Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/105 E. 2021/806 K. 10.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/105 Esas – 2021/806
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2020/105
KARAR NO : 2021/806

HAKİM : ….
KATİP :…

DAVACI : ….
DAVALI : ….

DAVA : Alacak (Hizmet Alım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/02/2020
KARAR TARİHİ : 10/12/2021
G.K.YAZIM TARİHİ : 29/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Alım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili kurumun 232 sayılı KHK hükümlerine tabi olarak kurulmuş, bir kamu iktisadi kuruluşu olduğunu, Genel Müdürlük hizmet binası ile işletmekte olduğu hava liman/meydanlardaki güvenlik hizmetlerini piyasaya yaptırmakta olduğunu, İstanbul Atatürk Havalimanı teknik destek hizmetlerinin 01.05.2010-31.12.2012 tarihleri arasında davalı yüklenici firmaya ihale edilmiş olduğunu, davalı bünyesinde çalışmakta iken 2012 yılında maaşlarının asgari ücretin 9650 fazlasına düşürüldüğü iddiasıyla bir kısım işçiler tarafından asgari ücret fiyat farkı alacaklarının tahsili istemiyle açılan davalar neticesinde ,verilen kararların kesinleşmesi üzerine dava dışı işçilere ödemeler yapılmış olduğunu, davalı yüklenici ile akdedilen sözleşme eki teknik şartnamelerde işçilik alacaklarından davalı yüklenicinin sorumlu olacağının düzenlendiğini , ödenen işçilik alacaklarından davalının sorumlu olduğunu, söz konusu hizmet alımı işinin gereği olarak her yıl Asgari Ücret Tespit Komisyonu kararı ile belirlenen asgari ücret tutarları üzerinden Hizmet Alımlarına İlişkin Asgari Ücret Fiyat Farkı Hesabında Uygulanacak Esaslar kapsamında yüklenici ile idare arasında imzalanan sözleşmelerde, öngörülen yüklenici personeline ödenecek asgari ücretin 96100 fazlası üzerinden belirlenen miktarlarda asgari ücret fiyat farkının yüklenicilere ödenmekte olduğunu, ancak 28.06.2007 tarihli ve 33904 tutanak nolu Sayıştay kararında fiyat farkı olarak sadece asgari ücretteki artıştan kaynaklanan farkın ödenebileceği, ayrıca asgari ücret üzerinde ücret ödenmesinden kaynaklanan farkın ödenmeyeceği hakkındaki kararı ile Kamu İhale Genel Tebliği’nin 83.maddesinde yer alan düzenlemelere istinaden Teftiş Kurulları Başkanlığınca yapılan soruşturma neticesinde oluşturulan yazı ile özel güvenlik hizmetinin satın alındığı tarihten itibaren iş yapan yüklenici firmalardan tahsilatların yapılmış olduğunu Genel Müdürlüklerince dava dışı işçilere ödenen tutarlardan, akdedilen güvenlik hizmeti satın alma sözleşmesinde yer alan hükümler doğrultusunda davalı yüklenicinin sorumlu bulunduğunu beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 299.000 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı yükleniciden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 16/11/2021 harç tarihli ıslah dilekçesiyle , talebini 299.649,61 TL ye yükseltmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, şirketlerinin davacı kurumun Atatürk Hava Limanı Baş Müdürlüğü’nün teknik destek hizmet alımı işini 01.01.2010-31.12.2016 tarihleri arası üstlenmiş olduğunu, Sözleşme eki idari şartnamenin 25.maddesinde teklif fiyata dahil olan giderlerin düzenlenmiş olduğunu, sözleşme ve sözleşme eki teknik şartnamenin incelenmesinden, şirketlerinin personellerin ne kadar maaş alacağını, kimin işe alınacağını, kimin işten çıkartılacağını, personelin nerede çalışacağını belirleme yetkisinin bulunmadığının görüleceğini, işçilerin işçilik alacaklarının tamamından asıl işveren olarak davacının sorumlu bulunduğunu, İşçi maaşlarından yapılan kesintilerin davacı kurumun asgari ücretin yüzdelik farklarından kaynaklanan asgari ücrete gelen yüzdelik zamların geri alınması sebebiyle başlatılmış olduğunu, şirketlerince davacı kurum tarafından konuya ilişkin gönderilen yazılara itirazda bulunulmuş ancak bir sonuç alınamamış olduğunu, işçi maaşından yapılan kesintilerin asıl işveren davacının yazılarına istinaden kesilmiş olduğunu, davacının şirketlerine sormadan her ay hak edişlerinden kesinti yapmış yapılan asgari ücret kesintilerinin asıl işveren davacının kasasında kalmış olduğunu, davacı işçilerin ihale makamının şartnamesinde ve sözleşmesinde daha önceki yıllarda ilk olarak asgari ücret ile işbaşı yapmış, sonra asgari ücretin 9625 fazlası, sonra asgari ücretin 450 fazlası, daha sonrada asgari ücretin 44100 fazlası üzerinden ücret almış olduğunu, anlaşılacağı üzere işçilere ihale makamının şartnamesinde ve genelgesinde ne belirtilmişse işçi maaşlarının belirtilen yüzde üzerinden ödenmiş olduğunu, çalışan işçilerin maaş konusunda hiçbir zaman bir taleplerinin olmadığını, davacı işçilerin maaşının asgari ücretin brüt asgari ücretin 96100 fazlası olacağı ve sadece asgari ücretten gelen zammın uygulanacağı, davacı kurum yetkilileri tarafından belirlenmiş olduğunu, şirketlerinin tanzim edilen şartnameler doğrultusunda personelin ne kadar ücret alacağı ve ne kadar kesinti yapılacağı hakkında yetkisinin bulunmadığını, personel maaşlarından yapılan kesintilerin asıl işveren davacının yazıları uyarınca yapılmış olduğunu ve şirketlerinin bir sorumluluğunun bulunmadığını belirterek , davanın reddine karar verilmesini talep ve cevap vermiştir.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hizmet alım sözleşmeleri kapsamında rücuen alacak istemine ilişkindir.
Davacı vekili delil olarak ; Teknik destek hizmet alım sözleşmeleri ve eklerine, Bakırköy 31 İş Mahkemesinin 2017/190-205 seri dosyalarına, Bakırköy 28 İş Mahkemesinin 2017/194-209 seri dosyalarına, ödeme belgelerine, Gaziosmanpaşa 4. İcra Müdürlüğünün 2018/ 12142-21227 seri dosyaları ile yine Gaziosmanpaşa 6. İcra Müdürlüğünün 2019/15300-15302,15304,15306-15311, 15314-15319 seri dosyalarına, tarafların ticari kayıtlarına ve bilirkişi incelemesine, davalı vekili ise; SGK kayıtlarına, işyeri dosyasına, ihale sözleşmesi ve teknik şartnamelere, davacı kurumun taraflarına yazdığı yazılara, bilirkişi incelemesi, keşif deliline dayanmıştır.
Davada uyuşmazlık, taraflar arasında tanzim edilen hizmet alım sözleşmeleri kapsamında ödenenin, davalıdan rücuan talep edilip edilemeyeceği, edilebilecekse miktarına ilişkindir.
Davacının delil olarak bildirdiği Gaziosmanpaşa İş Mahkemesi dosyaları ve Gaziosmanpaşa İcra Müdürlüğü dosyaları uyap üzerinden celp edilip incelendiğinde; dava dışı işçilerin , davacı ve davalı aleyhinde; davalı asıl işveren işyerinde davalı alt işveren nezdinde çalışırken eksik ödenen ücret alacaklarının, haksız ücret kesinti alacağının ve fazla mesai ücreti alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemi ile davalar açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonunda eksik ödenen ücret alacağının, haksız ücret kesinti alacağının ve fazla mesai ücret alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği, kararların bir kısmının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesine istinafa götürüldüğü ve istinaf mahkemesince karar kaldırılarak yeniden hükümler kurulduğu, iş mahkemesince ve de bir kısmında İstanbul BAM ilgili hukuk dairesince verilen kararlar ile hüküm altına alınan işçilik alacaklarının tahsili amacıyla DHMİ ve Gezerler aleyhinde başlatılan takipler nedeniyle , davacı DHMİ’nin 07/11/2018 tarihinde, 19/09/2018 tarihinde ve 26/07/2019 tarihlerinde yapılan kapak hesaplarında hesap edilen miktarları ödediği ve toplam ödemenin 299.649,61 TL olduğu görülmüştür.
SGK dan ,dava dışı işçilere ait hizmet döküm cetveli , işyeri unvan listesi ve işe giriş çıkış bildirgeleri celp edilmiştir.
Davacı kurum , davalı alt iş verenle yapılan hizmet alım sözleşmeleri kapsamında çalıştırılan işçilere ödenmek zorunda kalınan işçilik alacaklarının tamamında davalının sorumlu olduğundan bahisle rücuen tazmin talebinde bulunmaktadır.
Gaziosmanpaşa 28 ve 31 İş mahkemelerinde dava dışı işçiler tarafından, davamızın tarafları aleyhinde; DHMİ’ye ait işyerinde ihaleyi alan alt işveren davalı nezdinde çalışırken davalı iş verenin iş akitlerine aykırı olarak, aylık ücretlerinin 2012 Şubat ayından itibaren asgari ücretin 1.5 katına düşürülmüş olması nedeniyle yapılan haksız ücret kesintisi alacaklarının , eksik ödenen ücret alacaklarının ve fazla mesai ücret alacaklarının davalı işverenlerden müştereken ve müteselsilen tahsili talepli olarak açılmış davalar olduğu, bu davaların iş akitlerinin feshi üzerine açılan davalar olmadığı, dava konusu edilen işçilik alacaklarının , fiili işçilik alacaklarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davacı ile davalı arasında imzalanan 2009/145051 İ.K.N.’lı hizmet alım sözleşmesi ve ek olarak yapılan 29/04/2010 tarihli ek sözleşmelerin incelenmesinde; 14.2. Maddesi ile sözleşme eki idari şartnamenin 47.1. Maddesinde ; asgari ücrette artış olması halinde hesap edilecek farka ilişkin düzenlemelere yer verildiği, yine hizmet alım sözleşmesi eki teknik şartnamenin 1.18. Maddesinde ; yüklenicinin istihdam ettiği işçilerin iş kanunu, SSK mevzuatı ve diğer kanun ve mevzuatlarla belirlenen uygulamalar ve tüm hak ve alacaklar bakımından muhatabı da sorumlusunun yüklenici olduğu , yüklenicinin, işçilerin 4857 sayılı İş Kanunu ve ilgili yönetmeliklerden doğan tüm ekonomik ve sosyal haklarını yerine getirmekle hükümlü olduğu , yine yüklenici tarafından istihdam edilen işçilere ilişkin herhangi bir sorumluluk ihale makamı olan DHMİ ‘ye yükletilemeyeceği hususuna yer verildiği görülmüştür.
İncelenen taraflar arasındaki sözleşme ve eki şartnamelerinde, sözleşme kapsamında çalıştırılan işçilerin ,iş akdinin feshine bağlı olmayan fiili ücret alacakları için Gaziosmanpaşa İş Mahkemelerinde açtıkları davalar sonucu, lehlerine verilen hükümler konusu alacaklardan davalı yüklenicinin kendi hizmet süresi ile sınırlı olarak sorumlu olacağı ve bu nedenle davacı tarafından dava dışı işçilere ödenen işçilik alacaklarından davalı yüklenicinin hizmet dönemine tekabül eden miktarların tamamını davalıdan rücuen tahsilini talep edebileceği anlaşılmıştır.
Yine Yargıtay … Hukuk Dairesinin son içtihatlarında da asıl işveren ve yüklenici arasında imzalanan sözleşmelerde, işçilik alacaklarından asıl işverenin sorumlu olacağına dair açık bir hükmün bulunmaması halinde , asıl işveren tarafından ödenen işçilik alacaklarının tamamının rücuen talep edebileceği belirtilmiştir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 10/02/2020 tarih ve 2019/643 esas-2020/822 karar sayılı ilamı.)
Dosya hesap bilirkişisine tevdi edilerek alınan rapor ve ek raporda; iş mahkemesine dava açan işçilerin, iş mahkemesi dosyalarında hükme esas alınan bilirkişi raporlarına göre SGK hizmet döküm cetvelleri esas alınarak hesaplama yapıldığı, 2012-2016 yıllarında yüklenici Gezerler Yakıt..Ltd.Şti. Firmasında çalıştıkları anlaşıldığı, bu nedenle söz konusu mahkeme de dava açan dava dışı işçiler lehine hükmedilen işçilik alacaklarının tamamının davalı yüklenicide çalıştıkları hizmet dönemine ilişkin olduğu, bu nedenle sözleşme hükümleri de nazara alındığında, davacı tarafından icra dosyalarına konu edilen tamamı asıl işçilik alacakları kalemine tekabül ettiğinden, davacı tarafından feri borçlarla birlikte ödenenin tamamını davalıdan talep edebileceğinin kabulü halinde 19/09/2018 tarihinde 1.000,00 TL, 07/11/2018 tarihinde 150.941,48 TL ve 26/07/2019 tarihinde 147.708,13 TL olmak üzere toplam ödemenin 299.649,61 TL olarak hesap edilerek bildirilmiştir.
4857 sayılı yasanın 2/6. maddesinde, işçiye karşı asıl işverenle alt işverenin müteselsilen sorumluluğu düzenlenmiş ise de, taraflar iç ilişkideki sorumluluklarını sözleşme hükümlerine göre belirlemiştir. Bu nedenle dava dışı işçilerin işçilik alacaklarından her iki işveren ,işçiye karşı asıl ve alt işveren olarak müteselsilen sorumlu iseler de , taraflar arasındaki sözleşmeler ile eki şartnameler hükümleri uyarınca işçilik alacakları yönünden, iç ilişkideki sorumluluğun davalı yükleniciye ait olduğunun kararlaştırıldığı , bu kapsamda davacı işveren kurumun işçilere yaptığı ödemeleri davalıdan rücu edebileceği anlaşılmıştır.
Yine alt işverene rücu edilebilecek miktar davacı asıl işverenin ödediği miktar olmayıp, davalı alt işverenin gerçekte işçiye karşı sorumlu olduğu borç miktarı kadardır.
Davalı tarafından davacı kurum teftiş kurulu başkanlığı tarafından yürütülen soruşturma neticesinde; ihale sözleşmesi kapsamında çalıştırılan yüklenici personellerine taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olarak, bürüt asgari ücretin belli bir yüzde fazlası alanları, ücretlerinin asgari ücreti aşan kısmı için fiyat farkı hesap edildiğinin tespit edilmesi üzerine , davacı kurumca, davalı yüklenici hak edişlerinde geçmişe dönük kesinti yapmış olması ve devam eden sürede, işçilik ücretlerinin sözleşmeye uygun olarak belirlenerek yüklenici hakedişlerinin düzenlenmiş olması , davacı kurum işlemlerinin taraflar arasında akdedilmiş sözleşme hükümlerine aykırılık teşkil etmemesi , dava dosyası kapsamı itibariyle davalı yüklenici tarafından davacı kurum tarafından düzenlenmiş hakedişlere itiraz edildiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmaması ve de taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi ve eki teknik şartnamenin 5.18. Maddesi nazara alındığında; Gaziosmanpaşa 28. Ve 31. İş Mahkemelerince feshe bağlı olmayarak dava dışı işçiler lehine hüküm altına alınmış fiili ücret alacaklarının taraflar arasındaki sözleşme hükümleri uyarınca davalı yüklenicinin kendi hizmet süresi ile sınırlı olduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı , dava , cevap , taraflar arasındaki sözleşme ve eki şartname hükümleri , iş mahkemesi ilamları , icra takip dosyaları, ödeme belgeleri , dava dışı işçilere ilişkin SGK bilgi ve belgeler ile hüküm vemeye elverişli bilirkişi rapor ve ek raporları birlikte değerlendirildiğinde ; taraflar arasındaki sözleşmeler kapsamında çalıştırılan işçilerin fiili işçilik alacakları için iş mahkemesindeki açtıkları davalar sonucu verilen ilamların icrası nedeniyle davacı kurum tarafından ödenen işçilik alacaklarının, davalının işverenliği dönemine isabet eden kısmı ile bu alacak miktarlarına isabet eden ilam ferilerinden davalının sorumlu olacağı, bilirkişice davalı yönünden tespit edilen miktarlar yönünden ödeme tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte rücuan talep edilebileceği anlaşılmış , yine davalının bir kısım ilamda hüküm altına alınan haksız ücret kesintilerinin talep edilemeyeceği yönündeki itirazının ise kesintilerin yapıldığı hak edişlerde ihtirazı kayıtın yer almadığı gözetilerek ,aşağıdaki şekilde davanın kısmen kabulü yönünden hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının davasının 299.649,61-TL yönünden KABULÜ ile; 1.000,00-TL’sine ödeme tarihi olan 19/09/2018 tarihinden, 150.941,48-TL’sine ödeme tarihi olan 07/11/2018 tarihinden, 147.059,13-TL’sine ödeme tarihi olan 26/07/2019 tarihinden itibaren, 649,00-TL’sine ıslah tarihinden itibaren avans faizi uygulanarak davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Alınması gerekli 20.469,06-TL harçtan peşin alınan 5.106,18 TL ile ıslah harcı 11,00-TL toplamı 5.117,18-TL’nin mahsubu ile kalan 15.351,86-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir yazılmasına,
Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 7.748,58 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davacı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup 29.425,47-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren iki hafta süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/12/2021

Katip ….

Hakim ….

DAVACI MASRAFLARI
Başvurma harcı 54,40 TL
Peşin harç 5.117,18 TL
Tebligat ve posta gideri 77,00 TL
Bilirkişi ücreti 2.500,00 TL
+———————
TOPLAM 7.748,58 TL