Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/15 E. 2023/37 K. 27.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 8. … MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/15 Esas – 2023/37
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.

ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R

ESAS NO : 2020/15
KARAR NO : 2023/37

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLLERİ : …

DAVALI : …
VEKİLİ : …
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/11/2019
KARAR TARİHİ : 27/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin, uzun yıllardan beri … İlinde faaliyette bulunan peyzaj çevre düzenlemesi, mevsimlik çiçek çalı üretimiyle ithalatı ve yeşil alanların bakımları ile park yapım işleri ile iştigal ettiğini, kamu kurum ve kuruluşları ile çalışmış olup iş bitirimi ve referansları çok güçlü olan bir firma olduğunu, Müvekkili şirketin davalı tarafından ihale edilen 2017 yılı … 9. Bölge Bakım Onarım Hizmet Alımı, 2017 yılı … 21. Bölge Bakım Onarım Hizmet Alımı, 2017 yılı … 104. Bölge Bakım Onarım hizmet Alımı ve 2018 yılı … 108. Bölge Bakım Onarım Hizmet Alımı işlerini en uygun fiyatı vererek yüklendiğini, bu ihaleler kapsamında yüklendiği işi tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, Müvekkilinin tüm bu ihaleler kapsamında aldığı işleri, taraflar arasında akdedilen sözleşmeye ve idare teknik şartnameye uygun şekilde, eksiksiz olarak yerine getirmesine rağmen davalı tarafça yapılması gereken hak ediş ödemelerinin düzenli olarak yapılmadığını, davalının bu keyfi eylemleri nedeniyle müvekkilinin haklı alacağına ulaşamayarak telafisi imkansız zararlar yaşadığını, kesinleşmiş hak ediş alacaklarını … … tahsil edememesi sonucunda kendisine mali kaynak yaratmak maksadı ile kullandığı krediler sebebi ile ödeyeceği faiz, komisyon, masraf ve her türlü giderlerin dahi müvekkili tarafından karşılandığını, müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı bu faiz ve sair giderler sebebi ile kar etme maksadı güttüğü bu işten çok ciddi boyutta maddi zarara uğradığını, müvekkilinin almış olduğu iş hizmet alımı işi olup aylık olarak düzenli ödenmesi gereken gider kalemlerini içerdiğini, Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 42. Maddesine göre, hak ediş raporlarının ayda bir düzenlenirken yüklenicinin de hazır bulunması gerektiğini, hazır bulunmadığı takdirde de raporların hazırlanabileceğini ve kontrol teşkilatı tarafından hazırlanan raporların 1 hafta içinde idareye gönderileceğini ve bu hak ediş ödemelerinin de en geç 30 gün içinde tahakkuka bağlanması gerektiğini, tahakkuka bağlandıktan sonra ise 30 gün içinde ödenmesi gerektiğini, tahakkuk ve ödeme hususunun Hizmet İşleri Genel Şartnamesinde açıkça düzenlenmiş olmasına rağmen, davalı tarafın tamamen keyfi bir düzenlemeye giderek hak edişlerin tahakkuka ne zaman bağlanacağı konusunda sözleşmede bir hükme yer vermeyip ödemelerin yapılması başlıklı düzenlemesinde de bu hususa hiç değinmediğini, bu suretle Hizmet İşleri Genel Şartnamesine aykırı olmasına rağmen tahakkuku tamamen keyfi olarak istedikleri sürede yaptığını, davalı … şirketinin; … … tarafından kurulmuş bir şirket olup 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nu uyarınca mal veya hizmet alımlarını bu Kanun hükümlerine göre yürütmesi gerektiğini, bir başka anlatımla belediye şirketlerinin normal şirketlerden farklı olarak Kamu İhale Kanunu’na tabi olduklarını, tebliğler, yönetmelikler ve şartnamelerin kanunların nasıl anlaşılması ve uygulanması gerektiği yönünde açıklamalar içerdiği dikkate alınarak, davalı … şirketi Hizmet İşleri Genel Şartnamesine uymakla yükümlü iken, keyfi bir uygulam aile müvekkilinin hak ediş ödemelerini geciktirmiş olmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, Davalının keyfi olarak tahakkuk ve hak edişleri yasal süresinde yapmaması nedeniyle müvekkilinin ticari faaliyetlerinde planladığı ekonomik hedeflere ulaşamadığını, kar elde etmek maksadı ile ve safi iyi niyet ile giriştiği bu işte haksız ve bir hayli yüklü miktarda zarara uğradığını, nihayetinde müvekkilini salt davalının keyfi ve sorumsuz tutumu sebebi ile dar boğaza sürüklendiğini, belirterek; Müvekkilinin; 2017 yılı … 104. Bölge Bakım Onarım Hizmet Alımı İşi, 2017 yılı … 21. Bölge Bakım Onarım Hizmet Alımı İşi, 2017 yılı … 9. Bölge Bakım, Onarım, Hizmet Alımı İşi, 2018 yılı … 108. Bölge Bakım, Onarım Hizmet Alımı İşi kapsamında yapılan geç ödemeler nedeniyle uğradığı zararın, fazlaya ilişkin haklar ve davalının sunacağı bilgi ve belgelerle, Mahkemece yapılacak tahkikat neticesinde HMK 107/2 vd. maddeleri gereği arttırma hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL’sinin işlemiş ve işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 19/01/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 90.002,30 TL’ye çıkartmıştır.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının belirsiz alacak davası açmasında hukuki yararı bulunmadığı için usul yönünden reddi gerektiğini, Davacının talebinin zamanaşımına uğramış olması nedeniyle reddi gerektiğini, İdare ile müvekkili arasında 20.01.2016 tarihli sözleşme imzalandığını, bu sözleşmeye bağlı olarak da müvekkili ile davacı şirket arasında, … İli Sınırları İçerisinde Bulanan Parklar,Refüjler, Yan Bantların Yeşil Alanları, Piknik Alanları, Mezarlıklar, Havuzlar ve Göletler ile Belediyeye Ait Tesislerin Bitkisel, İnşaat, Tesisat, Elektrik, Bakım ve Onarım işi bünyesinde bulunan; 2017 yılı … 9. Bölge bakım, Onarım Hizmet Alım işine ilişkin 27.02.2017 tarihli, 2017 yılı … 21. Bölge Bakım Onarım, Hizmet Alım işine ilişkin 27.02.2017 tarihli, 2017 yılı … 104.. Bölge Bakım Onarım, Hizmet Alım işine ilişkin 16.10.2017 tarihli ve 2018 yılı … 108. Bölge Bakım Onarım, Hizmet Alım işine ilişkin 09.03.2018 tarihli sözleşmelerin imzalandığını, Müvekkili ile davacı arasında akdedilen sözleşmelerin “Ödeme Koşulları” başlıklı 5.Maddesinde, Ancak, …’nın kesinleşmiş hak ediş alacaklarını … … tahsil edememesi sonucunda doğacak sosyal ve mali problemleri önlemek amacıyla Yükleniciye yapacağı hak ediş ödemelerine mali kaynak yaratmak amacıyla …’nın Bankalar ve/veya finans kurumlarından alacağı krediler sebebiyle ödeyeceği faiz, komisyon, masraf ve her türlü giderlerin kendisi tarafından karşılanacağını ve bu giderlerin ayrıca bir ihtarname keşidesine gerek kalmaksızın bir kerede hak edişlerinden kesilmesine muvafakat ettiğini dönüşü mümkün olmayacak şekilde kabul, beyan ve taahhüt etmiştir.” Hükmüne, “Sözleşmenin Ekleri” başlıklı 4. Maddesinde ise; “ Yüklenici, …’nın … … ile yapmış olduğu işin Ana Sözleşmesini, bu sözleşmenin eki Teknik Şartname, İdari Şartanme vs. eklerini incelediğini, incelettiğini, her haliyle ( fiyat farkı hükümleri hariç) kabul ettiğini ve Ana Sözleşme İle belirtilen şartnamelerin bu sözleşmenin eki ve ayrılmaz bir parçası olduğunu kabul etmiştir.” Hükümlerine yer verildiğini, Davacının düzenlediği faturalardan kaynaklanan tahakkuk ve hak edişlerinin yasal süresi içinde yapılmaması nedeniyle zarara uğradığını iddia etmiş ise de bu iddianın yerinde olmadığını, Müvekkili tarafından İdareye düzenlenen fatura bedellerinin … tarafından müvekkiline ödendiği tarih ile müvekkili tarafından davacıya yapılan fatura ödemelerine ilişkin kayıt ve bilgiler incelendiğinde, davacının iddia ettiği gibi kendisine geç ödeme yapılmasının söz konusu olmadığının görüleceğini, Müvekkilinin kötü niyetli olduğu yolundaki davacı iddiasının kabul edilmediğini, aksine müvekkilinin asıl işverenden hak edişlerini alır almaz davacıya ödemelerini geciktirmeksizin yerine getirdiğini, Davacının, müvekkili ile akdettiği sözleşmelere konu işin asıl işvereninin … … olduğunu, müvekkilinin İdareye karşı yüklenici konumunda bulunduğunu, kendisinin de alt yüklenici olduğunu, sözleşmeye konu iş bedelinin İdare tarafından ödeneceğini, müvekkilinin yapılan iş ve hizmet bedellerini İdareden tahsil ederek kendisine ödeyeceğini bildiğini, davacının bu işleyişi bilerek bu işe girdiğini, aksi düşüncenin hayatın olağan akışına aykırı olacağını, yaptığı işin asıl işvereninin … olduğunu, iş bedelinin … tarafından ödeneceğini bilen, müvekkili ile alt yüklenici olarak sözleşme imzalayan davacının, müvekkilinin …’den tahsil ettiği hak edişlerin tahsil tarihlerine göre müvekkilinin kendisine hak edişlerini geç ödediği iddiasında buluna/n;ıayacağını, böyle bir iddianın iş sahibi … tarafından müvekkiline yapılan ödeme tarihlerine, taraflar arasında akdedilen sözleşme ve eklerine aykırılık teşkil edeceğini, davacının davaya konu sözleşmeler sebebiyle düzenlediği tüm fatura bedellerini tahsil eden davacının ödemelerin zamanında yapılmaması sebebiyle zarara uğradığı iddiası ile açmış olduğu bu davanın haklı ve hukuki yanı bulunmadığını, TBK 52. Maddesi hükmü gereğince de davacının davasının reddi gerektiğini, Davacı tarafından bankalara ödenen faiz dekontlarından delil olarak söz edilmiş ise de, sözü edilen faiz dekontlarının bu davada delil niteliğinin bulunmadığını, söz konusu dekontların dava konusu ile mi yoksa davacının işletmesinin bütünüyle mi veya başka bir iş ile mi ilgili olduğunun, faiz ödenen banka kredilerinin dava konusu sözleşme sebebiyle davacı tarafından kullanılan krediler olup olmadığının belirli olmadığını, Ayrıca, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 5/a maddesi hükmü gereğince, sözleşmeye konu iş sebebiyle bir kredi kullanılması durumunda, kullanılacak kredi sebebiyle ödenecek faiz, masraf, komisyon ve her türlü giderlerin davacıya ait olacağı kabul edildiğinden, sözü edilen faiz dekontlarının bu davaya konu sözleşme sebebiyle alınan krediler dolayısıyla ödenmiş olması halinde dahi davacının sözü edilen faiz ödemeleri nedeniyle bir hak ve alacak talebinde bulunamayacağını, Davacının kendi ticari işletmesinin ihtiyaçları için çeşitli bankalardan aldığı kredilerin faizleri için ödediği dekontları, dava konusu fatura bedellerinin geç ödenmesi nedeniyle alınan krediler sebebiyle ödenen faizlerin dekontu gibi gösterme gayretinin dahi davacının ne denli kötü niyetli olduğunu, bu davanın da haksız kazanç sağlama amacıyla açılmış bir dava olduğunu gösterdiğini, Davacının, dava konusu yaptığı alacağın işlemiş ve işleyecek faizleri ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş ise de bu talebin yasal olmadığını, müvekkiline keşide edilmiş bir ihtarname olmadığı gibi dava tarihinden önce faiz talebinde bulunulmuş olmasının yasaya aykırı olduğunu, davacının bu talebinin de reddi gerektiğini belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında imzalandığı ve uygulandığı konusunda itilaf bulunmayan hizmet alım sözleşmeleri kapsamında davacı tarafından düzenlenen hak edişlerin davalıdan kaynaklanan nedenlerle geç ödenip ödenmediği bu nedenle davacının zararının oluşup oluşmadığı ve bu zararın davalıdan talep edip edemeyeceğine ilişkindir.
Yargılama sürecinde tarafların gösterdiği deliller toplanmış, sözleşme ve ekleri, hakediş dosyası getirtilerek mahkememizce atanan bilirkişi heyetinden rapor ve ek raporlar alınmıştır.
Başlangıçta dava, … Mahkemesine açılmış, davanın görüldüğü … . … Mahkemesince verilen görevsizlik kararı sonrasında süresinde müracaat üzerine dosya Mahkememiz esasına kaydedilmiştir. … Mahkemesince görevsizlik kararı 06/11/2019 tarihinde verilmiş, dava dosyası Mahkememiz esasına kaydedilmeden önce davacı taraf arabuluculuk müracaatında bulunmuş, 13/12/2019 tarihinde arabuluculuk son tutanağı düzenlenmiştir. Buna göre görevsiz mahkemede dava açılmasından sonra arabuluculuk süresinin başlatıldığı tartışmasızdır. Dava tarihi itibariyle bir miktar alacak yada tazminat talepli ticari davalarda , davadan önce arabuluculuğa müracaat edilmesi ve arabuluculuk son tutanağının dava dilekçesi ekinde sunulması 6102 sayılı TTK 5/A maddesi ve 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi kapsamında zorunludur. … … Dairesinin 2022/593 esas 2022/695 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, her iki tarafıda tacir olan davada … Mahkemesinin değil … Mahkemesinin görevli olduğu açık ve net olup, ticari bir davanın görevli olmayan ve ihtiyari arabuluculuk hükümlerinin geçerli olduğu … Mahkemesinde açılması davanın başında sağlanması gerekli arabuluculuk dava şartının sonradan ikmal etmesi hakkını vermeyecektir. Arabuluculuk dava şartı dava açılmadan önce yerine getirilmesi gereken bir şart olduğundan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE.
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 179,90 TL harçtan peşin alınan 170,78 TL ve ıslahla alınan 1.367,00 TL olmak üzere toplam 1.537,78 TL’den mahsubu ile artan 1.357,88 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-6325 Sayılı Kanunun 18/A-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-HMK.’nun 333 maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde … BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/01/2023

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.