Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/908 E. 2021/17 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/908 Esas – 2021/17
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R
ESAS NO : 2018/908
KARAR NO : 2021/17

DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/06/2017
KARAR TARİHİ : 14/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı idarece 28/08/2012 tarihinde ihalesi gerçekleştirilen Kayaş-Kayseri hat kesimine fiber optik kablo ve enerji kablosu döşenmesi ile GSM-R, transmisyon ve telefon sistemleri kurulumu yapım işi kapsamında davacı ile davalı arasında imzalanan 11/02/2013 tarihli sözleşmeye ilişkin olarak; sözleşmeyi “anahtar teslim götürü bedel” olarak tanımlayan sözleşme hükmünün kanunun emredici hükümlerine aykırılığı sebebiyle kısmi butlanına ve ilgili mevzuatın amir hükümleri dolayısıyla sözleşmenin birim fiyat sözleşme olduğunun tespitine, sözleşmenin davalı idare tarafından hukuka aykırı şekilde fesh edildiğinin tespitine, davacının haksız fesih dolayısıyla uğramış olduğu zarar miktarının davacı tarafından tam ve kesin olarak belirlenmesi mümkün olmadığından ilk olarak uğranılmış olan zararın tespitine ve sonrasında tespit edilen zarar kısmının davalı idarece tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı şirket ile müvekkil idare arasında imzalanan sözleşmenin, anahtar teslim götürü bedel olarak imzalandığını ve tasfiye süreci dahil olmak üzere davacı şirket ile yapılan tüm işlemler, sözleşmeye uygun şekilde gerçekleştirildiğini, ancak davacı şirketin, sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getiremediğini ve iş bu sözleşmeni, Yapım İşleri Genel Şartnamesi hükümlerine göre feshedildiğini, davacı şirketin, sözleşmenin feshinden sonra sözleşmenin türüne karşı itirazlarını sunduğunu ve sözleşmenin devamı aşamasında bu yönde herhangi bir itirazı bulunmadığını, Oysaki sözleşmenin türüne ilişkin itirazların, ihale aşamasının konusu olduğunu. müvekkili İdarenin, aldığı her kararda ve firma ile yaptığı her yazışmada imzalanan sözleşmede yer alan hükümlerin dışına çıkmadığını; hukuka aykırı herhangi bir işlem tesis etmediğini, davacı şirketin, sözleşmeden doğan yükümlüğünü yerine getiremediğinden sözleşmenin feshedildiğini, usul ve yasaya aykırı olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sözlemenin türünün birim fiyat sözleşme olduğunun tespiti,sözleşmenin haksız feshinin tespiti ile haksız fesih nedeniyle uğranılan zararın tespiti ve tazmini istemine ilişkindir.
Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/479 esas sayılı dosyasında görülen davada davacı sözleşme kapsamında yapılan iş ve kur farkı talep etmiş dava konuları farklı olmakla davalının derdestlik itirazı yerinde görülmemiştir.
Mahkememizce aldırılan 28/08/2020 tarihli bilirkişi raporunda; davacının sözleşme usulünün yanlışlığına dair iddiaları, bu anlamda sözleşme feshinin yerinde olup olmadığının takdiri Yüce Mahkemeye ait olup, gerek birim fiyat ve gerekse anahtar teslim götürü bedel işlerde işin geçici kabulünden sonra kesin hakediş aşamasına geçilmekte olup, davacının bu aşamada ileri sürdüğü itirazlar sonucu sözleşme türünün birim fiyat usulüne göre yapılması gerekliliği kabul bile edilse ve bu anlamda sözleşmenin feshi haksız bile olsa bu nedenle uğranılan zararın hesaplanması, ihale konusu iş başından itibaren anahtar teslim götürü bedel olarak yapıldığından mümkün olmadığı tespit edilmiştir.
6098 sayılı T.B.K. 480. maddedeki düzenlemeye göre; eser sözleşmesinde bedel götürü olarak belirlenmişse yüklenici, eseri o bedelle meydana getirmekle yükümlüdür. Eser, öngörülenden fazla emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile yüklenici, belirlenen bedelin artırılmasını isteyemez (6098 sayılı TBK 480/I). Ancak, başlangıçta öngörülemeyen veya öngörülebilip de taraflarca göz önünde tutulmayan durumlar, taraflarca belirlenen götürü bedel ile eserin yapılmasına engel olur veya son derece güçleştirirse yüklenici, hakimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bunun mümkün olmadığı veya karşı taraftan beklenemediği takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Dürüstlük kurallarının gerektirdigi durumlarda yüklenici ancak fesih hakkını kullanabilir (6098 sayılı TBK 480/2). Eser, öngörülenden az emek ve masrafi gerektirmiş olsa bile iş sahibi, belirlenen bedelin tamamını ödemekle yükümlüdür (6098 sayılı TBK 480/3). Maddede belirtilen sözleşmeden dönme geriye etkili, fesih ise ileriye etkili sonuç doğuracaktır.
Kamu ihale mevzuatına göre yapılmış sözleşmelerde sözleşme dışı imalâtın yapılması halinde bunlara ilişkin esaslar bu sözleşmelerin eki sayılan Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin (YİGŞ) 21. ve 22. maddelerinde düzenlenmiştir.
Taraflar arasında 12.02.2013 tarihinde Kayaş-Kayseri Hat Kesimine Fiber Optik Kablo ve Enerji Kablosu Döşenmesi İle Gsm-r, Transmisyon Ve Telefon Sistemleri Kurulumu Yapım İşi Sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmenin 6. maddesinde sözleşmenin anahtar teslim götürü bedel sözleşme olduğu açıkca belirtilmiş ve işin tamamı için 22.987.326,45 TL bedel belirlenmiştir. Sözleşme kapsamında davacıya 15.02.2013 tarihinde yer teslim yapılmıştır. Sözleşmenin 9. Maddesinde işin süresi yer tesliminden itibaren 600 gün olarak belirlenmiştir. Bu kapsamda davacıya iş artışı ve 67 gün cezasız süre uzatımı verilerek işin teslim tarihi 13.04.2015 tarihi olarak belirlenmiştir. Davacı süresinde işe başlamış fakat 18.07.2014 tarihli yazıyla idareye başvurarak işi süresinde bitiremeyeceğini belirtmek suretiyle süre uzatım istemiştir. Bu başvuruya iadece cevap verilmemesi üzerine davacı 01.10.2014 tarhinde idareye tekrar başvurarak 273 gün süre uzatım talep etmiştir. İdarece bu yazıya da cevap verilmemiş ,12.05.2015 tarihli yazıyla davacıya eksiklikleri gidermesi için ihtar yapılmış fakat davacı tarafından eksiklikler giderilmemiştir.
Tüm ihale dökümanlarında işin anahtar teslim götürü bedel olduğu açıkca yazmakta olup ihaleye katılan çok sayıda katılımcı bu hususu bilerek teklif sunmuştur. Davacı da 28.12.2012 tarihli belgede işi anahtar teslim götürü bedel üzerinden yapmayı açıkça kabul etmiş ve sözleşmeyi imzalamıştır. Davacı daha sonra süre uzatım için yapmış olduğu 18.07.2014 ve 01.10.2014 tarihli başvurularda da sözleşmenin anahtar teslim götürü bedel sözleşme olduğunu vurgulamıştır.Yani davacı sözleşmenin feshine kadar sözlemenin anahtar teslim götürü bedel üzerinden yapıldığını kabul ederek ve benimseyerek sözleşmeyi ifa etmiştir. Her ne kadar davalı idare uygulama projesi vermeyerek ilgililerden uygulama projesi yapmasını iştemiş ise de işin teknik bir iş olması, katılımcıların bu hususta uzmanlığı bulunması,tüm katılımcıların anahtar teslim götürü bedel üzerinden teklif vermesi nazara alındığında bu hususun sözleşmenin türünü değiştirmeyeceği açıktır. Kaldı ki teknik şartnamede sözleşme detaylarına açıkca yer verilmiştir. İşin teknik bir iş olması ve davacının tacir olması nazara alındığından yapılacak işin niteliği sözleşme türüyle kıyaslanarak belirlenmesi ve buna göre teklif verilmesi basiretli tacir olmanın gereğidir. Sözleşmenin birim fiyat olarak kabulu halinde ihaleye katılan çok sayıda katılımcı da bu hususa uygun olarak teklif verecek bu şekilde daha avantajlı teklife ihale yapılabilecektir.Bu nedenle iahelden sonra sözleşme türünün değiştirilmesi istemi iyiniyet kurallarına da aykırı olacaktır. Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 29. Maddesinden süre artış halleri düzenlenmiş olup, davacının talepleri bu hususlardan hiç birine girmediğinden davalının süre artış istemi de yerinde değildir. Bu nedenle davacının sözleşmeninin türünün birim fiyat olduğuna dair iddiası yerinde görülmemiştir. Sözleşmenin türünün anahtar teslim götürü bedel olmasına göre davacının Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 21. Maddesinde kapsamında ilave iş için bedel istemesi de mümkündür. Davacı sözleşme süresi sona ermesine rağmen edimini ifa etmeyeceğini açıkca bildirmiş olmakla ve davalı tarafından 12.05.2015 tarihinde davalıya mehilde verilmek süretiyle sözleşmeyi ifa etmesi aksi takdirde sözleşmeninin feshedileceği de ihtar edilmesine rağmen sözleşme ifa edilmemiş olmakla davalı idare sözleşmeyi feshetmekte de haklı görülmüştür. Sözleşmenin haklı feshine göre de davacının fesih nedeniyle uğranılan zarar talebi yerinde görülmemiştir. Ayrıca davacının teminatın iadesine harçlandırılmış bir talebi bulunmadığından bu hususda bir değerledirme yapılmamıştır. Açıklanan bu nedenlerle davacının sözleşmenin türünün birim fiyat olarak tespitine yönelik davasının yerinde olmadığı, sözleşmenin anahtar teslim götürü bedel sözleşme olduğu ,feshin haklı sebebe dayandığı,bu nedenle haksız fesih iddiasıyla zarar talebinin yerinde olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın reddine,
İş bu dava nedeniyle alınması gerekli 59,30 TL harçtan Mahkememiz veznesine peşin yatırılan 31,40 TL ‘nin mahsubu ile kalan 27,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına AAÜT gereğince takdir ve tespit edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara BAM’da İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/01/2021