Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/411 E. 2021/248 K. 21.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2020/411 Esas
KARAR NO : 2021/248

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/09/2020
KARAR TARİHİ : 21/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/04/2021

DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı bankanın …Şubesi ile dava dışı … Yapı Ltd.Şti. arasında imzalanan kredi sözleşmesine dayalı olarak adı geçen firmaya kredi kullandırıldığını, davalının müşterek borçlu müteselsil kefil olarak sözleşmeyi imzaladığını, sözleşmeden kaynaklı edimlerin yerine getirilmemesi üzerine kredi sözleşmenin feshedilip hesabın katedilerek …Noterliğinden ihtarname keşide edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine … Müdürlüğünün … sayılı dosyası üzerinden icra takibine geçildiğini, itiraz üzerine takibin durdurulduğunu, arabulucuya başvurulduğunu, anlaşmaya varılamadığını, itirazın haksız ve yersiz olduğunu belirterek itirazın iptali ile davalı hakkında % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının dava dışı ….Ltd.Şti.nin ortağı olduğunu, dava dışı asıl borçlu şirketin konkordato başvurusu sonucunda …Ticaret Mahkemesinin … esasına kayıtla 19/11/2018 günü konkordato başvurusunun kabul edildiğini, hem müvekkili davalı hem de şirket hakkında geçici mühlet kararı verildiğini, 19/02/2019 tarihinde geçici mühletin kesin mühlete çevrildiğini, asıl borçlu şirketin konkordato tasdik talebinin 19/06/2020 tarihinde kabul edildiğini, davacı banka ile şirket arasında imzalanan kredi sözleşmesinden doğan borcun proje kapsamında yapılandırıldığını, itirazın iptali davasının kısmi dava olarak açılamayacağını, müvekkilinin hukuka uygun olarak temerrüte düşürülmediğini, müvekkili ile davacı banka arasında geçerli bir kefalet sözleşmesi bulunmadığını, müvekkilinin müteselsil kefil olduğunu kabul etmemekle birlikte iddia edildiği gibi müteselsil kefil ise davacı tarafça asıl borçlunun konkordato ilan ettiğinin kendisine bildirilmesi gerektiğini, bankaca talep edilen alacak miktarının gerçeği yansıtmadığını, rehine başvurma zorunluluğuna uyulmadığına, müvekkili kefilin gayrinakdi kredi sözleşmesinden sorumlu olmadığını, konkordato mühleti içerisinde adi alacaklara faiz işletilemeyeceğini belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
GEREKÇE : Dava genel kredi sözleşmesine dayalı alacağın tahsili isteği ile girişilen icra takibine itirazın iptali isteğine ilişkindir.
… Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasının incelenmesinde davacı-alacaklı tarafından davalı-borçlu hakkında 2.727.993,46 TL si asıl alacak olmak üzere ferileri ile birlikte toplam 4.879.666,21 TL alacağın tahsili isteğiyle 27/07/2019 tarihinde ilamsız takibe geçildiği, ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süresinde sunulan dilekçe ile borca itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Dava niteliği gereği zorunlu arabuluculuğa tabi olup dava açılmadan önce arabulucuya başvurulduğu, tarafların katılımı ile, anlaşmaya varılamadığına ilişkin 02/09/2020 tarihli son tutanağın düzenlendiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili 21/04/2021 tarihli oturumda beyanında davalı tarafın icra dosyasında itirazlarını geri aldığını, davanın konusu kalmadığını, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi isteğinde bulunduğunu, karşı taraftan vekalet ücreti, yargılama gideri ve icra inkar tazminatı talebi olmadığını bildirmiş, davalı vekili aynı günlü oturumda beyanında icra dosyasında itirazlarını geri aldıklarını, davanın konusunun kalmadığını, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini istediğini, karşı taraftan vekalet ücreti ve yargılama gideri ve kötü niye tazminatı taleplerinin olmadığını bildirmiştir.
Mahkemece yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamına göre, dava itirazın iptali davası olup, yargılama sırasında davacı tarafça icra dosyasında itirazın geri alındığı, bu şekil ile davanın konusunun kalmadığı anlaşılmakla, konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Davacı taraf yargılama gideri ve vekalet ücreti ve icra inkar tazminatı talebinin olmadığını, davalı taraf da karşı taraftan vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinin olmadığını bildirmekle davacının tazminat talebinin reddine, taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
Davacının tazminat talebinin reddine,
Alınması gerekli 59,30 TL başvurma ve 59,30 TL peşin harcın davalıdan alınarak hazineye gelir yazılmasına,
Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Tarafların işbu karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yoluna başvurabileceklerinin belirtilmesine,
Dair oybirliğiyle verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.21/04/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …