Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/719 E. 2021/821 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/719 Esas – 2021/821
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R

ESAS NO : 2019/719
KARAR NO : 2021/821

HAKİM : ….
KATİP :….

DAVACI : ….
DAVALI : …..
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/12/2019
KARAR TARİHİ : 16/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/01/2022
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03.12.2018 tarihinde, sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın tam kusuru ile yapmış olduğu kazada, yolcu konumuna olan müvekkili …’in yaralandığını, söz konusu aracın davalı şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davalı … sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu, müvekkile 27.875,92 TL ödeme yapıldığını, ancak; yapılan ödeme ile zararın karşılanmadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 3,00 TL daimi iş göremezlik tazminatı, 3,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 2,00 TL tedavi gideri alacağı ve 2,00 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 10.00 TL alacağın avans faizi ile davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini” dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde;dava şartı yokluğu sebebiyle, davanın usulden reddi gerektiğini, davacı tarafça dava öncesi müvekkil şirkete usulüne uygun bir başvuru yapılmadığından, kanunda öngörülen başvuru şartı gerçekleşmediğini, davacı tarafından, dava öncesi müvekkil şirkete başvuru şartının yerine getirilmediğini, bu suretle müvekkil şirketin temerrüde düşmesinin söz konusu olmayacağı gibi, henüz miktarı ve niteliği belirlenmemiş bir alacağa dair talep hakkının borcu muaccel hale getirmesinin de imkânsız olduğunu, dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı aracın, müvekkili şirkete 05.01.2018-05.01.2019 tarihleri arasında …. numaralı KTK Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olmak üzere, ölüm/sakatlık halinde kişi başına azami 360.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, manevi tazminatın poliçe teminatına dahil olmadığını, davacı yanın zararının müvekkil sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme ile fazlaca karşılanmış olup, davanın reddi gerektiğini, 23.10.2019 tarihinde davacı …’e 27.875,92-tl ödeme yapıldığını, müvekkili şirket tarafından yapılan ödeme ile davacının zararının fazlasıyla karşılandığını, işbu davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu açık olup, davanın reddi gerektiğini, davacı …’in ehliyeti bulunmamakta olup, kazanın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olduğunu, öncelikle müvekkili şirkete ihbar edilen haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın, yapılan ödeme ile birlikte zararın karşılanması nedeniyle reddine; kesinlikle davayı kabul anlamında olmamak üzere; maluliyet oranının tespiti için davacının “Tam Teşekküllü bir Devlet Hastanesi”ne sevk edilmesini, yine “Aktüer” sıfatına sahip bir bilirkişi kanalı ile “iş göremezlik” tazminatının hesaplanmasına, hesaplamada, poliçe tanzim tarihi ve kaza tarihi yeni genel şartlar kapsamında kaldığından dolayı, trh 2010 tablosunun kullanılmasına, müvekkili şirket tarafından sigortalı araç sürücüsünün kusurlu bulunması durumunda; sorumluluklarının azami limit ile sınırlı olacağına, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının kask, dizlik, koruyucu tertibat kullanmaması nedeniyle hesaplanacak tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmasına, davacının temerrüt tarihinden itibaren avans faiz talebinin reddi ile, kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydıyla, faize karar verilmesi halinde dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiilden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce aldırılan 29/08/2021 davacının, 3,00 TL daimi iş göremezlik tazminatı, 3,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 2,00 TL tedavi gideri alacağı ve 2,00 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 10.00 TL maddi tazminat talebinin olduğu, davacı …’ın 03.12.2018 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle, özür oranının % 4 olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceği, ortaya çıkan bakıcı ihtiyaç süresinin 2 ay olduğunun tespit edildiği, dava konusu olayın meydana gelmesinde, yolcu konumunda olan davacı …’in kusurlu olmadığı tespit edilmekle, davacı lehine hesaplanan maddi zarardan TBK 52 inci maddesi kapsamında kusur indirimi yapılmadığı, dava konusu olay nedeniyle, davalı … Sigorta şirketi tarafından, 23.10.2019 tarihinde, davacı …’a 27.875,92 TL maddi tazminat ödemesi yapıldığı, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince öncelikle ödeme tarihindeki verilere göre hesap yapılarak, yapılan ödeme ile davacının zararının karşılanıp karşılanmadığının tespit edilmesi gerektiği, ödeme tarihindeki verilere göre, 96 4 maluliyet oranı esas alınarak, TRH 2010 yaşam tablosu ve 1,8 Teknik faiz kullanılarak hesaplama yapıldığında, davacı lehine, 12.294,11 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 18.474,46 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 3.653,28 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 34.421,85 TL zarar hesaplandığı, davalı tarafından yapılan 27.875,92 TL ödeme ile tarafımızca hesaplanan 34.421,85 TL tazminat arasında, 6.545,93 TL fark olduğu, Yargıtay’ın emsal kararına göre, “ödenmesi gereken miktarla ödenen miktar arasında KTK’nın 111. maddesinde belirtildiği şekilde fahiş bir fark olup olmadığının” değerlendirilmesi gerekmekte olup, nihai değerlendirme ve hukuki durumun takdirinin mahkemeye ait olmak üzere, 6.545,93 TL’nin fahiş fark olduğunun mahkemece kabulü halinde taraflarınca rapor tarihine göre hesaplama yapıldığı, fahiş fark olmadığı takdirde bakiye alacağın olmayacağı, rapor tarihindeki verilere göre yapılan hesaplamada, Anayasa Mahkemesinin kısmi iptal kararı ve Yargıtay ….. Hukuk Dairesinin 14.01.2021 tarihli emsal kararı doğrultusunda, TRH 2010 yaşam tablosu kullanıldığı, ancak 1,8 teknik faiz uygulanmadan hesaplama yapıldığı, rapor tarihindeki verilere göre yapılan hesaplamada davacı lehine, 12.294,11 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 2.232,70 TL bakiye sürekli iş göremezlik tazminatı ve 4.624,92 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 19.151,73 TL tazminat hesaplandığı, sigorta şirketleri bakımından hükmedilecek tazminata, 23.10.2019 ödeme tarihinden itibaren, kazaya karışan … plakalı aracın hususi /otomobil olduğunun ZMMS poliçesinden tespiti ile yasal faiz işletilmesi gerektiği tespit edilmiştir.
Mahkememizce aldırılan 12/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı …’in 03.12.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında cismani zarar görmesi nedeniyle, SGK tarafından ödenmeyen tedavi giderine ilişkin zararının, bakıcı gideri hariç 1.200,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 111. maddesinde; “Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu yasa hükmüne göre, hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir.
Davacı tarafça davadan önce davalıya tazminat talebi ile başvuruda bulunulduğu, 15.10.2019 tarihinde ibraname düzenlendiği, tarafların da kabulünde olduğu ve dosya içinde bulunan ödeme belgesinden anlaşıldığı üzere davalı tarafından davacıya 23.10.2019 tarihinde 27.875,92 TL tazminat ödendiği anlaşılmaktadır.Dosya kapsamı nazara alındığında davacının 23.10.2019 ödem tarihindeki zararı 36.621,85 TL olduğu kabul edilmiş olup, aradaki fark olan 8.745,93 TL farkın gelişen mevzuat ve İptal kararı sonucu teknik faiz uygunmamasından kaynaklandığı dolayısıyla davalı tarafından yapılan ödemenin eksik veya fahiş olduğundan bahsedilemeyeceğ ,davacının artan veya değişen malluliyete dayalı bir iddiasının da bulunmadığı, bu itibarla ibranamenin geçerli olduğu ve ibraname içeriği gereği davacının davalıdan başkaca alacağı kalmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının reddine,
Peşin alınan 44,40 TL harç ile ıslah suretiyle yatırılan 70,00 TL harçtan alınması gerekli 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 55,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına AAÜT gereğince takdir ve tespit edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine ,
Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara BAM’da İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/12/2021

Katip ….
¸e-imzalıdır.

Hakim ….
¸e-imzalıdır.

¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.