Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/3 E. 2021/162 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R
ESAS NO : 2020/3 Esas
KARAR NO : 2021/162

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 30/10/2013
KARAR TARİHİ : 17/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/03/2021

DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 18/10/2012 günü Gazi Üniversitesi Rektörlük binası önünde bulunan taksi durağı yakınında, yanındaki arkadaşı … ile birlikte yaya geçidinde karşıdan karşıya geçtiği esnada hız sınırının üzerinde seyreden davalı …’ün kullandığı … plakalı araç ile kendisine çarparak kaçtığını, müvekkilinin yaralandığını, 18/10/2012 tarihli rapor verildiğini, müvekkilinin olay sonrasında yıprandığını, olayın tesiri ile elem ve ızdırap çektiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 2.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan, 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP : Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde; kabul anlamına gelmemek kaydı ile … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 21/09/2012-2013 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, poliçeye müstenit müşterek müteselsil sorumluluklarının poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, davacının gelirinin somut belgelerle ispatlanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı …’e tebligat yapılmış, cevap dilekçesi sunmamış, yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettirmiş olup, davalı vekili 24/11/2014 tarihli oturumda beyanında olayda müvekkilinin kusuru bulunmadığını, ceza yargılamasının da devam ettiğini, davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
GEREKÇE : Dava, meydana gelen trafik kazası sonucunda davacının yaralanması nedeniyle davalılardan maddi tazminat, davalı şahıstan manevi tazminat isteğine ilişkindir.
Mahkememizin 2013/692 esasına kayıtla yapılan yargılamada;
Davacı ile davalı …’ün sosyal ve ekonomik durumunun tespiti için ilgili Emniyet Müdürlüğüne yazı yazılmış, SGK’ye yazılarak davacıya gelir bağlanıp bağlanmadığı, rücuya tabi olup olmadığı hususları sorulmuş, davalı … şirketine poliçe ve hasar dosyası örneğinin celbi için yazı yazılmış, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan davacının iş göremezliğine ilişkin rapor alınmış olup, davacının fonksiyonel ve anatomik bir arıza saptanmadığından vücut genel çalışma gücünden kaybetmediği, 4 ay süreyle iş göremezlik halinde kaldığı bildirilmiş, kusur ve hesap yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişi heyeti 23/03/2016 tarihli raporlarında; … plakalı omotobilin sürücüsü davalı …’ün olayda %50 oranında, yaralanan yaya davacı …’in olayda %50 oranında kusurlu olduklarını, 1.556,23 TL geçici tam iş göremezlikten kaynaklı tazminat hesaplandığını bildirmişler,
Mahkemece yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamına göre; olay tarihinde davalı … şirketince sigortalı … plakalı otomobilin seyri sırasında yaya davacıya çarpması sonucu davacının yaralandığı, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan davacının iş göremezliğine ilişkin rapor alındığı, davacının fonksiyonel ve anatomik bir arıza saptanmadığından vücut çalışma gücünden kaybetmediği, 4 ay süreyle iş göremezlik halinde kaldığı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporunda davalı …’ün olayda %50, davacı yayanın %50 oranında kusurlu olduğu, 4 ay süresince geçici iş göremezlikten kaynaklı tazminat miktarı 1.556,23 TL olarak belirlenmekle bu miktar üzerinden davanın kabulüne, dava tarihi öncesi itibariyle davalı … şirketine başvurulduğu belgelendirilmediğinden alacağa sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren, davalı şahıs yönünden olay tarihinden itibaren araç özel araç olmakla yasal faiz işletilmesine, davacının manevi tazminat davasına yönelik olarak, mahkemece yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamına göre; olayın oluş şekli, yaralanmanın boyutu, kusur durumları ile sosyal ve ekonomik durumlar da nazara alınarak takdiren 7.500,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren araç otomobil olmakla işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsiline ilişkin 27/05/2016 tarih 2016/347 sayılı karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 26/09/2019 tarih, 2017/126 esas, 2019/8536 karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Bozma ilamında; “1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar sebebi ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf dava dilekçesi ile davacı …’in maluliyete uğradığı iddiasında bulunmuş ve ekinde ceza yargılaması sırasında alınan davacının yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceğini, yaşamını tehlikeye sokan bir durum olmadığını, kemik kırığının ağır derecede olduğunu tespit eden adli tıp raporunu sunmuştur. Mahkemece, davacının maluliyet oranının belirlenmesi hususunda Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 15.09.2014 tarihli raporda; davacının fonksiyonel ve anatomik bir arıza saptanmadığından vücut çalışma gücünden kaybetmediği, 4 ay süreyle iş göremezlik halinde kaldığı bildirilmiş, mahkemece hükme esas alınmıştır. Kaza tarihi 18.10.2012 itibariyle yürürlükte olan ” Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümleri esas alınması gerekirken yazılış şekli gözetildiğinde tüzük hükümleri veya yönetmelik hükümlerinden hangisinin esas alındığının tespiti mümkün bulunmayan davacının fonksiyonel ve anatomik bir arıza saptanmadığından vücut çalışma gücünden kaybetmediği, 4 ay süreyle iş göremezlik halinde kaldığına dair raporun hükme dayanak yapılması doğru olmamıştır.
O halde mahkemece, Adli Tıp Kurumundan, mevcut raporlar irdelenerek “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre davacının daimi ve geçici işgücü kaybının tespiti yönünden rapor alınıp, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3-Maddi tazminatın (zararın) hesaplanmasında gelirin doğru olarak belirlenmesi önemli bir yer tutmaktadır. Davacı taraf, döner ustası olduğunu belirtmiş, aktüerya uzmanı bilirkişi raporunda davacının aylık gelirini belgeleyen herhangi bir resmi belgeye rastlanılmadığından asgari ücret düzeyinde gelir elde ettiği kabul edilerek ve asgari ücrete göre hesaplama yapılmış; mahkemece bu rapor hükme esas alınmıştır. Ancak davacı her ne kadar döner ustası olarak çalıştığını iddia etmiş ise de geliri net olarak belirlenmemiştir. Açıklanan bu nedenlerle davacının yaptığı iş, geliri, yaşı, çalıştığı iş yerlerine ait kayıtlar gibi hususların daha net kriterler ile ortaya konulması gerekmektedir. Öncelikle davacıya bu konuda ispat imkanı verilmesi ve davacının yaptığı iş, çalıştığı iş yerlerine ait kayıtlar, sigorta bilgileri ve yaptığı işe göre bu konu ile ilgili kuruluşlara yazı yazılarak işi ve muhtemel gelirin tespit edilerek bu miktara göre tazminatın belirlenmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
4-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin güç kaybına dair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.” denilmiştir.
Mahkememizin 2020/3 esasına kayıtla bozma ilamına uyularak yargılama sürdürülmüştür.
Uyulan Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda İstanbul Adli Tıp Kurumu’na yazılarak kaza tarihi itibariyle geçerli Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği Hükümleri ve eki cetveller de esas alınarak rapor düzenlenmesi istenilmiş, 03/11/2020 tarihli raporda; mevcut belgelere göre davacının 18/10/2012 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanmasının 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği Hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan sürekli maluliyet tayinine yer olmadığı, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir.
Davacının geliri ile ilgili olarak uyulan Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davacıya gelire ilişkin belge örneklerini sunmak üzere süre verilmiş, 06/01/2021 tarihli dilekçe ekinde bordro ve hizmet döküm belgesi örneği sunulmuş, ayrıca SGK’ye yazılarak hizmetine ilişkin belge örnekleri celp edilmiş ve dosya ek rapor için aktüerya uzmanı bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi 23/02/2021 tarihli raporunda; davacı vekili tarafından dosyaya sunulan SGK kayıtları ve mahkemece getirtilen SGK dökümleri uyarınca davacının 2013 yılının ikinci altı ayındaki ortalama aylık brüt gelirinin 1.200,53 TL olduğu, 29/09/2015 tarihinden sonraki gelirinin asgari ücret olduğu, 2013 yılının ikinci yarısı itibariyle yürürlükte olan 1.021,50 TL aylık brüt ücretinin 1,17 katı olup, yapılan hesaplama sonucu geçici iş göremezlik zararının 1.820,78 TL olarak hesaplandığını bildirmiştir.
Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak şimdilik kaydı ile 2.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın tahsili isteğinde bulunulduğu, maddi tazminatın açılımının davacı vekili tarafından 03/11/2014 tarihli dilekçede yapıldığı, buna göre 1.600,00 TL’sinin geçici, 100,00 TL’sinin sürekli iş göremezlik ve 300,00 TL’sinin de hastane yol ve cerrahi, medikal masraflar olarak bildirilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan inceleme, uyulan Yargıtay bozma ilamı içeriği ve tüm dosya kapsamına göre; olay tarihinde davalı … şirketine sigortalı … plakalı otomobilin seyri sırasında yaya davacıya çarpması sonucu davacının yaralandığı, kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümleri de gözetilerek alınan adli tıp kurumu raporunda davacının vücut çalışma gücünden kaybetmediği, 4 ay süreyle işgöremezlik halinde kaldığı, olayda davacı yayanın %50, davalı … şirketine sigortalı araç sürücüsünün %50 oranında kusurlu oldukları, yine sunulan deliller ve yazı cevapları kapsamında geliri de gözetilerek alınan raporda geçici iş göremezlik zararının 1.820,78 TL olarak hesaplandığı, ancak geçici iş göremezlik zararı olarak 1.600,00 TL talep edilmekle, geçici iş göremezliğe konu davanın 1.600,00 TL üzerinden kabulüne, dava tarihi öncesi itibariyle davalı … şirketine başvurulduğu belgelendirilmediğinden alacağa sigorta şirketi yönünden dava, davalı şahıs yönünden olay tarihinden itibaren araç özel araç olmakla yasal faiz işletilmesine, adli tıp kurumu raporu içeriği de nazara alınarak kaza nedeniyle vücut çalışma gücünden kaybetmediği anlaşılmakla sürekli iş göremezlik zararına konu talebin reddine ayrıca şimdilik kaydıyla 300,00 TL hastane, yol ve tedavi masrafları, cerrahi ve medikal masraflara yönelik talepte bulunulmuş olup, dosya kapsamı itibariyle belgelendirilmediği ve başkaca sunulacak delil olmadığı bildirilmekle bu kalem talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının manevi tazminat davasına yönelik olarak, mahkemece yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamına göre; olayın oluş şekli, yaralanmanın boyutu, kusur durumları ile sosyal ve ekonomik durumlar da nazara alınarak takdiren 7.500,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren araç otomobil olmakla işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsiline karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 1.600,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, alacağa sigorta şirketi yönünden 30/10/2013 dava tarihinden, davalı … yönünden 18/10/2012 olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 7.500,00 TL’nin davalı …’den 18/10/2012 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Alınması gerekli 621,62 TL harçtan peşin alınan 75,15 TL ile bozma öncesi kararla davalıdan tahsiline karar verilen 543,48 TL toplamı 618,63‬ TL’nin mahsubu ile kalan 2,99 TL harcın davalı …’den alınarak Hazine’ye gelir yazılmasına,
Davacı tarafından bozma öncesi yapılan ve bozma öncesi kararda dökümü yazılı 906,75 TL ile bozma sonrası 164,70 TL posta gideri, 750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.821,45‬ TL yargılama giderinin kabul ve ret oranlarına göre takdiren %41,36’sı olan 753,35 TL ile 24,30 TL başvurma ve 75,15 TL peşin harç toplamının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davalı …Ş. tarafından yapılan bir adet vekalet tasdik harcı 3,75 TL, iki adet tebligat 18,00 TL olmak üzere toplam 21,75 TL yargılama giderlerinin %80’i olan 17,40 TL’nin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
Davalı … tarafından yapılan bir adet vekalet tasdik harcı 3,80 TL, iki adet tebligat 18,00 TL olmak üzere toplam 21,80 TL yargılama giderlerinin %58,64’ü olan 12,78 TL’nin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
Davacı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup kabul edilen maddi tazminat davası yönünden A.A.Ü.T. 13/2 uyarınca 1.600,00 TL vekalet ücretinin her iki davalıdan müteselsilen ve manevi tazminat davası yönünden 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
Davalı …Ş. ve … davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup, reddedilen maddi tazminat davası yönünden A.A.Ü.T. Madde 13/2 uyarınca 400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davalı … davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup, reddedilen manevi tazminat davası yönünden A.A.Ü.T. madde 10/2 uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine
Tarafların işbu karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yoluna başvurabileceklerinin belirtilmesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.17/03/2021

Katip …

Başkan …