Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/513 E. 2022/252 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ANKARA
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2020/513 Esas
KARAR NO : 2022/252

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …

VEKİLİ : Av. … ….
DAVALI : … – …

VEKİLİ : Av. … -….
DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 14/10/2020
KARAR TARİHİ : 10/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dilekçesiyle özetle; davacının güvenlik şirketi olup, davalı firmaya ait olan AVM ye güvenlik hizmeti verdiği, hizmet alan firma ile müvekkilinin arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu, taraflar arasında yapılan hizmet sözleşmesinin 5. maddesi gereğince, personelin kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin alacakları müşteriye yani davalı üst işveren firmaya aittir. İlgili sözleşme maddesine rağmen, davalı üst işveren firma, … isimli personele ödenen kıdem tazminatı ve yıllık izin alacağı ile … isimli personele ödenen kıdem tazminatı ve yıllık izin alacağını ödememiş olup, bu ödemeleri müvekkili alt işverenin yaptığını, adı geçen 2 personelden … için, 10.871,09 TL (kdv dahil 11.836,60 TL) (EK-2 Dekontlar, İbraneme ve Fatura) ödenmiş ve …için (arabuluculuk anlaşması çerçevesinde, başkaca işçilik alacağı talep etmeyeceği belirtilerek) 7-8-9-10. Ayın 30 unda olmak üzere, 5.000 TL üzerinden, toplamda net 20.000 TL (dava tarihi itibariyle son taksit hariç) ödendiğini, davalı firma, sorumlu olduğu (ve buna istinaden personele ödeme yapılacağı belirtilerek ibranamesi tanzim edildiği) halde, (EK-3 İbraneme) … isimli personele ödeme yapmaması üzerine, dava dışı işçinin, arabuluculuk başvuru yoluna gitmek durumunda kalması neticesinde, davalı şirket yine sorumluluk kabul etmeyerek, arabuluculuk ödemesine katılmayacağını belirmiş ve sürecin uzamaması adına, arabuluculuk ücreti de müvekkili şirket tarafından ödendiği, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, (alacağın miktarı ve konusu tartışmalı olduğundan bahisle) kısmi dava miktarı olarak, şimdilik 1.000 TL nin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek olan en yüksek ticari faizi ile birlikte, tahsiline karar verilmesini istemiş, harcını da yatırmış olduğu 08/04/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile rücu edilen alacak miktarı
¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.

yönünden 9.818,86-TL olarak, 2.814,24-TL hakediş alacağı olmak üzere dava değerini 12.633,00-TL olarak arttırdığı anlaşılmıştır.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı yan ile hizmet alımı sözleşmesi bulunmadığını, son olarak 01.10.2016 tarihinde yapılan 1 yıllık sözleşmenin 01.10.2017 tarihinde sona erdiğini, dava dışı işçi …’in SGK kaydının davacı şirket tarafından yapıldığını, davacı şirketin hiç bir bilgi vermeksizin 20.12.2019-04.01.2020 tarihleri arasında yıllık izne gönderildiğini, 05.01.2020 tarihinde davacı şirket tarafından işten çıkartıldığını, aynı işlemlerin … ve Mehmet BİROK isimli personeller için de yapıldığını, müvekkili şirketin …’e ihbar öneli kullandırmak durumunda kaldığını, ayrıca kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretinin hesaplanarak davacı şirkete 15.459,00 TL ödeme yapıldığını, Sevil ÖZKAN’ın müvekkili şirkete01.04.2015-20.03.2020 tarihleri arasında çalıştığını, oysa davacı tarafından 2014 yılından itibaren hesaplamalar yapıldığını, işçinin kiıdem tazminatı hesaplaması ile yıllık izin alacağının fiyat farkı tutarına ilişkin davacıya 23.03.2020 tarih ve 2.359,72 TL bedelli iade faturasi düzenlendiğini, davacı firma tarafından işçi için gönderilen tazminatlar …’e ödenmediği için işçi tarafından arabuluculuk yoluna başvurulduğu, adı geçen işçi için gönderilen tazminatların davacı firma tarafından adı geçen işçiye ödenmediğini, işçi tarafından yapılan başvuru üzerine yapılan toplantı neticesinde taraf olarak 1000 TL ödeyecekleri ve arabuluculuk ücretinin davacı tarafından ödeneceği hususunda toplantı tutanağı düzenlendiğini, müvekkili şirketten davacı şirketin 1000 TL daha ödenmesi durumunda anlaşma sağlamış oluruz denilerek istendiğini, müvekkili şirketin arabuluculuk toplantısında başvurucunun taleplerini kabul etmediğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı firma ile yarı yarıya sorumluluk esası bulunduğundan yapılan fazlaca ödemelerin mahsubunu talep ettiklerini, davacı şirketin işçilerin ücretlerini peşin alıp işçilere taksitle ödeme yolunu seçtiğini, hakediş bedeli olarak talep edilen 2.814,24 TL’nin neye istinaden talep edildiğini anlaşılamadığını, davacı firmanın iş ilişkisini haklı neden olmaksızın Ocak 2020 tarihinde sonlandırdığını, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını, beyanla haksız davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı şirket davalı firmaya ait olan AVM’ye güvenlik hizmeti verdiğini, davalı üst işveren firma … isimli personele ödenen kıdem tazminatı ve yıllık izin alacağı ile … isimli personele ödenen kıdem tazminatı ve yıllık izin alacağını ödemediğini, bu ödemelerin davacı şirkete ait alt işverenin yaptığını iddia ederek bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporunda eksik olduğu belirtilen belgeler tamamlandıktan sonra dosya yeniden bilirkişi incelemesine verilmiş, sunulan bilirkişi ek raporunda
SGK kaydına göre dava dışı işçilerden;
…’in 01.04.2015-20.03.2020 tarihleri arasında
…’in 04.10.2017-05.01.2020 tarihleri arasında 1229556 işyeri sicil numaralı davacı işyerinde çalışma kaydının bulunduğu, 04.02.2020 tarihli “İbraname” başlıklı belgede …’in kıdem süresinin 2 yıl 3 ay 2 gün, 19042020 tarihli “İbraname” başlıklı belgede …’in kıdem süresinin 5 yıl 3 ay 16 gün, olarak belirlendiği ve buna göre ödeme yapıldığı anlaşıldığı, SGK tarafından hizmet cetveli eki işyeri listesi gönderilmediğinden, … yönünden 05.12.2014-31.03.2015 tarihleri arasında çalıştığı 1208596 işyeri sicil numaralı işyerinin davalı şirket ile ilgisi tespit edilemediği, bu nedenle aksi yönde bilgi ve belge de sunulmadığından, … yönünden 01.04.2015-20.03.2020 tarihleri arası 4 yıl 11 ay 20 gün üzerinden hesaplama yapılacağı, Davacı her iki dava dışı işçi için yıllık izin ücreti ödediğini iddia etmekte ise de; …’e izin ücreti ödemediğini beyan ettiği, 19.04.2020 tarihli “İbraname” başlıklı belgede … ‘in kullanmadığı yıllık izin süresinin 12 gün olduğu anlaşıldığı, dava dosyasında, hesaplamaya esas alınacak işçilerin giydirilmiş ücretlerine ilişkin ücret bordroları bulunmadığından yasal asgari ücret üzerinden hesaplama yapılacağı,
…’e ilişkin hesaplamalar yönünden net kıdem tazminatı 14.543,22-TL olarak hesaplandığı, yıllık izin ücreti yönünden dava dışı işçinin hizmet süresine göre yıllık ¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.

izin süresi 14×4=56 gün olup, bu süre üzerinden hesaplama yapıldığında net izin ücreti 841,59-TL olduğu, toplam 15.383,25-TL olup, arabulucu ücreti 923,00-TL olduğu,
…’e ilişkin hesaplamalar yapıldığında net kıdem tazminatı 6.593,20-TL, net ihbar tazminatı 3.470,90-TL toplam 10.520,63-TL olup, arabulucu ücreti 631,24-TL olup, davacı firma tarafından yapılması gereken toplam ödeme 26.277,86-TL olduğu, ödeme 16.459,00-TL olup, bakiye 9.818,86-TL kaldığı ve sonuç olarak dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerle sınırlı olarak yapılan tespit ve değerlendirmeler neticesinde, davacının ödediği miktarı davalıya rücu edebileceği ve ayrıca tamamını (%100) rücu edebileceği kanaatine varılması halinde, rücu edebileceği miktarın, davalı tarafından yapılan ödeme düşüldükten sonra 9.818,86-TL olabileceğini belirten raporun dosyamıza sunulduğu anlaşılmıştır.
1475 sayılı Yasanın 14/2. maddesi hükmü, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesinde belirtilen işyeri devrini de içine alan daha geniş bir düzenleme olarak değerlendirilebilir. Gerçekten maddede işyerlerini devir veya intikalinden söz edildikten sonra “…yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli…” denilmek suretiyle uygulama alanı 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesine göre daha geniş biçimde çizilmiştir. O halde kıdem tazminatı açısından asıl işveren alt işveren ilişkisinin sona ermesinin ardından işyerinden ayrılan ait işveren ile daha sonra aynı işi alan alt işveren arasırıda hukuki veya fiili bir bağlantı olsun ya da olmasın kıdem tazminatı açısından önceki işverenin devir tarihindeki ücret ve kendi dönemi ile sınırlı sorumluluğu, son alt işverenin ise tüm dönemden sorumluluğu kabul edilmelidir. “ hükmüne yerildiği, daha önce işçiyi çalıştıran firmaların sorumluluğu bakımından İş Kanununun işyeri devri hükümlerinin uygulanacağı kabul edilmek suretiyle kıdem tazminatı alacağı bakımından son alt işveren için tüm dönem üzerinden daha önce ihaleyi alan firmalar açısından ise kendi dönemleri üzerinden sorumlu olduklarına hükmedildiği,
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller değerlendirildiğinde; davacı şirket davalı firmaya ait olan AVM’ye güvenlik hizmeti verdiğini, davalı üst işveren firma … isimli personele ödenen kıdem tazminatı ve yıllık izin alacağı ile … isimli personele ödenen kıdem tazminatı ve yıllık izin alacağını ödemediğini, bu ödemelerin davacı şirkete ait alt işverenin yaptığını iddia ederek bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talebine ilişkin olduğu anlaşılmış, daha sonra davacı vekili talebini 12.633,00-TL olarak arttırdığı görülmüş,
Yukarıda ayrıntılı olarak anlatılan bilirkişi raporunda belirtildiği şekilde, davacı firma tarafından yapılması gereken toplam ödeme 26.277,86-TL olduğu, ödeme 16.459,00-TL olup, bakiye 9.818,86-TL kaldığı ve sonuç olarak dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerle sınırlı olarak yapılan tespit ve değerlendirmeler neticesinde, davacının ödediği miktarı davalıya rücu edebileceği ve ayrıca tamamını (%100) rücu edebileceği kanaatine varılması halinde, rücu edebileceği miktarın, davalı tarafından yapılan ödeme düşüldükten sonra 9.818,86-TL olabileceğini belirten raporun dosyamıza sunulduğu, davacı tarafça 2.814,24-TL hakediş alacağı talebi de olduğu, ancak davacı şirketi yönünden ödeme kaybı bulunmadığı görülmekle davacının 2.814,24-TL hakediş alacağı talebinin reddi gerektiği ve bilirkişi raporu hükme esas alınarak değerlendirilmekle, 9.818,86 TL alacağın 09/01/2020 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi ile;
9.818,86 TL alacağın 09/01/2020 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
İş bu dava nedeniyle alınması gerekli 670,73-TL harçtan 54,40-TL peşin harcın mahsubu ile kalan 616,33-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan
¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.

1.320,00 TL arabuluculuk giderinin 1.025,90-TL sinin davalıdan, 294,10-TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan 115,00-TL posta ve tebligat gideri, 750,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 865,00-TL yargılama giderinin kabul oranı üzerinden (% 77,72 kabul) 672,28-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacının dava açarken ödediği 108,80-TL peşin ve başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir ve tespit edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davanın reddedilen bölümü yönünden kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir ve tespit edilen 2.814,24-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair Davacı Vekili Av. Güngör Tanrıverdi, Davalı Vekili Av. … yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/05/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.