Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/312 E. 2021/202 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ANKARA
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/312
KARAR NO : 2021/202

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 30/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Afganistan’ın Kandahar şehrine devam eden bir proje için Çin Halk Cumhuriyeti’nden tedarik edilen 41 adet 40’lık ticari konteyner içinde inşaat malzemelerinin önce Pakistan’ın Karachi Limanına buradan da konteynerlerin kamyon bordasına yüklenerek kara yolu ile Kandahar’a taşınması işini üslendiğini, bu sevkiyatın 4 parti halinde gerçekleştiğini, konteyner gemisi ile gelen 40’lık konteynerlerin Karachi Limanında her türlü eleçleme gümrük ve transit işlerinin taşıma teklifi çerçevesinde kendilerinin üstlendiğini, Karachi Limanından itibaren son varış yeri olan Kandahar’a karayolu ile sevkiyatın tamamlanması işini de gene teklif çerçevesinde gemi + karayolu kapsamında üstlendiklerini, davalı tarafa Karachi Limanında tahliye olan konteynerlerin limanda uğrayabileceği ardiye ve demoraj masraflarının davalı tarafın üsleneceğini taşıma teklifin de belirtiklerini, buna karşılık hem Afganistan da hem de Pakistan da yaşanan iç savaş ve karışıklıktan etkilenerek karayolu ile tamamlanması gereken malzemelerin aksayarak ve gecikerek gerçekleştiğini, bu durumu davalı tarafı bilgilendirdiklerini, hal böyle iken davalı taraftan bir miktar navlun alacağı ile birlikte demoraj ve ardiye masraflarını talep ettiklerini, bu taleplerin yerine getirilmemesi karşısında iki ayrı icra takibinde bulunduklarını icra takibine yapılan itiraz nedeniyle takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde; Afganistan / Kandahar da gerçekleşmeye çalışılan bir proje için bu projenin yapımını üslenen dava dışı inşaat şirketine ÇHC’den tedarik edilen inşaat malzemeleri ihtiva eden boru taşıması işi için davacı taraf ile anlaştıklarını, malzemelerin öncelikle aktarma yapılacağı liman olan Karachi’ye geç getirildiğini, davacı tarafın Karachi’de karayolu taşımasını üstlendiği dava dışı taşımacının bu görevi yerine getirmediği, bu sebep ile dava dışı yapımcı şirketin önerdiği taşımacı ile bahse konu taşımanın karayolu kısmını tamamlamak zorunda kaldıklarını, malzemelerin aktarma yapacağı limana geç gelmesi karşısında sevkiyatın zamanında yapılmadığı, gecikme sonucu gelişen tarihlerde bazı iç karışıklar ve sevkiyatı etkileyen unsurların ortaya çıktığını, zamanın da gerçekleşmeyen bu taşımaların taşıma sırasında sonradan oluşan bölgesel karışıklıklara rastlaması davacı tarafın ihmalinden kaynaklandığını, geciken taşımalardan dolayı asıl mağdurun kendileri olduğunu öne sürerek davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmamasına karşın, taşıyan davacı ile taşıttıran davalı arasında 30.7.2010 tarihinde, ÇİN (Tianjin)’den PAKİSTAN (Karaçi)’a deniz yoluyla 40 dc * 3.100,00 USD; buradan da AFGANİSTAN (Kandahan)’a karayoluyla 40 dc * 4.1000,00 USD fiyatla NATO’ya teslim edilmek üzere boru taşınması için anlaşmaya varıldığı ve taşıma fiyatlarında meydana gelecek değişikliğin 15 günde bir fiyatlara yansıtılacağı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Tamamı 4 partide gerçekleşen taşıma işinde 3’üncü parti taşımasında sorun yaşanmadığı, ihtilafın 1, 2 ve 4’üncü parti taşıma işleminden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Taşıma yapan gemiler (…. Karaçi limanında yüklerini boşaltmak için bekletilmişlerdir. Davacı bu beklemenin sebebini Karaçi – Kandahar güzergahında NATO araçlarına yapılan saldırılardan kaynaklandığını ileri sürerek demuraj (bekleme) ücretinin 2/3’ünü davalıya yansıtmıştır. Davalı cevap dilekçesinde demurajın (bekleme) oluştuğunu kabul etmekte, ancak bunun sebebinin davacıdan kaynaklandığını ileri sürmektedir. Davalı başka firmaların benzer taşımaları süresinde gerçekleştirdiğini ve davacının iddia ettiği olayların bir hafta sürdüğünü ileri sürmektedir. Bu çerçevede İhtilaf demuraj (bekleme) ücretinin hangi tarafça karşılanacağı hususundadır.
Sözleşmenin tarafları, iki Türk ticaret şirketi olmakla beraber; dosya münderecatından anlaşıldığı kadarıyla taşımanın hareket yeri ile varma yeri Tianjin (Çin) – Karachi (Pakistan) – Kandahar (Afganistan) olduğundan; aralarında Türkiye’nin bulunmadığı üç farklı devlet ülkesi söz konusudur. Yani, asıl taşımanın Türkiye’den başlayıp başlamadığı malûm olmamakla beraber; taşıma işinin icra yeri bakımından yabancılık unsuru mevcuttur.
2678 Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 29’uncu maddesinin birinci fıkrasına göre, eşyanın taşınmasına ilişkin sözleşmeler tarafların seçtikleri hukuka tâbidir. Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre; tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde, sözleşmenin kuruluşu sırasında taşıyıcının esas işyerinin bulunduğu ülke aynı zamanda yüklemenin veya boşaltmanın yapıldığı ülke veya gönderenin esas işyerinin bulunduğu ülke ise bu ülkenin sözleşmeyle en sıkı ilişkili olduğu kabul edilir ve sözleşmeye bu ülkenin hukuku uygulanır.
Dosya münderecatına göre; taşıyıcının esas işyeri Türkiye’de olmasına karşılık, yükleme yeri Çin’dir. Bu yüzden, dosya münderecatına göre, derdest dava bakımından aynı maddenin üçüncü fıkrası dikkate alınmalıdır. Anılan fıkra hükmüne göre, hâlin bütün şartlarına göre eşyanın taşınmasına ilişkin sözleşmeyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye bu hukuk uygulanır. Tarafların iddia ve savunmalarını Türk Ticaret Kanunu hükümlerine dayandırdıkları da sabit olduğuna göre; sözleşmeyle daha sıkı ilişkili hukukun Türk Hukuku olduğunu kabul etmek gerekir.
Davacı taraf; her ne kadar alacağını 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine dayandırmakta ise de; mezkur taşıma işlerinin taahhüt ve icra olunduğu zaman; henüz 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun mer’i olduğu döneme denk gelmekte olup 6103 sayılı Kanun’un 2’inci maddesi uyarınca taahhüt olunan taşıma işine Türk Hukukunur uygulanması cihetine gidildiği taktirde; uygulanacak Ticaret Kanunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu değil; 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu olmalıdır.
Derdest davada taşımayı yapan geminin varma limanında beklemesinin sebebi, müteakiben yapılacak kara nakliyatının savaş tehlikesi yüzünden gerçekleştirilememesidir. Malzemelerin Karachi limanından teslim yerine ulaşmasında makul sürenin aşıldığı belirtilmiştir. Davacı Karachi limanından sonraki kara taşıma işini de üstlenmiştir. Bu yönü ile taşımanın uluslar arası Multi-modal bir taşıma olarak gerçekleştiği ve deniz yolu ile gelen konteynerların aktarma limanından itibaran karayolu ile 3.bir ülkeye sevkiyatını kapsadığı anlaşılmaktadır. Taşıma işinin gemi taşıması bölümünün öngörülen süre ve koşulda gerçekleştiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Mahkememizin Esas No:2014/716, Karar No:2015/401 sayılı kararında;
… Müd. … sayılı dosya yönünden değerlendirmede; Davacı 10.02.2011 tarihli 34.520 Usd (54.531,24 TL) tutarında fatura ile 10.02.2011 tarih 24.964 Usd (39.435,63 TL) tutarındaki faturayı takip konusu yapmıştır. Davalı defterlerinde yapılan incelemede bu faturalarındavalı defterlerine kaydedilmediği anlaşılmıştır. Faturaların düzenleme sebebi olarak demoraj, temizleme ve gümrükleme gösterilmiştir. Kural olarak temizleme ve gümrükleme işlemlerinin de navlun bedeline dahil olduğunun kabulü gerekir. Davalı Ekim, Kasım 2010 ve Ocak 2011 tarihinde düzenlenen faturalardaki demuraj faturalarını defterlerine kaydetmiş olmasına karşın takip konusu Şubat 2011 tarihindeki demuraj faturalarını defterlerine kaydetmemiştir. Davalı daha önceki tarihlerdeki demuraj faturalarını defterlerine kaydetmiş olması üzerinde durulması gerekmektedir. Taraflar arasında yazılı sözleşme olmaması, keza gecikmenin sebebinin Karaçi – Kandahar güzergahındaki güvenlik sorunundan kaynaklandığının açık olmaması karşısında davacının … Müdürlüğünün … sayılı dosyasında yaptığı takibe davalı tarafından yapılan itirazın iptali için yeterli somut bilgi ve belge bulunmadığı anlaşılmaktadır.
… Müd. … sayılı dosya yönünden değerlendirme; Davacı icra takibinde 1’i navlun, 9’u demuraj bedeli olan 10 adet faturayı (164.557,56 TL) takibe konu yaptığı belirlenmiştir. Bu faturalardan tamamı davalı defterlerine kaydedilmiştir. Ekim, Kasım 2010 ve Ocak 2011 tarihinde düzenlenen l’i navlun, 9’u demuraj bedeli olan 10 adet faturanın davalı defterlerine işlendiği, davalının bu faturalara TTK ile belirlenen süre içinde itiraz etmediği ve ayrıca davalı tarafından düzenlenen 1.3.2011 vade tarihli 74.836,00 ABD Dolar iade faturasının davalının kendi defterlerine dahi işlenmediği dikkate alındığında aşağıdaki kıstaslara uymak kaydıyla davalının … Müdürlüğünün … sayılı takibe yaptığı itirazın iptalinin yerinde olacağı değerlendirilmektedir. Navlun Yönünden: … sayılı takibe konu 10 faturadan biri 641879 sayılı navlun faturası olup miktarı 122.252,40 TL (87.000,00 USD)’dir. Taraflar arasında navlun konusunda ihtilaf bulunmadığından ve bu fatura davalı defterine işlendiğinden ve TTK ile belirlenen süre içinde faturaya itiraz edilmediğinden bu miktarın davacı alacağı olarak değerlendirilmesinin uygun olacağı düşünülmüştür.
Takibe konu 9 demuraj faturasının miktarı ise 111.742,05 TL (76.086,05 USD)’dir. 9 demuraj faturasının davalı defterlerine işlendiği, davalının bu faturalara 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 23’üncü maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen süre içerisinde itiraz etmediği anlaşılmaktadır. Mevcut bu durum karşısında fatura içeriğinin taraflar açısından kesinleştiğinin davalının takip tarihinden sonra iade faturası kesmiş olmasının sonuca etkili olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin Esas No:2014/716, Karar No:2015/401 sayılı kararında; Asıl dava yönünden açılan davanın reddine, davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine, birleşen dava yönünden, Davalının, … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının, 89.483,87 USD (Takip tarihindeki kur karşılığı 142.583,60-TL) asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, Asıl alacağın, takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca; Kamu Bankalarınca USD cinsi mevduata uygulanan en yüksek bir yıllık faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, (Takip talebindeki, talebi aşmayacak şekilde) Hükmedilen asıl alacağın %40’ı oranında 57.033,44-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine, Davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında taşımaya ilişkin yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır.Ancak davaya konu yükün davacı tarafından Çin’den deniz yoluyla Karaçi limanına, buradan da karayoluyla Kandahar’a taşındığı, yükün Nato’ya teslim edilmek üzere taşınan bir yük olduğu ve yükün geç teslim edildiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, demuraj (bekleme) ücretinden hangi tarafın sorumlu olduğuna ilişkindir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 06/12/2012 tarih, Esas No:2016/2831, Karar No:2016/9356 sayılı Bozma İlamı ile; mahkememiz kararının bozulmasına karar verildiği, Bozma İlamı ile “Davacı tarafından sunulan 13.10.2010 tarihli gazete haberinden, Nato’ya ait araçlara saldırılar yapıldığı, bu nedenle taşımaların geciktiği, Pakistan hükümetinin bu konuda bir kısım tedbirler aldığı anlaşılmaktadır.Ayrıca dosyaya sunulan davacının davalıya ilettiği taşıma teklifinde ”demuraj, ardiye ve araç beklemelerinin” ücrete dahil olmadığı belirtilmiş, yine davacının davalıya gönderdiği e-mailde, liman ardiyesinin beher konteyner ve gün başına 32,00USD, konteyner demuraj ücretinin beher konteyner ve gün başına 15,00USD olduğu belirtilmiştir. Yazışmalardan davalının demuraj ile ilgili bilgi sahibi olduğu anlaşılmaktadır. Kaldı ki, birleşen dava yönünden faturalarla sonuca gidilmişse de; birleşen davadaki demuraja ilişkin fatura bedellerinin davalı defterine kaydedilmiş olması, davalının demuraja ilişkin sorumluluğu kabul ettiğini göstermektedir.
Bu durumda, mahkemece davacı tarafından taşınan ve Natoya ait olan yükün iç karışıklık nedeniyle tesliminin geciktiği, davacının demuraj alacağını talep edebileceği kabul edilerek, davacı vekiline her bir talebine ilişkin demurajın süresi ve miktarının açıklattırılmak suretiyle davacının talep edebileceği demuraj bedelinin belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde belirtilerek bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan bilirkişi raporları incelendiğinde; Demuraj, ardiye ve talep edilen masrafların incelenmesi önceki bilirkişi heyeti raporlarında ayrı ayrı değerlendirildiği, ancak ilave masrafların, davacı taşıyıcının yada davalı alıcının sorumluluğunda olduğu tespiti istendiği, davacı taşıyıcı ile davalı alıcı arasında 30/08/2010 tarihli e-mail yazışmasında; davacı taşıyıcının navlun teklifi Tianjin (Ç.H.C)-Karacı deniz navlunu beher 40’lık konteyner için USD 3.100,00 Karaci-Kandahar arası Karayolu Navlun teklifi ise beher 40’lık konteyner için USD 4.100,00 olarak anlaştıkları görüldüğü, bu hizmetlerin yanında, navlun teklifinde; taşıyıcı ile alıcı arasında, Karaçi’de yapılacak transit gümrük hizmeti ve konteynerlerin boş olarak geri Karaçi’ye dönüşünü de kapsamakta olan navlun teklifi bulunduğu; Deniz yolu taşımasında Tianjin’den Karaçi’ye belirlenen tarihlerden geç gelmesi konusunda bunun tamamı ile geminin kendi hava şartları ve liman elverişsizliği ve Tianjin’deki malzemelerin satıcısının ürünleri geç teslim etmiş olması ihmali değerlendirilmesi gerektiği, gelişen bu durumların yanında karayolu taşımasında ilk konteyner sevkiyatı 19/09/2010 tarihinde başlamış olup, 10/12/2010 tarihinde tamamlandığı, bu operasyonun karayolu taşıması esas alındığında 80-85 gün arasında tamamlandığı, bilirkişi raporunda belirtilen çizelgede yer alan ardiye masraflarında serbest zaman dışında geciken her gün için konteyner başına 32 USD olarak belirtilen tarifenin resmi bir tarife olmayıp, resmi bir tarife ise bunun belgelendirilmesi ve navlun teklifinde belirtilmesi gerektiği, gene demuraj için konteyner başına talep edilen bekleme zammı 15 USD olan donatanın önceden deklore ettiği bir resmi tarifenin olması gerektiği, … Müdürlüğü … sayılı dosya yönünden yürütülen takipte konu olan 59.611,12 USD’nin demuraj ve ardiye masraflarını kapsaması davacı taşıyıcının bu ilave masrafları navlun teklifine ve navlun anlaşmasının bir parçası olarak kabul edilmesi ve bu masraflara ait faturaların ticari defter kayıtlarında yer aldığı; serbest süreler dışında ve dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler kapsamında talep edebilecek ardiye ve demuraj zammı çizelgede gösterildiği, ayrıca dosyaya sunulan taraflar arasındaki yazışmalar değerlendirildiği, ardiye ve demuraj masrafları veya zammı 52.060,00 USD ardiye+18.585,00 USD demuraj olmak üzere toplam 70.645,00 USD olarak hesaplandığı, diğer yandan … Müdürlüğünün …. esas sayılı dosya ile takibe yapılan itirazın 641879 sayılı navlun faturası olup miktarı (87.000,00 USD) davalı alıcının ticari defter kayıtlarında yer aldığı ve bu faturaya davalı alıcının itirazı olmadığı için ve dava dosyasında birden çok kişi heyetinin de katıldığının belirtilen bilirkişi raporu sunulmuştur.
Asıl ve birleşen dava; taşıma sözleşmesinden kaynaklanan navlun ve demuraj alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 06/12/2012 tarih, Esas No:2016/2831, Karar No:2016/9356 sayılı Bozma İlamı ile; mahkememiz kararının bozulmasına karar verildiği, Bozma İlamı ile “Davacı tarafından sunulan 13.10.2010 tarihli gazete haberinden, Nato’ya ait araçlara saldırılar yapıldığı, bu nedenle taşımaların geciktiği, Pakistan hükümetinin bu konuda bir kısım tedbirler aldığı anlaşılmaktadır.Ayrıca dosyaya sunulan davacının davalıya ilettiği taşıma teklifinde ”demuraj, ardiye ve araç beklemelerinin” ücrete dahil olmadığı belirtilmiş, yine davacının davalıya gönderdiği e-mailde, liman ardiyesinin beher konteyner ve gün başına 32,00USD, konteyner demuraj ücretinin beher konteyner ve gün başına 15,00USD olduğu belirtilmiştir. Yazışmalardan davalının demuraj ile ilgili bilgi sahibi olduğu anlaşılmaktadır. Kaldı ki, birleşen dava yönünden faturalarla sonuca gidilmişse de; birleşen davadaki demuraja ilişkin fatura bedellerinin davalı defterine kaydedilmiş olması, davalının demuraja ilişkin sorumluluğu kabul ettiğini göstermektedir.
Bu durumda, mahkemece davacı tarafından taşınan ve Natoya ait olan yükün iç karışıklık nedeniyle tesliminin geciktiği, davacının demuraj alacağını talep edebileceği kabul edilerek, davacı vekiline her bir talebine ilişkin demurajın süresi ve miktarının açıklattırılmak suretiyle davacının talep edebileceği demuraj bedelinin belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde belirtilerek bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda ayrıntılı olarak anlatılan bilirkişi raporlarında; dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelere dayanarak ayrıca anılan malzemelerin Tianjin (Ç.H.C)- Karaçi (Pakistan) limanına varış itibarı ile Karaçi’den itibaren transit olarak Afganistan’a taşınması aşamasında; söz konusu 41 adet konteynerin, taşıma sırasında hareketlerinin süresinin olağan zamanı aştığı; talep edilebilecek ardiye ve demuraj zammı hesaplandığı; … Müdürlüğünün … sayılı dosyasında, talep edilebilecek masrafların 70.645,00 USD olarak hesaplandığı; … Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında talep 59.484,00 USD ve takip tarihindeki, kur karşılığı 94.984,36-TL olup, Asıl dava dosyasındaki taleple bağlı kalınarak; itirazın bu miktar üzerinden iptali ile asıl alacağa takip talebindeki talebi aşmayacak şekilde, takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanun uyarınca USD cinsi mevduata uygulanan en yüksek 1 yıllık faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine asıl alacak likit olduğu nedenle icra inkar tazminatına da hükmedilmesine; yapılan takibin kötüniyetli olmadığı ve yasal koşulları oluşmadığı nedenle, davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş; Birleşen dava da, … Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası yönünden ise; Davacı icra takibinde 1’i navlun, 9’u demuraj bedeli olan 10 adet faturayı (164.557,56 TL) takibe konu yaptığı belirlenmiştir. Bu faturalardan tamamı davalı defterlerine kaydedilmiştir. Ekim, Kasım 2010 ve Ocak 2011 tarihinde düzenlenen l’i navlun, 9’u demuraj bedeli olan 10 adet faturanın davalı defterlerine işlendiği, davalının bu faturalara TTK ile belirlenen süre içinde itiraz etmediği ve ayrıca davalı tarafından düzenlenen 1.3.2011 vade tarihli 74.836,00 ABD Dolar iade faturasının davalının kendi defterlerine dahi işlenmediği dikkate alındığında aşağıdaki kıstaslara uymak kaydıyla davalının … Müdürlüğünün … sayılı takibe yaptığı itirazın iptalinin yerinde olacağı değerlendirilmektedir. Navlun Yönünden: … sayılı takibe konu 10 faturadan biri 641879 sayılı navlun faturası olup miktarı 122.252,40 TL (87.000,00 USD)’dir. Taraflar arasında navlun konusunda ihtilaf bulunmadığından ve bu fatura davalı defterine işlendiğinden ve TTK ile belirlenen süre içinde faturaya itiraz edilmediğinden bu miktarın davacı alacağı olarak değerlendirilmesinin uygun olacağı düşünülmüştür. Takibe konu 9 demuraj faturasının miktarı ise 111.742,05 TL (76.086,05 USD)’dir. 9 demuraj faturasının davalı defterlerine işlendiği, davalının bu faturalara 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 23’üncü maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen süre içerisinde itiraz etmediği anlaşılmaktadır. Mevcut bu durum karşısında fatura içeriğinin taraflar açısından kesinleştiğinin davalının takip tarihinden sonra iade faturası kesmiş olmasının sonuca etkili olmadığı anlaşılmış, davanın kısmen kabulü ile; davalının, … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının, 89.483,87 USD (Takip tarihindeki kur karşılığı 142.583,60-TL) asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağın, takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca; Kamu Bankalarınca USD cinsi mevduata uygulanan en yüksek bir yıllık faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, (Takip talebindeki, talebi aşmayacak şekilde) hükmedilen asıl alacağın %40’ı oranında 57.033,44-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Asıl dava;
Davalının, … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının, 59.484,00 USD (Takip tarihindeki kur karşılığı 94.984,36-TL) asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına,
Asıl alacağın, takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca; Kamu Bankalarınca USD cinsi mevduata uygulanan en yüksek bir yıllık faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, (Takip talebindeki, talebi aşmayacak şekilde)
Hükmedilen asıl alacağın %40’ı oranında 37.993,74-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
İş bu dava nedeniyle alınması gerekli 6.488,38 TL harçtan 935,65 TL peşin harcının mahsubu ile kalan 5.552,73 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan 538,70 TL posta ve tebligat gideri, 6.000,00 TL bilirkişi ücreti ve dava açılırken ödenen 954,05 TL yargılama harcı olmak üzere toplam 7.492,75 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir ve tespit edilen 12.973,51 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Birleşen dava;
Davanın kısmen kabulü ile;
Davalının, … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının, 89.483,87 USD (Takip tarihindeki kur karşılığı 142.583,60-TL) asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına,
Asıl alacağın, takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca; Kamu Bankalarınca USD cinsi mevduata uygulanan en yüksek bir yıllık faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, (Takip talebindeki, talebi aşmayacak şekilde)
Hükmedilen asıl alacağın %40’ı oranında 57.033,44-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
İş bu dava nedeniyle alınması gerekli 9.739,88 TL harçtan, bozmadan önce peşin yatırılan 1.621,00 TL ile bozmadan önce davalıdan tahsil edilmesi için Vergi Dairesi’ne yazılan 8.119,88 TL olmak üzere toplam 9.740,88 TL mahsubu ile kalan 01,00 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1 maddesi uyarınca 17.495,44 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden 2.636,95 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 12,00 TL yargılama giderinin red ve kabul oranı üzerinden (%86,64) 10,39 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davalı tarafından yapılan 12,00 TL yargılama giderinin red ve kabul oranı üzerinden 1,60 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Davacının dava açarken ödediği toplam 1.642,30 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davacı yanca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Dair Asıl ve Birleşen dosyada Davacı Vekili Av. … Dinç, Asıl ve Birleşen dosyada Davalı Vekili Av. …. yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay’da Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.