Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/134 E. 2021/642 K. 15.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/134 Esas – 2021/642
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R
ESAS NO : 2020/134
KARAR NO : 2021/642

HAKİM : ….
KATİP : …

DAVACI :…
DAVALI : ….
VEKİLİ : Av…..
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan Rücuan)
DAVA TARİHİ : 25/02/2020
KARAR TARİHİ : 15/10/2021
G. K. YAZIM TARİHİ : 28/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan Rücuan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 27/03/2014 tarihli …Genel Müdürlüğü Ankara Merkez Yerleşkesi ile…. Özel Güvenlik Hizmeti Alımına İlişkin sözleşme imzalandığını , bu çerçevede davalı bünyesinde … tesislerinde 01/04/2014-31.03.2017 tarihleri arasında çalıştırılan …, …ve… ‘ya, 14.02.2019 tarihinde toplam 237.795,90 TL kıdem tazminatı ödenmek zorunda kalındığını , ancak taraflar arasındaki sözleşmenin 36. maddesinde işçi alacaklarından davalı yüklenicinin sorumlu olacağının kararlaştırıldığından , ödenen toplam 237.795,90 TL ‘den davalının sorumlu olduğu 90.416,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dışı işçilerin , iş akdi sözleşmesini 4.ve 5. maddeleri kapsamında işi bıraktıklarından , yani sözleşmeyi tek taraflı olarak fesih ettiklerinden kıdem tazminatına hak kazanmadıklarını , kıdem tazminatı alacaklarının doğmadığını , davacı tarafın sözleşmenin 36.1. maddesine aykırı eylemleri nedeniyle ödenen kıdem tazminatlarından müvekkilinin sorumlu olmayacağını , ayrıca davacı tarafından hesap edilerek ödenen kıdem tazminatı miktarlarının da hatalı olduğunu , sözleşmenin feshinin haksız olduğunun kabulü halinde ödenecek kıdem tazminatı miktarının 67.799,76 TL olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ve cevap etmiştir.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, hizmet alım sözleşmeleri kapsamında rücuen alacak istemine ilişkindir.
Davacı vekili delil olarak ; hizmet alım sözleşmeler ve eki şartnamelere, müvekkili idare kayıtlarına, davalı kayıtlarına , kıdem tazminatı ödeme dekontlarına , işçilerin kıdem tazimatı dilekçeleri ile SGK İşten ayrılış bildirgelerine, işçilerin maaş bordrolarına , bilirkişi incelemesine, tanık ve keşif deliline, davalı vekili ise; hizmet alım sözleşmesine, iş sözleşmelerine, adı geçen personellere 23/03/2017 tarihinde noterde gönderilen ihtarnamelere, SGK’ya verilen 16 kod nolu işyeri kapanış bildirgesine, adı geçen personellere ihtar edilen adrese SGK işe giriş bildirgelerine, personellerin iş yapmadığına dair tutanaklara, bilirkişi incelemesi, tanık ve yemin deliline dayanmıştır.
SGK’dan, dava dışı işçilere ait hizmet döküm cetveli, işyeri unvan listesi ve işe giriş çıkış bildirgeleri celp edilmiştir.
Davacı ile davalı alt iş veren arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi 36.2. maddesi hükmünde: asıl işveren idarenin 4857 sayılı iş kanununun 2.maddesi gereğince alt işveren yüklenicinin işçilerinin sözleşmelerinin feshedilmesi halinde , iş akdinin feshine bağlı alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğundan, idare sözleşme süresi boyunca veya sözleşme süresi sonunda alt işveren işçilerinin iş akitlerinin feshedilmesi halinde 4857 sayılı iş kanunu kapsamında hak edilen işçi alacaklarının (kıdem tazminatı…) ödenip ödenmediğini takip etme hak ve yetkisine sahip olduğu, yine 36.4. maddesinde; sosyal sigortalar mevzuatı ile her türlü işçi-işveren hakkındaki mevzuata göre işçi alınması, işçi haklarının ödenmesi, işçi çıkarılması vb. Konularda tüm sorumluluk yükleniciye ait olup idarenin sorumlu tutulmayacağının kararlaştırıldığı, böylece taraflar arasında akdedilen hizmet alım sözleşmeleri ile ihale sözleşmeleri kapsamında çalıştırılacak işçilere alt işverenin işçisi olarak muamele edileceği ve işçilerin iş akitlerinin feshi halinde işçilere ödenmek zorunda kalınan kıdem tazminatı alacaklarının tamamında, davalının sorumlu olacağının kararlaştırıldığı görülmüştür.
İncelenen taraflar arasındaki sözleşme ve eki şartnamelerinde sözleşme kapsamında çalıştırılan işçilerin iş akitlerinin feshi halinde doğacak işçilik alacaklarından davalı yüklenicinin sorumlu olacağına dair açık hüküm bulunduğu görülmekle, davacı tarafından dava dışı işçilere ödenen işçilik alacaklarından davacı yüklenicinin hizmet dönemine tekabül eden miktarların tamamının davalıdan rücuen tahsilini talep edebileceği kabul edilmiştir.
Yine Yargıtay … Hukuk Dairesinin son içtihatlarında da asıl işveren ve yüklenici arasında imzalanan sözleşmelerde, işçilik alacaklarından asıl işverenin sorumlu olacağına dair açık bir hükmün bulunmaması halinde dahi asıl işveren tarafından ödenen işçilik alacaklarının tamamının rücuen talep edebileceği belirtilmiştir. (Yargıtay … Hukuk Dairesinin 10/02/2020 tarih ve 2019/643 esas-2020/822 karar sayılı ilamı.)
Dosya hesap bilirkişisine tevdi edilerek alınan raporda; dava dışı işçiler …, …. ‘nın 09/01/2019 tarihli dilekçeleri ile davacı Genel Müdürlük ilgili dairesine başvurarak, davalı altyüklenici firmalar nezdinde özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığı ve ihale süresinin bitimi nedeniyle işten çıkışının verildiğini, bu nedenle kıdem tazminatının ödenmesini talep ettiğini, davacının dosyaya sunduğu kıdem tazminatı ödemesi açıklaması ile yapılan 14/02/2019 tarihli havalelere ilişkin eft dekontlarında: dava dışı işçi … hesabına 19.922,17-TL, … hesabına 41.944,10-TL, … hesabına 32.315,90-TL, … hesabına 24.787,48-TL, … hesabına 24.787,48-TL,…hesabına 27.307,19-TL, … hesabına 24.787,48-TL ve …hesabına 41.944,10-TL tutarlı eft lerin gerçekleştiğinin tespit edildiği, yine adı geçen işçilerin davalı altyüklenici …. Ltd. Şti. bünyesinde 1080 gün çalıştığı, diğer altişveren yükleniciler bünyesinde ise 2956 gün çalıştıkları , bu güne isabet eden kıdem tazminatı miktarlarının her bir işçi yönünden hesabının yapılarak işçilere ödenen ve davalıya ait döneme isabet eden kıdem tazminatı ödeme miktarının 87.328,28-TL olduğu, hesap edilerek bildirilmiştir. Ayrıca raporda davacı kurum tarafından düzenlenen kıdem tazminatı hesaplama cetvelleri, bordroların dava dosyasında bulunmadığının, sunulması halinde ayrıca hesaplama yapılacağının bildirilmiştir.
Davacı vekiline süre verilerek, dava dışı işçilerin kıdem tazminatı ödeme hesaplamalarına esas alınan hizmet dönemi ve süreleri ile hesaplama cetvelleri ve bordrolarının dosyaya sunulması istenmiş, davacı vekili tarafından söz konusu belgelerin dosyada bulunduğunun beyan edilmesi üzerine yeniden aynı bilirkişiye tevdii ile alınan ek raporda ise; dosyada dava dışı işçilerin kıdem tazminatını esas alınmış hizmet dönem ve süreleri, giydirilmiş son brüt ücretleri, buna göre hesaplanmış brüt kıdem tazminatı miktarları ve tazminatlarda kesinti yapılmış damga vergisi tutarlarını gösterir kıdem tazminatı hesaplama cetveli/bordrosu, harcama talimatı, ödeme emri belgesi…vs. bilgi ve belgenin sunulmadığını ancak dosyada bulunan kıdem tazminatı hesaplama cetvelleri, davacı yüklenici tarafından işçilerin şirketleri nezdinde çalışmış oldukları dönemlere ilişkin olarak yapılmış hesaplama cetvellerinin bulunduğunu, buna göre yapılan hesaplamada davacının ödediği net kıdem tazminatı miktarının davalıda çalışılan döneme isabet eden miktar her bir işçi yönünden hesaplanmış ve toplamda davacının davalıdan talep edeceği miktarın 89.773,10-TL olduğu, damga vergisi tutarının davacı tarafından vergi dairesine ödendiğine dair belge sunulmadığında brüt ödenen miktarın hesaplanmadığı, işçilere ödenen net kıdem tazminatı miktarının hesaplandığı gibi 89.773,10-TL olduğu bildirilmiştir.
4857 sayılı yasanın 2/6. maddesinde, işçiye karşı asıl işverenle alt işverenin müteselsilen sorumluluğu düzenlenmiş ise de, taraflar iç ilişkideki sorumluluklarını sözleşme hükümlerine göre belirlemiştir. Bu nedenle dava dışı işçilerin işçilik alacaklarından her iki işveren ,işçiye karşı asıl ve alt işveren olarak müteselsilen sorumlu iseler de , taraflar arasındaki sözleşmeler ile eki şartnameler hükümleri uyarınca işçilik alacakları yönünden, iç ilişkideki sorumluluğun davalı yükleniciye ait olduğunun kararlaştırıldığı , bu kapsamda davacı işveren kurumun işçilere yaptığı ödemeleri davalılardan rücu edebileceği anlaşılmıştır.
Yine alt işverene rücu edilebilecek miktar davacı asıl işverenin ödediği miktar olmayıp, davalı alt işverenin gerçekte işçiye karşı sorumlu olduğu borç miktarı kadardır.
Davacı vekilinin ek bilirkişi raporuna itiraz ve beyanları ekinde sunduğu, damga vergisine ilişkin muavin defter kayıtları ve damga vergisi mahsup fişlerinde söz konusu işçilere ödenen kıdem tazminatlarına ilişkin damga vergilerinin ödendiği anlaşılmakla,( her bir ödenen kıdem tazminatı üzerinde binde 7.59 oranında (kıdem tazminatlarının ödendiği 2018 yılı için geçerli oran) damga vergisi hesap edildiğinde (davacı tarafından ödenen ve davalının sorumlu olduğu damga vergisi miktarlarının ; … olmak üzere toplam 686,57-TL damga vergisinin de davalıdan talep edebileceği, bu kapsamda toplam talep edilebilecek miktarın 90.459,67-TL olduğu ancak davacının talep ettiği miktarın 90.416,00-TL olduğu nazara alınarak bu miktar yönünde rücu talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı , dava , cevap , taraflar arasındaki sözleşme ödeme belgeleri , SGK dan celp edilen bilgi ve belgeler ile hüküm vemeye elverişli bilirkişi rapor ve ek raporları birlikte değerlendirildiğinde ; taraflar arasındaki sözleşmeler kapsamında çalıştırılan ve iş akti fesih edilen işçilere, davacı kurum tarafından ödenen işçilik alacaklarının davalının işverenliği dönemine isabet eden işçilik alacakları ile bu alacak miktarlarına isabet eden ilam ferilerinden davalının sorumlu olacağı, bilirkişice davalı yönünden tespit edilen miktarlar yönünde sözleşme kapsamında sorumlu olan davalıdan ödeme tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte rücuan talep edilebileceği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde davanın kısmen kabulü yönünden hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
Davacının davasının kabulü ile 90.416,00 TL’nin 14/02/2019 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Alınması gerekli 6.176,32-TL harçtan peşin alınan 1.544,08 -TL’nin mahsubu ile kalan 4.632,24-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir yazılmasına,
Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 3.946,78 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davacı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup 12.539,52-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren iki hafta süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/10/2021

Katip ….

Hakim ….

DAVACI MASRAFLARI
Başvurma harcı 54,40 TL
Peşin harç 1.544,08 TL
Vekalet harcı 7,80 TL
Tebligat ve posta gideri 140,50 TL
Bilirkişi ücreti 2.200,00 TL
+—————–
TOPLAM 3.946,78 TL