Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/215 E. 2021/163 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C

ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R
ESAS NO : 2019/215
KARAR NO : 2021/163

2- … ( – …
3- … ( – …
2- … – …
3- … – …
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 17/03/2014
KARAR TARİHİ : 17/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/03/2021

DAVA : Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacılardan…’in kızı, … ve …’ın kardeşleri olan …’nın 30/10/2011 tarihinde içinde yolcu olarak bulunduğu davalılardan …’e ait, …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı ticari aracın … kavşağı mevkinde seyir halinde bulunan .. plakalı kamyonete arkadan çarpması sonucu meydana gelen kazada ağır yaralandığını, kaza tespit tutanağına göre davalı sürücü …’nin KTK 84/4 maddesi gereği kusurlu olduğunun, dava dışı … plakalı araç sürücüsünün alkolsüz olduğunun tespit edildiğini, …’ye karşı Ankara Asliye … Ceza Mahkemesi’nin 2011/684 esas sayılı dosyası ile taksirle ölüme sebebiyet vermek suçundan dava açıldığını, yargılama sonucu davalı sürücünün %100 oranında kusurlu olduğuna ilişkin bilirkişi raporu doğrultusunda …’nin 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğini, müteveffa … ‘ın eşi tarafından Ankara Asliye … Hukuk Mahkemesi’nin 2011/535 esas 2013/569 karar sayılı ilamı ile maddi ve manevi tazminat ödemesine karar verildiğini, sürücü …’nin araç sürücüsü olarak zarardan sorumlu olduğunu, araç sahibi …’ün kusursuz sorumluluğunun bulunduğunu, aracın davalı … şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçede yazılı limitler dahilinde sorumlu olacağını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacıların her biri için 1.000,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatının araç sahibi ve sürücü yönünden olay tarihinden, sigortacı yönünden temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tüm davalılardan tahsili, davacı anne … için 50.000,00 TL, davacı kardeş … ve … için 20.000,00’er TL manevi tazminatın davalı … şirketi dışındaki davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuş, davacı vekili 22/12/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminata konu dava değerini davacı … yönünden 18.105,27 TL’ye yükselterek ıslah harcını ikmal etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkili ile davacıların murisi arasında ticari amaçlı bir ilişki bulunmadığını, eylemin hatır taşıması aşamasında meydana geldiğini, bu nedenle Ankara Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, esasa ilişkin olarak da; müvekkili tarafından aracın ticari araç olması nedeniyle 16/09/2010 tarihli yazılı kira kontratı ile davalı …’nin abisi olan dava dışı …’ye iki yıl süreli olarak kiraya verildiğini, davacıların işleten sıfatı ile müvekkiline karşı işbu davayı açtıklarını, işletenin hali hazırda müvekkili olmadığını, davanın 2 yıllık zaman aşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, … ‘ın davalı …’nin arkadaşı olduğunu, kaza esnasında ticari nedenle bir ücret karşılığı olmayıp hatır için ücretsiz taşındığını, …’nin 360 promil alkollü olduğunu, davalı … şirketince bu nedenle bir ödeme yapılmadığını belirterek esastan da davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde; … plakalı aracın 16/09/2011-2012 tarihleri arasında ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, zararın öncelikle Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigortası Poliçesi tarafından karşılanması gerektiğini, müteveffanın eşi tarafından ikame edilen Ankara Asliye … Hukuk Mahkemesi’nin 2011/535 esas 2013/569 karar sayılı dosyası ile müvekkili şirketin sorumluluğunu yerine getirdiğini, ZMMS sigortasının meblağ sigortası olmayıp zarar sigortası olduğundan, davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zararları aynı zamanda ispat etmesi gerekli olduğunu, davaya konu talebin zaman aşımına uğradığını, dava konusu olayda taşımanın niteliğinin hatır taşıması olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı …’ye tebligat çıkarılmış, dava konusu olay nedeniyle cezaevinde bulunduğu belirtilerek ve hükümlü olması nedeniyle kendisine de vasi atandığından, vasisi duruşmada kendisini vekille temsil ettirmiş olup, bu davalı vekili 17/04/2015 tarihli oturumda beyanında; davayı kabul etmediklerini, …’nin halen cezaevinde hükümlü bulunduğunu, vesayetin de devam ettiğini bildirmiş, 04/05/2015 havale tarihli dilekçesinde, açılan davanın haksız ve dayanaksız olduğunu, müteveffanın davalılara destek olduğuna ilişkin herhangi bir kanıtı olmadığını, müteveffanın ev hanımı olup, mesleği olmadığını, olay tarihine kadar da davacılara verdiği bir desteğin ortaya konmadığını, müvekkili ile birlikte alkol aldığı ve alkollü olduğunu bildiği halde müvekkilinin sürdüğü araca bindiği olgularının kusur olduğunu, muhtemel olarak kemer takılı olmadığı için savrulduğunu ve savrulduğu yerde kafasının arkasını sert bir yere çarptığını, istenilen manevi tazminatların haksız olduğunu, zenginleşme sonucunu doğuracak nitelikte bulunduğunu müvekkilinin sosyal ve ekonomik durumu dikkate alındığında bu tazminat taleplerinin haklı kabul edilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
GEREKÇE : Dava, ZMSS poliçesine dayalı olarak sigorta şirketi, işleten ve sürücüye karşı açılmış maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.
Mahkememizin 2014/200 esasına kayıtla yapılan yargılamada;
Davalı … vekili görev itirazında bulunmuş ise de; dava konusunun ZMSS poliçesine dayalı maddi ve manevi tazminat davası olduğu, mahkememizin görevli olması nedeniyle görev itirazının reddine karar verilerek yargılama mahkememizce sürdürülmüş,
Davalı … vekili zaman aşımı itirazında bulunmuş ise de; KTK 109. maddesi de nazara alınarak zaman aşımı itirazının reddine karar verilmiş,
Ankara Asliye … Hukuk Mahkemesi’nin 2011/535 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı Burhanettin Korkmaz tarafından, davalılar …, … ve … hakkında; davalıların sürücü, malik ve sigortalayanı olduğu 06 T 3146 plakalı ticari taksinin önünde giden … plakalı araca arkadan çarpması sonucu meydana gelen kazada ticari taksi içinde yolcu olarak bulunan müvekkilinin eşi …’ın hayatını kaybettiği, müvekkilinin eşinin desteğinden yoksun kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL maddi zararın tüm davalılardan, 150.000,00 TL manevi tazminatın ise davalılar … ve …’den kaza tarihinden itibaren (sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren) işleyecek avans faizini aşmayacak reeskont faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili istemiyle 22/11/2011 tarihinde dava açıldığı, yapılan yargılama sonucu 19/11/2013 tarihli kararla davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın 13/01/2014 tarihinde kesinleşmiş olduğu anlaşılmış,
Davacılar, müteveffa ve davalı şahısların sosyal ve ekonomik durumunun tespiti için ilgili Emniyet Müdürlüklerine yazı yazılmış, SGK’ye yazılarak davacılara gelir bağlanıp bağlanmadığı sorulmuş, davalı … şirketine hasar dosyasının celbi için yazı yazılmış, Ankara Asliye … Hukuk Mahkemesi’nin 2011/535 sayılı dosyası celp edilmiş, dosya üzerinde kusur ve hesap yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişi heyeti 18/11/2014 tarihli raporlarında sonuç olarak; 06 T 3146 plakalı ticari taksinin sürücüsü davalı …’nin olayda %100 oranında tam kusurlu olduğunu, … plakalı aracın dava dışı sürücüsü … ‘ın tamamen kusursuz olduğunu, takside yolcu olarak bulunan müteveffa …’ın kusursuz olduğunu, davacılardan Murat ve …’in müteveffanın kardeşi olması, müteveffanın bu davacılara destek olduğu ve ileride destek olacağı yönünde delil bulunmaması sebepleriyle bu davacılar için destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmadığını, davacı …’in destekten yoksun kalma tazminatının 18.105,27 TL olarak hesaplandığını, davacının dava konusu kazada hatır için taşındığı sırada hayatını kaybettiği kanaatine varıldığını bildirmişler,
Davacı … ve … tarafından açılan maddi tazminat davasında mahkemece yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamına göre; davacıların murisi Havva Korkmaz’ın, olay tarihinde davalı … şirketine sigortalı davalı …’nin sürücüsü ve davalı …’ün işleteni olduğu … plakalı araç ile yolcu olarak seyri sırasında meydana gelen kaza sonucu öldüğü, davalı … şirketine sigortalı araç sürücüsü davalı …’nin %100 oranında, davacıların murisi yolcunun kusursuz olduğu, davacılar … ve …’in …’ın kardeşi oldukları, müteveffanın kendilerine her durumda değil bazı durumlarda destek olmasının söz konusu olduğu, kişinin kardeşlerine destek olacağı yönünde bir karine bulunmadığı, bu davacıların kardeşinden destek aldığını ve ileride almaya devam edeceğini iddiasını kanıtlayamadıkları anlaşılmakla, bu davacılar tarafından açılan maddi tazminat davasının reddine, diğer davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasında mahkemece yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamına göre; davacıların murisi …’ın, olay tarihinde davalı … şirketine sigortalı davalı …’nin sürücüsü ve davalı …’ün işleteni olduğu… plakalı araç ile yolcu olarak seyri sırasında meydana gelen kaza sonucu öldüğü, davalı … şirketine sigortalı araç sürücüsü davalı …’nin %100 oranında, davacıların murisi yolcunun kusursuz olduğu, müteveffa …’ın davacı …’in kızı olduğu, bilirkişi raporunda destekten yoksun kalma tazminatı … için 18.105,27 TL olarak hesaplanmış olup; olayda hatır taşıması bulunduğu, Ankara Asliye … Hukuk Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucu verilen 19/11/2013 tarih 2013/569 sayılı kararla; hatır taşıması nedeniyle eski B.K. 43-44, yeni B.K. 51-52 maddeleri gereği ½ oranında indirim yapıldığı kararın kesinleştiği, murisin davalı …’in arkadaşı olarak araçta bulunduğu, hatır taşımacılığının söz konusu olduğu, sürücünün aşırı alkollü olduğunu bilerek araca bindiği anlaşılmakla ve kesinleşen mahkeme kararındaki ½ oranında indirim de nazara alınarak hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından ½ oranında indirim yapılarak davacı …’in maddi tazminat davasının 9.052,64 TL üzerinden kısmen kabulüne, alacağa davalı … şirketi yönünden dava tarihinden önce temerrüde düşürücü bir ihtarname bulunmadığı anlaşılmakla ve araç otomobil olmakla dava tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, bu kalemden fazlaya ilişkin istemin reddine, davacıların manevi tazminat davalarına yönelik olarak, mahkemece yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamına göre; olayın oluş şekli, tarafların kusur durumları, yaralanmanın boyutu, sosyal ve ekonomik durumlar da nazara alınarak davacı … için 8.000,00 TL, davacılar … ve … için 4.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ten alınarak davacıya verilmesine, bu kalemden fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı … husumet itirazında bulunmuş ise de; bu davalının aracın kayıt maliki olduğu, uzun süreli kiralandığı hususunun kanıtlanamadığı anlaşılmakla, husumet itirazı yerinde görülmeyerek işleten sıfatı ile sorumlu tutulmasına ilişkin 15/05/2015 tarih 2015/318 sayılı karar verilmiş, karar davalı … vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 12/12/2018 tarih 2016/3474 esas 2018/12137 karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Yargıtay bozma ilamında “1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İşleten tanımı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatını belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçütten yararlanılmıştır. Şekli ölçüte göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüte göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüttür.
2918 sayılı KTK’nın 85. maddesi ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır.
Somut olayda, aracın kayden maliki davalı … olup davalı … vekili, aracın kaza tarihinden önce dava dışı … ‘ye 2 yıl süre ile kiraya verildiğini savunmuş ve buna ilişkin olarak adi yazılı kira sözleşmesini sunmuştur. Mahkemece davalı … ün husumet itirazı, bu davalının aracın kayıt maliki olduğu, uzun süreli kiralandığı hususunun kanıtlanamadığı gerekçeleri ile yerinde görülmemiş, davalı işleten sıfatı ile sorumlu tutulmuştur. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Buna göre yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve davalının savunması göz önünde bulundurularak, Ankara … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/151 E sayılı dosyası getirtilip, incelerek, davalı … ile dava dışı … arasındaki kiralama sözleşmesi dikkate alınarak, taraflar arasında tanzim edilen kira sözleşmesinin uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup olmadığı, aracın teslim edilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, kira sözleşmesinin ve kira bedelinin Maliye ve Vergi Dairelerine bildirilip bildirilmediği, kira bedellerinin ödenip ödenmediğinin, gerektiğinde şartları varsa davalı malik ve kiracının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin belirtilen bu deliller ile fatura ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalının işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları tartışılarak varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” denilmiştir.
Mahkememizin 2019/215 esasına kayıtla bozma ilamına uyularak yargılama sürdürülmüştür.
Bozma ilamı kapsamında ilgili vergi dairelerine kiracılığa ilişkin belge örneklerinin celbi için yazı yazılmış, bozma ilamında bahsi geçen Ankara Asliye … Hukuk Mahkemesi’nin 2014/151 esas sayılı dosyasında görevsizlik kararı verilip Ankara … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/694 esasını almış, bu dosyada yapılan yargılama sonucu 27/10/2020 tarih 2020/1119 sayılı karar verilmiş, incelenmesinde; davacı … vekili tarafından davalılar …, … ve … hakkında davacının … plakalı aracını …’ye kiraya verdiği, araç kiracının uhdesinde iken sürücü …’nin kaza yaptığı, zarar görenlerin Ankara Asliye … Hukuk Mahkemesi’nin 2011/535 esas sayılı dosyası ile açtıkları dava sonucuna göre 3. şahsın zararı için 26/11/2013 tarihli ibraname ile 108.000,00 TL ödeme yapıldığı, dava devam ederken kiracının eşi İmren’in borca kefil olduğu, 50.000,00 TL bono verdiği, bononun takibe konulduğunda icra mahkemesince takibin iptal edildiği, bu sebeple İmren’in 50.000,00 TL borçtan sorumlu olması nedeniyle 108.000,00 TL alacağın davalılardan yasal faizi ile birlikte tahsili istemiyle açılan davada yapılan yargılama sonucu, dava konusu 06 T 3146 plakalı ticari taksinin … idaresinde iken dava dışı park halindeki 06 BE 0911 plaka sayılı kamyonete arkadan çarpması sonucu araçta bulunan Havva Korkmaz’ın öldüğü, bu aracın … tarafından davalılardan …’ye kiralandığı konusunda ihtilaf bulunmadığı, davalı …’nin davalı …’nin kullanımına bıraktığı kiralık araç ile yaptığı kaza nedeniyle verilen zarardan ve buna bağlı kaza nedeniyle hayatını kaybeden Havva Korkmaz’a ilişkin tazminat bedelinden sorumlu olacağı, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nde bilirkişi tarafından dava dışı Havva Korkmaz’ın eşinin zararı olarak belirlenmiş olan ve ödenmesi gereken bedelin yasal faiz üzerinden tüm ferileri ile birlikte 90.733,07 TL olduğu, mahkeme kararına göre bu bedelin ödenmesi gerektiği, ancak ödeme tarihine kadarki yargılama giderleri ve faiz ve masrafları da dahil olmak üzere ödenmesi gereken bu bedelden 17.266,93 TL fazla ve yersiz ödeme yapılmak suretiyle toplam 108.000,00 TL’nin dava dışı Burhanettin Korkmaz’a ödendiği, davalı … tarafından 21.000,00 TL depozito bedeli ödendiği ve hava parası aylık 1.400,00 TL ödendiği belirtilmiş ise de bunun 13.000,00 TL’sinin davacı tarafça kabul edilmesi ve aracın davalı … tarafından onarımının yapılması nedeniyle, depozito bedelinin alacaktan mahsubu gerektiği gerekçeleri ile davanın kısmen kabulü ile davalılardan …’nin sorumluğu 50.000,00 TL ile sınırlı olmak kaydı ile toplam 69.733,07 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamına göre; mahkememizin 2014/200 esas 2015/318 sayılı kararının davalılardan … tarafından temyiz edildiği, ve bu davalı yönünden işleten sıfatının araştırılması gerekçesi ile bozulduğu, davacılar … ve … tarafından tüm davalılara yönelik açılan maddi tazminat davasının reddine ilişkin bozma öncesi verilen karar kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 9.052,64 TL’nin davalı … şirketi ve davalı …’den müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, alacağa davalı … şirketi yönünden dava tarihinden, davalı … yönünden olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, bu kalemden fazlaya ilişkin talebin reddine ilişkin karar kısmına yönelik bozma öncesi verilen karar kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Açılan manevi tazminat davasında davacı …’in manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 8.000,00 TL’nin davalı …’den olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak bu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı …’in manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 4.000,00 TL’nin davalı …’den olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak bu davacıya verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı …’in manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 4.000,00 TL’nin avalı …’den olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak bu davacıya verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine ilişkin karar kısımlarına yönelik bozma öncesi verilen karar kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Davacı … tarafından davalı …’e karşı açılan maddi tazminat davası ile davacılar …, … ve … tarafından davalı …’e yönelik açılan manevi tazminat davası ile ilgili olarak; mahkemece yapılan inceleme, uyulan Yargıtay bozma ilamı içeriği, Ankara … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/694 esas 2020/1119 karar sayılı dosyası içeriği ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu … plakalı aracın kayıt maliki … olduğu aracın … sevk ve idaresinde iken … plakalı kamyonete arkadan çarpması sonucu kazanın meydana geldiği, kaza tarihinin 30/10/2011 tarihi olduğu, aracın kaza dönemini de kapsar …’ye kiralandığı, bu davalı tarafın Sulh Hukuk Mahkemesi’ndeki beyanları itibariyle kira sözleşmesinin varlığının kabul edildiği, kazadan sonra geri alınmasının sonuca etkili olamayacağı, geri alınma dönemine kadar araçtan …’nin yararlandığı, olay tarihinde …’nin kullanımında olduğu, kira sözleşmesi içeriği ve dosya kapsamı itibariyle, aracın sahibi tarafından yararlanılmasının …’ye devredilmesi ve sürenin de çok kısa olmaması durumları da nazara alındığında davalı …’ün kaza tarihi itibariyle işletenlik sıfatının olmadığı kanaatine varılmakla bu davalıya karşı açılan maddi ve manevi tazminat davalarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Karar kesinleşen davalılar yönünden, hükmün infazındaki kolaylık açısından feri kısımlar önceki karardaki gibi aynen yazılmıştır.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Maddi tazminat davasında;
a-Davacılar … ve … tarafından açılan maddi tazminat davasının reddine ilişkin bozma öncesi verilen karar kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
b-Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 9.052,64 TL’nin davalı … şirketi ve davalı …’den müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı … şirketi yönünden 17/03/2014 dava tarihinden, davalı … yönünden 30/10/2011 olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, bu kalemden fazlaya ilişkin talebin reddine ilişkin karar kısmına yönelik bozma öncesi verilen karar kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
c-Davacı … tarafından davalı …’e açılan maddi tazminat davasının reddine,
2-Manevi tazminat davasında;
a-Davacı …’in manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 8.000,00 TL’nin davalı …’den 30/10/2011 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak bu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine ilişkin karar kısmına yönelik bozma öncesi verilen karar kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
b-Davacı …’in manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 4.000,00 TL’nin davalı …’den 30/10/2011 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak bu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine ilişkin karar kısmına yönelik bozma öncesi verilen karar kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
c-Davacı …’in manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 4.000,00 TL’nin davalı …’den 30/10/2011 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak bu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine ilişkin karar kısmına yönelik bozma öncesi verilen karar kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
ç-Davacılar …, … ve …’in davalı …’e yönelik manevi tazminat davalarının reddine,
Alınması gerekli 1.711,35 TL harçtan mahkememiz veznesine peşin yatırılan 317,65 TL ile ıslah harcı 58,45 TL toplamı 376,10 TL’nin mahsubu ile kalan 1.335,25 TL harç için vergi dairesine yazı yazıldığı anlaşılmakla, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Bozma öncesi kararla davalı …’de dahil olmak üzere vergi dairesine bakiye harç için yazı yazılmış olup, davalı …’ten tahsil yapılmamış ise tahsilinin yapılmaması, yapılmış ise iadesi yönünde vergi dairesine yazı yazılmasına,
Davacılar tarafından bozma öncesi yapılan ve bozma öncesi kararda dökümü yazılı 961,60 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranlarına göre takdiren %22,75’i olan 218,76 TL ile 25,20 TL başvurma ve 376,10 TL peşin harç toplamının davalı … şirketi ve …’den müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
Davacılar tarafından bozma sonrası yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı … tarafından yapılan bir adet vekalet tasdik harcı 3,80 TL ve bir adet tebligat 9,00 TL olmak üzere toplam 12,80 TL yargılama giderlerinin %77,25’i olan 9,89 TL’nin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
Davalı … şirketi tarafından yapılan bir adet vekalet tasdik harcı 3,80 TL ve bir adet tebligat 9,00 TL olmak üzere toplam 12,80 TL yargılama giderlerinin %77,25’i olan 9,89 TL’nin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
Davalı … tarafından yapılan 33,60 TL posta giderinden ibaret yargılama giderinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
Davacı … davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup maddi tazminat davasında kabul edilen miktar üzerinden A.A.Ü.T. madde 13/1 uyarınca 1.500,00 TL vekalet ücretinin davalılar sigorta şirketi ve …’den müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
Davalı … şirketi ve … davada kendilerini vekille temsil ettirmiş olup, maddi tazminat davasında reddedilen miktar üzerinden A.A.Ü.T. madde 13/1 uyarınca 1.500,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak bu davalılara verilmesine,
Davacı … davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup manevi tazminat davasında kabul edilen miktar üzerinden A.A.Ü.T. madde 13/1 uyarınca 1.500,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
Davacı … davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup manevi tazminat davasında kabul edilen miktar üzerinden A.A.Ü.T. madde 13/1 uyarınca 1.500,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
Davacı … davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup manevi tazminat davasında kabul edilen miktar üzerinden A.A.Ü.T. madde 13/1 uyarınca 1.500,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
Davalı … davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup manevi tazminat davasında reddedilen miktar üzerinden A.A.Ü.T. madde 10/2 uyarınca 1.500,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
Davalı … davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup, maddi tazminat davası yönünden A.A.Ü.T. madde 13/1 uyarınca 4.080,00 TL, manevi tazminat davası yönünden A.A.Ü.T. madde 13/1 ve 10/3 uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Tarafların işbu karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yoluna başvurabileceklerinin belirtilmesine,
Dair verilen karar davacılar vekili, davalı … vekili ve davalı … şirketi vekilinin yüzüne karşı davalı … vekilinin yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.17/03/2021

Katip …

Başkan …

Davacı yargılama giderleri dökümü
Tebligat Bilgileri: 171,00 TL
Vekalet Tasdik Harcı: 3,80
Bilirkişi Ücreti: 700,00 TL
Müzekkere : 86,00
Dosya: 0,60
TOPLAM: 961,60