Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/229 E. 2022/469 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/229 Esas – 2022/469
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.

ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R
ESAS NO : 2020/229
KARAR NO : 2022/469

BAŞKAN …
KATİP ….

DAVACI ….
DAVALI : …

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 30/05/2020
KARAR TARİHİ : 28/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/10/2022
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının “Danışmanlık ve Ödeme Taahhüt Sözleşmesi” imzaladıklarını, sözleşmenin 1.maddesine göre sözleşme konusunun davalı şirket için Vezirhan/Bilecik’te gerçekleştireceği “Klinker ve Çimento Entegre Üretim Tesisi” projesi için şirketi krediye hazırlayarak, kefalet, ipotek veya diğer teminatları karşılığında yurt içi, yurt dışı bir banka, kreditör veya diğer finans kuruluşları tarafından kredilendirilmesi hususunda ücret karşılığı müşavirlik hizmetleri ve şirkete kredi temini için müvekkilinin danışman olarak alt danışmanlarla birlikte görevlendirilmesi olduğunu, sözleşmenin imzalanması ile birlikte davacının hiç bir avans almaksızın çalışmalar yaptığını, davalı şirketin … tarafından kurgulanmış firma olmasına karşın yatırım işlerinin aktifleşmesi ile birlikte firmanın gerçek sahibi olan … Makina A.Ş. ve Cemal …’in çoğunluk hissesine dönüşmesi planlanan bir yatırım programı olduğunu, yatırım projelerini kreditörler nezdinde kredi verilebilecek hale getiren hiçbir iş insanının danışman şirketlerden hizmet almayı tercih etmediğini, projenin yatırım sahibi ve finansörünün … Makina A.Ş. olması nedeniyle şirketin finansal yapısı, geçmiş yılları da içerir şekilde tüm mali yapının en ince ayrıntısına kadar incelenerek analizler yapılmak suretiyle tahlil edildiğini, raporlar hazırlanıp eksikliklerin tespit edildiğini, kredi kullanılabilmesine yönelik çözüm önerilerinin sunulduğunu, çalışmalar sonucu kapsamlı pazar araştırma raporu ve fizibilitelerin davacı şirket tarafından ücret alınmadan hazırlandığını, tüm bankalara proje tanıtıldığını, yatırımın gerekliliğine ve verimli olduğuna bankaların ikna edildiğini, 14.01.2014 tarihli tarafların da imzalarının bulunduğu fizibilite raporlarında yaklaşık asgari 55.000.000 Euro kredi temini için izlenecek yolun açık bir şekilde belirlendiğini, öz varlık olarak konulacak 22.243.000 Euro bedelin nakden konulması gerekirken danışmanların bir kısmının ayni sermaye olarak da konulmasına bankaları ikna ettiklerini, 10.000.000 Euro’luk kısmının … Makina A.Ş. tarafından imalatı yapılıp, duran varlık olarak konulan ekipmandan oluşacağı, kalan kısmının … Makina ve … tarafından nakden temin edileceğini, rapor gereği nakit öz kaynak olarak 22.243.000 Euro’nun ilgili bankaların hesabına yatırılması gerektiği, davacının gayretleri sonucu … Makina A.Ş. İle …’in mali yapılarının düzene sokularak öz kaynağın büyük bölümünün ayni olarak kabulünün sağlanması sonucunda ilgili bankaların nakdi öz kaynağı 10.000,00 Euro olarak yatırılmasını kabul ettiğini, öz kaynak olarak 10.000.000 Euro’nun kredi kullanılacak bankalara ait hesaplarda tutulmasına dair gösterilen irade nedeniyle … A.Ş. ve …’ın kredi kullandırma konusunda istekli davrandıklarını, davacının bankalarla özverili şekilde profesyonelce yaptıkları çalışmalar sonucunda gelinen son nokta itibariyle …’ın 15/04/2014 tarihli mail ile olumlu niyetini belirttiğini ve … Makina … A.Ş.’nin öz kaynağı yatırması gerektiğinin bildirildiğini, davacının, banka talebine rağmen öz kaynağı yatırmayan davalıya 12/06/2014 tarihli ihtarname çekerek öz kaynağın yatırılmasının tekrar hatırlatıldığını, 17/06/2014 tarihli cevabi mailde öz kaynağın yatırılması gerektiğini bildiklerini ancak mevcut durum itibariyle bu taahhütlerinin yerine getirilemediğini kabul ettiklerini, bu kabulden yaklaşık 2 ay sonra …’in davacıya hitaben 05/08/2014 tarihli ihtarname niteliğinde mail gönderdiğini ve mailde davacı için çalışmalara ara verildiği, telefonlara yanıt verilmediği iddia edilerek sözleşmenin feshine hazır olduklarının bildirildiğini, davalı tarafın fesih iradesinin arka planında davacının danışmanlığına ihtiyaç kalmaması halinin yattığını, süreç içerisinde ÇED raporuna karşı açılan ve lehe sonuçlanan davanın Danıştay aşamasının da bu tarihte lehe sonuçlanmasının davalı tarafı sözleşmeyi fesih iradesine yönelttiğini, …’in 24/07/2014 tarihinde … ile yaptığı görüşme ile Danıştay sürecinin de sonlanması dikkate alındığında 2 ay sonra böylesi ihtar niteliğinde mail gönderilmesinin samimi olmadığını, …’nın … ile yaptığı görüşmeden sonra 09/08/2014 ve 19/08/2014 tarihinde 2 mail göndererek öz kaynağın 15/09/2014 tarihine kadar yatırılması gerektiğinin bildirildiğini, …’in davacıya gönderdiği maile istinaden davacının 12/08/2014 tarihli ihtarname ile ileri sürülen iddiaların reddedilip davalıya sorumluluklarının hatırlatılarak yerine getirilmesinin ihtar edildiğini, davalı tarafın 12/09/2014 ve 26/09/2014 tarihli 2 ihtarname ile cevap verdiğini, davalı tarafın kusuru neticesinde, öz kaynak taahhüdünün yerine getirilmemesi, …’in … 23. Noterliğinin 12/09/2014 tarihli azilname, …’ın … 23. Noterliğinin 15/09/2014 tarihli azilnameleri sebebiyle davacının yaptığı kredi çalışmalarının sonuca ulaşamadığını, azilnamelerden çok sonraları davalı tarafın … 10. Noterliğinden 21/01/2016 tarihli yevmiye numaralı keşide ettiği ihtarname ile taraflar arasında imzalanan sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğinin bildirildiğini, cevabi ihtarla fesih talebinin kabul edilmediğinin belirtilerek komisyon bedelinin ödenmesinin ihtar edildiğini, davalı tarafın kusurlu olarak üzerine düşen edimini yerine getirmeyerek sözleşmeyi hükümsüz kılmayı amaçladığını, daha sonra davacıya komisyon ödememek için elde ettiği bilgileri kullanarak bir başka bankadan kredi kullanmak suretiyle davacıyı devre dışı bıraktığını, alacaklarının tahsili için arabuluculuğa başvurulduğunu, yapılan başvurunun olumsuz sonuçlanıp anlaşmaya varılamadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 Euro alacağın 12/09/2014 temerrüt tarihinden itibaren bankalarca Euro üzerinden açılan döviz tevdiat hesaplarına uygulanacağı bildirilen azami faiz oranı üzerinden Euro faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuş, davacı vekili 23/10/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 1.200.000,00 Euro’ya yükselterek harcını ikmal etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacağın zaman aşımına uğradığını, bu nedenle zaman aşımı itirazında bulunduklarını, taraflar arasında Danışmanlık ve ödeme taahhüt sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 6.maddesinde, taraflar arasındaki iş birliğinin 5 yıl süre ile geçerli olacağının açıkça beyan edildiğini, alacağın dayanağı kredinin ise Akbank ve Türkiye İş Bankası ile yapılan görüşmeler sonucunda 24.08.2017 tarihinde imzalanan sözleşme ile davalı şirket tarafından alındığını, bu iki tarih göz önünde bulundurulduğunda davalı şirketin krediyi taraflar arasındaki sözleşme süresi sona erdikten sonra kendi arayış ve çabaları sonucunda bularak aldığının ortada olduğunu, davacı tarafından hazırlanan ve dava dilekçesinin eki olarak sunulan 04/09/2013 tarihli hazırlık süreci isimli raporda bulunan “tahmini 1 yıl önce Dinçer Çimento projesinin asıl sahibi, sayın Cemal … ile yapılan toplantı neticesinde Dinçer Çimento fabrikası yatırımı için proje finans danışmanı olarak 2H-Rasyonel Finans Yatırım … Ltd. Şti. Projenin gerçekleştirilmesi için gerekli olan finansmanın teminiyle ilgili taraflar birlikte çalışma kararı almıştır.” ibaresinin bu durumun en net ispatlarından birisi olduğunu, diğerinin ise davacı tarafından davalı şirketten talep edilen fizibilite raporu olduğunu, davalı şirketin Kapital Kardem … A.Ş.’ye davacının talebi üzerine fizibilite raporu yaptırdığını, yaklaşık 3 ay süren raporun müvekkili şirket tarafından 17/09/2012 tarihinde kabul edilerek onaylandığını, davaya konu sözleşmenin ise imzalanmadan önce 10/02/2012 tarihinde müvekkili şirkete incelenmek üzere gönderildiğini, incelemenin yapıldığını, karşılıklı istişareler sonucunda sözleşmenin 2012 yılı temmuz ayında imzalandığını, sözleşmenin 5 yıllık süre dolmadan davalı şirket tarafından fesih yoluyla ortadan kaldırıldığını, zira davacının, sözleşme kapsamında üstlendiği yükümlülükleri gereği gibi ifa etmediğini, kötü niyetli hareket ederek davalıyı zor durumda bıraktığını ve projenin aksamasına sebebiyet verdiğini, sözleşmenin 3. ve 7.4 maddesinde açıkça kredi öncesi devreye ait yaptıkları masraf harcamalarının kendileri tarafından karşılanacağı, davalı şirketten kredinin onayı öncesinde bir masraf bedeli ve avans ödemesi talep edilmeyeceğinin taahhüt edildiğini, ve alınan hizmet sonucu kredi veren ile davalı şirket arasında sözleşmenin imzalanması ile bedelin tamamına hak kazanılacağının kabul edildiğini, sözleşmenin 2.maddesine göre davalı şirketin, projeyle ilgili her türlü belge, evrak, fizibilite, icra – iflas, protesto gibi problemlerinin olmadığını ve doğru bilgi vermeyi taahhüt ettiğini, ancak bu süreçte davacı tarafından sözleşmede bulunulmayan ek yükümlülükler talep edildiğini, proje hızlı bir şekilde ilerlerken Güney Marmara Çevre Derneği tarafından projeye yönelik olarak Danıştay’da dava açıldığını, kendi proje ve raporlarından emin olan, davayı kazanacağından şüphesi olmayan davalı şirketin, dava süreci boyunca projeyi aksatmayacak şekilde çalışmaya devam edilmesi gerektiğini söylediğini, ancak davacının bu süreçte projeye yönelik bir çalışma yapmadığının gözlendiğini ve yapılan aramalara geri dönüş yapılmaması üzerine 05/08/2014 tarihinde … tarafından davacıya ihtar çekilerek Danıştay kararının proje açısından olumlu yönde çıktığı, finansal çalışmalara hız verilmesi, herhangi bir soğuma veya işten çekilme durumu varsa karşılıklı olarak sözleşmenin feshedilebileceği hususlarının bildirildiğini, davacının 12/08/2014 tarihli ihtarla davalı şirkete kusur isnat ederek projenin kredilendirilmesinin önündeki tek engelin öz sermayenin davalı şirket tarafından yatırılmaması olduğunun beyan edildiğini, davacı tarafça davalıya ek edimler yüklenmeye çalışıldığını, davalının öz sermayeyi veya öz kaynağı nakden bankaya yatırmak gibi bir edimi veya taahhüdünün mevcut olmadığını, bu hususun müvekkilinin kusuru olarak nitelendirilmesinin sözleşmeye aykırı olduğunu, davacı tarafından ayarlandığı iddia edilen kredinin, banka memurlarının sözlü beyanlarına yahut hiç bir resmi geçerliliği olmayan maile dayandığını, bankalara yatırılması talep edilen tutarların çok yüksek tutarlar olup ne davacı tarafından ne de davacının görüştüğü bankalar tarafından davalı şirkete gönderilmiş bir … mevcut olmadığını, davacının resmi yazı niteliğinde bankalar tarafından bir ticari anlaşmanın esaslılık koşullarının detaylıca yazıldığı belge aracılığı ile davalı şirkete finansa konu kredinin koşullarını sunması gerektiğini, müvekkili şirkete ulaştırılmış bir …’in mevcut olmadığını, davalı şirketin sözleşmeyi feshetmek istemesinin altında davacının iddia ettiği gibi davacıya ihtiyaç kalmaması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, …’in, … ile yalnızca projenin tanıtımı amacıyla görüştüğünü, davalı şirketin bu tarz görüşmeler yapmasını yasaklayan sözleşmede bir maddenin mevcut olmadığını, davalı şirketin karşılıklı ihtarlaşmadan sonra da davacının işini yapmaya devam etmesine izin verdiğini, ancak davacının, ihtarların içeriğinde de açıkça talep edildiği üzere olumlu görüş alındığını iddia ettiği bankalardan bir … getirmeyerek süreci sabote ettiğini, projenin daha fazla sekteye uğramaması için 21/01/2016 tarihinde sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğini, cezai şart oranının belirtildiği sözleşmenin 6.maddesindeki hususların hiç birisinin davalı şirketin sebebiyet verdiği hususlar olmadığını, Euro kurunun sürekli olarak artış gösterdiği bir ekonomide …’siz bir bankaya para yatırılması gerektiğinin ifade edilmesinin basiretli bir tacirden beklenmeyecek bir hareket olduğunu, 24/08/2017 tarihli krediyi davalı şirketin kendi imkanları ile 2017 yılında ancak bulabildiğini belirterek sözleşmenin ücret başlıklı 3.maddesini değiştiren 18/04/2014 tarihli 2.ek protokole ve 13/05/2013 tarihli ek protokole dayanılarak %1’lik komisyon tutarına hak kazanıldığının davacı tarafça iddia edildiğini ancak açıklanan nedenlerden ötürü kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte mahkemece aksi kanaatte olunması halinde makul seviyede bir komisyon oranının belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın öncelikle zamanaşımından olmak üzere esastan da reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
GEREKÇE : Dava; taraflar arasında düzenlenen danışmanlık ve ödeme taahhüdü sözleşmesine dayalı alacağın tahsili isteğine ilişkindir.
Davanın niteliği gereği arabuluculuğa başvurulması zorunlu bulunduğu, başvurunun yapıldığı, 11/12/2019 tarihli son tutanağın incelenmesinde; ilk oturum toplantısına tarafların katıldığı, tarafların müzakereler sonucunda anlaşmaya varamadıkları belirtilerek son tutanağın düzenlendiği anlaşılmıştır.
Davalı taraf zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de, dava taraflar arasında düzenlenen danışmanlık ve ödeme taahhüdü sözleşmesine dayalı alacağın tahsiline ilişkin olup 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, dava tarihi itibariyle 10 yıllık sürenin dolmadığı anlaşılmakla zamanaşımı itirazı kabule şayan görülmemiştir.
Davalı vekili 21/12/2020 tarihli dilekçesi ekinde uzman görüşü olarak hukuki mütalaa örneğini sunmuştur.
T.İş Bankası’na ve Akbank’a yazılarak davalının kullandığı başta 24/08/2017 tarihli kredi olmak üzere tüm kredilere ilişkin belge örnekleri celp edilmiş, davacı vekili tarafından … 23. Noterliğinin 12/09/2014 tarih, 17731 ve 15/09/2014 tarih 17790 yevmiye numaralı azilname örnekleri sunulmuş, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişi heyeti 05/10/2021 tarihli raporlarında; sonuç olarak davacının sözleşme uyarınca üstlendiği yükümlülüğü yerine getirdiğini kanıtlayamadığından davalıdan sözleşmede kararlaştırılan aracılık ve müşavirlik komisyon talebinin haklılık taşımadığını, davacının komisyon alabileceği düşünüldüğü taktirde ise gerekli hesabın yapılabilmesi için davalıya tahsis edilen kredi değil fiilen kullandırılan kredi dilimlerinin/miktarlarının bilinmesi gerektiğini bildirmişlerdir.
Mahkememizce Akbank T.A.Ş. … OSB Şubesi ile Türkiye İş Bankası … Ticari Şubesine bilirkişi raporunda belirtilen hususlarda belgelerin celbi için yazı yazılmasına ve yazı cevapları geldikten sonra dosyanın mevcut bilirkişi heyetine tevdii ile gelen yazı cevapları ve rapora davacı tarafın itirazlarının da değerlendirilmesi için ek rapor alınmış olup, bilirkişi heyeti 11/03/2022 tarihli ek raporlarında; davacı vekilinin rapora yönelik itirazlarının incelenmesinde kök raporlarındaki tespit ve değerlendirmelerinde bir değişiklik oluşmadığını, davacının taraflar arasındaki sözleşmeye göre davalıdan danışmanlık hizmet bedeli alabileceği görüşünde olunması halinde davacının davalıdan danışmanlık hizmet bedeli olarak 2.690.298,07 TL talep edebileceğini bildirmişlerdir.
Dosya kapsamı, rapora itirazlar içeriği de nazara alınarak dosya üzerinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişiler ayrık raporlar sunmuş olup, bankacı bilirkişi 05/07/2022 tarihli raporunda; … çalışanı tarafından gönderilmiş olan e-mail mesajının bir “… / kredi teklif mektubu” olarak kabul edilemeyeceğini, davacı tarafın sözleşme ile yükümlendiği kredi temin borcunu sözleşme koşullarında tam olarak yerine getirmediğinin düşünülmekte olduğunu, mahkemece, sözleşmenin 12/09/2014 tarihli ihtarnameyi takip eden 30 gün içinde feshedilmiş sayılacağına karar verilecek olması durumunda davalı tarafça dava dışı Akbank ve T. İş Bankası nezdindeki kredi sürecinin fesih sonrası dönemde gerçekleşmiş olacağı için davacı tarafın tazminat talep edebileceğine karar verilecek olması durumunda sözleşmenin 4. maddesi uyarınca ve 13/05/2013 tarihli ek protokolün 1.maddesi düzenlemesi gereği Akbank ve İş Bankasından kullanılan kredinin %1’i oranında tazminat talebinde bulunabileceğini, sözleşmenin 4.maddesi düzenlemesi gereği davacının davalı taraftan talepte bulunulabileceğine kanaat getirilmesi halinde talep edilebilecek tutarın 1.152.000,00 TL olarak hesaplandığını, sözleşmenin fesih durumunun 21/01/2016 tarihli ihtarname ile gerçekleştiği yönünde kanaat oluşması durumunda taraflar arasındaki sözleşmenin ayakta olduğu ve davacı tarafça sözleşme ile yükümlenilen edimlerin yerine getirilmesi için çalışmaların yapıldığı bir süreçte gerçekleştiğinin davalı tarafın sözleşme süreci içinde davacı danışmanın işi yarıda bıraktığına sebebiyet verdiğinin bu halde de sözleşmenin 3 ve 6.maddesinin 2.fıkrası gereğince talepte bulunulabileceği, bu durumda maddi tazminat tutarının 399.993,70 Euro ve 1.125.000,00 TL olduğunu, sözleşmenin 7.4 maddesinde yer alan faiz ödeme şartının ise davalı şirket ile kredi veren kuruluş arasında kredi sözleşmesinin imzalanması ile hak edilmiş olacak hizmet bedelinin maddede öngörülen tarih ve şekillerde yapılmaması durumunda söz konusu olacağı, davalı şirketin kendi girişimleri sonucu bulduğu kredi nedeniyle faiz talebinde bulunulamayacağının düşünülmekte olduğunu bildirmiştir.
Nitelikli hesap uzmanı bilirkişi 25/07/2022 tarihli raporunda; davacı tarafça sözleşmede istenilen edimlerin ifasına yönelik bazı girişimlerde bulunulduğu, sözleşmenin davalı tarafça borca aykırılık gerekçesi ile 21/01/2016 tarihli ihtarname ile feshedildiğini, fesihten önce 12/09/2014 ve 15/09/2014 tarihli azilnameler ile davacının azledildiği, eylemli feshin gerçekleştirilmiş olduğu, fesihten sonra davacıdan bağımsız olarak … ile görüşmelere başlanıldığı, 10/11/2015 tarihli teklif yazıları yazıldığı ve bu teklif doğrultusunda 31/03/2016 tarihli kredi sözleşmesi imzalandığı, davacı tarafından davalının …’nın belirlemiş olduğu öz kaynağı yatırmamış olması nedeniyle kredinin alınamadığı, bu nedenle kredi alınmasına engel olunduğundan bahisle sözleşmenin 4.maddesi gereğince krediyi bizzat davacı sağlamış gibi alacak talebinde bulunulduğu, davacının kredi sağlama girişiminde bulunduğu 2014 yılı itibariyle yatırım – proje kredilerinde uygulanan usul ve esaslar ile davacı ile ilişikleri yürüten banka personelinin bu konuda yetkili olup olmadığını gönderilen e postaların bankanın iradesini yansıtıp yansıtmadığının araştırılması gerektiğini, bundan sonra nihai bir sonuca ulaşılabileceği bildirilmiştir.
Dosya kapsamından;
Taraflar arasında danışmanlık ve ödeme taahhüt sözleşmesi başlıklı sözleşme düzenlendiği, sözleşmenin konusunun 1.maddede, Vezirhan/Bilecik’te gerçekleştireceği “Klinker ve Çimento Entegre Üretim Tesisi” projesi için davacının, davalı şirketi krediye hazırlayarak, kefalet, ipotek veya diğer teminatları karşılığında danışman davacının belirlediği yurt içi/yurt dışı bir banka kreditör veya diğer finans kuruluşları tarafından kredilendirilmesi hususunda danışmanın ücret karşılığı müşavirlik hizmetleri ve şirkete kredi temini için görevlendirilmesi olduğu, kredi limitinin asgari 50.000,00 Euro altında olması halinde kullanıp kullanmama tercihine davalı şirketin sahip olduğu, tarafların yükümlülüklerinin 2.maddede, hizmet bedelinin 3.maddede, yasallık karşılıklı sınırlama rekabet yasağının 4.maddede, sözleşmenin süresi ve sona ermesinin 6.maddede düzenlendiği, toplam 8 maddeden ibaret olduğu,
Taraflar arasında düzenlenen 13/05/2013 tarihli ek protokolün 1.maddesinde ana sözleşmenin 3.maddesinde belirtilen danışmanın hizmet bedelinin, şirket veya Cemal …’in yatırımcı ortak bulması kaydıyla çimento fabrikası yatırım projesinde öz kaynak oranını %40’ın üzerinde nakden koyması halinde, danışmanın hizmet bedeli oranının %3’e düşürülmesini tarafların onayladıkları, şirket veya Cemal …’in projesini kendi tespit ettiği yatırımcıdan %100’ünü veya kendi tespit ettiği finans kaynağından bulması halinde danışmanın hizmet bedeli oranının %1’e düşürülmesini tarafları onayladıkları …. kararlaştırıldığı,
Taraflar arasında 18/04/2014 tarihli ek protokol düzenlendiği, ek protokol ile ana sözleşmenin hizmet bedeli başlıklı 3.maddesinde anılan %6 komisyon tutarının %2,30 olarak revize edildiği, bu yeni oranın %2 kısmının ünvanı anılan M.K.A. Group … Ltd. Şti.’ne yeni ünvanı ile (2-H Rasyonel …. Ltd. Şti.’ne) kalan %0,3 kısmının ise alt danışman Hüsamettin Taşdemir’e ödeneceği, anılan sözleşmedeki bu ödemeye ilişkin tüm şartların geçerli olmak üzere Dinçer Çimento … Ltd. Şti. tarafından gayri kabili rücu kabul ve taahhüt edildiğinin belirtildiği anlaşılmıştır.
Davacı taraf; taraflar arasında düzenlenen danışmanlık ve ödeme taahhüt sözleşmesi kapsamında danışmanlık görevine başladığı, tarafların 04/09/2013 tarihinde bir araya gelerek hazırlık süreci başlıklı yazı ile yapılan çalışmaları ve tespitleri yazıya döküp sonrası için yapılması gereken işlemleri karara bağladıkları, çalışmalar sonucu kapsamlı pazar araştırma raporu ve fizibilitelerin müvekkili şirket tarafından ücret alınmadan hazırlanıp tüm bankalara projenin tanıtıldığı, yatırımın gerekliliğine ve verimli olduğuna bankaların ikna edildiği, 14/01/2014 tarihli fizibilite raporunda yaklaşık asgari 55.000.000,00 Euro kredinin temini için izlenecek yolun açık bir şekilde belirlendiği, fizibilite raporu gereği nakit öz kaynak olarak 22.243.000,00 Euronun ilgili bankaların hesabına yatırılması gerektiği, davacının gayretleri sonucu … … ‘in mali yapılarının düzene sokularak büyük bir bölümünün ayni olarak taahhüdünün kabulünün sağlanması sonucu bankaların nakdi öz kaynağın 10.000.000,00 Euro olarak yatırılmasını kabul ettiklerin, … ve …’ın kredi kullandırma konusunda istekli davrandıklarını, …’ın 15/04/2014 tarihli mail ile olumlu niyetini belirttiğini, öz kaynağın yatırılması gerektiğinin bildirildiğini, davalı tarafça öz kaynağın yatırılmaması üzerine 12/06/2014 tarihli ihtarname ile bu durumun tekrar hatırlatıldığı, 05/08/2014 tarihli ihtarname niteliğindeki mail ile davacı için çalışmalara ara verildiği, sözleşmenin feshedilmesine hazır olduklarının bildirildiği, davalı tarafın kusuru sonucu öz kaynak taahhüdünün yerine getirilmemesi ve …’in … … Noterliğinin 12/09/2014, …’ın 15/09/2014 tarihli azilnameleri sebebiyle davacının yaptığı kredi çalışmalarının neticeye ulaşamadığı ve davalı tarafın 21/01/2016 tarihli ihtarname ile taraflar arasında imzalanan sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğinin bildirildiğini, sözleşme gereği, sözleşme bedeline hak kazanıldığı ancak ödenmediği iddiası ile komisyon bedeline konu alacağın tahsili isteğinde bulunmakta, davalı taraf; davacının sözleşme uyarınca edimlerini yerine getirmediği, sözleşme bedeline hak kazanmadığı savunmasında bulunmaktadır.
Davada uyuşmazlık; davacının taraflar arasında düzenlenen danışmanlık ve ödeme taahhüt sözleşmesi ve ek protokoller kapsamında komisyon bedeli alacağı talep hakkının doğup doğmadığı, varsa ne miktarda olduğu hususlarında toplanmaktadır.
Mahkemece yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamına göre; proje şirketinin projenin sağlıklı bir şekilde kurgulanması ve hayata geçirilmesi için teknik, finansal ve hukuki konularda uzmanlardan danışmanlık hizmeti alacağı, kredi verenlerin, kredi alan ile projenin hayata geçirilmesi amacıyla kredi sözleşmesi akdeden ve kredi kullandırma yükümlülüğü altına giren bankalar olduğu, kullandırılacak kredinin kredi veren banka için kredi riski olup, bu riskin doğru tespiti için, kredi veren bankanın kredi alanın kredibilitesini, proje finansmanında da projenin nakit akışını doğru analiz etmesi gerektiği, kredi riskinin azaltılması için başvurulan yöntemlerin başında teminat alınmasının geldiği, proje finansman kredisi tahsisi/kullandırılması konusunda bankaların kredi teklif mektubu sağlanması, temini için önceden öz kaynak tutarının bankalarda açılacak hesaba/hesaplara yatırılması gereken bir durum olmadığı, davacı tarafça belirtilen banka yazılarının proje finansman kredisi açısından teklif mektubu/… olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı gibi bu yazılara göre hareket edilmesi neticesinde term sheete ulaşılacağının olası görülmediği, (denetim ve hüküm kurmaya elverişli her iki bilirkişi heyetinde bankacılık konusunda uzman bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere) davacının çalışmaları sonucunda bankalardan bir … sağlaması durumunda sözleşmede kararlaştırılan komisyonu alacağına hak kazanacağının kuşkusuz olduğu, bu durumu sağlamadan davacının danışmanlık sözleşmesini sonlandırma iradesi göstermesi nedeniyle sonrasında davalının temin ettiği term sheetten herhangi bir talep hakkına sahip olmadığı, davacının sözleşme ile üstlendiği kredi temini yükümlülüğünü yerine getirdiğinin kanıtlanamadığı, sözleşme uyarınca komisyon talebinin yerinde olmadığı, davalı şirket tarafından, davacı ile olan sözleşmenin eylemli feshinden sonra davacıdan bağımsız olarak Akbank ve İş Bankası ile görüşmelere başladığı, 10/11/2015 tarihli teklif yazılarının bu bankalar tarafından davalıya yazıldığı, teklif doğrultusunda ve karşılıklı görüşmeler sonucunda 31/03/2016 tarihli kredi sözleşmesinin imzalandığı ve kredi kullandırıldığı, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeden sonra davalı şirketin yatırımından ve kredi talebinden vazgeçmesi, danışman davacının başlattığı işi yarıda bırakmalarına davalının sebep olması durumunun olduğu hususunun kanıtlanamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
İkinci bilirkişi heyetindeki nitelikli hesap uzmanı bilirkişi 25/07/2022 tarihli raporunda; … … Ticari Şubesi ile gerekli yazışmaların yapılarak davacının kredi sağlama girişiminde bulunduğu 2014 yılı itibariyle yatırım – proje kredilerinde uygulanan usul ve esaslar ile, davacı ile ilişkileri yürüten banka personelinin bu konuda yetkili olup olmadığının ve bankaca gönderilen e-postaların bankanın iradesini yansıtıp yansıtmadığının araştırılması gerektiğini bildirmiş ise de, dosya kapsamı, alınan her iki bilirkişi heyetindeki bankacı bilirkişilerin denetime ve hüküm kurmaya elverişli rapor içerikleri de nazara alınarak banka personelinin yetkili olup olmadığının sorulması hususunun sonuca etkili olmadığı kanaatine varılmakla bu yönde ayrıca bir araştırma yapılmamıştır.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın reddine,
Alınması gerekli 80,70 TL harcın peşin alınan 1.292,77 TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 188.996,69 TL toplamı 190.289,46 TL’den mahsubu ile artan 190.208,76 TL harç bedelinin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından 23,40 TL vekalet tasdik harcından ibaret yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup 349.061,67 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Tarafların işbu karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yoluna başvurabileceklerinin belirtilmesine,
Dair oybirliği ile verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.
28/09/2022

Başkan…

Katip …