Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/475 E. 2021/476 K. 09.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R
ESAS NO : 2020/475
KARAR NO : 2021/476

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/09/2020
KARAR TARİHİ : 09/07/2021
G. K. YAZIM TARİHİ : 28/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takibe konu edilen 30/11/2018 vade, 05/11/2018 keşide tarihli ve 60.000,00 TL bedelli senetteki keşideci kısmında müvekkilinin ismi üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, karşı tarafı müvekkilinin tanımadığını, davalı taraf ile herhangi bir borç alacak ilişkisi mevcut olmadığını, takipten sonra karşı taraf ile telefonla yapılan görüşmede karşı tarafın senedin araç kiralama ilişkisinden kaynaklı olarak verildiğini iddia ettiğini , müvekkilinin Sakarya’da ikamet etmekte iken adını hatırlamadığı bir araç kiralama şirketinden araç kiraladığını, bedelini ödediğini, araç kiralama sırasında kira evrakı ile birlikte ilgili defterin alt kısmında kalan ve teminat amaçlı bir adet boş senedi, kira sözleşmesi eki olarak müvekkiline imzalattırıldığını, daha sonra aracı teslim edip senedi almak istediğinde senedi imha ettiklerini söylediklerini, müvekkilinin takip dayanağı senedin bu senet olmasından şüphe ettiğini, başkaca bir senet imzalamadığını, söz konusu senedin müvekkilinin araç kiralarken imzaladığı boş senet olması halinde gerçek dışı doldurulduğu ve amacı dışında kullanıldığından davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek , senetten ve takip konusu miktar üzerinden davalıya borçlu olmadığımızın tespitine ve takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile şahsı arasında araç kiralama sözleşmesi yapıldığını, sözleşme kapsamında davacı tarafa tahsis edilen aracın davacının kontrolünde iken trafik kazası yaptığını, aracı kaza yerinde bırakıp ayrıldığını, aracın çekici ile Sakarya iline getirildiğini, tamirat gider masrafları yaptığını, araçta değer kaybının meydana geldiğini , zarar konusunda tarafların anlaşarak takip konusu 60.000,00 TL’ lik senedin tanzim edilerek verildiğini belirterek, açılan davanın reddine karar verilmesini cevap ve talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, araç kiralama sözleşmesinden kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacının imzaya itirazı üzerine yaptırılan grafalog bilirkişi incelemesinde imzanın davacının el ürünü olduğu tespit edilmşitir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre; kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda “Sulh Hukuk Mahkemesi” görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Somut olayda, davacının araç kiralama nedeniyle bonoyu teminat amaçlı olarak imzaladığı, davacının yaptığı kaza nedeni ile oluşan zararın karşılanması amacı ile verilen bonoyu icra takibine konu edildiği anlaşılmaktadır.
Tüm bu nedenlerle taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklandığı ve 6100 sayılı HMK’nın 4/1-a maddesi uyarınca, dava değerine bakılmaksızın davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğu nazara alınarak , mahkememizin görevsizlik nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının davasının mahkememizin görevli olmaması nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Karar kesinleştiğinde ve istek halinde dosyanın görevli ve yetkili ANKARA SULH HUKUK MAHKEMESİ’NE tevzi için dosyanın Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğüne gönderilmesine,
Yargı gideri ve vekalet ücreti hususundaki kararın görevli mahkemece verilmesine ,
HMK’nun 20. maddesi gereğince, kararın istinaf edilmeden kesinleşmesi halinde kesinleştiği tarihten, istinaf edilmesi ve başvurunun esastan reddi halinde istinaf kararının tebliğinden itibaren, iki hafta içinde mahkememize başvurularak dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde, aynı madde gereğince mahkememizce resen davanın açılmamış sayılmasına ve yargı gideri ile vekalet ücreti hususunda karar verileceğine,
Tarafların işbu karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yoluna başvurabileceklerinin belirtilmesine,
Davacı vekillerinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda iş ve duruşma yoğunluğu nedeniyle verilen kararın hüküm özeti açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/07/2021

Katip …

Hakim …