Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/562 E. 2021/8 K. 12.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ANKARA
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/562
KARAR NO : 2021/8

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 04/11/2020
KARAR TARİHİ : 12/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dilekçesiyle özetle; Ankara ilinde 28/05/2018 tarihinde, dolu ile birlikte yaşanan aşırı yağışların sigortalı işyerinin olduğu muhitte oluşan sel sonucunda yağmur sularının müvekkili şirket tarafından teminat altına alınan sigortalı … İnşaat Taahhüt San. Tic. Ltd. Şti.’ye ait adresteki bağımsız bölümün depo kısmına dolarak maddi hasara sebebiyet verdiği, hasarın müvekkili şirket tarafından tazmin edildiği, davalı idarenin hasarın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olduğu, bu nedenle müvekkili şirket lehine rücu hakkı bulunduğu, 6102 sayılı TTK’nın 1472. Maddesine göre Halefiyet ilkesi gereğince sigortalıya yapılan ödemenin faizi ile birlikte müvekkili şirkete ödenmesini talep ettikleri, davalı borçlu tarafından … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı borçlu aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesiyle özetle; Yargı yolu itirazında bulunduklarını, davanın idari yargıda açılması gerektiğini, ayrıca husumet yönünden itirazları olduğunu, dava dilekçesinde iddia edilen aşırı yağış sonucu oluşan sel sularının depoya dolması ile idare arasında illiyet bağının olmadığını, müvekkili idarenin mücbir sebep sayılan afet niteliğindeki yağışları öngörmesinin mümkün olmadığının, dava konusu iddia edilen zararın oluşumunda idarenin ne kusurlu nede kusursuz sorumluluğunun mevcut olmadığının, kabul anlamına gelmemek üzere gerçek zararın somut delil ve tespitlerle ispatlanması ve zarar tutarından sigorta priminin de düşülmesi gerektiği, icra inkar tazminatı talep edilemeyeceğini açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı … Ankara ilinde 28/05/2018 tarihinde dolu ile birlikte yaşanan aşırı yağışlar nedeniyle oluşan sel sonucunda yağmur suları ile davacı şirket tarafından teminat altına alınan işyerindeki bağımsız bölümü depo kısmına dolarak eşyalara sirayet ederek maddi hasara sebebiyet verdiği iddia edilerek ve hasarın davacı şirket tarafından tazmin edilmiş olup davalıdan rücu hakkı doğduğu nedenle icra takibine geçildiği, davalı tarafından … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı borçlu aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari sayılan işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Bu nedenlerle işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece re’sen dikkate alınır.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açmış olduğu bu itirazın iptali davasında görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararında; “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir, bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz, bu dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir, sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası içinde söz konusudur.” ilkesinin benimsendiği anlaşılmıştır. Buna göre halefiyete dayalı olarak açılan davada taraflar arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Somut olaya gelindiğinde davacının sigortalısı ile davalı arasındaki hukuki ilişki haksız fiilden doğmuştur. Davalı … tacirdir, ancak bu davada TTK’nın 4/1 maddesindeki nispi ticari dava koşulları oluşmadığı gibi aynı maddede düzenlenen mutlak ticari dava niteliği de bulunmamaktadır, taraflar arasındaki ilişki ticari ilişki niteliğinde olmadığı, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmadığı da anlaşılmış, bu durumda bu davaya genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk mahkemelerinin bakmakla görevli olduğu anlaşılmıştır.
Bu davada, davacının halefiyete dayalı olarak açtığı itirazın iptali davasına, Asliye Hukuk Mahkemelerince bakılacağı, Ticaret Mahkemesinin görevli olmadığı nedenle 6100 sayılı HMK.’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca bu hususunun dava şartlarından olduğu ve davanın her aşamasında resen dikkate alınacağı da gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi görevli mahkeme olduğundan, Mahkememizin görevsizliğine , 6100 sayılı H.M.K’nun 114 ve 115.maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dava dosyasının Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine tevzi için Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3- Yargılama gideri , vekalet ücreti ve harç konusunda HMK ‘nun 331/2.maddesi gereğince görevli mahkemece karar verilmesine ,
4- Karar kesinleştiğinde ve gönderme talebinde bulunulmadığı takdirde HMK ‘ nun 22. maddesi 1.fıkra son cümlesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına ve kullanılmayan gider avansının HMK’ nun 333. maddesi gereğince davacıya iadesine,
Dair Davacı Vekili Av. …’nın yüzüne karşı dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara BAM’da İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/01/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.