Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/173 E. 2021/38 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/173 Esas – 2021/38
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ANKARA
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/173
KARAR NO : 2021/38

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 31/01/2020
KARAR TARİHİ : 26/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dilekçesiyle özetle; müvekkili şirkete sigortalı … adına kayıtlı … plaka sayılı aracın 06/01/2019-06/01/2020 tarihlerini kapsayacak şekilde sigortalı olup 28/07/2019 tarihinde aracı ile seyir halinde iken aracından aniden duman geldiğini farkederek kenara çektiği anda aracın yanmaya başladığını, ancak tamamen kullanılamaz hale geldiğini, yapılan incemeler neticesinde bilirkişi raporuna göre; yangının sebebinin sigortalının hasarından yaklaşık 40 gün önce 17/06/2019 tarihinde araç sahibinin gitmiş olduğu özel bir servis olan davalı şirket tarafından tabi tutulduğu revizyon sebebiyle meydana geldiği, zararın kasko poliçesi ile sigortası bulunması sebebiyle müvekkili sigorta şirketi tarafından karşılandığı, müvekkili şirketin araç sahibi ….nun haklarına halep olarak zararı rücu etmek amacıyla … müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile icra takibinin devamına ve davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesiyle özetle; müvekili şirketin servisine geldiğinde yapılan kontrollerde … plakalı …’na ait aracın motorunun turbo borusunda bulunan turbo emiş kısmında olan turbo oring contasının turbo giriş hattında içeri çekmesinden dolayı turbonun iç kanatcıklarının zarar gördüğünün tespitinin yapıldığı, ayrıca yakıt müşürü ve yakıt filtresi arızası tespiti yapıldığı, müşterinin turbo revizyonu ile onarımına başlamasına verdiği onay ile turbo dava dışı …, ….Turbo firmasına revizyon için gönderildiği, gelen turbonun aracı montaj işleminin davacı şirket tarafından gerçekleştirildiği, ayrıca yakıt basınç müşürü algılayıcısı ve yakıt filtresi değişimi sağlandığı ve bu işlemler yapıldıktan sonra yaklaşık 10 km test sürüşü yapıldığı, yağ ve sıvı kontrolleri yapılarak aracın sorumsuz bir şekilde müşteriye teslim edildiğinin, davalı şirkete revizyon işlemi ile ilgili atfedilecek bir kusur bulunmadığını, davacının tek dayanak olarak sunduğu bilirkişisine düzenlettiği raporun kendi içerisinde çelişen ifadeler ve tespitler yer aldığı, aküden çıkıp marş motoruna giden ana akım kablosunun kısa devre yaptığının tespit edildiği, açık ve net şekilde ortaya konan iki elektriksel arıza mevcut iken ve bunun yangına sebep olacağı ihtimal dahilinde iken bu konu üzerinde durulmadığını, tamamen yanmış araçta sızdırmazlık elemanlarının yüksek ısıda zarar görebileceği ve bununla ilgili bir tespitin net olarak yapılamayacağının yapılan revizyon işleminde contaların sızdırmazlık elemanları olduğu, bu denli yüksek ısılarda zarar göreceği, hatanın revizyona bağlanmasının söz konusu olamayacağını açıklayarak davanın reddi ile davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini savunmuştur.
İhbar olunan … vekili beyan dilekçesi ile özetle; 18/06/2019 tarihinde … Otomotiv Tic. A.Ş. Tarafından revizyonu talep edilen turbonun işyerine getirildiğini, arıza tespitinin yapıldığını ve onay üzerine mühendis gözetiminde turbo mini, turbo kanadı ve tamir takımı takıldığı, yüksek devirli test makinelerinde yine mühendis tarafından yağ kaçağı, basınç kontrolü gibi testleri yapılarak herhangi bir problem olmadığı netleştirildiği ve faturası kesilerek 19/06/2019 tarihinde … Otomotiv Tic. A.Ş.’ye teslim edildiği, görev ve sorumluluğunun eksiksiz olarak yerine getirildiğinin dava dışı özel uzman görüşünü içerir tespit raporunun gerçek dışı ve tespitlerin hatalı olduğunun, araçtaki tüm parçaların yanmış olduğu nedenle sıhhatli bir tespitin yapılması mümkün olmayıp raporda bahsi geçen elektriksel arızalar üzerinde durulması gerekirken turbo contası diye tabir edilen burç sabitleme parçasına tüm dikkatin çekilmeye çalışılmasının çelişkili olduğu, parçanın yangın sırasında zarar görmüş olduğunun açık olduğu, raporda bahsi geçen parçaların ve turbonun yangına sebebiyet vermesinin imkansız olduğunu, bir hafta sonra kontrol için geldiğinde motor üst kapağı taktırılmış olduğunun ve dolayısıyla başka kişilerce de araca müdahale edildiğini açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
İhbar olunan … Sigorta A.Ş. vekili beyan dilekçesi ile özetle; davayı kabul manasına gelmemekle birlikte müvekili şirket nezdinde tanzim edilmiş olan poliçe kapsamında davalı tarafından ödenmiş bir prim bulunmadığı, söz konusu olayın teminat kapsamı dışında yer aldığı, müvekkili şirketin bir sorumluluğu olmadığını, davalı şirketin müvekkili şirket nezdinde “….Paket Sigortası Poliçesi” ile sigortalı olup yangın sigortası genel şartlarında yer alan düzenlemeye göre poliçe teminatı kapsamı dışında yer aldığını, poliçede; dava dışı …. Bankası A.Ş.’den dava bakımından icazet alınıp alınmamasının araştırılması yapıldıktan sonra alınmamış olması halinde müvekkili sigorta şirketi yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesini ve davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf kasko sigortalı aracın hasara uğraması nedeniyle sigortalıya ödenen bedelden davalının sorumlu olduğunu iddia ederek … müdürlüğünün … esas sayılı icra takibi neticesinde davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
… Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklı … Sigorta A.Ş., borçlu … Otomotiv Tic. A.Ş. Olup 54.150,00-TL asıl alacak ile 2.459,00-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 56.609,00-TL alacak üzerinden ilamsız takip yapıldığı, borcun sebebinin 27/08/2019 tarihli, 54.150,00-TL tutarlı, 28/07/2019 tarihinde sigortalı aracının, şirket tamiratı nedeniyle trafikte yanması sonucu oluşan hasarın rücu edilmesi talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu aracın davacı sigorta şirketi tarafından 06/01/2019 tarihinde 41.053,00-TL kasko bedeli ile sigortalandığı ve dava dışı …’na ait … plakalı aracın 06/01/2019-06/01/2020 tarihlerini kapsayacak şekilde davacı sigorta şirketinin kasko sigorta poliçesi ile sigortalandığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından gerekli incelemeler yapılarak sunulan bilirkişi raporu incelendiğinde; dosyaya sunulan ekspertiz raporunda davaya konu aracın ikinci piyasa değerinin 57.000,00-TL olduğunun belirtildiği ancak yapılan araştırma sonucunda emsali aracın ikinci el piyasa değerinin 44.000,00-TL ile 50.000,00-TL arasında değişmesi ile yaklaşık 47.000,00-TL civarında olacağı kanaatine varıldığı, aracın pert-total durumu incelendiğinde; aracın ağır ve ekonomik olmayan hasarı karşısında per-total olarak kabul edilmesinin uygun olacağının, aracın hasar sonrası sovtaj bedeli yönünden ise aracın hasarlı haldeki yani sovtaj değerinin 1.614 kgx3,00-TL/kg=4.842,00-TL olarak hesaplandığı ve bu durumda aracın kaza tarihindeki değeri 47.000,00-TL aracın hasarlı (hurda/sovtaj) değeri 4.842,00-TL olup toplam 42.158,00-TL olarak hesaplandığı, davacıya sigortalı … plakalı aracın yangın sırasında 12 yaşında olan ve 2007 model aracın 17/06/2019 tarihinde sabah zor çalışıyor, gaza basılı tutunca çalışıyor ve motor sesli çalışıyor şikayetlerinden dolayı davalı servise giriş yapıldığı, davalı tarafından ihbar edilen firmaya turbo tamir ettirilerek tekrar araca montajı yapıldığı, davacı sigortalısına teslim edildiği ve 1 hafta sonrasında servise davet edilerek aracın kontrol edildiği ve herhangi bir sızıntı olmadığının tespit edildiği, araçtaki yangının ise bu tamir işleminden 43 gün sonra 28/01/2019 tarihinde meydana geldiği, revizyon sonrasında montajı yapılan contaların arızalı olması durumunda yangından çok önce sızıntı yaparak daha kısa bir süre önce yangın meydana getirmesi gerektiği, turbonun contalarına büyük bir tornavida ile müdahale edildiği, raporda bulunan resimlerden anlaşıldığı, contalarda bulunan hasarların davalı ve ihbar edilenin tamir yani montaj sırasında tamir edilecek hasar niteliğinde olmayıp sökülme sırasında olabilecek hasar yani noktasal yırtılma şeklinde olduğu rapora eklenen resimlerden anlaşıldığı, TTK’nın 1472. Maddesinde ifade edildiği gibi sigortacı sigortalısına tazminatı ödedikten sonra halefiyet hakkını kazanabileceği, dosyada mevcut …. Bankası ödeme dekontuna göre davacı sigorta şirketinin 57.000,00-TL hasar bedelinin 27/08/2019 tarihinde sigortalısına ödediği anlaşıldığı, olayda rizikonun davalının turbo revizyonu yapması nedeniyle meydana gelmediği tespit edildiğinden ayrıca hasar sırasında 12 yaşında olan araçtaki yangının davalı tarafın turbo revizyonunu yapması sonucu meydana gelmediği, aracın seyir halinde iken eskimiş olan yakıt tesisatındaki yakıtın sızması veya elektrik tesisatındaki şase yani kısa devre sonucu meydana gelmesinin mümkün olabileceği ve halefiyet koşullarının oluşmadığını belirten raporun sunulduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari sayılan işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Bu nedenlerle işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece re’sen dikkate alınır.
Sigortacının halifiyete dayalı olarak açtığı bu itirazın iptali davasında görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararı incelendiğinde; “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir, bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz, bu dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir, sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası içinde söz konusudur” ilkesinin benimsendiği anlaşılmış, buna göre, sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada davanın nitelendirilmesi yapılırken davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Somut olaya gelindiğinde; kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup davacının sigortalısı ile davalı arasındaki ilişki haksız fiilden doğmuştur. Taraflar arasında ticari ilişkiden kaynaklanan bir dava söz konusu değildir, davacı sigorta şirketinin halefiyete dayalı olarak açtığı bu davada davacının sigortalı ile davalı şirket arasında meydana geldiği ileri sürülen hukuki ilişki tamamen haksız fiilden kaynaklanmakta olup, bu dosya TTK hükümlerine göre nisbi ticari dava koşulları oluşmadığı gibi mutlak ticari dava niteliği de bulunmamaktadır. Bu durum karşısında haksız fiilden doğan davada genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleri davaya bakmakla görevlidir, bu nedenle, bu davaya Asliye Hukuk Mahkemelerince bakılacağı, Ticaret Mahkemesinin görevli olmadığı nedenle 6100 sayılı HMK.’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca bu hususunun dava şartlarından olduğu ve davanın her aşamasında resen dikkate alınacağı da gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi görevli mahkeme olduğundan, Mahkememizin görevsizliğine , 6100 sayılı H.M.K’nun 114 ve 115.maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dava dosyasının Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine tevzi için Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3- Yargılama gideri , vekalet ücreti ve harç konusunda HMK ‘nun 331/2.maddesi gereğince görevli mahkemece karar verilmesine ,
4- Karar kesinleştiğinde ve gönderme talebinde bulunulmadığı takdirde HMK ‘ nun 22. maddesi 1.fıkra son cümlesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına ve kullanılmayan gider avansının HMK’ nun 333. maddesi gereğince davacıya iadesine,
Dair Davacı Vekili Av. …, Davalı Vekili Av. …, İhbar Olunan … Sigorta vekili Av. …, İhbar Olunan … vekili Av. … yüzüne karşı dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara BAM’da İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/01/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim ….
¸e-imzalıdır.

¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.