadığını, zira bir alacak hakkında ihtiyati haciz kararı verilebilmesinin o alacağın varlığına kesin delil teşkil etmediği gibi verilmemesi de yokluğuna delil teşkil etmeyeceğini, alacağın temliki sözleşmesi borçlunun rızasına bağlı olmaksızın ve adi yazılı şekilde bile yapılabilmektedir. Temliğin noterde yapılması niteliğini değiştirmez zira davacı taraftan aynı alacak her bir temliknameye istinaden ayrı ayrı 2 defa ödeme talep edilmediğini, davacının kesin hükümsüzlük iddiasına dayanak teşkil eden maddeye aykırılık mevcut olmadığını, davacı dilekçesinde … Ticaret Mahkemesi’nin … E sayılı dosyasından bahsettiğini, o dosyanın davacısı … olup kredi sözleşmesinde kefil değil ipotek veren sıfatıyla yer aldığını, kefil ve ipotek verenin hukuki sıfatları birbirinden farklı olduğundan o dosyada yapılan yorumların iş bu davanın davacısının lehine kullanılamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı Banka vekili cevap dilekçesinde; müvekkil banka ile dava dışı asıl borçlu … Sistemleri Bilişim Teknolojileri ve Savunma Sanayi Ticaret A.Ş ile müşterek borçlu ve müteselsil kefiller (davacı) … , …. , … ve … İnşaat Yatırım Turizm İşletme ve Ticaret A.Ş arasında 13/12/2015 tarihinde Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmıştır. Dava dışı … tarafından da kredi teminatı olarak ” …. Konut” 17/06/2016 tarihinde 1.000.000,00 TL ipotek değeri üzerinden ipotek verildiğini, söz konusu kredi taksitlerinin ödenmemesi neticesinde müvekkil banka tarafından … Müdürlüğünün … dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi, … Müdürlüğünün … dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, bir kısım borçlu-müteselsil kefiller ile 3. Kişi tarafından (….- …) alacağın temlik alınması talebiyle ve bu talebin bankamızca değerlendirilmesi koşulu ile bir kısım ödemeler müvekkil bankaya yapılmıştır. Yapılan ödemeler ve alacaklı Bankanın uyguladığı faiz indirimi uygulamalarıyla birlikte dosya alacağı tamamen tahsil edildiğini, 26/07/2020 tarihinde müvekkil banka ile … (KEFİL) – 112.000,00 TL ve … (3. ŞAHIS) -50.000,00 TL ödeme yapması sebebiyle taleplerinin değerlendirilmesi neticesinde alacak temlik sözleşmesi imzalandığını, 26/06/2020 tarihli T.C …Noterliği … yevmiye sayı ile düzenlenen temlikname ile 112.000,00 TL …’ e temlik edilmiş olup, … söz konusu 112.000,00 TL temlik işleminin iptali ve 112.000,00 TL tutarındaki alacağını dava dışı …’e temlik ve devir edilmesi talebiyle 02/09/2020 tarihinde bankaya müracaat etmiştir. İlgili temlikname ortadan kalktığını, böylece … Ticaret Mahkemesi … E sayılı dava dışı …’ın Bankamız ve ilgililer aleyhinde açmış olduğu tasarrufun iptali davası da konusuz kaldığını, kredi alacağına mahsuben yapılan tahsilat yapılmış, ödeme nispetinde alacak ödemeyi yapan kefilin talebi doğrultusunda temlik edilmiştir. Davacının kefil olarak ödemekle yükümlü olduğu tutarı ödememesi sebebiyle temlik alana karşı sorumluluğu devam ettiğini, davalı bankanın 3. Kişiye temlikname düzenlemesi TBK 596/2 VE TBK127/2 uyarınca bir aykırılık teşkil etmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının davalılara borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı ,davalı … Bankası A.Ş. … Şubesi ile dava dışı … Sistem Bil. Tek. Sav. San. Ve Tic. A.Ş arasında 31.12.2015 tarihli 500.000,00.-TL bedelli olarak akdedilen genel kredi sözleşmesine kefil olmuştur. Aynı sözleşmeyi davacı ile birlikte, …, … ve … İnş. Yat. Turz. İşl. ve Tic. A.Ş. 31.12.2015 tarihinde imzalayarak müşterek müteselsil kefil olmuşlardır.
Bu sözleşme kapsamında kullanılan kredilerin kredi borçlusu şirket tarafından zamanında ödenmemesi üzerine davalı banka ferileri ile toplam 267.956,67.-TL alacağın tahsili için; asıl borçlu … Sistem San. ve Tic.A.Ş. ve müşterek müteselsil kefiller olan …, …, … İnş. Yat. Turz. İşl. ve Tic. A.Ş., … aleyhinde … Müdürlüğünün E:… sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatmış ve … Müdürlüğünün E:… sayılı dosyasında da; aynı alacağın tahsili amacıyla banka tarafından kredi kullanan şirket lehine ipotek veren … ve borçlu şirket aleyhine tahsilde tekerrür olmaması kaydıyla, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatmıştır. Davalı alacaklı … Bankası A.Ş. … Müdürlüğünün E:… sayılı dosyasında 13.01.2020 tarihinde , … Müdürlüğünün E:… sayılı dosyasında 10.01.2021 tarihinde borcun haricen tahsil edildiğini bildirerek tüm hacizlerin fekki ve dosyanın işlemden kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı bankaya yazılan yazı cevabına göre de Kefil … tarafından 112.000 TL, … tarafından 50.000 TL, … tarafından 18.165 TL, davacı tarafından 127.516 TL, … 7.368,18 TL ödeme yapılmış olduğu belirtilmiştir.
Davalı banka tarafından …Noterliğinin 07.09.2020 tarih ve … yevmiye nolu alacak temlik sözleşmesi ile … Müdürlüğünün E:… ve … Müdürlüğünün E:… sayılı dosyalarında 162.000 TL alacak davalı … ve …’ye temlik edilmiştir.
Alacağın devrine(temlikine) ilişkin düzenlemeler 6098 sayılı TBK’nın 183. ve devamı maddelerinde yer almaktadır. Alacağın temliki, bir alacağın, alacaklı tarafından başka bir kimseye devir edilmesidir. Böyle bir devir ile borç ilişkisindeki alacaklı taraf değiştiği gibi alacak hakkı da eski alacaklıdan (devir eden) yeni alacaklıya( devir alan) geçer.TBK’nın 184. maddesine göre, alacağın devrinin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmış olmasına bağlıdır. Alacağın devri sözü verme ise şekle bağlı değildir.
Alacağın temliki borç ödeme, tahsil ya da güvence maksatları ile yapılabilir. Alacağın temlik edilmesinde borçlunun rızasına gerek yoktur. Alacağın devrinin hüküm ifade edebilmesi bir alacağın bulunması, mevcut bir alacak kadar ileride kazanılacak ya da şarta bağlı alacaklar da temlik konusu olabilir. Mahiyeti itibariyle alacağın temliki iki taraflı bir hukuki işlemdir. Devreden ile devir alanın iradelerinin uyuşması ile hüküm doğurur. Devir ile birlikte alacak devir alanın malvarlığına girer. Alacak ile birlikte alacağa bağlı fer’i haklar, alacak için gösterilmiş ayni ve şahsi güvenceler, faiz ve cezai şart da devir edilmiş olur. Devir ile birlikte devredenin alacaklı sıfatı son bulur, yerine devir alan alacaklı sıfatını kazanır. Bu nedenle borçlu yeni alacaklıya karşı edimini ifa etmekle yükümlü olur. Ancak devirden haberdar edilmeyen borçlu iyiniyetle eski alacaklıya borcunu ifa ederek borcundan kurtulur. Devirden haberdar edilmişse artık devir alana borcu ifa ederek borcundan kurtulabilir. Devralan, borcun ifasını borçludan isteme hakkına sahip olur. Bunun için devir senedini ibraz etmesi yeterlidir. Borçlu, devri öğrendiği anda devredene karşı sahip olduğu alacağa bağlı bulunan def’i ve itirazları ileri sürebilir. Mevcut bir alacağın devrinde, devir konusu alacak hakkı, yazılı temlik sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte devralanın malvarlığına geçer. Sözleşmenin yapıldığı esnada mevcut olmayan müstakbel alacakların devrinde ise tasarruf işleminin yapıldığı an ile hüküm ve sonuçlarını doğurduğu an arasında bir ayrım yapılmalıdır. Bu halde temlik işlemi hüküm ve sonuçlarını alacak hakkının doğduğu anda doğurur. Yani önceden yapılan tasarruf işlemi sayesinde alacak hakkı, doğduğu anda başkaca bir işleme gerek kalmaksızın devralanın malvarlığına geçer. Öte yandan TBK m. 191 hükmüne göre alacak, bir edim karşılığında devredilmişse devreden, devir sırasında alacağın varlığını ve borçlunun ödeme gücüne sahip olduğunu garanti etmiş olur.
Türk Borçlar Kanunu’nun 167. Maddesinde düzenlenen” Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir. Borçlulardan birinden alınamayan miktarı, diğer borçlular eşit olarak üstlenmekle yükümlüdürler.” şeklindeki hükümde de, müteselsil sorumlulardan herbirinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirtilmiştir.
Bu açıklamalar ışığından somut olayda temlike konu icra dosyalarındaki borçların davalı bankanın harici tahsil yapıldığını bildirim tarihlerinden(10.01.2020-13.01.2020) önce veya aynı gün ödendiği kabul edilmelidir. Kaldı ki davalı banka da haricen tahsil yapıldığını açıkça belirtmiştir. Yukarıda da açıklandığı üzere geçerli bir temlikten bahsedebilmek için temlik tarihinde doğmuş veya ilerde doğacak bir alacak söz konusu değildir. Bu nedenle davalı bankanın diğer davalılara yapmış olduğu temlik temlik tarihinde mevcut bir alacak olmaması nedeniyle geçerli değildir. Geçersiz temlikname alacak hakkı vermeyeceğinden davalıların bu temliknameye dayalı başlatmış oldukları takip de haksızdır. Ayıca davacı söz konusu krediye müteselsil kefil olmuş olup, borç miktarı ve ödemiş olduğu miktar nazara alındığından diğer kefillerin B.K. 167 kapsamında davacıya müracaat hakkı da bulunmamaktadır. Açıklanan bu nedenlerle davacının davasının kabulü ile, davacının …Noterliğinin 07.09.2020 tarih ve … yevmiye nolu alacak temlik sözleşmesi nedeniyle davalılara, … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası nedeniyle davalı …’e ve … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası nedeniyle davalı …’ye borçlu olmadığının tespitine, …Noterliğinin 07.09.2020 tarih ve ….yevmiye nolu alacak temlik sözleşmesinin davacı yönünden iptaline, davalıların kötüniyeti tespit ve ispat olunmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının kabulü ile, davacının …Noterliğinin 07.09.2020 tarih ve … yevmiye nolu alacak temlik sözleşmesi nedeniyle davalılara, … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası nedeniyle davalı …’e ve … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası nedeniyle davalı …’ye borçlu olmadığının tespitine, …Noterliğinin 07.09.2020 tarih ve …. yevmiye nolu alacak temlik sözleşmesinin davacı yönünden iptaline,
Davalıların kötüniyeti tespit ve ispat olunmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
İş bu dava nedeniyle alınması gerekli 11.066,22 TL harçtan 2.766,56 TL peşin harcın mahsubu ile kalan 8.299,66 TL harcın davalılardan(… 3.415,50 TL yi geçmemek , … 7.650,72 TL ‘yi geçmemek üzere ) müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan 79,50 TL posta ve tebligat gideri, dava açılırken ödenen 2.820,96 TL yargılama harcı olmak üzere toplam 2.900,46 TL yargılama giderinin (… 895,20 TL’ yi geçmemek , … 2.000,26 TL ‘yi geçmemek üzere )davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalılardan (… 407,40 TL’ yi geçmemek , … 912,60 TL ‘yi geçmemek üzere ) müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
Kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir ve tespit edilen 19.340,00 TL vekalet ücretinin davalılardan (… 5.969,13 TL’ yi geçmemek , … 13.370,87 TL ‘yi geçmemek üzere ) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara BAM’da İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.
¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.