Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/289 E. 2021/187 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/289 Esas – 2021/187
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R
ESAS NO : 2020/289
KARAR NO : 2021/187

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/07/2020
KARAR TARİHİ : 25/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı arasındaki ticari ilişki dolayısıyla, davacının davalıya düzenlemiş olduğu 03.09.2019 tarihli 8.780,00 TL tutarlı ve 06.09.2019 tarihli 58.298,00 tutarlı faturalar ve cari hesaptan kaynaklı muaccel ve likit 27.718,00 TL tutarında bakiye alacağı bulunduğunu, bu sebeple davalı aleyhine … Müdürlüğü’nün …. Esas Sayılı dosyası nezdinde icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın haksız ve kötü niyetli olarak yetkiye itiraz etmiş olduğunu, söz konusu işlemlerin daha fazla uzamaması adına icra dosyasının … Müdürlüğü’ne gönderildiğini ve … Esas numarasını aldığını, davalı tarafın 20.12.2019 tarihinde icra takibindeki borca haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, yapılan arabuluculuk görüşmelerinde taraflar arasında anlaşma sağlanamaması sebebiyle Sayın Mahkemeniz nezdinde işbu haklı itirazın iptali konulu davayı açma zarureti hasıl olduğunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222. Maddesi gereğince, davacı ve davalı şirketin ticari defter ve kayıtları incelendiğinde, davacının tahsilini talep ettiği alacağın varlığı ve davanın haklılığının anlaşılacağını, dilekçe ekinde mahkemeye sunulan cari hesap ve faturaların incelendiğinde icra takibi ile tahsil edilmeye çalışılan alacağın gerçek ve muaccel bir alacak olduğunun görüleceğini, söz konusu itirazın, haksız ve kötü niyetli bir mahiyet arz ettiğini, davalı şirketin haksız ve kötü niyetli itirazı sebebiyle yüzde % 20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle, davalının içinde bulunduğu kötü ekonomik durum nedeniyle mallarını devretmesi söz konusu olduğundan ve bu durumda davacının alacağını tahsil etmesinin oldukça zorlaşacağından davalı adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz mallar ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulması ve ihtiyati tedbir uygulanmasına hükmedilmesini, öncelikle, davalının içinde bulunduğu ekonomik durum nedeniyle mallarını devretmesi söz konusu olduğundan ve bu durumda dava konusu tutarın tahsilinin oldukça güçleşeceği ve hatta ortadan kalkacağı dikkate alınarak dava konusu borç tutarında davalı adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz mallar ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulması ve sayın mahkemenizce ihtiyati tedbir uygulanmasına, Haklı davanın kabulü ile, davalı tarafın haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline, … Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı takibinin devamına, davalı tarafın haksız ve kötü niyetli itirazı sebebiyle davalı şirket aleyhine yüzde yirmiden az olmamak üzere, icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalı şirketin davacı şirkete karşı herhangi bir borcu bulunmadığını, bu durumun yevmiye defter kayıtlarından ve ticari defter kayıtlarından da açıkça görüleceğini, davalı şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmaması sebebiyle davacı tarafça mesnetten yoksun olarak açılan iş bu davanın reddinin gerektiğini, davalının tüm borçlarını zamanında ödediğini, tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini bu sebeple davalının davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davalıya tebliğ edilen ödeme emrinde her bir fatura alacağına ilişkin olarak takip öncesi döneme ait olarak faiz işletilmiş olduğunu, taraflar arasında kesin bir vade öngörülmemiş işe faiz işletebilmek için borçlunun temerrüde düşürülmesi gerektiğini, temerrüde düşürülmedi ise asıl alacağa işletilecek faizin takip tarihi itibariyle hesaplanması gerektiğini, davalının kendisine gönderilen ihtarnameden borcunu ve ferilerini tam olarak anlayamadığını ve bilirkişi marifetiyle tespit edilen alacakların likit kabul edilemeyeceğini dolayısıyla icra inkar tazminatı talebinin reddinin gerektiğini, belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, faturadan kaynaklı alacak istemi ile başlatılan takibe itirazın yerinde olup olmadığına ilişkindir.
Mahkememizce aldırılan 07/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı … Turizm Dış Tic. Temsilcilik Paz. Ltd. Şti.’ nin dava konusu işlemlerinin olduğu 2019 yılı mübrez ticari defterlerinin yukarıdaki tabloda görüldüğü üzere açılış ve kapanış tasdiklerinin Türk Ticaret Kanunu Hükümlerine uygun olarak yasal süreler içinde yapılmış olduğu, T.C. Ankara ….. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı İcra dosyasında takip tarihinin 12.12.2019 olduğu, Davacı şirketin, davalı şirkete düzenlemiş olduğu dava dosyasına sunulmuş olan faturaların ve hesap ekstrelerindeki ödemelerin, davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı ve faturaların BA bildirimlerinde beyan edilmediği, Davalı şirketin, 2019 yılı Ticari Defter kayıtlarına göre takip tarihi (12.12.2019) itibariyle; Davacı şirketin, davalı şirketten 27.718,00.-TL alacak talebinin olduğu, Davacı şirketin, davalı şirketten alacağının bulunmadığı, Davacı şirketin, dava dosyasına sunmuş olduğu faturalar ve hesap ekstrelerine göre takip tarihi (12.12.2019) itibariyle; davacı şirketin, davalı şirketten 27.718,00.-TL alacak talebinin olduğu, Davacı şirketin, davalı şirketten 32.578,00.-TL alacağının bulunduğu, davacı vekilinin 17.12.2020 tarihli dilekçesinde, davacı şirkete ait ticari defterlerin Ankara ili dışında olduğundan dolayı Manisa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) talimat yazılması yoluyla incelenmesinin talep edildiği, mahkeme tarafından talimat yoluyla davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının yerinde incelenmesi takdir edilmesi halinde, davacı tarafın ticari defterlerinin ve dava dosyasına sunulmuş olan fatura ve muhteviyatı hizmetin teslimleri hususunda incelenmesiyle, davacı yanın talep edebileceği bir miktar olup olmadığı, var ise ferileri ile birlikte tespit edilebileceği belirtilmiştir.
Toplanan deliler ve tüm dosya kapsamında yapılan inceleme sonucu,davalının ticari defterlerinde ve tarafların BA,BS kayıtlarınd ayapılan inceleme sonucu denetime ve hüküm kurmaya elverişli görülen bilirkişi raporuna göre davacının bir alacağının bulunmadığı, davacı defterlerinin ve faturanın alacağın varlığına tek başına ispata elverişli olmadığı, faturalarda davalı imzasının bulunmadığı,davacı tarafından davalıya hizmet verildiği ispatlanamadığı,davalı şirket yetkilisinin usulunce yapılan yemini eda ederek davacının iddialarını inkar ettiği bu itibarla davacının alacağının ve davasını kanıtlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın reddine,
Peşin alınan 334,77 TL harçtan alınması gerekli 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 275,47 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına AAÜT gereğince takdir ve tespit edilen 4.157,70 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara BAM’da İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/03/2021