Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/278 E. 2021/229 K. 14.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R
ESAS NO : 2020/278 Esas
KARAR NO : 2021/229

DAVA : Şirketin Haklı Nedenle Feshi Aksi Halde Ortaklıktan Çıkma ve Pay Değerine Konu Alacak
DAVA TARİHİ : 28/06/2020
KARAR TARİHİ : 14/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/04/2021

DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 2016 yılının Mart ayında davalı şirkete ortak olduğunu 14/03/2016 tarihli Genel Kurul Kararı ile şirketin adres değişikliği yaparak merkezini …ANKARA adresine taşıdığını, şirketin temsil yetkisinin …’a ait olduğunu, tüm hesapların kontrolü ve idaresininde … tarafından yürütüldüğünü, …’ın eşi ve yakınlarına şirket hesaplarından ödeme yapıldığının haricen öğrenildiğini, davalı şirketin hali hazırda bulunan bir işi bulunmadığını, şirketin usulüne uygun yönetilmediğinin fark edilmesi üzerine şirket ortaklığından ayrılmayı talep ettiğini, ancak şirketin diğer ortaklarının payını almak istemediğini, ortaklıktan çıkma talebinin kabul edilmediğini, davalı şirketin feshini talep gerekçelerinin şirketin usulüne uygun bir şekilde yönetilmemesi, müvekkilinin davalı şirketten hiçbir dönem kar payı almaması, diğer ortaklara usulsüz ödemeler yapılırken müvekkiline ödeme yapılmaması, şirketin ortakları arasında, ortaklığın gerektirdiği kadar iletişimin olmaması, şirketin zarar etmesi, zararın sebebinin de şirketin yasalara uygun yönetilmemesi ve şirketi yöneten kişinin kendi yakınlarına para transfer etmesi olduğunu belirterek şirketin feshine, mahkeme aksi kanaatte ise davacının ortaklıktan çıkmasına ve pay değerinin davalı şirketten ve/veya ortaklarından alınarak davacıya verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP : Davalı şirket yetkilisi cevap dilekçesinde, dava dilekçesinde dile getirilen hususların dayanaksız, haksız ve yersiz iddialar olduğunu, davacı şahsın bizatihi 09/08/2019 tarihine kadar yönetim kurulu başkan yardımcısı sıfatı ile şirket yönetiminde olduğunu, kendisinin bugüne kadar ki bütün toplantılara bizzat katıldığını ve yönetici olduğu dönem ve sonraki dönemler için hiç bir muhalefetinin olmadığını, davacı ile birlikte 4 kişinin Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Tescil Yönetmeliği gereği geçici olarak hissedar edildiklerini, daha sonra sorunun ortadan kalkması üzerine diğer hissedarların sorunsuz şekilde hisselerini devrederek ortaklıklarını sona erdirdikleri halde davacının hukuki pozisyonu istismar ederek para almadan hisseleri iade etmeyeceğini bildirdiğini ve sorunun da bundan dolayı oluştuğunu, davalı şirketten hiç bir dönem kar payı almadığı iddiasının bankadan istenen şirket hesabına ait hesap esktrelerinde de görüleceği üzerine tamamen gerçek dışı olduğunu, diğer ortaklarla hisse alırken olduğu gibi devrederken de bedel alışverişi olmadığını, 2014 ile 2019 yıllarına ait onaylı kurumlar vergisi beyannamelerinde de görüldüğü üzere şirketin zarar ettiğini, zarar eden şirketin bu durumun tabi sonucu olarak da ortaklara dağıtılacak bir kar payının olamayacağının aşikar olduğunu, ortaklar arasında bir iletişimin söz konusu olmadığı iddiasına ilişkin olarak, bugüne kadar bütün toplantılara bizzat katıldığı, muhalefet şerhinin olmadığı, 09/08/2019 tarihine kadar şirket yönetim kurulunda olduğu, şirket kararlarının davacının bizzat katıldığı genel kurullarda alındığı durumu da nazara alındığında abes bir iddia olduğunu, şirket hesabından …’ın akrabalarına para aktarıldığı iddiasının yanlış ve yanıltıcı olduğunu, dava konusu şirketin kurucusu olmadığı sonradan satın aldığı İstanbul merkezli bir şirket olduğu, devraldıktan sonra ….Şubesi’nde şirkete hesap açıldığını, bir süre sonra yapmayı düşündükleri işler için icap eden teminat mektubu, referans mektubu vb. şeyler için bankadan limit tanımlanmasının istenildiği, bu aşamada yaptıkları incelemede şirketi devreden şahısların diğer şirketleri ile birlikte grup şirket olarak tanımlandığını ve bankalar nezdinde bir grup olarak topluca sorumlu ve tanımlı olduğunu, limit tanımlayamayacaklarını bildirdiklerini, bu durumun düzeltilmesinin istendiğini ancak henüz düzelmediğini, tedbir olarak şirket hesabına gelen paraları bu hesapta bekletmeyerek aynı gün başka bir hesaba aktararak diğer firmalar üzerinden olası risklere karşı paraları emniyete almaya çalıştıklarını, şirket harcamaları için gerektiği kadarını tekrar şirket hesabına aktarıp eft vs. yaparak kendilerince tedbir aldıklarını, devraldığı şirkette hissedar olan önceki firmasından kaynaklı ve halen taraflarından açılan davaları devam edilen sebeplerle şahsı hesapları üzerinde bloke ve tedbir kararları olduğunu, şahsına ait hesapları bu amaçla kullanması mümkün olmadığı için en makul çözüm olarak oğluna ait ancak kontrolü kendisinde olan ve işlemler için ücret almayan bir hesabı uygun bulduklarını, davacı ve şirket çalışanlarının bu durumdan bilgisi olduğunu, yapılan şeyin şirketin menfaatini korumak için yapılan bir tedbir olduğunu, şirket hesabına ait hesap dökümünde de görüleceği üzerine davacıya müteaddit ödemeler yapıldığını, bu ödemelerin davacının statüsünü teyit ve şirketten hiç kar payı almadığı yönündeki iddialarının geçersiz olduğunun delili olduğunu belirterek haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
GEREKÇE : Dava TTK’nın 531 maddesi uyarınca haklı sebeplerle şirketin feshi, bu talebin kabul edilmemesi halinde şirket ortaklığından haklı sebeplerle çıkması ve pay değerinin ödenmesi isteğine ilişkindir.
Davalı şirketin Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen ticaret sicil özetinde hali hazırda ….ANKARA adresinde faaliyet gösterdiği, …. sicil numarası ile sicile kayıtlı olduğu, davacının ortaklardan olduğu ve dosya içerisine sunulan kayıtlara göre 09/08/2019 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısına göre …’ın 3 yıl süre ile yönetim kuruluna seçildiği anlaşılmıştır.
Deliller toplanıp, dosya ve davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişi heyeti 11/03/2021 tarihli raporlarında, davalı şirketin incelenen 2015-2016-2017-2018 yılları ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin usulünce ve zamanında yapıldığını, TTK’nın 64 ve HMK’nın 222. maddelerinde ifade edilen kanuni şartları tam olarak taşıdığı, şirket sermayesinin 240.000,00 TL olduğunu, ödenmesi gereken sermayenin tamamının şirketin devralındığı 2014 yılında ödenmiş olarak taraflarca devralındığını, şirket devir tarihinden sonraki yıllarda sermaye artışı olmaması nedeni ile davacı tarafça yapılmış bir sermaye ödemesinin mevcut olmadığını, şirketin sermayesini kaybetmediği borca batık durumda bulunmadığını, davacının şirketle irtibat kurmak istediği ve olumsuz yanıt aldığı veya şirket ortakları ile ihtilafı olduğuna dair belge/bilgiye rastlanılmadığın, mali kayıtların incelenmesinde borca batık olmayıp aktif durumda olduğu, halen 5 personeli bulunduğu, dosyaya gelen banka ekstresinin okunma imkanının olmadığını, defter kayıtlarında da usulsüzlüğe rastlanmadığını, feshe karar verilip verilmeyeceğinin mahkemenin takdirinde olduğunu, davacının ortaklıktan çıkmasına karar verilmesi halinde ortaklık payı alacağının 193.668,28 TL olarak hesaplandığını bildirmişlerdir.
Dava, TTK’nın 531.maddesi uyarınca açılan haklı sebeple şirketin feshi, feshin kabul edilmemesi durumunda payların karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip şirketten çıkmaya karar verilmesi isteğine ilişkindir.
09/08/2019 tarihli genel kurul kararına göre, 240.000,00 TL şirket sermayesinin 62.400,00 TL payının davacıya ait olduğu, bu şekliyle davacının ortaklık payının %26 olduğu anlaşılmıştır.
Davacı taraf şirketin feshi ve ortaklıktan çıkmaya ilişkin haklı sebepler olarak; şirketin usulüne uygun olarak yönetilmemesi, kar payı almaması, ortaklar arasında ortaklığın gerektirdiği kadar iletişimin olmaması, şirketin zarar etmesi, yasalara uygun yönetilmemesi, şirketi yöneten kişinin kendi yakınlarına para transfer etmesi, müvekkilinin mali haklarına zarar verilmesi iddialarına dayandırmaktadır.
Haklı sebep iddialarının incelenmesinde, mahkemece yapılan inceleme, bilirkişi raporu içeriği ve tüm dosya kapsamına göre; şirketin usulüne uygun olarak yönetilmemesi hususunun olmadığı, bu hususun kanıtlanamadığı, ortaklar arasında ortaklığın gerektirdiği kadar iletişimin olmaması iddiasının kanıtlanamadığı, davacının bir süre davalı şirkette yönetim kurulunda çalıştığı, şirketle irtibat kurmak istenildiği ve olumsuz cevap alındığı ve şirket ortakları ile ihtilaflı olunduğuna ilişkin bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, bu hususlara yönelik haklı sebep iddialarının kanıtlanamadığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf kar payı almamayı da haklı sebeplerden olarak belirtmiş ise de, kar payı alınmama durumunda buna yönelik şirkete başvurulup, şirket genel kurulunda görüşülüp aksi halde dava açılabileceği bu hususun haklı sebeplerden olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf şirketi yöneten kişinin kötü yönetip kendi yakınlarına para transfer ettiği iddiasında bulunmuş olup, davalı yönetim kurulu başkanının beyanları ve dosya kapsamı itibarıyla, şirketin zararına bir para transferinin olduğunun kanıtlanamadığı, şirket defter kayıtlarında da usulsüzlüğe rastlanmadığı bu sebeple davacının haklı sebep iddiaları yönünden koşulların oluşmadığı anlaşılmakla şirketin feshi talebinin yerinde olmadığı gibi haklı sebep koşulları oluşmadığından ortaklıktan çıkma davası koşulları da oluşmadığından açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın Reddine,
Alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile kalan 4,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir yazılmasına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Tarafların işbu karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yoluna başvurabileceklerinin belirtilmesine,
Dair oybirliği ile verilen karar davacı vekili ile davalı şirket yetkilisinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.
14/04/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …