Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/578 E. 2021/654 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/578 Esas – 2021/654
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R

ESAS NO : 2020/578
KARAR NO : 2021/654

HAKİM : …..
KATİP : …..

DAVACILAR : 1……
DAVALI : …..
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/11/2020
KARAR TARİHİ : 21/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH: 22/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketler ile davalı arasında müvekkillerine ait şantiyelerde kullanılmak üzere akaryakıt alım-satım işi yapıldığını, bahsi geçen iş uyarınca davalı şirketin, müvekkillerine ait …. şantiyelerine akaryakıt sağladığını, şantiyelerde her iki müvekkili firmaya ait araçların kullanılması nedeniyle iki firmanın ayrı ayrı zarara uğramış olduğunu, müvekkillerinin şantiyelerine davalı tarafından sağlanan akaryakıt kalitesinin sözleşmeye aykırı olduğunu, müvekkilinin zarara uğramasına neden olunduğunu, müvekkili şirketlerin, şantiyelerdeki çalışmalar sırasında artan motor, yakıt pompası ve enjektör arızaları üzerine araçlarda kullanılan akaryakıtın kalitesinden şüphe ederek akaryakıtlardan numune alarak kalite kontrol deneyi yaptırdıklarını, bu kalite deney raporunun sonucuna göre müvekkile satılan akaryakıtın değerleri referans sınır değerlerinin altında ya da üstünde olduğunu, müvekkilleri tarafından …. Laboratuvar Tur. İnş. Pet. Ür. San. Tic. Ltd. Şirketine yaptırılan P20.10002 İstek Numaralı deney test raporunu sayın mahkemeye ibraz ettiklerini, müvekkilleri tarafından durumun tespit edilmesi üzerine davalı … Oto Ak. Ev Aletleri Tur. Teks. Gıda Mar. Lok. İşl. San. ve Tic. Ltd. Şirketi’ne Ankara ….. Noterliğinin 33713 Yevmiye Numarası ile 08.09.2020 tarihinde ihtarname keşide olunmuş ve davalıya tebliğ edilmiş olduğunu, davalı şirketin ihtarnameye vermiş olduğu cevabı ihtarnamede kendi firmalarının akaryakıtlarının standartlara uygun olduğunu belirttiklerini, bunun üzerine Ankara Arabuluculuk Komisyonu’na başvurularak, yapılan müzakerelerde de anlaşma sağlanamamış olduğunu, E-imza olarak tutulan dava şartı arabuluculuk son tutanak sureti ile ihtarname suretini mahkemeye sunduklarını, davalı şirketin sözleşmeye aykırı akaryakıt temini nedeniyle müvekkili firmaların giderlerinde artış meydana geldiğini, müvekkili firmaların şantiyelerinin büyük bir kısmını akaryakıt ile çalışan araçlar oluşturmakta olduğunu, davalının standartlara uygun olmayan akaryakıtının kullanılması nedeniyle araçlarda arızalar meydana geldiğini ve bu arıza bedellerinin müvekkili firmalarca karşılanmış olduğunu, aynı zamanda bazı araçların yerine muadil araçlar kiralandığını, müvekkiller tarafından ödenen araç bakım – onarım ve araç kiralama bedellerine ilişkin fatura suretlerini ibraz ettiklerini, müvekkili firmaların yine davalının standartlara aykırı akaryakıt temini nedeniyle gelir kaybına uğradığını, yukarıda bahsedildiği üzere akaryakıttan dolayı arızalanan araçların bazılarının onarımda olduğu sırada muadillerinin de kiralanamamış ve şantiyelerdeki çalışmanın durmuş olduğunu, müvekkili firmaların taşeron şirket olarak ihale sahibi idarelere iş yapmakta olduğunu, bu durumun dikkate alındığında müvekkili firmaların şantiyelerindeki çalışması baz alınarak gelir elde etmekte olduğunu, çalışmanın durması nedeniyle iş ve işçilik masrafları kayıpları meydana geldiğini, bununla birlikte idarenin yüklenicisi olan müvekkili şirketlerin ihale sahibi idareye karşı cezalı duruma düşmek zorunda kalmış olduklarını, başka bir anlatımla örnek vermek gerekirse; bir şantiyeden 30 günde ortalama 100 Birim Fiyatlık üretim yapan müvekkil şantiyelerinin davalının kusurlu davranışları nedeniyle 30 günde ortalama 75 Birim fiyatlık üretim yapmak zorunda kalmış olduklarını, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik, müvekkillerinin maddi zararı olan 1.000,00. TL’nin temerrüt tarihi itibariyle işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; HMK. uyarınca genel yetkili Mahkemenin davalının ikametgahı mahkemesinin olduğunu, davalı müvekkilinin ticaret merkezinin … olduğunu, davaya bakmaya yetkili ve görevli Mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, öncelikle yetki itirazının kabulü ile davanın yetkili … Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep ettiğini, her ne kadar davacı şirketlerin müvekkili şirketten toptan akaryakıt satın almışlar ise de, davacı şirketlerin iki ayrı tüzel kişiliğe sahip şirketler olduğu gibi ayrı zamanlarda ve farklı miktarlarda müvekkili şirketten akaryakıt satın aldıklarını, dolayısıyla, davacı şirketler arasında eldeki davayı açmakta zorunlu bir dava arkadaşlığı bulunmayıp her ikisinin tek dava ile müvekkilimize karşı dava açmaları HMK. uyarınca usule aykırı olduğunu, bu bakımdan davanın reddini talep ettiklerini, müvekkili davalı şirketin, ülkemizde akaryakıt ürünlerini satma ve dağıtma yetkisine sahip olan dağıtıcı firmaların resmi lisanslı bayisi olup, davacı şirketlerin müvekkili şirketten ihtarları öncesinde çeşitli tarihlerde toptan akaryakıt satın ve teslim almış olduklarını, müvekkili şirketin, davacı şirketlere satım ve teslimini gerçekleştirdiği tüm akaryakıtların, Kırıkkale- Antalya ve Mersin Rafinerilerdeki yasal dağıtıcı firma olan Petrol Ofisi A.Ş. nin dolum tesislerinden dolumu yapılarak teslim edilen ulusal markere sahip ve hiç bir ayıbı olmayan normal değerlere sahip akaryakıtlar olduğunu, dolayısıyla, müvekkili şirketin akaryakıt üreten yada dağıtıcı firma olmayıp, dağıtıcı firmaların satışını yaptığı akaryakıtları kendi müşterilerine satım ve teslimini yapan lisanslı bayi konumunda olduğunu, akaryakıtı üreten firma konumunda olmadığını, bu itibarla, hiç bir iddiayı kabul ettikleri anlamına gelmemek kaydı ile davacıların iddialarını esasen dolumu yapan Petrol Ofisi ya da ilgili dağıtıcı firma hangisi ise o firmaya zamanında yapacağı muayene ve akabinde yapacağı ihbarla yöneltmesi gerektiğini, (Zira her müşteri gibi da davacıların da akaryakıtın hangi ulusal firma tarafından satıldığını bilmekte olduklarını) Ya da en azından satıma konu akaryakıtları tüketmeden muayene edip varsa şüphelendiğini müvekkili şirkete haber verseler idi müvekkilince üst firma olan dağıtıcı firmaya bu durumun bildirilip dağıtıcı firmada iddiaya konu akaryakıt ürününü inceleyip test edebileceğini, ancak dava şirketlerin ihtarları öncesinde bu yönde hiç bir bildirimleri olmadığını, Davacıların hangi ve kimden satın alındığı da belli olmadığı gibi müvekkilince satılan ürüne ait olduğu da belli olmayan (davacı şirketlerin sadece müvekkilinden değil başkaca firmalardan da akaryakıt aldıklarını) bir akaryakıtta yaptırdıklarını iddia ettikleri analiz raporuna davalarında dayanmış olduklarını, kabul etmedikleri analiz raporuna dayanarak müvekkili şirketten ileri sürdükleri iddialar ile talepte bulunabilmelerinin hukuken mümkün olmadığını, tarafların ticari defter ve kayıtları incelendiğinde de ortaya çıkacağı üzere, ilgi tutulan analiz raporunu kabul anlamına gelmemek kaydı ile analiz raporunun 31/08/2020 davacılardan Özcoşkun Yapı Mim.San. ve Tic. A.Ş. tarafından yaptırıldığını, belirtilen davacının isminin yazdığını, oysa ki, davalı müvekkili tarafından bu şirkete en son 05/06/2020 tarihinde akaryakıt satımı yapılmış olduğunu, satım tarihinden 87 gün sonra yapıldığı anlaşılan, davacının iddiasına dayanak olarak ileri sürdüğü teste konu akaryakıtın müvekkili şirket tarafından satılan akaryakıt olduğu iddia edilemeyeceği gibi aradan geçen böylesine uzun sürede satıma konu akaryakıta ne olduğunun belli olmadığını, bu sürede davacı şirketin satıma konu bu akaryakıtı zaten çoktan tüketmiş olduğunu, teste konu akaryakıtın müvekkilince satılan akaryakıt olmasının fiziken mümkün olmadığını, bu noktada önemle belirtmek istediklerini ki, takdir edileceği üzere tarafların tacir oldukları ve tacirler arasındaki ticari iş ve satımlarda, alıcının TTK. 23/3 fıkrası uyarınca malı teslim aldıktan 8 gün içinde incelemek veya incelettirmek ve bu inceleme neticesinde malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu bu sürede satıcıya ihbarla yükümlü olduğunu, davacı Özcoşkun Yapı Mimarlık A.Ş.nin en son 87 gün önce 05/06/2020’de davalıdan akaryakıt satım ve teslim aldığı gözetildiğinde yasada belirtilen sürede ürünü muayene ettirmediği ve davalı şirkete yine bu sürede usulüne uygun, zamanında yaptığı ayıp ihbarının da bulunmadığının açık olduğunu, keza akaryakıt ürünün tesliminden sonra sorumluluğun alıcı firmaya geçmekle, ürünün muhafazasından da davacıların sorumlu olacağının tabii olduğunu, teslimden sonra ürüne ne olduğunun, gerektiği gibi muhafaza edilip edilmediğinin, aynı şekilde ürünün boşaltıldığı davacıya ait depoların temiz olup olmadığının, davalı müvekkilinin bilebilme imkanı ve şansının bulunmadığını, dolayısıyla, davacının davasında ayıp iddiasına dayandığı gözetildiğinde muayene ve ayıp ihbar kurallarına uymadığı, bu halde satıma konu malı mevcut haliyle kabul etmiş sayılacağının kabulünün gerektiği, bu itibarla da davanın yerinde olmadığını, davada ileri sürülen iddiaların zamanı belli olmayan, genel ifadelere dayalı, hangi şirketin ne miktar zararı olduğunun açıklanmadığı, hangi satıma konu akaryakıt nedeniyle ne zararın doğduğunun açıklanmadığı, soyut iddialar olduğu anlaşıldığı gibi, davacılardan Maki İnş.Tur.San.ve Tic.Ltd.Şti.nin ise müvekkilinden satın aldığı akaryakıt ürünleri ile ilgili davasında resmi ya da özel her hangi bir test raporuna dahi dayanmadığını, dolayısıyla anlaşılmaktadır ki, davacı şirketlerin zamana yayılmış satım ilişkisi içinde satın aldıkları ürünleri zamanında muayene ettirmemiş olduklarını ve zamanında bir ayıp ihbarında da bulunmamış olduklarını, aksi yönde bir iddialarının bulunmadığını, bu durumda davacının uğradığını iddia ettiği zararlarının müvekkili şirket tarafından satılan akaryakıtlardan kaynaklandığının ileri sürebilmesinin hukuken mümkün olmadığını, bu nedenle davacı şirketlerin ihtarında 190.000 TL zarar iddiasında bulunup talep etmiş iken eldeki davada 1.000 TL talep etmiş olduklarını, hiç bir kabul anlamına gelmemek kaydı ile belirttikleri üzere, davacı şirketlerin müvekkilinin şirket dışında başka şirketlerden de akaryakıt alımı yaptıklarını, davacının dayandığı ve tek taraflı yapılan analizi yapılan akaryakıtın da müvekkilimiz şirket tarafından satımı ve teslimi yapılan akaryakıt olduğu yönünde bir belirleme ve kabul olmadığının açık olan dayandığı analiz raporunu kabul etmediklerini, davacı şirketlere satımı ve teslimi yapılan akaryakıtların dağıtıcı firmaların dolum tesislerinde dolumunun yapıldığı aynı tarihlerde, müvekkili şirketin aynı akaryakıttan başka bir çok müşterisine satış yapmış, ancak aynı akaryakıtları satın alıp tüketen müvekkilinin diğer müşterilerinden hiç bir şikayet gelmediğini, davacılardan da ticari ilişkide, öncesinde de bir şikayet gelmediğini, taraflar arasında davacı yanların ihtarı öncesinde yazılı ya da sözlü görüşme, beyanda bulunma vb. Olmadığını, hatta davacı Maki İnş. test raporu tarihinden sonra da müvekkilimizden akaryakıt satın almış, kullanmış olduğunu, sonradan satın aldığı akaryakıtlar ile ilgili dayandığı bir test raporu ve şikayeti de olmadığını, bu durumun dahi davacıların iddialarının yerinde olmadığının açık kanıtı olduğunu, bu anlamda ispat yükü davacı da olup davacıların müvekkilince satılan akaryakıtlar nedeniyle zarara uğradığını ispat etmelerinin gerektiğini, ancak ortada bu yönde bir delilinin bulunmadığını, davacı şirketlere satımı yapılan tüm akaryakıtların resmi düzene ve TSE standartlarına uygun olduğunu, uygun olduklarına dair dolum tesislerinden alınmış raporların da mevcut olduğunu, bu analiz raporlarının delillerinde belirttikleri yerlerden celbini talep ettiklerini, yetki itirazlarının kabulü ile davanın yetkili … Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, davacıların yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, yanlış akaryakıt temininden kaynaklı zarar istemine ilişkindir.
Mahkemizce aldırılan 15/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda; davacıların defterleri ve dosyadaki belgeler dikkate alınarak yapılan inceleme sonucunda; davacıların defter kayıtları ile kayıtlara dayanak teşkil eden faturaların muhasebe usul ve esaslarına uygun kaydedildikleri, süresinde gerekli tasdik ve onay işlemlerinin yapılmış olduğu dikkate alındığında; tarafların 2019, 2020 yılı defterlerinin delil vasfına dair nihai hukuki değerlendirme ve takdirin mahkemeye ait olduğu, taraflar arasında davacıların davalıdan akaryakıt alımına konu ticari ilişki olduğu, davacıların davalıdan alınan kirli akaryakıt nedeni ile araçlarının hasara uğradığı iddiasına ve dosyaya katlandıkları hasar bedellerine ilişkin olarak dosyaya sundukları faturalar değerlendirildiğinde, davacıların 01.07.2020 ve 07.07.2020 dönemlerine tekabül eden (7.080,00+19.765,64=) 26.845,64 TL hasarlarının doğduğu dönemde davalı ile ticaret yapmış oldukları, 15.02.2019 tarihli 161.832,19 TL hasar bedelinin olduğu dönemde davalı ile ticaretlerinin bulunmadığı, davalıdan alım yapan davacı Maki .. Şirketi’nin Şubat-Ağustos/2020 dönemlerinde davalıdan akaryakıt alımı yaptığı, davacı Özcoşkun …. Şirketi’nin Aralık/2019 ve Haziran/2020 tarihlerinde akaryakıt alımı yaptığı, davacı şirketlerin, davalıdan akaryakıt alımlarına ilişkin olarak, Petrol Ofisi … A.Ş. Tarafından dosyaya verilen cevabi yazı ekindeki, deney raporlarında referans kirlilik azami değeri 24 iken ölçülen değerin 12’den büyük olduğunun belirtilmş olduğu,
Şahit Numune analiz deney raporları konusunda, numunelerin davacı Özcoşkun Yapı Mimarlık San. Ve Tic. A.Ş. tarafından istenen analizlerin, Ağ Laboruatuvar Tur. İnş. Pet. Ür. San. Tic. Ltd. Şti.’ne 31.08.2020 tarihinde verildiği, numunelerin 31.02.2020-02.09.2020 tarihlerinde deneye tabi tutulduğu, deney raporunda referans kirlilik azami değeri 24 iken ölçülen değerin 31 olduğunun rapor edildiği, davacı firmaların, davalı firma dışında mal alımı yaptığı firmalar bulunduğu, bu firmalardan alım yapılan tarihler belirtilmek sureti ile şantiye bazında alımları inceleme bölümünde listelendiği. sağlıklı rapor düzenlenebilmesi için, söz konusu firmaların, şahit numune deney analiz raporları ile tanker analiz raporlarının da dosyaya sunulması gerektiği tespit edilmiştir.
Toplanan deliler ve tüm dosya kapsamında yapılan inceleme sonucu, her ne kadar davacılar davalıdan aldığı akaryakıtın ayıplı olması nedeniyle araçlarının arıza yaptığını iddia ederek eldeki davayı ikame etmiş ise de ,davacılar tarafından aldırılan ve incelen şahit numunenin davalıdan alınan akaryakıta ilişkin olup olmadığının belirsiz olduğu, ayrıca numunelerin akaryakıt temin tarihi olan 05.06.2020 tarihinden çok sonra 31.08.2020 tarihinde incelenmiş olduğu bu itibarla basiretli tacir olan davacıların ,davalıdan temin etmiş olduğu akaryakıtı derhal inceleyerek analiz ettirmesi ve TTK 23/c, BK 223 maddesi gereğince derhal ayıp ihbarında bulunması gerekmesine rağmen süresinden çok sonra ayıp ihbarında bulunulmuş olduğu , davacıların aynı dönemde birçok firmadan akaryakıt temin etmiş olması nedeniyle zarara salt davalı firmadan alınan akaryakıtın sebep olduğunu belirtilmesinin sorumluluk ilkelerine aykırı olduğu, davacının ayıplı olduğu iddia ettiği akaryakıtın davalıdan temin edildiğini ve bu akaryakıt nedeniyle makinaların zarar gördüğünü ispatlayamadığı ve süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın reddine,
İş bu dava nedeniyle alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile kalan 04,90 TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına AAÜT gereğince takdir ve tespit edilen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara BAM’da İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/10/2021

Katip ….
¸e-imzalıdır.

Hakim ……
¸e-imzalıdır.

¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.