Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/421 E. 2021/318 K. 28.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R
ESAS NO : 2018/421
KARAR NO : 2021/318

DAVA : Sözleşmeden Kaynaklı Alacak
DAVA TARİHİ : 31/05/2018
KARAR TARİHİ : 28/05/2021
G.K. YAZIM TARİHİ : 08/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmeden Kaynaklı Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında 22/05/2017 tarihli Besilik Sığır Alım Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin birim fiyatlı olduğu ve 15.000 baş canlı besilik hayvanın teslimini içerdiğini, canlı ağırlık birim fiyatının 3.70 Euro olduğunu, sözleşme kapsamında 30/06/2017 -04/02/2018 tarihleri arasında 14.967 baş (4.671.025 kg) besi danası teslim edildiğini, ancak davalı tarafından yapılan muayene sonucunda 4.069.570 kg malın kabulünün yapıldığını, aradaki fark 601.455 kg hayvanın tesliminin kabul edilmediğini ve sözleşmede belirtilen birim fiyatla çarpıldığında 2.225.383,50 Euro’nun eksik ödendiğini , yine karantinada ölen 507 hayvan için yapılan 549.972,14 euro cezai kesintinin tahsili için müvekkili alacaklarına bloke konulduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 13.4 maddesine göre, satıcının , sözleşme konusu hayvanların alıcıya teslimine kadar korunmasında, karantina süresinde ortaya çıkacak ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı birimlerince menşei ülkeden kaynaklandığı tespit edilen bulaşıcı hastalıklar sebebiyle ortaya çıkacak hayvan ölümleri ile mecburi kesime ilişkin doğan zararlardan sorumlu olacağının kararlaştırıldığını, ancak davalının cezai kesintiye konu ettiği hayvan ölümlerinin nedenleri ve bunların menşei ülke ile ilişkisin ortaya koyan teknik değerlendirmeler hakkında müvekkiline bilgi ve belge verilmediğini, ölümlere ilişkin iddianın tamamen soyut olduğunu, hayvanların sözleşmeye uygun bir şekilde sağlıklı olarak Türkiye’ye nakledildiğini, sözleşmenin 13.4 maddesine dayanarak ödemelerde kesinti yapılmasının kabul edilebilir olmadığını, müvekkilinin ölümlerden sorumlu tutulabilmesi için karantina süresinde ortaya çıkması , bulaşıcı hastalık sebebiyle olması ve bulaşıcı hastalıkların menşei ülkeden kaynaklı olması gerektiği halde, buna ilişkin teknik bilimsel ve denetime uygun bir yöntemin izlenerek tespitlerin yapılmadığını, hayvanların besicilere teslim edildikten sonra ölmeleri halinde, hayvanın otopsisinin yapılarak bağımsız ve akredite bir labaratuvar ortamında tespitinin yapılması ile mümkün olduğunu, buna uygun işlemlerin yapılmadığını, tek taraflı işlemlerle sonuca varılması ve cezai kesinti yapılmasının hukuka ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu belirterek ve fazlaya ilişkin haklarının saklı tutarak şimdilik 10.000 Euro eksik ödemenin kesinti tarihinden itibaren devlet bankalarının euro üzerinden bir yıl vadeli mevduat hesaplarına uyguladığı en yüksek faiz oranı ile davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasındaki sözleşme kapsamında besi sığır alımının gerçekleştiğini, 02/07/2017-04/02/2018 tarihleri arasında toplam 10 adet teslimatın gerçekleştiğini, teslimat sırasında sözleşme kapsamında sözleşme maddesine dayalı olarak yapılan muayene ve kabul komisyonu incelenmesinden sonra 14.765 adetinin kabulüne 202 adet hayvanın sözleşmenin 11. maddesi uyarınca cezalı kabulüne karar verildiğini, 1.493 adet hayvanın ülkeye girişi sağlandıktan sonra muayene ve kabul komisyonu tarafından yapılan inceleme sonucunda 600 adet hayvanın sözleşmeye ve şartnameye uygun olduğundan kabulüne, geriye kalanın kabul edilmemesine karar verildiğini, davalı tarafından da bu işlemin kabul edildiği ve kuruma oluşan masraf ve zararlarının karşılanmasının taahhüt edildiğini, daha sonra kabul edilen hayvanların kurumca dava dışı besicilere ithal besilik hayvan satım sözleşmeleri uyarınca teslim edildiği, ancak bunlarında bir kısmının karantina süresi içerisinde öldükleri , bu hayvanların oluşturulan komisyon kararı ve eki tablosu doğrultusunda belirtilen resmi veteriner sağlık raporları ile öldüğü ve tespit olunan 423 baş besilik sığır için alacaklıya kesinti yapılacağının bildirildiği, karşı tarafın da, bu karara karşı 17/10/2017 tarih ve 2017/17 sayılı dilekçesi ile alacaklarından kesinti yapılmasını, eksik bakiye olması halinde devam eden sözleşmenin gelecek olan teslimatlarından kesinti yapılmasını kabul ettiğini müvekkili kuruma bildirdiğini, bu kabul beyanı üzerine kurumca cezai kesinti işleminin gerçekleştirildiğini ,yani davacının muvafakatı neticesinde söz konusu cezai kesintilerin yapıldığını, ancak davacının bu beyanına rağmen daha sonra söz konusu kesintiyi dava konusu yapmasının hukuka ve sözleşme maddelerine aykırı olduğunu, hayvanların satıldığı besicilerin müvekkili kuruma başvuruları nedeniyle oluşturulan komisyon, taraflar arasındaki sözleşmenin 13.4. maddesi gereğince dilekçeleri değerlendirilip ölen hayvanlara ilişkin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı resmi veterinerlerince düzenlenen tutanak ve raporlar nazara alınarak karantina süresi içinde öldüğü tespit edilen hayvanlara ilişkin tutanaklarda ve raporlarda belirtilen hastalıkların menşei ülkeden kaynaklanıp kaynaklanmadığı konularında gerekli araştırma yapıldıktan sonra sonuca gidildiğini belirterek, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER , DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; taraflar arasındaki Besilik Sığır Alım Sözleşmesi 6. Maddesi kapsamında eksik ödemenin ve 13.4 maddesi kapsamında karantina süresinde menşei ülkeden kaynaklı bulaşıcı hastalık nedeniyle ölen hayvanlar nedeniyle satıcı alacağından yapılan cezai kesintinin iadesi/tahsili istemine ilişkindir.
Davacının Romanya Devleti uyruklu tüzel kişi olması nedeniyle MÖHUK’nun 48. maddesi hükmü gereğince teminat alınıp alınmayacağı, Romanya devleti ile teminat konusuna karşılıklı muafiyet sözleşmesi yada uygulanmasının bulunup bulunmadığı yönünden Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Diş ilişkiler Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılmış , verilen cevapta ;10.02.2008 tarihli ve 36783 sayılı RG yayımlanarak 11.01.2008 tarihinde yürürlüğe giren – Türkiye Cumhuriyeti ile Romanya Devleti arasında Hukuki Konularda Adli Yardım anlaşması gereğince teminattan muaf olduğu bildirilmiştir.
MÖHUK 24. maddesi nazara alındığında; taraflar arasındaki sözleşmenin 19.maddesi hükmünde, sözleşmeden doğacak uyuşmazlıklarda Türk Hukukunun uygulanacağı , yine yetkili ve görevli Mahkemenin Türkiye Cumhuriyeti Ankara Mahkemeleri olduğunun kararlaştırıldığı , bu nedenle Mahkememizin görevli ve yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili delil olarak; taraflar arasındaki sözleşmeye, yazışmalara, keşif bilirkişi incelemesi ve tanık deliline, davalı vekili ise; 22/05/2017 tarihli Besilik Sığır Alım Sözleşmesi ve eki teknik şartnameye, davacıya ait hesap hareketlerini gösterir muavin defter suretleri, çizelge ve mahsup fişlerine, sözleşmeye uygun olmayan hayvanlara ilişkin tutanaklara, faturalara, davacıya ait 17/10/2017 tarih ve 2017/17 sayılı dilekçeye, besici şikayetleri inceleme komisyon kararına ve söz konusu ihale kapsamındaki bilgi ve belgelere dayanmıştır.
Taraflar arasındaki 22/05/2017 tarihli Besilik Sığır Alım Sözleşmesi incelendiğinde; alıcının … satıcının … olduğu, konusunun satıcı tarafından tedarik edilen ve Türkiye’ye ihraç edilmek üzere özellikleri ekli teknik şartnamede ve veteriner sağlık sertifikasında belirtilen sağlık şartlarına uygun AB Menşei ve Romanya Mahreçli Kastre edilmemiş besilik erkek sığırların alım satımına ilişkin olduğu, birim fiyat sözleşmesi olduğu, 15.000 baş canlı besilik hayvanın 3.70 euro birim fiyatıyla alındığı, 6. Maddesinde sözleşme bedelinin ; hayvanın teslim yerinde yapılacak tartımı sonucu elde edilen canlı ağırlığın, satıcı tarafından teklif edilen birim fiyat/kg 3.70 ile çarpımı sonucu oluşan euro bedel olduğu , sözleşmenin 13.4. Maddesinde ise; satıcının sözleşme konusu hayvanların alıcıya teslimine kadar korunmasında, karantina süresince ortaya çıkacak ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı birimlerince menşei ülkeden kaynaklandığı tespit edilen bulaşıcı hastalıklarla ilgili uygulanan tüm test ve analiz ücretleri ile bulaşıcı hastalıklar sebebiyle ortaya çıkacak hayvan ölümleri ile mecburi kesime ilişkin doğan zararlardan sorumlu olacağının kararlaştırıldığı görülmüştür.
06/10/2017 tarihli Et Süt Kurumu tarafından oluşturulan komisyon çalışması sonucu hazırlanan raporda; 3 adet gemi sevkiyatına ilişkin yapılan teslimatta , teslim edilen hayvanlarda yüksek oranda solunum yolu hastalıklarının ve hayvan ölümlerinin yaşandığı , yapılan çalışmada ölen hayvan sayısının 444 olduğu , hasta olan hayvan sayısının 423 olduğu bu hayvanlar için ödenmesi gereken tutarın da 549.999 Euro olduğu tespit edilmiştir.
Bu raporun davacı firmaya tebliği üzerine, davacının 17/10/2017 tarih ve 2017/17 sayılı dilekçesi ile; ” 12/10/2017 tarihinde firmamıza yazılmış olan yazıda belirtilen 423 baş besili sığırın ödeme yapılabilmesi için yazı istendiğini, söz konusu 423 baş ölen hayvanların ödemesini yapmamız için halen kurumumuzda alacağımız olan ve blokede bekleyen paralardan kesilmesini, eksik kalan bakiye olur ise devam eden sözleşmeden gelecek teslimatlardan kesilmesini kabul ettiğini” bildirilmiştir.
Taraf delilleri toplandıktan sonra veteriner hekim ve ticari işlerden anlar nitelikli hesap uzmanı bilirkişisinden oluşturulan heyetten alınan 12.12.2018 tarihli raporda; davacının 14.967 baş besi danasını teslim ettiği, bu hayvanların satıcının faturalarında beyan edilen toplam ağırlığının 4.671.025 kg olduğu, ancak geminin hayvanları karaya indirdiği limanlarda kantarlar ile ağırlık tespitinin yapıldığına dair kantar fişlerinin bulunduğu , kantar fişlerinin kantar yazıcısında otomatik alındığı ve kantar memurlarının da imzalarının bulunduğu , teslim edilen havanların kantar fişlerine göre toplam 4.069.570 kg olduğu, sözleşmenin 6.1 maddesi gereğince, teslim anındaki tartı sonucunun esas alınarak bedelinin (3,70x 4.069.570)=2.225.383,50 euro olarak hesap edildiğinden , bu nedenle eksik ödemenin bulunmadığı tespit edilmiştir. Yine teslim alınan bu hayvanlardan karantina sürecinde menşei ülkeden kaynaklı bulaşıcı hastalık nedeniyle ölümlerin olduğu , bu hayvanların satın alan üreticilerin şikayetleri üzerine Et Süt Kurumu tarafından inceleme komisyonu kurulduğu ve komisyonun 06/10/2017 tarihli raporunda, “teslim edilen hayvanlarda yüksek oranda solunum yolu hastalıklarının ve hayvan ölümlerinin görüldüğü , yapılan çalışma neticesinde ölen hayvan sayısının 444, hasta olan sayısının 423 olduğu ve her hayvan için 1.320 Euro tutarında zarar hesabının bulunduğunun rapor edildiği, bu raporun davacıya tebliğ edildiği , davacı firmanın söz konusu ölümlerden raporlarda ve komisyon kararından bilgisi olduğunu ve de karantina da ölen ve sözleşmeye göre cezai kesintiye konu hayvan ölümlerinden dolayı davalıya blokede bekleyen paradan kesinti yapılmasını önerdiğini , hayvan ölümlerinin raporlara göre 21 günlük karantina süresi içinde menşei ülkeden kaynaklı bulaşıcı hastalık nedeniyle öldüğünün tespit edildiği , karantina süresinin; teslim edildiği sırada sağlıklı görülen hayvanın taşıdığı ve ileride hayvanı hasta ederek ölümüne neden olacak hastalıkların ortaya çıkacağı süreç olduğunu, yani hastalıkların kuluçka devresinde ortaya çıkmayıp daha sona bu süreçte ortaya çıktığını ,yani kuluçka sonrası ortaya çıkan viral ve mikrobik hastalıkların hayvana bulaşmasının, hayvanın tesliminden öncesine ait olduğu, bunun gözle görülemeyeceğini, laboratuvar testleri sonucu belirlenebileceğini, bu nedenle sözleşmenin 13.4 maddesi kapsamında her bir ölen hayvan için 1.300 Euro (1.006 Euro’ sunun alım bedeli, geri kalan 294 Euro’sunun da karantina süresinde hayvanların beslenmesi vs. giderlerini karşıladığında) bedelinin yerinde olduğu tespit edilmiştir.
Davacı vekili rapora itirazı üzerine aynı heyetten alınan 19/04/2019 tarihli ek raporda; karantina veya karantina öncesi ölen hayvanlara yapılan otopsi sonucunda alınan 1235 adet numunenin veteriner kontrol araştırma enstitüsü laboratuvarında yapılan inceleme ve analizler sonucunda; bu numunelerden 432 adedinde hastalık yapıcı mikro organizmaların /virüslerin tespit edildiği, ölümlerin mahruç ülkeden kaynaklanan ve bulaşıcı olan bu organizma/virüsler sebebiyle gerçekleştiği, hastalık etkeni pozitif olarak tespiti yapılan bu sayının 432 adet olup, davalının ölen hayvanlar için tazminat talep ettiği 444 ile yakın olduğu, yine hayvan başına talep edilen tazminatın ölen hayvanların besiciler tarafından alım bedeli, ölen hayvanların beslenme masrafı , test ve analiz giderleri olmak üzere 1.300 Euro olarak hesap edildiğinin ve bunun makul olduğu yönünde bildirilmiştir.
Davacı vekili uzman görüşünü sunarak, söz konusu uzman görüşü ile mahkeme tarafından alınan rapor arasında farklı ve çelişki bulunduğu belirtilerek, üniversitelerin veteriner fakültesinde görevli öğretim görevlilerinden oluşturulacak heyetten rapor alınması talebi üzerine, Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesine yazı yazılarak dava konusunda (bulaşıcı hastalıklar sebebiyle ölümlere ilişkin )uzman 3 öğretim görevlisi ismi sorulmuş, bildirilen isimlerden oluşturulan bilirkişi heyetinden alınan 14/02/2020 tarihli raporda; dosya kapsamındaki belgelere göre karantina süresinde ortaya çıkan hastalıkların menşei ülkeden kaynaklandığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekilinin rapora itirazı üzerine mevcut heyete, hesap bilirkişisi de eklenerek “davalı kurum tarafından dosyaya sunulan 6 klasör halindeki cevap dilekçesi ve ekindeki belgeler incelenerek veteriner kontrol araştırma enstitüsü laboratuvar raporları, önceki heyet raporlarına karşı yapılan itirazlar ile özellikle taraflar arasındaki sözleşmenin 13.4 maddesi nazara alınarak kesintiye konu hayvan ölümlerine “karantina sürecinde menşei ülkeden kaynaklanan hastalıklar nedeniyle olup olmadığı yönünde her bir hayvan ölümüne konu kesinti yönünden ayrıntılı ve gerekçeli rapor hazırlamaları istenilmiştir.
Bilirkişiler tarafından sunulan17/12/2020 tarihli raporda; her bir hayvana ait resmi veteriner hekim raporları ile tutanaklar ve de komisyon raporları birlikte değerlendirildiğinde; ölümlerin sözleşmenin 13.4. maddesine uygun olduğu, dosyaya sunulan raporlarının Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının ilgili İllerinin Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü tarafından düzenlendiği, yine kurulları tarafından yapılan inceleme ve dayanak tespitlerden de hayvan ölümlerinin “menşei ülkeden” kaynaklı hastalıktan öldüğü ve bu hastalıkların bulaşıcı olduğu , hayvanların daha gemi ile getirilirken ölmeye başladığı , davacının basiretli bir tacir olarak bu ölen hayvanlardan numune alarak ilgili birimlere teslim ettiğine dair bilgi ve belge olmadığı , hayvanların birlikte geldiği ortamda “hayvanların 20-25 gün dar bir alanda konteynırlarla taşındıkları, hava sirkülasyonun az olması ve diğer çevresel faktörler gözetildiğinde” hastalığın bulaşmasının normal olduğu, bu süreçte kuluçka süresinin tamamlanmış olduğu, doğal olarak bulaşmanın her hayvandan aynı anda olmadığı, davacının aşı belgesi sunmadığı, hastalığın sağlam olan diğer hayvanlara da bulaşarak onları hasta ettiği, sonrada hasta olanların hastalık belirtilerin veya ölümün karantina süreci sonrasında çıkabileceği sonuçlarına ulaştıklarını, yine karantina süresi ile de amaçlanan hayvanlarda olası hastalıkların kuluçka döneminin geçmesi ve gerçekten sağlıklı olup olmadıklarının tespit edilmesinin sağlanması olduğu, tüm bu nedenlerle heyetlerince dosyaya daha önce mahkemece atanan bilirkişilerin sunduğu raporlardaki görüşlere katıldıklarını,ölen hayvanlarla ilgili kesintilerin sözleşmenin 13.4. maddesine uygun olduğu ve davacının 17/10/2017 tarihli dilekçesinde ölen 463 adet sığından dolayı kesintiye muvafakat ettiğinin tespit edildiği, yine Avrupa Birliği Üye Ülkelerden Türkiye Cumhuriyeti ne besi amaçlı sığır cinsi hayvanın ihracatı için Veteriner Sağlık Sertifikası’ da hayvanların sağlık durumunu belirten ve ihracat yapan ülke yetkili resmi Veteriner Hekiminin imzasının taşıyan bu sertifikanın ekinde bulunması gereken test belgelerinin bulunmadığının , bu nedenle hayvanlar sağ iken ve besicilere teslim edilmeden önce her bir hayvan için usulüne ve gerçeğe uygun analiz yaptırılmadığı , böylece hayvanların sağlık durumuyla ilgili olarak sadece ihracatçı ülke veteriner hekiminin beyanı ile kısıtlı olduğunu , gerek hayvanları davalıdan satın alan besicilerin şikayetleri gerekse de oluşturulan komisyonu raporlarında , hayvanlarda yüksek oranda solunum yolu hastalıkları ve ölümlerin görüldüğü nazara alındığında genel olarak hayvanların bulaşıcı olan pneumoni hastalığının görülmesi ve ölümlerin bundan kaynaklanması nedeniyle bu hastalının menşei ülkeden kaynaklı olduğu , her bir hayvanın vücut özelliğine göre karantina süresi vede sonrasında ortaya çıkabileceği belirtilmiştir.
Davacının uzman görüşü olarak dosya sunduğu Prf. Dr. ….’ın raporunada; hayvan ölümlerinde besicilerin kusurlu olacağı belirtilmiş ise de, TBK 112 maddesindeki koşulların gerçekleşmesi ve besicilerin ağır kusuru olduğu yönündeki iddianın ispat gerektiği ve ispat yükünün davacıda olduğu , ancak davacının besicilerin ağır kusuru olduğunu belirten herhangi bir belge sunmadığı görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı , dava , cevap , sözleşme , teslim anındaki kantar fişleri , besicilere ait dilekçeler ,kurum komisyon raporları , davalının 17/10/2017 tarih dilekçesi , alınan bilirkişi heyetleri raporları hep birlikte değerlendirildiğinde ; davacıdan, davalının 22/05/2017 tarihli Besilik Sığır Alım Sözleşmesi kapsamında 15.000 baş canlı besilik hayvanın 3.70 euro birim fiyatıyla aldığı, sözleşmenin 6. Maddesi gereğince hayvanın teslim yerinde yapılacak tartımı sonucu elde edilen canlı ağırlığın, satıcı tarafından teklif edilen birim fiyat/kg 3.70 ile çarpımı sonucu oluşan euro bedel olduğunun kararlaştırıldığı , bu hükme göre 14.967 baş besi danasını teslim edildiği ve bu hayvanların gemiden karaya indiği yerde yapılan kantar tartılarına göre toplam 4.069.570 kg olduğu ve 3,70 birim fiyatı üzerinde 2.225.383,50 euro olarak hesap edildiği ve davacıya eksik ödemenin bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacının sözleşmenin 13.4 maddesine göre karantina sürecinde menşei ülkeden kaynaklı bulaşıcı hastalıktan 423 baş hayvanın öldüğü gerekçesiyle 549.999 Euro zarar kesintisini haksız olduğunu , bu hayvan ölümlerinin karantina sürecinde menşei ülkeden taşınan bulaşıcı hastalıklardan kaynaklandığının Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı birimlerince tespit edilmiş raporlara ve testlere dayanmadığını belirtilmiş ise de; her bir hayvan ölümü üzerine resmi veteriner hekimleri tarafından verilen raporlara dayanıldığı gibi , bilirkişi heyetlerince de her bir ölümün menşei ülkeden kapılan ve taşınan bulaşıcı hastalıktan kaynaklandığının tespit edilmesi ve de davacının , davalının oluşturduğu komisyonun bu ölümlere ve zarar kesintisine ilişkin raporunun kendisine tebliği üzerine durumda haberdar olarak davalıya verdiği 17/10/2017 tarihli dilekçesinde de 423 adet ölen hayvan için zarar kesintisini kabul ettiğini belirtiği görülmekle ,söz konusu kesintilerden sözleşmeye , tarafların tacir oluşlarına vede hakkaniyet kuralına aykırı bir durumun bulunmadığı nazara alınarak , davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının davasının REDDİNE,
Alınması gerekli 59,30 TL harcın peşin alınan 906,65 TL’den mahsubu ile artan 847,35 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 94,70 TL tebligat ve posta giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup 7.701,70 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılıp kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Akara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/05/2021

Katip …

Hakim …