Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/241 E. 2021/64 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/241 Esas – 2021/64
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ANKARA
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/241
KARAR NO : 2021/64

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/06/2020
KARAR TARİHİ : 02/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dilekçesiyle özetle; 17/05/2016 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile müvekkili sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikletin çarpışması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketine ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunun, davalı sigorta şirketine yapılan başvuru sonrasında 134.940,19-TL ödeme alındığını, ancak bu ödemenin müvekkilinin gerçek zararını karşılamadığını, 23/09/2019 tarihinde davalı sigorta şirketine yeniden yazılı başvuruda bulunduklarını, ancak cevap verilmediğini, kaza neticesinde müvekkilinin yaralanmış olduğunu, … plaka sayılı araç sürücüsü …’un asli kusurlu olduğunun, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla işgücü kaybından doğan şimdilik 5.500,00-TL daimi maluliyet tazminatının davalı sigorta şirketine başvuru tarihi olan 23/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, harcını da yatırmış olduğu talep artırım dilekçesi ile talebini 155.059,81-TL olarak artırdığı anlaşılmıştır.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesiyle özetle; müvekkili şirket tarafından dava öncesi yapılan ödeme tamamen doğru veriler çerçevesinde hesaplandığı, müvekkili şirketine üzerine düşen tüm sorumluluğunu yerine getirerek davacının tüm zararını karşıladığını, 16/09/2019 tarihinde 134.940,19-TL ödeme yapıldığını, davayı kabul etmemekle birlikte davacıya yapılan ödeme güncellenerek zarar hesabı yapılması gerektiği, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti dahilinde olduğunun, sigortacının sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olup dava konusu kazanın oluşunda sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, davacının kaza esnasında motosikletini sevk ve idare etmeye yeterli derecede ehliyetinin bulunmadığının, kaza sırasında kask ve koruyucu kıyafet giymediği için müterafik kusurlu olduğunun, tazminat belirlenirken asgari ücretin hesap alınması gerektiğini açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Açılan dava trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarara dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
KTK’nin 85.maddesinde göre bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın işletenin doğan zarardan sorumlu olacağı açıklanmıştır. Aynı yasanın 91.maddesine göre; bu kanunun 85/1 maddesi kapsamında kalan sorumlulukların karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.
Öte yandan ZMMS Genel şartlarının A.1 maddesi uyarınca sigortacı; poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.
Motorlu aracın karayolunda iletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına ya da bir şeyin zararına neden olmasından işleten sorumlu olup bu sorumluluk tehlike sorumluluğudur. Aracın karayolunda kullanılmasından yarar sağlayan işleten meydana gelebilecek tehlikeler ve hasarlardan kusursuz sorumludur. İşletenin tehlike sorumluluğundan kurtulmasını düzenleyen KTK’nun 86.maddesine göre kazanın mücbir sebepler, zarar görenin veya üçüncü kişilerin ağır kusurundan kaynaklandığının ispatlanması gerekir.
Davaya konu araç kaza tarihini de kapsar şekilde davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olup, davalı sigorta şirketi aracın işletilmesinden doğan zararları poliçe kapsamında teminat altına almıştır. Bu kapsamda davalı sigorta şirketi zarardan sigorta hukukunun genel ilkeleri ve poliçe koşulları çerçevesinde sorumlu olacaktır.
Olay, 17/05/2016 günü sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı otomobil ile sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı motosikletle çarpışması sonucu dava konusu kazanın meydana geldiği, otomobil sürücüsünün olay yeri kavşağa geldiğinde yavaşlayarak yolu kontrol etmesi ve kavşak başındaki dur trafik levhasını dikkate alıp ilk geçiş hakkına sahip motosikletin geçişini beklemesi gerektiği halde aksine hareketle seyrini sürdürerek motosikletle çarpışması sonucu meydana gelen olayda dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı hareketleri nedeniyle asli kusurlu olup %85 oranında kusurlu olduğu, motosiklet sürücüsü …’in ise her ne kadar ilk geçiş hakkına sahip biçimde anayol konumundaki Gazi Paşa Caddesi üzerinde seyrederek kavşağa giriş yapmış ise de kavşak yaklaşımında hızını azaltarak daha müteyakkıs hız seyretmesi gerekirken bu hususa özen göstermediği, bu haliyle tali yol üzerinde seyrederek kontrolsüzce kavşağa giren otomobille çarpıştığı olayda alt düzeyde tali kusurlu olup %15 oranında kusurlu olduğuna ilişkin Adli Tıp Kurumu Raporunun sunulduğu anlaşılmıştır.
Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Adli Tıp Kurul Raporuna göre davacı yönünden kişinin engellilik oranının sürekli ve %29 olduğunu bildirir Adli Tıp Kurul Raporunun sunulmuş olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı üzerinde hesap bilirkişisi tarafından inceleme yapılarak rapor sunulmuş, davaya konu tazminatın ödenmesi talebi ile davalı sigorta şirketine yapılan başvuru neticesinde 16/09/2019 tarihinde 134.940,19-TL tazminat ödemesinde bulunulduğu, Yalvaç Sosyal Güvenlik Merkezi yazısına göre davacıya trafik kazası sonrası herhangi bir geçici işgöremezlik ödemesi yapılmadığı ve kazadan dolayı rücuya tabi herhangi bir gelir bağlanmadığı bildirildiği ve davacı yönünden yapılan araştırmada Ukrayna’da Tıp Fakültesi’nde öğrenci olduğu, geçimini sağlama ve eğitiminde ailesinin yardımcı olduğu ve 09/10/2020 tarih ve 31269 sayılı resmi gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih ve 2019/40 E. Ve 2020/40 K. Sayılı iptal kararı da değerlendirilerek davacının PMF Yaşam Tablosuna göre bakiye ömrü ve emeklilik süresinin tespit edildiği, kaza tarihinde üniversite öğrencisi olduğu, gelir getiren bir işte çalışmadığı, sürekli işgöremezlik zararının hesaplanmasında AGİ içermeyen dönemsel asgari net ücretlerin esas alındığı, devre gelirleri toplandığı, davacının kusuru nisbetinde kusur tenkisi yapıldığı, davalı sigorta şirketince yapılan ödemenin eksik olup olmadığının denetlendiği, davacının kaza tarihinde öğrenci olup gelir getiren bir işte çalışmadığı anlaşıldığından iyileşme süresince mahrum kalınan herhangi bir kazanç olmadığından geçici işgöremezlik zararının bulunmadığı, ödeme tarihindeki verilere göre yapılan hesaplamada davacının sürekli işgöremezlik zararının davalı sigorta şirketince yapılan ödeme ile karşılanmadığı, sürekli işgöremezlik nedeniyle oluşan maddi zararının 379.545,26-TL olduğu, davalı tarafça yapılan ödemenin davacı açısından hesaplanan sürekli işgöremezlik tazminatın tutarından tenzil edilmesi nedeniyle bakiye 228.767,16-TL karşılanmayan maddi zararının bulunduğunu belirten raporun sunulduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller değerlendirildiğinde; davacının trafik kazası neticesinde yaralandığı, davacının 17/05/2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu kişinin mevcut tıbbi iyileşme ve rehabilitasyon süresinin 12 ay olduğu ve bu süre zarfında %100 oranında geçici işgöremezlik/meslekte kazanma gücünün kaybetmiş sayılması gerektiği, kişinin engellilik oranının sürekli ve %29 oranında olduğunu belirten Adli Tıp Kurul Raporunun olduğu, davacının Ukrayna’da Tıp Fakültesi öğrencisi olduğu, geçimini sağlamada ve eğitiminde ailesinin yardımcı olduğu, Yalvaç Sosyal Güvenlik Merkezinin 12/06/2020 tarihli yazısı ile davacıya kaza sonrası herhangi bir geçici işgöremezlik ödemesi yapılmadığı ve kazadan dolayı rücuya tabi herhangi bir gelir bağlanmadığı, Adli Tıp Kurumu Raporuna göre; meydana gelen trafik kazasında otomobil sürücüsünün %85 oranında kusurlu olduğu, motosiklet sürücüsü …’in %15 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, sigorta poliçesinin kaza tarihini kapsadığı ve sakatlanma halinde şahıs başına azami teminat limitinin 310.000,00-TL olduğu, teminat limiti kapsamında davalı sigorta şirketince davacıya 16/09/2019 tarihinde 134.940,19-TL tazminat ödemesinde bulunulmakla; bakiye poliçe teminat limitinin (310.000,00-TL-134.940,19-TL= 175.059,81-TL) olduğu, 09/10/2020 tarih ve 31269 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih ve 2019/40 E., 2020/40 K. Sayılı iptal kararı uyarınca yapılan değerlendirme sonucu davacının geçici işgöremezlik zararının bulunmadığı, davacının sürekli işgöremezlik zararının davalı sigorta şirketince yapılan ödeme ile karşılanmadığı, sürekli işgöremezlik nedeniyle oluşan maddi zararın 379.545,26-TL olduğu, davalı tarafça yapılan ödemenin, davacı açısından hesaplanan sürekli işgöremezlik tazminatı tutarından tenzil edilmesiyle bakiye 228.767,16-TL karşılanmayan maddi zararının bulunduğuna ilişkin hesap bilirkişisi raporu da değerlendirilmiş, dava konusu araç ticari nitelikte olmadığı nedenle yasal faize hükmedilmesi gerektiği, davacı yönünden olayda tali kusurlu olduğu, kask veya koruyucu malzeme kullanıp kullanmadığına ilişkin dosyada bir belge ve bilgi olmadığı, aksinin de ispat edilemediği, yine davacı her ne kadar sürücü belgesiz motosiklet kullandığı belirtilmişse de kusura ilişkin olarak kavşak yaklaşımında hızını azaltarak daha müteyakkız seyretmesi gerekirken bu hususa özen göstermediği nedenle olayda alt düzeyde tali kusurlu kabul edildiği ve sürücü belgesinin bu yönden olaya etkili olmayacağı değerlendirilerek 6098 sayılı kanun gereği müterafik kusur indirimi yapılmamış, davalı sigorta şirketi yönünden kısmi/eksik ödeme yaptığı tarih dikkate alınarak temerrüt tarihi değerlendirilerek davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kabulü ile;
155,059,81-TL sürekli iş göremezlik tazminatının 23/09/2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
İş bu dava nedeniyle alınması gerekli 10.592,13 TL harçtan 54,40 TL peşin harç ile 600,00 TL ıslah harcının mahsubu ile kalan 9.937,73 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan 121,25 posta ve tebligat gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 323,00 TL Adli Tıp Fatura bedeli, dava açılırken ödenen 108,80 TL yargılama harcı ve 600,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.753,05 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir ve tespit edilen 18.680,68 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair Davacı Vekili Av….. yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/02/2021