Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/282 E. 2021/12 K. 12.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ANKARA
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/282
KARAR NO : 2021/12

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/06/2020
KARAR TARİHİ : 12/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dilekçesiyle özetle; davacı ile davalı arasında 09/01/2019 tarihli, “Danışmanlık Sözleşmesi” imzalandığını, davacının yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve davalı şirkete fatura kestiğini, 3 adet faturadan kaynaklı alacağının tahsili amacıyla … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, davalının haksız olarak itiraz ettiğini, icra takibine konu olan dava dilekçesinde tarih ve numaraları belirtilen 3 adet fatura toplamının 70.800,00-TL olduğunun, müvekkilinin verdiği danışmanlık hizmetine ilişkin faturaları davalı tarafa ilettiğini, davalı borçlunun … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesiyle özetle; davacı ile davalı arasında bir danışmanlık sözleşmesi imzalandığının ancak sözleşme tarihinde davacı şirket adına işlem yapmaya yetkili olmayan kişi tarafından imzalanan sözleşmenin geçerliliğinin olmadığının, yetkili olsa bile sözleşmenin hiçbir zaman yürürlüğe girmediğinin, davacı tarafın davalı şirkete, Irak-Musul’da beton santrallerinin kurulumu işlemleri devam ederken öncesi ve sonrasında danışmanlık yapması için sözleşme imzaladıklarını, fakat davacı tarafın hiçbir işlem yapmadığını, bilgilendirme, evrak, danışmanlık hizmeti yükümlülüklerinin kontrol edilmesi gibi görevlerini yerine getirmediğini, sözleşme bedelini haksız olarak talep ettiğini, faturalara ilişkin borcun olmadığını, davanın reddine ve davaya konu miktar üzerinden %50’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini savunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında 09/01/2019 tarihli danışmanlık sözleşmesi imzalandığı, davacı tarafın yükümlülüklerini yerine getirdiği iddiası ve davalı borçlu şirkete fatura kesildiği ancak borçlunun kabulünde olduğu iddia edilen 3 adet faturanın ödenmediği iddiası ile icra takibi yapılmış olup, … Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapılmış olan itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
… Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklı … Danışmanlık Yazılım Tercümanlık Seracılık Televizyon Reklam Gıda Hayvancılık San.ve Tic. Ltd. Şti., borçlu … Müşavirlik Endüstri Maden Taahhüt Lojistik San. Ve Tic. A.Ş. Olup toplam 73.597,00-TL alacak üzerinden ilamsız takip yapıldığı, borcun sebebinin 09/01/2019 tarihli danışmanlık sözleşmesine istinaden 1 023667 nolu 01/02/2019 tarihli, 23.600,00-TL bedelli, danışmanlık hizmet faturası, 2 023683 nolu 01/03/2019 tarihli, 23.600,00-TL bedelli, danışmanlık hizmet faturası, 3 023685 nolu 01/04/2019 tarihli, 23.600,00-TL bedelli, danışmanlık hizmet faturası alacağı, 70.800,00-TL olduğu, borçlu vekil tarafından itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında 09/01/2019 tarihli danışmanlık sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin “Ücret ve ödeme” başlıklı 6. Maddesine göre; “Danışmanın vermiş olduğu hizmetten dolayı sözleşme dönemi süresince alacağı aylık 20.000,00-TL + KDV olup müşteri tarafından her ayın birinci gününde nakden ve defaten ödenecek olup stopaj, harç ve diğer yasal yükümlülükler ücrete dahil değildir, müşteri söz konusu aylık ücret bedelini ilgili ayda herhangi bir danışmanlık hizmeti almamış dahi olsa danışmanı düzenli olarak ödeyecektir” şeklinde belirtildiği anlaşılmıştır.
Sözleşmenin “Sözleşmenin süresi ve feshi” başlıklı 7. Maddesine göre; “İşbu sözleşme 09/01/2019 tarihinde yürürlüğe girecek olup Irak’ın Musul bölgesinde beton santralinin veya santrallerinin kurulumunun tamamlanarak üretilen ilk betonun satışının yapılmasını müteakip kendiliğinden sona erecektir” müşterinin sözleşmeyi süresinden önce herhangi bir sebeple fesih hakkı bulunmamaktadır. Aksi halde müşteri danışmana1 yıllık danışmanlık ücreti tutarını, cezai şart olarak nakden ve defaten ödemeyi kabul ve taahhüt eder.” şeklinde düzenlendiği anlaşılmıştır.
Dosya ve tarafların ticari kayıt ve defterleri üzerinde bilirkişi heyeti tarafından inceleme yapılmış, sunulan bilirkişi raporunda davalının ocak 2019 dönemine ilişkin 23.600,00-TL danışmanlık ücretini ödemiş olduğunun sabit olduğunun, icra takibine konu faturalar ise 1 023667 nolu 01/02/2019 tarihli, 23.600,00-TL bedelli, danışmanlık hizmet faturası, 2 023683 nolu 01/03/2019 tarihli, 23.600,00-TL bedelli, danışmanlık hizmet faturası, 3 023685 nolu 01/04/2019 tarihli, 23.600,00-TL bedelli fatura olduğunun, söz konusu faturaların Şubat, Mart ve Nisan 2019 dönemlerine ilişkin danışmanlık ücreti miktarı ile uyumlu olduğunun, sözleşmenin 6. Maddesi incelendiğinde; davalının Şubat, Mart ve Nisan 2019 dönemlerine ilişkin danışmanlık hizmeti almış olmasa bile bu madde hükmü uyarınca davacıya ödeme yapmayı kabul etmiş olduğunun anlaşıldığı, davacı tarafça dosyaya sunulan Ankara 58. Noterliğinin 31/05/2018 tarihli vekaletnamede …’in şirketi temsil yetkisi bulunduğu, davacı şirketin söz konusu sözleşme ile bağlanmayı kabul ettiği, yetkisiz bir temsil olmuş olsa bile davacının buna icazet verdiği anlaşıldığı, sözleşmenin tarafları bağlamayacağı iddiasının kabul edilemeyeceği, sözleşmenin ücret ve ödeme başlıklı 6. Maddesine göre; danışmanın vermiş olduğu hizmetten dolayı aylık 20.000,00-TL + KDV aylık alacağı ve müşteri tarafından her ayın 1. gününde nakden ve defaten ödeneceğinin belirtildiği, herhangi bir danışmanlık hizmeti ilgili ayda almamış olsa bile aylık ücretinin danışmana düzenli olarak ödeneceğinin belirtildiği ve davalının davacıya Ocak 2019 dönemine ilişkin ücreti ödediği sabit olup davalının şubat, mart ve nisan 2019 dönemlerine ilişkin danışmanlık hizmeti almış olmasa bile 6. madde hükmü uyarınca davacıya ödeme yapmayı kabul etmiş olduğunun anlaşıldığı belirtir raporun sunulduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller değerlendirildiğinde; dava, taraflar arasında 09/01/2019 tarihli danışmanlık sözleşmesi imzalandığı, davacı tarafın yükümlülüklerini yerine getirdiği iddiası ve davalı borçlu şirkete fatura kesildiği ancak borçlunun kabulünde olduğu iddia edilen 3 adet faturanın ödenmediği iddiası ile icra takibi yapılmış olup, … Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapılmış olan itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi talebine ilişkin olduğu anlaşılmış, taraflar arasında 09/01/2019 tarihli danışmanlık sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin “Ücret ve ödeme” başlıklı 6. maddesine göre; “Danışmanın vermiş olduğu hizmetten dolayı sözleşme dönemi süresince alacağı aylık 20.000,00-TL + KDV olup müşteri tarafından her ayın birinci gününde nakden ve defaten ödenecek olup stopaj, harç ve diğer yasal yükümlülükler ücrete dahil değildir, müşteri söz konusu aylık ücret bedelini ilgili ayda herhangi bir danışmanlık hizmeti almamış dahi olsa danışmanı düzenli olarak ödeyecektir” şeklinde belirtildiği anlaşılmış, sözleşmenin “Sözleşmenin süresi ve feshi” başlıklı 7. maddesine göre; “İşbu sözleşme 09/01/2019 tarihinde yürürlüğe girecek olup Irak’ın Musul bölgesinde beton santralinin veya santrallerinin kurulumunun tamamlanarak üretilen ilk betonun satışının yapılmasını müteakip kendiliğinden sona erecektir” müşterinin sözleşmeyi süresinden önce herhangi bir sebeple fesih hakkı bulunmamaktadır. Aksi halde müşteri danışmana1 yıllık danışmanlık ücreti tutarını, cezai şart olarak nakden ve defaten ödemeyi kabul ve taahhüt eder.” şeklinde düzenlendiği görülmüş, dosyaya sunulan ve yukarıda ayrıntılı olarak anlatılan bilirkişi raporunda; sözleşmenin tarafları bağlamayacağı iddiasının kabul edilemeyeceği, sözleşmenin ücret ve ödeme başlıklı 6. maddesine göre; danışmanın vermiş olduğu hizmetten dolayı aylık 20.000,00-TL + KDV aylık alacağı ve müşteri tarafından her ayın 1. gününde nakden ve defaten ödeneceğinin belirtildiği, herhangi bir danışmanlık hizmeti ilgili ayda almamış olsa bile aylık ücretinin danışmana düzenli olarak ödeneceğinin belirtildiği ve davalının davacıya Ocak 2019 dönemine ilişkin ücreti ödediği sabit olup davalının şubat, mart ve nisan 2019 dönemlerine ilişkin danışmanlık hizmeti almış olmasa bile 6. madde hükmü uyarınca davacıya ödeme yapmayı kabul etmiş olduğunun anlaşıldığı belirtir raporun sunulduğu görülmüştür.
TBK’nun 46. Maddesinde yetkisiz temsil düzenlenmiş olup “Bir kimse yetkisi olmadığı halde temsilci olarak bir hukuki işlem yaparsa, bu işlem ancak onadığı takdirde temsil olunanı bağlar, yetkisiz temsilcinin kendisiyle işlem yaptığı taraf, temsil olunandan uygun bir süre içinde bu hukuki işlemi onayıp onamayacağını bildirmesini isteyebilir, bu süre içinde işlemin onanmaması durumunda diğer taraf bu işlemle bağlı olmaktan kurtulur.” şeklinde hüküm olduğu anlaşılmış olup taraflar arasında akdedilen sözleşmenin yetkisiz temsil nedeniyle geçersiz olduğu iddialarının kabul edilemeyeceği, davalı tarafça cevap dilekçesi ile sözleşmenin asıl amacının, davalı şirketin Irak-Musul’da beton santralinin veya santrallerinin kurulumunu yapacak ve bu işlemler devam ederken davacı şirketin davalı şirkete bu santrallerin kurulması için öncesi ve sonrası danışmanlık yapması için sözleşme imzaladıklarını belirttiği, fakat davacı tarafın danışmanlık hizmeti, yükümlülüklerin kontrol edilmesi, idari makamlara ilgili başvuruları yapma ve bunun gibi sözleşmede yer alan sorumluluklarını yerine getirmediğini iddia etmişse de, davalı tarafın ocak 2019 dönemine ilişkin ücreti ödediği sabit olduğu, ayrıca davalının şubat, mart ve nisan 2019 dönemlerine ilişkin danışmanlık hizmeti almış olmasa bile sözleşmenin 6-II maddesi uyarınca davacıya ödeme yapmayı kabul etmiş olduğunun anlaşıldığı, faturalara ilişkin ihtar çekilmemiş olduğu nedenle davalının takip ile birlikte temerrüde düşürüldüğünün kabulü gerektiği, bu nedenle işlemiş faiz talebinin reddi gerektiği, her iki tarafın tacir olduğu, bir sözleşme ilişkisinin sözleşmenin esaslı unsurları üzerinde tarafların karşılıklı ve birbirine uygun iradelerinin birleşmesi ile kurulacağı, ticari defter ve belgelerle sözleşme ilişkisi veya alacağın miktarının ispatının mümkün olduğu, aksinin ancak yazılı ve kesin delillerle ispatının mümkün olabileceği anlaşılmakla; davanın kısmen kabulü ile davalının itirazının 70.800,00-TL asıl alacak üzerinden iptali ile işlemiş faiz talebinin reddine ve hükmolunan asıl alacak likit ve muayyen olduğu nedenle icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve icra takibinin kötüniyetli olarak yapıldığı ispatlanamamış olup yasal koşulları oluşmadığı nedenle davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi ile;
Davalının … Müdürlüğünün, … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazının 70.800,00-TL asıl alacak üzerinden iptali ile bu miktar üzerinden takibin devamına,
İcra takibinden önce temerrüt gerçekleşmediğinden 2.797,00-TL işlemiş faiz talebinin reddine,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Hükmolunan asıl alacak likit olduğu nedenle %20’si oranında 14.160,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
İş bu dava nedeniyle alınması gerekli 4.836,34 TL harçtan 888,87 TL peşin harcın mahsubu ile kalan 3.947,47 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin 1.267,20 TL sinin davalıdan, 52,80 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan 67,25 TL posta ve tebligat gideri, 1.400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.467,25 TL yargılama giderinin kabul oranı üzerinden (% 96,00 kabul) 1.408,56 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacının dava açarken ödediği 943,27 TL peşin ve başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
üzerinden Kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir ve tespit edilen 10.004,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davanın reddedilen bölümü yönünden kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir ve tespit edilen 2.797,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair Davacı Vekili Av… yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/01/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.