Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/336 E. 2022/365 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ANKARA
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2017/336
KARAR NO : 2022/365

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … …
VEKİLİ : Av…
DAVALILAR : 1- … – ..
..
2- …

VEKİLİ : Av. … -..
..
4-…

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 03/05/2017
KARAR TARİHİ : 28/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/07/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dilekçesiyle özetle; davacının “…” unvanı ile Talatpaşa Bulvarında saz (bağlama) imalatı yaptığını, bu sazların imalatı için, sazların kalitesine, çeşitlerine göre farklı farklı ağaç türleri gerektiğini, saz imalatları için gereken kayın, akağaç, ceviz, maun, dışbudak, dut ağaçları için keresteci davalı … ve hammaddeci … ile ön görüşmeler yapıldığını, davalılarca hammadde ve işleme yapılarak malzemelerin gönderilmesi hususunda bir uzlaşmaya varılınca davalı … adına 2.000’er TL’lik 25 adet senet verildiğini, …’nun işleme yaptığını, bu malların hammaddesini diğer davalı …’in temin ettiğini, bu kişilerin beraber çalıştığını, senetlerin ödemeleri başladığı anda, ilk senedin vadesi geldiği anda malların da Ankara’da bulunan davacının işyerine işlemeleri yapılmış olarak teslimatının başlayacağının kararlaştırıldığını, senetlerden 2 adetinin ödendiğini, anlaşmadan itibaren 2 ay geçmesine karşın davalının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmeyince, davacının …’yu arayıp durumun nedenini sorduğunu, davalıların ekonomik olarak sıkıntıya girdiklerini, bu nedenle malları teslim edemeyeceklerini, davacının verdiği senetleri ve ödenen paraların iadesini istediğini ancak davalıların senetleri iadeye yanaşmadıklarını, davalıların… sayılı takip dosyası ile davacı
… ….

aleyhine icra takibi başlattıklarını, iyiniyetli üçüncü kişi ilkesinden faydalanmak adına senedi diğer davalı … adına işleme koyduklarını, davacının ödemelerine başlamış olmasına rağmen 2 ay boyunca herhangi bir mal teslimatı gerçekleşmediğini, … ve …’in beraber çalıştıklarını, …’in bu iş için hammadde tedarik edeceğini, …’nun ise bunu işleyip davacıya yollayacağını ancak yollamadıklarını, malların teslim edilmediği bu alışverişten dolayı davacının borçlu olmadığını, ödenen paraların iadesi ve geri kalan senetler için A…sayılı takip dosyası ile işleme konulan senetlerden dolayı davacının borçlu olmadığının tespitini, 22.09.2015 vadeli ve 23.08.2015 vadeli 2.000’er TL’den toplam ödenen 4.000-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; davaya konu bono niteliğindeki senetlerin davacı … tarafından, diğer davalı … lehine keşide edildiğini ve …’ya teslim edildiğini, …’nun bu bonoları ciro ederek müvekkili …’e verdiğini, teslim edilen senetlerden 25/06/2016, 23/07/2016, 26/08/2016, 22/10/2016, 25/11/2016 ve 24/12/2016 tarihlerine ait 7 adet bononun gününde ödenmediğini ve davalı tarafından …E. sayılı dosyası ile takibe konu edildiğini, takip dosyasında davacı … ile birlikte davalı …’nun borçlu sıfatına sahip olduklarını, …’in … ile birlikte çalışmadıklarını, zaman zaman ticarî ilişki içinde bulunduklarını, icra takibinde …’in borçlu sıfatına sahip olduğunu, …’in senetle sabit bulunan alacağını alma çabasında olduğunu, davaya konu bonoların davacı tarafından malen kaydı ile keşide edildiğini, bononun borçlu tarafından bir sebebe bağlandığını, bu aşamadan sonra artık senedin bedelsiz olduğunu, senedin düzenlenmesine sebep olan temel borç ilişkisinin gerçekleşmediği veya senet alacaklısının senedin düzenlenmesine sebep olan edimini ifa etmediği hususlarındaki ispat külfetinin borçluya (davacıya) ait olduğunu, müvekkilinin söz konusu borç ilişkisinde üzerine düşenleri eksiksik yerine getirdiğini, bonoya karşı ileri sürülecek her türlü iddianın yazılı delille ispatı gerektiğini, davacı tarafın iddiasının hem miktar bakımından(HMK 200) hem de müvekkili lehine bulunan senetlerin varlığı bakımından, ancak senetle ispat edilebilir nitelikte olduğunu, davacının iddiasının ispatı ile ilgili tanık deliline dayanmasına muvafakat etmediklerini belirterek davanın reddini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesi ile; davayı kabul etmediğini, pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddini talep ettiğini, davacı …’i şahsen tanımadığını, davacının kendisiyle saz imalatı üzerine herhangi bir ticari ilişkisi bulunmadığını, davacının davaya konu iddia ettiği 25 adet bonodan ve bu bonoların davacı / davalı … ile arasındaki mal alım satım ilişkisine dayalı olup olmadığı ya da bu bonoların ne amaçla imza edildiğini bilme imkanı bulunmadığını, davaya ve takibe konu edilen 7 bono üzerinde imzası bulunması nedeniyle davaya haksız bir şekilde dahil edildiğini ve yargılandığını, davacının iddia ettiği diğer bonolarda imzasının, adının, haberinin olmadığını, bu dava ile bonoların varlığını öğrendiğini, davacı ile davalı arasındaki imza edilen bonolardan ve aralarındaki saz imalatına ilişkin herhangi bir bilgisinin olmadığını, böyle bir anlaşmaya istinaden herhangi bir bedelin kendisi tarafından talep edilmediğini ve tahsil edilmediğini, davacı ile davalı … arasında nasıl bir anlaşma olduğunu, diğer bahsi konu edilen bonoların lehtarı borçlusu ödeme vade tarihleri imzalarına ilişkin bir bilgisi bulunmadığını, davacının imza ettiği 2 bononun karşılığı 4.000-TL’yi …’e ödediğini belirttiğini, icra dosyasında borçlu olarak takip edildiğini dava ile öğrendiğini, bu nedenle davacının beyanlarının ve taleplerinin muhatabı olmadığını, takibe konu edilen bonolarda davacıya ciro ettiği ve teslim ettiği senetlerin asıl sebebinin davacının kendisine olan başka borcuna istinaden yapıldığını, davacının iddialarının asılsız olduğunu, taraflar arasındaki anlaşma üzerine 23.08.2015 – 22.09.2015 tarihli senetleri ile ödedikleri, akabinde mal teslim edilmediğini, bu nedenle takibe konu senetleri ödemekten kaçındıkları iddiasının temamen asılsız olduğunu, bu tarihler
¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.
akabinde anlaşmanın geçerli olmadığını, tanık beyanlarındaki aleyhe oları hususları kabul etmediğini, beyan edilen tüm olguların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu gerçeği yansıtmadığını, davacıya karşı saz imal edeceğine yönelik bir borç yüklenmediğini, davanın esastan reddini talep ettiğini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, takip konusu senetlere yönelik bedelsizlik iddiasının yerinde olup olmadığı senetleri ciro yoluyla temlik alan davalı …’e yönelik kötü niyet iddiasının yerinde olup olmadığı, takip konusu senetler nedeniyle davacının menfi tespit talebinin ve bedeli ödenmiş iki adet senet nedeniyle istirdat talebinin yerinde olup olmadığına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
…sayılı dosyası ile tekibe konulan 10.03.2017 kayıtlı örnek No:10 (Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yolu İle Yapılacak Takipte Ödeme Emri) ile Alacaklı …’in, Borçlu … ile …’dan Bono Bedeli olarak 14.000,00 TL, İşlemiş Faiz olarak 684,18-TL ve 5 adet Protesto Gideri olarak 589,98-TL, olmak üzere toplam 15.244,13-TL talep ettiği, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık 49,75 oranında Avans Faiz, icra gider ve avukatlık ücreti ile birlikte teksili istendiği, borcun sebebinin 7 adet Bono olarak gösterildiği, ödeme emrinin …’e 13.03.2017 tarihinde, …’ya 14.03.2017 tarihinde tebliğ edildiği, takibe konu edilen bonoların belirtildiği alacak nedeniyle 10/04/2017 tarihinde ve 21/04/2017 tarihinde haciz işlemlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından senetlerle ilgili olarak dosyaya sunular belgelerde; 23.08.2015 vade tarihli 2.000,00 TL tutarlı senedin İş Bankası kayıtlarına 4205-05552250 no. ile alındığı, ödemesinin 26.08.2018 tarihinde bankanın …Şubesinde yapıldığı, vade tarihi 22.09.2015 olan 2.000,00-TL tutarlı senedin … tarafından Borçlu …’e gönderilen 28.07.2015 tarihli İbraname ile bankanın …Şubesinde olduğunun bildirildiği, davacı vekilinin 03.07.2017 tarihli belge sunulmasına ilişkin dilekçe ve ekinde; 23.08.2015 ve 22.09.2015 tarihli iki edet 2.000,00’er TL’lik ödenen senetlerin fotokopilerinin dosyaya sunulduğu, fotokopi olan belgelerde keşidecinin imzasının ve düzenlenme tarihlerinin bulunmadığı, 2.000,00’er-TL tutarlı senetlerin … adına düzenlendiği, bedelinin Malen olarak kaydedildiği, senetlerden birinin 23.08.2015, diğerinin 22.09.2015 ödeme tarihli olduğu, her iki sençdin lehtar … tarafından ciro edilerek …’e verildiği, Lehtar ve Senet Hamilinin her iki senet üzerinde imzalarının bulunduğu, mahkememizin 12.06.2017 tarih … sayı ile İş Bankasından sorulan senet ödemesine ilişkin yazıya … Şubesinden verilen 10.07.2017 tarih FD-835 no.lu yanıtta; “Bu senedin Düzce Şubesinden şubemize gönderildiği ve şubemizden ödendiği bilgisi edinilmiştir. Senet ödeme işlemi esnasında senet aslı müşterimize verildiğinden şubemizde bulunmamaktadır. ” şeklinde yazı cevabının belirtildiği anlaşılmıştır.
… Mahkemesinin 06.12.2017 tarihli talimat duruşmasında ifadesi alınan davacı tanığı… beyanında; ” 2015 yaz aylarıydı, babamın çalıştırmış olduğu saz imalathanesinde iken davalılar birlikte bizim bulunduğumuz dükkanımıza yani imalathanemize geldiler, davalılardan … … ise hammadde tedarikçisidir ve bu iki davalı … birlikte çalışıyorlar, biz de aynı piyasada oluğumuz için biliyorum. Olayın gerçekleştiği gün ben de babamın yanındaydım, davalılar bize saz imalatı için gerekli olan saz teknesi, saz göğsü, saz sapı gibi malzemeleri tedarik edeceklerdi, bunun karşılığında da toplam 50.000,00 TL olmak üzere 2.000,00’er TL’lik toplam 25 adet senet verildi, ancak davacı babam iki senedi zamanında ve istenilen miktarda ödediği halde malzemelerimiz gönderilmedi, bunun üzerine davalılar … ile görüştüğümüzde bire söyledikleri bugün yarın göndereceğiz, siz meraklanmayın tarzında sözler ile bizi oyaladılar. Bu arada diğer senetlerin de günü yaklaştı. Defalarca aramamıza rağmen davalılara ulaşamadık, sonrasında davacı babamı icraya verdiğini öğrendim. Benim bikdiklerim bunlardan ibarettir.” şeklinde ifade verdiği,
Mahkememizce 03/07/2018 tarihli duruşmada ifadesi alınan davacı Tanığı …’un beyanında; “davacıyı tanırım işverenim olur, davalıları da tanırım, davacıya mal tedariki yapmaktadırlar,
¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.

2015 yılı yaz aylarında davalılar birlikte …’in işyerine geldiler, biz saz imalatı yapmaktayız, davalılar …’e ahşap kereste tedarik edeceklerini ve ödemelerin de peyderpey yapılacağını beyan ettiler, ancak davalılar taahhüt ettikleri mal tedarikini gerçekleştirmediler, bu yüzden işyeri zor durumda kaldı, davacı vekilinin talebi üzerine “Varılan anlaşma doğrultusunda, davacı … 2.000,00-TL bedelli 25 adet senedi düzenleyip …’e verdi, ödeme bu şekilde yapılacaktı” ifadesini kullandığı, davalı vekilinin talebi ile soruları soru üzerine de; “… olarak gelen ve kendisini bu şekilde tanıtan kişi bıyıklı ve sakallı biriydi, aradan uzun zaman geçtiği için hatırlamıyorum” dediği, anlaşılmıştır.
Davalılardan …’in 29.11.2018 tarihinde vefat etmesi Üzerine … Mahkemmesinden alınan 02.01.2019 tarih … K. sayılı Mirasçılık Belgesinde; 29.11.2018 tarihinde vefat eden …’in, geriye mirasçı olarak eşi …, kızı …’in kaldığı, miras meselesi 4 pay olarak kabul edilerek, payın …’e, 3 payın …’e aidiyetine, verasetin bu şekilde sübutuna, karar verildiği, Veraset ilamı sonucu davacı vekilinin 23.01.2019 tarihli dilekçe ile … ve …’in davaya dahil edilmesinin talep edildiği, … olduğu belirlenen …’in adresinin araştırıldığı, … Başkonsolosluğu’nun A… hitaplı 05.07.2021 tarih..sayılı yazısından, ilgili dosyaya ait ihbarı içeren bildirimin 7201 sayılı Tehligat Kanunu’nun 25/a maddesine göre…e Almanya Federal Cumhuriyeti tebligat mevzuatına uygun olarak 05.06.2021 günü posta yolu ile tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce davalı …ya ait uyuşmazlık dönemi olan…yıllarına konu ticari defter ve belgelerinin incelermesi için …) verilen 10.09.2021 tarikli talimata istinaden, …tarafından 2021/2 Talimat sırasına kaydedilerek davalıya tebligat çıkartıldığı, tebligatın 22.10.2021 tarihinde tebliğ olunduğu, ancak davalı tarafından herbangi bir bildirim veya ticari defter sunumu yapmadığı, talimat dosyasının 10.11.2021 tarihinde bila ikmal mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde ve davacı vekili tarafından 03/12/2021 tarihli beyan dilekçesi ekinde dosyaya sunduğu 2014-2018 yıllarına ait işletme defterleri incelenmiş, bilirkişi raporunda işletme defterlerinin kayıtları incelendiğinde, davaya konu senet teşkil eden senet verilmesine ve malzeme alınmasına ilişkin olarak herhangi bir kaybın işletme defterinde yer almadığı, davacının saz (bağlama) imalatı için gerekli olan malzemenin temini için davalılara 2.000,00’er TL tutarlı 25 adet senet verdiği, bu senetlerden 2 adedinin ödendiği, 7 adedi için senet hamili … tarafından icra takibi başlatıldığı, diğer 16 adet senedin akıbeti hakkında herhangi bir belirleme yapılamadığı, davacı … tarafından düzenlenen senetlerde …’nun lehtar olduğu, ancak davacı ile ticari ilişkisi bulunmadığını, sadece senetleri …’e ciro etmesi nedeniyle davaya dahil edildiğini, … ise, diğer davalı ile alışverişi bulunduğunu, yükümlülüğünü yerine getirdiğini, senetler üzerinde malen kaydı bulunduğundan senet ta’liliği anlamına geldiğini, ispat külfetinin borçluda bulunduğunu ifade ettiği yapılan açıklamalar doğrultusunda, senet lehtarı …’nun, ticari ilişki kurmadığı davacı …’e mal teslimi yapmadığı, kendisinin üzerine kayıtlı şirket olmadığı için ticari defter ibraz edemediği, bu sebeple mal teslim etmiş olduğuna dayanak herhangi bir belge gösteremediği, kanaatine varıldığı, ayrıca, takip dosyasında alacak-borç sıfatı bulunmadığını ileri sürmesine rağmen, icra takibine konu 10.03.2017 tarihli ödeme emrinde 2. Borçlu olarak isminin yer aldığı, davalı …’in de, diğer davalı gibi, şahsına kayıtlı şirket kaydı bulunmaması ve … diğer davalı ile birbirlerinin çalışanı olup olmadıkları hususunda mahkemece yapılan araştırmada belirleyici kayıt bulunmadığına dair yanıt gelmesi sebebiyle, davaya konu dayanak elde edilemediği, senedin ta’liliği konusunda senedin lehtarı olan … için ileri sürülebileceği hususunda hukuki değerlendirmenin mahkememize ait olacağının düşünüldüğünü belirten raporun sunulduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nun 201.maddesi uyarınca senede karşı ileri sürülen her türlü iddianın senetle ispatı gerekmektedir. Somut olayda davacı, senedin bedelinin ödendiğini ve bedelsizliği iddiasıyla davalı …’in hamil olduğu gözetilerek yöntemine uygun davacının bedelsiz olan senedin davalı
¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.
…’e ciro edildiği, davalının da kötüniyetli olduğu iddiasının ispat külfeti davacı da olup bu yöndeki iddialarını yazılı delille kanıtlamak zorundadır.
Kambiyo senetlerinde mücerretlik (soyutluk) ilkesi geçerli olup, bu ilke bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi asıl bir borç ilişkisinin illi bir ilişkinin varlığını bertaraf eden nitelikte değildir. Diğer yandan kambiyo senetlerinden kaynaklanan alacakların mücerretliği bunların asıl borç ilişkisinden tamamen ve her yönden kopmuş olduğu şeklinde anlaşılmamalıdır.
Nitekim mücerretlik ilkesi senedin el değiştirmesi tedavülü halinde söz konusu olacaktır. Senedi elinde bulunduran ve bu senede dayanarak talepte bulunan hamil aynı zamanda kambiyo senedinin doğumuna neden olan alt ilişkinin tarafı ise bu alt ilişkiden doğan defiler ona karşı ileri sürülebilir.
TTK 818.madde gereği, davalı … yetkili hamil olup, kambiyo hukukuna ilişkin bu genel ilkeler 6102 sayılı TTK 687.maddesinde; “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” şeklinde ifade edilmiştir.
Buna göre kural olarak mücerretlik ilkesi gereğince keşideci ile hamil arasında temel ilişki bulunmayan durumlarda kişisel defiler hamile karşı ileri sürülemez.
Mahkememizce davalı ….ya ait uyuşmazlık dönemi olan 2015-2016-2017 yıllarına konu ticari defter ve belgelerinin incelermesi için ….) verilen 10.09.2021 tarikli talimata istinaden, … sırasına kaydedilerek davalıya tebligat çıkartıldığı, tebligatın 22.10.2021 tarihinde tebliğ olunduğu, ancak davalı tarafından herbangi bir bildirim veya ticari defter sunumu yapmadığı, talimat dosyasının 10.11.2021 tarihinde bila ikmal mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır, senet lehtarı …’nun, ticari ilişki kurmadığı davacı …’e mal teslimi yapmadığı, kendisinin üzerine kayıtlı şirket olmadığı için ticari defter ibraz edemediği, bu sebeple mal teslim etmiş olduğuna dayanak herhangi bir belge gösteremediği, kanaatine varıldığı, ayrıca, takip dosyasında alacak-borç sıfatı bulunmadığını ileri sürmesine rağmen, icra takibine konu 10.03.2017 tarihli ödeme emrinde 2. Borçlu olarak isminin yer aldığı, davalı …’in de, diğer davalı gibi, şahsına kayıtlı şirket kaydı bulunmaması ve …diğer davalı ile birbirlerinin çalışanı olup olmadıkları hususunda mahkemece yapılan araştırmada belirleyici kayıt bulunmadığına dair yanıt gelmesi sebebiyle, davaya konu dayanak elde edilemediği, 6100 sayılı HMK’nun 201.maddesi uyarınca senede karşı ileri sürülen her türlü iddianın senetle ispatı gerekmektedir. Somut olayda davacı, senedin bedelinin ödendiğini ve bedelsizliği iddiasıyla davalı …’in hamil olduğu gözetilerek yöntemine uygun davacının bedelsiz olan senedin davalı …’e ciro edildiği, davalının da kötüniyetli olduğu iddiasının ispat külfeti davacı da olup bu yöndeki iddialarını yazılı delille kanıtlamak zorunda olduğu, TTK 818.madde gereği, davalı … yetkili hamil olup, kambiyo hukukuna ilişkin bu genel ilkeler 6102 sayılı TTK 687.maddesinde; “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” şeklinde ifade edildiği, senedin bedelsiz olduğu, bedelinin ödendiği hususu kişisel defilerden olup, kural olarak senet hamiline karşı tanzim eden tarafından ileri sürülemeyeceği değerlendirilmekle, davacı tarafından davalı … aleyhine açılan davanın kabulü ile; davacının, An…sayılı takip dosyasına konu senetlerden ve takip dosyasından borçlu olmadığının tespitine, 4.000,00-TL alacağın ödeme tarihi 26/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine, davalı … mirasçıları, davalılar … ve …’e yönelik davaların reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı tarafça davalılar aleyhine açılan bu davada;
Davacı tarafından davalı … aleyhine açılan davanın kabulü ile;
¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.

Davacının,… sayılı takip dosyasına konu senetlerden ve takip dosyasından borçlu olmadığının tespitine,
4.000,00 TL alacağın ödeme tarihi 26/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı … mirasçıları, davalılar … ve …’e yönelik davaların reddine,
İş bu dava nedeniyle alınması gerekli 1.314,63-TL harçtan 328,66-TL peşin harcın mahsubu ile kalan 985,97-TL harcın davalı …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan 382,50-TL posta ve tebligat gideri, 800,00-TL bilirkişi ücreti, 4,60-TL vekalet tasdik harcı, dava açılırken ödenen 360,06-TL yargılama harcı olmak üzere toplam 1.187,10-TL yargılama giderinin davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine,
Kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir ve tespit edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
Davanın, davalı …’in dava açıldıktan sonra 29/11/2018 tarihinde vefat etmesi nedeniyle mirasçıları dahili davalı olarak, davalı … ve …’e yönelik olarak devam edildiği, davalı …’in davada vekille temsil edildiği anlaşılmakla, davanın reddedilen bölümü yönünden kendisini vekille temsil ettiren davalı … yararına hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir ve tespit edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair Davacı Vekili Av. … (e-duruşma) yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisind… Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.