Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/202 E. 2021/712 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R
ESAS NO : 2020/202 Esas
KARAR NO : 2021/712

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
ASIL DAVA
DAVACI : … – … – …
DAVALI : … – … …

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/03/2020
BİRLEŞEN ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2020/176 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVACI : … – ….
DAVA TARİHİ : 30/03/2020
KARAR TARİHİ : 10/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/11/2021
ASIL DAVA
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında 27/04/2017 tarihli “…. Veri Merkezi Projesi Fizibilite Etüdü Projesi Hazırlanması Danışmanlık Hizmet Alımı” işi için sözleşme imzalandığını, sözleşme gereğince müvekkili şirketin Ulaştırma Bakanlığının alımını yürüttüğü bu proje mucibince 27/04/2017 tarihli sözleşmenin ek-1’inde yer alan kendi sorumlulukları dahilindeki yükümlülükleri yerine getirmeyi kabul ve taahhüt ettiğini, sözleşme kapsamında yer alan tüm yükümlülük ve sorumlulukları bitirerek uhdesindeki tüm işleri davalı şirkete teslim ettiğini, davalı şirketin sözleşmede yer alan taahhütlerine birebir uygun hareket etmediğini, davalının kurumdan Faz-1’e ait hakedişini aldığını ancak müvekkili şirketin hakedişini tam olarak ödemediğini, davalının kurumdan ödemeyi almasını takip eden en geç 5 iş günü içerisinde müvekkiline ödemeyi gerçekleştirmesi gerekmekteyken davalının bunu yapmadığını, Faz-1’den kaynaklanan hakediş ödemesinin ve fatura bedellerinin hem geç hem de eksik ödendiğini, müvekkilinin tüm işlerini bitirip teslim ettiği halde kalan hakedişlerin ödenmediğini, davalının kurumdan Faz-2 ve Faz-3 hakedişlerinin alınması için herhangi bir hukuki girişimde bulunmadığını, sözleşmenin hem 2.7. hem de 4.1.maddelerinin açıkça ihlal edildiğini, davalı şirkete 31/10/2017 tarihli 489.936,00 TL bedelli ve 27/11/2017 tarihli 7.316.000,00 TL bedelli iki ayrı fatura gönderildiğini, ödenmesi gereken bedellerin ödenmediğini ve hali hazırda 1.190.735,80 TL borcu bulunduğunu, bu bedellerin tahsili için davalı şirketten ayrıca talepte bulunulduğunu, sözleşmenin ihlal edilmesi durumunda tarafların tüm hakları saklı kalmak kaydı ile sözleşmeyi ihlal eden tarafın diğer tarafa 10.000.000,00 TL ceza ödemeyi ve bu ödemeyi en geç 30 gün içerisinde yapmayı kabul ve taahhüt ettiğini, bu bedeli davalının müvekkili şirkete ödemesi gerektiğini, ceza şart bedelinin ödenmesi için arabuluculuk girişiminde bulunulduğunu ancak netice alınamadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL cezai şart bedelinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP VE KARŞI
DAVA : Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; müvekkili ile dava dışı ihale makamı kurum arasında akdedilen sözleşmeye istinaden müvekkilinin “…. Danışmanlık Hizmeti Alımı” işini yüklendiğini, bahse konu işin bir bölümünün ise davacıya alt yüklenici olarak verildiğini, sözleşmenin 4.1. hükmünde açıkça belirtildiği üzere davacının alacağının muaccel olmasının şartının kurum tarafından müvekkili şirkete ödeme yapılması olduğunu, ihale makamı kurum tarafından müvekkiline henüz ödenmemiş bedellerin, iş tamamlansa dahi davacıya ödenmesinin mümkün olmadığını, tamamlanan ve kabulleri yapılan işlere dair ihale makamı kuruma kesilen fatura gereği davacının hak ettiği tüm bedel, gerekli mahsuplar yapılarak davacıya tam olarak ödenmiş olup bunun dışında muaccel olan başka bir alacakları bulunmadığını, davacının ödenmediğini iddia ettiği tutarın, müvekkil şirkete %18 KDV üzerinden hatalı olarak kestiği faturadan kaynaklandığını, davacının müvekkili şirkete %18 KDV üzerinden fatura kesmiş olsa dahi, bu KDV’nin (9/10) kısmı tevkifat nedeniyle kurumca müvekkile ödenmediğinden, davacının bu kısım bakımından sözleşme gereği muaccel bir alacağından söz edilemeyeceğini, ne var ki, davacının KDV tevkifatı olmaksızın fatura kesmesinin sözleşmenin açık hükmü karşısında bir önemi olmadığını, zira sözleşme gereği muacceliyetin şartının fatura kesmek değil, hakediş bedelinin kurumdan tahsil edilmesi olduğunu, davacı şirketçe %18 olarak kesilen KDV’nin (9/10) kısmının tevkifat nedeniyle kurumdan tahsil edilemediğinin açık olduğunu, kurumdan tahsil edilmeyen bir bedelin ise davacının alacağı bakımından muaccel hale gelmeyeceğini, muacceliyet temerrüdün ön koşulu olduğu için temerrüdün de oluşmadığını, 2 yılı aşkın süredir davacının hiçbir işlem yapmamış olmasından da anlaşılacağı üzere, müvekkili şirketin faturaya ilişkin itirazları davacı tarafından zımnen kabul edildiğini, davacının bu kadar uzun süre sessiz kalıp sözleşme konusu işe devam ettikten sonra huzurdaki davayı açmasının çelişkili davranış yasağına ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, müvekkili şirketçe ihale makamı kurumdan kalan hak edişlerin tahsili için gerekli girişimlerde bulunulduğunu, ancak idari sürecin uzun sürmesi ve sonrasında ise covid-19 pandemisi nedeniyle işlerin kabulü işlemlerinin tamamlanamadığını, sözleşme gereği müvekkili şirketin muacceliyet kesbeden ve temerrüde düşen bir borcu bulunmadığını, davacının sözleşmenin ihlal edildiği iddiası ve cezai şart talebinin hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddine, karşı dava olarak; davacı-karşı davalının öncelikle keşide ettiği ihtarnameyle sonrasında da huzurdaki davayı açmak suretiyle sözleşmeyi ihlal ettiğini, davacı-karşı davalının güven sarsıcı davranışları dışında sözleşme kapsamındaki birçok yükümlülüğünü ihlal ettiğini, sözleşmenin 2.9. hükmü uyarınca davacı nezdindeki hizmetlerin denetim ve yönetimi için atanacak personel giderlerinin aylık masrafının %20’sinin davacının alacağından mahsup edileceğini, taraflar arasındaki olumlu ticari ilişkilere binaen bugüne kadar bu yönde bir talepte bulunulmasa da, davacı-karşı davalının kötü niyetli girişimleri sonrasında masrafların %50’sine tekabül eden toplam 510.000,00 TL bedelin Ankara …. Noterliğinin 04/02/2020 tarih ve 5550 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacıdan talep edildiğini, süresi içinde bu bedelin ödenmediğini, sözleşmenin 3.2. hükmü, 6.7. hükmünün davacı-karşı davalı tarafça açıkça ihlal edildiğini, sözleşmenin ödeme planına göre tüm hak ediş detayları açıkça ve oranlarıyla belli olmasına rağmen, davacı-karşı davalı vekilinin KDV hariç 6.540.800,00 TL fatura kesmesi gerekirken KDV hariç 6.615.200,00 TL fatura kesmesi de sözleşmenin açık ihlali niteliğinde olduğunu, sözleşmeyi bir çok farklı şekilde ihlal eden davacı-karşı davalının müvekkili şirkete cezai şart ödeme yükümlülüğü bulunduğunu, cezai şart alacağı için arabuluculuğa başvurulduğunu ancak sonuç alınamadığını belirterek şimdilik 20.000,00 TL cezai şart alacağının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
BİRLEŞEN ANKARA …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2020/176 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya 27/04/2017 tarihli sözleşme gereği danışmanlık hizmeti verdiğini, 31/10/2017 tarihli KDV dahil 489.936,00 TL ve 27/11/2017 tarihli KDV dahil 7.316.000,00 TL bedelli faturalardan kaynaklanan borcun eksik ödendiğini, Yenimahalle 3. Noterliğinin 24/01/2020 tarih ve 02593 yevmiye numaralı ihtarname ile 1.190.735,80 TL alacağın en geç üç gün içerisinde ödenmesi hususunun ihtar edildiğini ancak bedelin ödenmediğini, alacağın ödenmemesi üzerine Ankara … Müdürlüğünün 2020/2001 sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını ve takibe itiraz üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu, faturalara yasal süresi içerisinde ve icra takibine kadar herhangi bir itiraz ileri sürülmediğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; tarafları aynı olan ve aynı sözleşme uyarınca cezai şart talepli olarak açılan Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/202 esas sayılı dosyası ile görülmekte olan davayı doğrudan etkileyeceğinden davanın birleştirilmesini, müvekkili ile dava dışı ihale makamı kurum arasında akdedilen sözleşmeye istinaden müvekkilinin “Ulusal Kamu Entegre Veri Merkezi Projesi Fizibilite Etüdü Hazırlanması Danışmanlık Hizmeti Alımı” işini yüklendiğini, bahse konu işin bir bölümünün ise davacıya alt yüklenici olarak verildiğini, sözleşmenin 4.1. Hükmünde açıkça belirtildiği üzere davacının alacağının muaccel olmasının şartının kurum tarafından müvekkili şirkete ödeme yapılması olduğunu, ihale makamı kurum tarafından müvekkiline henüz ödenmemiş bedellerin iş tamamlansa dahi davacıya ödenmesinin mümkün olmadığını, tamamlanan ve kabulleri yapılan işlere dair ihale makamı kuruma kesilen fatura gereği davacının hak ettiği tüm bedel, gerekli mahsuplar yapılarak davacıya tam olarak ödenmiş olup bunun dışında muaccel olan başka bir alacakları bulunmadığını, davacının ödenmediğini iddia ettiği tutarın, müvekkil şirkete %18 KDV üzerinden hatalı olarak kestiği faturadan kaynaklandığını, davacının müvekkili şirkete %18 KDV üzerinden fatura kesmiş olsa dahi, bu KDV’nin (9/10) kısmı tevkifat nedeniyle kurumca müvekkile ödenmediğinden, davacının bu kısım bakımından sözleşme gereği muaccel bir alacağından söz edilemeyeceğini, ne var ki, davacının KDV tevkifatı olmaksızın fatura kesmesinin sözleşmenin açık hükmü karşısında bir önemi olmadığını, zira sözleşme gereği muacceliyetin şartının fatura kesmek değil, hakediş bedelinin kurumdan tahsil edilmesi olduğunu, davacı şirketçe %18 olarak kesilen KDV’nin (9/10) kısmının tevkifat nedeniyle kurumdan tahsil edilemediğinin açık olduğunu, kurumdan tahsil edilmeyen bir bedelin ise davacının alacağı bakımından muaccel hale gelmeyeceğini, muacceliyet temerrüdün ön koşulu olduğu için temerrüdün de oluşmadığını, 2 yılı aşkın süredir davacının hiçbir işlem yapmamış olmasından da anlaşılacağı üzere, müvekkili şirketin faturaya ilişkin itirazları davacı tarafından zımnen kabul edildiğini, davacının bu kadar uzun süre sessiz kalıp sözleşme konusu işe devam ettikten sonra huzurdaki davayı açmasının çelişkili davranış yasağına ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, müvekkili şirketçe ihale makamı kurumdan, kalan hak edişlerin tahsili için gerekli girişimlerde bulunulduğunu, ancak idari sürecin uzun sürmesi ve sonrasında ise covid-19 pandemisi nedeniyle işlerin kabulü işlemlerinin tamamlanamadığını, sözleşme gereği müvekkili şirketin muacceliyet kesbeden ve temerrüde düşen bir borcu bulunmadığını, bu doğrultuda dava konusu icra takibinin usul ve yasaya aykırı olup dayanaksız olduğunu belirterek davanın reddine, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi isteğinde bulunmuştur.
GEREKÇE : Asıl davada istek, taraflar arasındaki danışmanlık hizmet alımına ilişkin düzenlenen sözleşmeyi davalının ihlal ettiği iddiası ile cezai şarta konu alacağın tahsili, karşı davada istek, davacı – karşı davalının sözleşmeyi ihlal ettiği iddiası ile cezai şarta konu alacağın tahsili, birleşen davada istek, taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı yapılan işten kaynaklı faturalara dayalı alacağın tahsili isteğiyle girişilen icra takibine itirazın iptali isteğine ilişkindir.
Asıl davada, davanın niteliği gereği arabuluculuğa başvurulması zorunlu bulunduğu, başvurunun yapıldığı, 21/02/2020 tarihinde tarafların katılımı ile anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın düzenlendiği anlaşılmakla yargılama sürdürülmüştür.
Karşı davada, davanın niteliği gereği arabuluculuğa başvurulması zorunlu bulunduğu, başvurunun yapıldığı, 13/03/2020 tarihinde tarafların katılımı ile anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın düzenlendiği anlaşılmakla yargılama sürdürülmüştür.
Birleşen davada, davanın niteliği gereği arabuluculuğa başvurulması zorunlu bulunduğu, başvurunun yapıldığı, 06/03/2020 tarihinde tarafların katılımı ile anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın düzenlendiği anlaşılmakla yargılama sürdürülmüştür.
Ankara … Müdürlüğünün 2020/2001 sayılı takip dosyasının incelenmesinde davacı – alacaklı tarafından davalı – borçlu hakkında faturalara dayalı olarak 1.190.735,80 TL asıl alacak, 407.451,85 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.598.187,65 TL alacağın tahsili isteğiyle 07/02/2020 tarihinde ilamsız takibe geçildiği, ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süresinde sunulan dilekçe ile borca itiraz edilmekle takibin bu aşamada durdurulmuş olduğu anlaşılmıştır.
Taraf delilleri toplanmış, Ulaştırma Bakanlığı Haberleşme Genel Müdürlüğüne yazılarak Ulusal Kamu Entegre Veri Merkezsi Projesi fizibilite Etüdü Projesi ile ilgili olarak 2016/566376 ihale kayıt numaralı ihale işlem dosyası ve davalı … … A.Ş. ile yapılan yazışmalar, bu şirket tarafından kuruma kesilen fatura ile hakedişlere ilişkin belge örnekleri celp edilmiştir.
Davalı – karşı davacı şirketin ticari defter kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak üzere bulunduğu yer mahkemesine talimat yazılmış olup, mali müşavir bilirkişi 09/12/2020 tarihli raporunda, 2018 ve 2019 yılları ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının bulunduğunu, davacıya ilişkin kayıtların incelenmesinde davacı tarafa 1.190.735,80 TL borcu olduğunu bildirmiştir.
Dosya üzerinde ve davacı – karşı davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişi heyeti 13/07/2021 tarihli raporlarında; davacı şirketin incelenen 2017,2018,2019 ve 2020 yılları ticari defter kayıtlarının noter açılış tasdikleri ile elektronik defterlerle ilgili beratların usulüne uygun olarak süresinde yaptırıldığını, kebir ve envanter defterlerinde kapanış tasdik zorunluluğunun bulunmadığını, defter kayıtlarında yapılan inceleme sonucu 31/12/2017 dönem sonunda davacının bakiye 1.190.735,80 TL alacak kaydının varlığının görüldüğünü, taraf kayıtlarının birbirleri ile örtüştüğünü, asıl davada ve karşı davada tarafların karşılıklı olarak sözleşmenin 2.7 maddesine dayalı cezai şart taleplerinin sözleşme ihlali iddialarının hukuki değerlendirme gerektirmesi nedeniyle mahkemenin takdirinde olduğunu, birleşen davada hukuki takdiri mahkemeye ait olmak üzere davalının davacıya yaptığı eksik ödemenin 1.190.735,80 TL olarak hesaplandığını, mahkemece davalının takipten önce mütemerrit olduğu ve 07/11/2020 tarihinden itibaren işlemiş avans faizinden de sorumlu olacağı kabul edildiği taktirde takipte talep edilebilecek işlemiş avans faizi tutarının 400.511,33 TL olarak hesaplandığını bildirmişlerdir.
Dosya kapsamından; davalı – karşı davacı … … A.Ş.’nin yüklenicisi olduğu, dava dışı Ulaştırma ve Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Haberleşme Genel Müdürlüğü arasında 27/04/2017 tarihli Ankara 37. Noterliğinden onaylı Ulusal Kamu Entegre Veri Merkezi Projesi Fizibilite Etüdü Hazırlanması Danışmanlık Hizmeti Alımına ait sözleşme düzenlendiği, sözleşmenin 6. maddesi iş tanımı başlıklı olup; sözleşme konusu işin Ulusal Kamu Entegre Veri Merkezi Projesi Fizibilite Etüdü Hazırlanması Danışmanlık Hizmeti Alımı işi olup, işin teknik özellikleri ve diğer ayrıntılarının sözleşme ekinde yer alan ve ihale dökümanını oluşturan belgelerle düzenlendiği, sözleşmenin türü ve bedelinin 7.maddede … 18.600.000,00 TL (KDV hariç) bedel üzerinden akdedildiği, sözleşmenin süresinin 9.1 maddede işe başlama tarihinden itibaren 280 takvim günü olarak kararlaştırıldığı, işe başlama tarihinin sözleşmenin imza tarihi olduğu, ödeme yeri ve şartlarının 13. maddede kararlaştırıldığı, alt yükleniciye ilişkin bilgiler ve sorumluluklar başlıklı 16. maddede … Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü 1.Arge Binası No:22 Beytepe – Çankaya/Ankara adresinde mukim … Bilişim … Ltd. Şti.’nin, sözleşme ekinde belirtilen listedeki işleri alt yüklenici olarak üstleneceğinin kararlaştırıldığı, toplam 57 maddeden ibaret olduğu,
Davalı – karşı davacı … … A.Ş. ile Ulaştırma ve Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Haberleşme Genel Müdürlüğü ile davacı – karşı davalı … Proje A.Ş. arasında 27/07/2017 tarihli gizlilik sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmenin konusunun 1. maddede “… İdare ile yüklenici arasında 19/01/2017 tarihinde yapılan ihale sonucunda imzalanan 27/04/2017 tarihli sözleşme nedeni ile idarenin yükleniciye ifşa ettiği, kendisine ait olan veya idarenin ilişkili olduğu üçüncü kişi / kurumlara ait olup iş amacı kapsamında yükleniciye verilmiş ve yüklenici personeli ile paylaşılmış olan gizli bilgilerinin yüklenici tarafından korunmasına ilişkin tarafların hak ve yetkilerinin belirlenmesi …” olarak kararlaştırıldığı,
Taraflar arasında davacı – karşı davalının alt yüklenici, davalı – karşı davacının yüklenici olduğu 27/04/2017 tarihli Nitel’in ek-1’de belirtilen işler kapsamında ek-2’de belirtilen ödeme miktarı, şekli ve süresi konularında anlaşılarak …’ı alt yüklenici olarak çalıştırması ve …’ın Nitel’e yapacağı işlerin kapsamı ve bu kapsam dahilinde tarafların birbirlerine karşı olan hak ve yükümlülüklerini belirlemek, Nitel’in kurumla imzaladığı sözleşme kapsamında yapılacak işlere ilişkin tarafların yükümlülüklerinin ve işbirliğine ilişkin temel esasların belirlenmesi konu ve kapsamlı sözleşme düzenlendiği, 2.5.maddede sözleşme eklerinin bir bütün olduğu, işbu sözleşme, eklerinde ve kendisine gönderme yapılan dokümanlar arasında bir çelişki olması durumunda aşağıdaki öncelik sırasının geçerli olacağının belirtildiği, birinci sırada ihale şartnamesi ve zeyilnameler ile Nitel’in kurum ile imzaladığı sözleşme, ikinci sırada işbu sözleşme ve ekleri, üçüncü sırada 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu, hizmet alımı ihaleleri uygulama yönetmeliği ile hizmet alımları denetim muayene ve kabul işlemlerine dair yönetmelik olarak sıralandığı, 2.7.maddesinde; sözleşmenin ihlal edilmesi durumunda tarafların tüm hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşmeyi ihlal eden tarafın diğer tarafa 10.000.000,00 TL ceza ödemeyi ve bu ödemeyi en geç 30 gün içerisinde kabul ve taahhüt ettiğinin kararlaştırıldığı, …’ın sorumluluklarının 3.maddede, Nitel’in sorumluluklarının 4.maddede düzenlendiği, toplam 12 maddeden ibaret olduğu anlaşılmıştır.
Asıl davada davacı alt yüklenici, taraflar arasında düzenlenen 27/04/2017 tarihli sözleşme uyarınca tüm yükümlülük ve sorumluluklarını yerine getirip, işleri davalı şirkete teslim ettiği, davalı tarafın sözleşmede yer alan taahhütlerini tam olarak yerine getirmediği, davalı şirketin kurumdan Faz-1’e ait hakedişini aldığını ancak davacı şirketin hakedişini tam olarak ödemediği, eksik ödeme yaptığı, davalı şirketin sorumluluklarına ilişkin madde 4’e aykırı hareket ettiği iddiası ile sözleşmenin 2.7.maddesi kapsamında cezai şartın tahsili isteğinde bulunmakta, davalı şirket sözleşmeyi kendisinin ihlal etmediği, davacı tarafın ihlal ettiği, hakediş bedellerinin KDV hariç olduğunu, davalı şirketle ihale makamı kurum arasında düzenlenen sözleşmenin 7.1 hükmünde de bu durumun açıkça belirtildiği, sözleşmeyi davacı şirketin ihlal ettiği, güven sarsıcı davranışları dışında sözleşme kapsamındaki bir çok yükümlülüğünü ihlal ettiği iddiası ile sözleşmenin 2.7.maddesi kapsamında cezai şartın tahsili isteğinde bulunmaktadır.
Mahkemece yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamına göre asıl davada davacı … … A.Ş.’nin cezai şart talebine konu davalı tarafın ihlal iddiasının hakediş bedelinde eksik ödeme yaptığına ilişkin olup, dosya kapsamı, taraf defter kayıtları içeriği, taraflar arasındaki sözleşme içeriği de nazara alınarak davacının davalıdan alacağının bulunduğu, eksik ödeme durumunun söz konusu olduğu, davalı – karşı davacı … … A.Ş.’nin cezai şart talebine konu davacı – karşı davalı tarafın ihlal iddiasının personel gider ödemelerinin %50’si olan tutarın ödenmediği, personelden almakla yükümlü olduğu gizlilik taahhüdünün alınıp ibraz edilmediği, sözleşmede iş listesinde yazılı evrakı basılı olarak teslim etmesi gerektiği halde sadece kuruma teslim ettiğine ilişkin olup, gizlilik sözleşmesinin 6.7 hükmü uyarınca çalıştırılan personelden gizlilik taahhüdü alıp ihale makamı kuruma ibraz etmekle yükümlü olunduğu, 27/04/2017 tarihli sözleşmenin 6.maddesinde gizlilik anlaşması şart ve hükümlerinin geçerli olacağının da kararlaştırıldığı, mahkemece yapılan inceleme, dosya kapsamı, taraf beyanları da nazara alındığında 6.7 hükmünün ihlal edildiği, bu şekliyle davacı ve davalı şirket tarafından, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinde ihlallerin söz konusu olduğu, her iki tarafta sözleşmenin 2.7.maddesi kapsamında cezai şart isteğinde bulunmuş ise de bir tarafın istekte bulunabilmesi için kendinin de ihlal etmemiş olması gerektiği, her iki tarafın ihlali karşısında bu maddeye dayanılarak karşılıklı talebin yerinde olmadığı kanaatine varılmakla asıl ve karşı davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen davada istek, Ankara … Müdürlüğünün 2020/2001 esas sayılı takip dosyasının dayanağı faturaya konu alacağa ilişkin olup, talebe konu faturanın KDV alacağına ilişkin olduğu, taraflar arasında faturaların varlığı, faturalara konu hizmetin ifası ve faturaların net tutarları yönünden bir uyuşmazlığın olmadığı, uyuşmazlığın davalı ile dava dışı Bakanlık arasındaki sözleşmede yer alan KDV tevkifatı hükmünün davacıya karşı da ileri sürülüp sürülemeyeceği, davalının davacıya ödemesi gereken miktarın sadece KDV hariç net bedel üzerinden mi belirlenmesi gerektiği noktasında toplanmaktadır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin incelenmesinde; sözleşme bedelinin ve davacıya yapılacak ödemelerin KDV hariç belirlendiği, KDV tevkifatına yer verilmediği, davalı ile Bakanlık arasındaki sözleşmenin vergisel düzenlemelerine de herhangi bir atıf yapılmadığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 2.5 maddesinde bu sözleşmenin ekleri ile bir bütün olup işbu sözleşme, eklerinde ve kendisine gönderme yapılan dokümanlar arasında bir çelişki olması durumunda öncelik sırasının maddeler halinde belirtilip, Nitel’in kurum ile imzaladığı sözleşme birinci sırada yer almakta ise de, bu maddenin kapsamının bu sözleşme, sözleşme eki (sözleşme ekleri iş listesi, ödeme planı, tarafların imza sirküsü olarak belirtilmiş) ve kendisine gönderme yapılan dokümanlar arasındaki çelişkiye ilişkin olduğu, işbu sözleşme ile, davalı ve dava dışı idare arasındaki sözleşme arasında çelişki olması halindeki uygulama sırasına ilişkin olmadığı, böyle bir düzenlemenin yer almadığı, bu haliyle bu maddeye dayalı olarak davalı ile idare arasındaki sözleşmedeki KDV tevkifatı düzenlemesinin taraflar arasındaki sözleşmede de uygulanmasını gerektirmeyeceği, buna yönelik bir hükmün bulunmadığı anlaşılmıştır. Ayrıca dava dışı idarenin davalıya KDV tevkifatı yaparak ödeme yapmasının davalıya KDV ödenmediği anlamına gelmeyeceği, davalıya ödenecek toplam %18’lik KDV’nin 9/10’unun Bakanlık tarafından kaynakta kesilerek Devlete ödenmesi anlamına geleceği ve KDV mahsuplaşması sırasında kendisi adına kaynakta kesilerek yatırılan bu KDV’den yararlanacağı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle KDV’ye konu alacak miktarı taraf defter ve kayıtlarında da kayıtlı olduğu üzere 1.190.735,80 TL olduğu anlaşılmakla bu miktar asıl alacağa itiraz yerinde görülmemiştir. Davacı taraf icra takibinde işlemiş faiz isteğinde bulunmuş olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın faturanın aslına yönelik olmayıp borcun davalının da kabulünde olduğu, uyuşmazlığın sadece KDV tutarına ilişkin olduğu, KDV hariç bedelin ödendiği, bu şekliyle alacağın istenir durumda olduğu, davacı tarafından davalıya Yenimahalle …. Noterliğinden keşide edilen 24/01/2020 tarih 02593 yevmiye numaralı ihtarname ile miktar da belirtilerek 3 takvim günü içerisinde ödenme isteğini içerir ihtarın 28/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 3 günün eklenmesiyle temerrüdün 01/02/2020 tarihinde oluştuğu, 01/02/2020 tarihi ile 07/02/2020 takip tarihi arası 6 gün için avans faizinin 1.190.735,80 x 6 x 13,75 / 36500 = 2.691,39 TL olmakla birleşen davanın 1.190.735,80 TL asıl alacak ve 2.691,39 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 1.193.427,19 TL üzerinden kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak faturaya dayalı likit olmakla hükmolunan meblağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı taraf kötü niyet tazminatı isteğinde bulunmuş ise de davacı tarafça kötü niyetle takibe geçildiği hususu kanıtlanamadığından davalının reddedilen miktar üzerinden yasal koşulları oluşmayan tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davada;
a-Davacı tarafından açılan davada;
Davanın reddine,
Alınması gerekli 59,30 TL harcın peşin alınan 341,55 TL’den mahsubu ile artan 282,25 TL harç bedelinin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından asıl dava için yapılan ayrıca bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
b-Davalı-karşı davacı tarafından açılan karşı davada;
Davanın reddine,
Alınması gerekli 59,30 TL harcın peşin alınan 1.366,00 TL’den mahsubu ile artan 1.306,70 TL harç bedelinin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davalı – karşı davacıya iadesine,
Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalı – karşı davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davalı – karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davacı – karşı davalı tarafından karşı dava için yapılan ayrıca bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Davacı – karşı davalı, karşı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı – karşı davacıdan alınarak davacı – karşı davalıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı – karşı davacıya iadesine,
2-Birleşen davada;
Davanın kısmen kabulü ile, davalının Ankara … Müdürlüğünün 2020/2001 sayılı dosyasında itirazının 1.190.735,80 TL asıl alacak ve 2.691,39 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.193.427,19 TL için iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Hükmolunan meblağın %20’si oranında hesaplanan 238.685,44 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafın tazminat talebinin reddine,
Alınması gerekli 81.523,01 TL harçtan mahkememiz veznesine peşin yatırılan 19.302,11 TL ile icra veznesine peşin yatırılıp mahsup ettirilen 7.990,94 TL toplamı 27.293,05 TL’nin mahsubu ile kalan 54.229,96 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir yazılmasına,
Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin kabul ve ret oranları da nazara alınarak 985,64 TL’sinin davalıdan, geri kalan 334,36 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Bilirkişi incelemesi asıl ve birleşen dosyaya yönelik yapılmakla yarısı birleşen dosyaya sayılarak, davacı tarafından yapılan 1.650,00 TL bilirkişi ücreti, 31,75 TL posta masrafı, 7,80 TL vekalet tasdik harcı olmak üzere 1.689,55 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranlarına göre takdiren %74,67’si olan 1.261,59 TL ile 54,40 TL başvurma ve 27.293,05 TL peşin harç toplamının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Davacı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 74.569,95 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup, reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 36.783,23 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Tarafların işbu karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yoluna başvurabileceklerinin belirtilmesine,
Dair oybirliği ile verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.
10/11/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …