Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2006/392 E. 2022/78 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R
ESAS NO : 2006/392
KARAR NO : 2022/78

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : ….
DAVALI : 1- … – …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : 2- … – …
3- … – …
VEKİLLERİ : …
7- … – …
8- … – …
9- … – …
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 21/07/2006
BİRLEŞEN ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2009/304 ESAS SAYILI DAVADA
DAVACI : … – …
DAVALI : … – …
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 11/05/2009
KARAR TARİHİ : 16/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/03/2022
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili kooperatifin 1998 yılında kurulduğunu, davalılardan …’ın 1998-21/05/2006 tarihleri arasında yönetim kurulu başkanı, …’ın 1998-21/05/2006 tarihleri arasında yönetim kurulu muhasip üyesi, …’nun 1998-06/06/2001 tarihleri arasında yönetim kurulu muhasip üyesi, …’in 2001-21/05/2006 tarihleri arasında yönetim kurulu muhasip üyesi, …’ın 2000-21/05/2006 tarihleri arasında denetim kurulu üyesi, …’ın 2002-21/05/2006 tarihleri arasında 2002-21/05/2006 tarihleri arasında denetim kurulu üyesi, …un 2002-21/05/2006 tarihleri arasında denetim kurulu üyesi, … ve …’nun …’ın şirketine ait işlerin yanında kooperatif sekreterliği, …’ın kooperatif muhasebecisi olduğunu, …’ın …’ın ortağı olduğu şirketin diğer ortağı olduğunu, kooperatifin başkanının da aralarında bulunduğu kişilerce teşekkül oluşturularak kooperatiften haksız kazanç sağlamak amacıyla bir kısım kişilere nedensiz olarak kooperatif adına çek ve senet keşide edilerek verildiğini, kooperatif başkanının yetkisi olmadığı halde kooperatif adına tek imza ile çek ve senetler keşide ettiğini, yapılan icra takiplerini çalışanlarına aldırarak ve diğer yönetim kurulu üyelerinden gizli tutarak kesinleşmesini sağladığını ve bu şekilde hali hazırda 70-80 civarında icra takibinin tespit edildiğini, tek başına imza yetkisi olmadığını bilen bir kısım kişilerce müvekkili kooperatifin diğer yetkililerinin tehdit edilmesi suretiyle imzalamaya zorlanması nedeniyle olayın ortaya çıktığını, kooperatif başkanının da aralarında bulunduğu bir kısım sanıklar hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2006/77165 hazırlık numaralı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, söz konusu çek ve bonolarda yazılı bedeller yönünden ilgili kişilere kooperatifin herhangi bir borcu bulunmadığı gibi herhangi bir ilişkisinin de bulunmadığının 10/06/2006 tarihli olağanüstü genel kurulda yeni seçilen yönetim kurulu üyelerince tespit edildiğini, başlatılan icra takipleri yönünden menfi tespit davası açıldığını, kooperatifin 10/06/2006 tarihli olağanüstü genel kurulu gündeminin 5.maddesi uyarınca kooperatifi zarara uğratan yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile kooperatif çalışanları aleyhinde hukuki sorumluluk davası açılmasına karar verildiği, kooperatif zararının artmasında özellikle son bir yıl içerisinde görev yapan yönetim kurulu üyelerinin kooperatif genel kurulundan bu hususta yetki almaksızın yasa ve ana sözleşmeye aykırı olarak kooperatif başkanı …’a tek başına imza yetkisi vermelerinin etkili olduğunu, kooperatif zararının oluşmasında yönetim kurulu üyelerinin görevlerini suistimal etmeleri, denetim kurulu üyelerinin de gerekli denetimi yapmamaları nedeniyle oluşan zararlardan müşterek ve müteselsilen sorumlu bulunduklarını, kooperatif çalışanlarının da doğan zarardan sorumlu bulunduklarını, …’ın kooperatifle herhangi bir ticari ilişkisi bulunmadığını, …’ın ise kooperatif muhasebecisi olup, yapılan yolsuzlukları usulüne uygun hale getirmek ve bilançoları buna göre düzenleyerek zarara sebebiyet veren kişi olduğunu belirterek kooperatifi zarara uğratan davalıların menkul ve gayrimenkullerinin devrinin engellenmesi için kayıtları üzerine tedbir konulmasına, davalıların kooperatifteki ortaklık hisselerinin devrinin önlenmesine, görevi kötüye kullanmak, görevi ihmal ve haksız eylem suretiyle kooperatifi zarara uğratan davalılardan, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL kooperatif zararının vukuu tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP : Davalı … vekili cevap dilekçesinde; kooperatifin 1998 yılında müvekkili ve arkadaşları tarafından kurulduğunu, kuruluş tarihinden itibaren arsa sahipleri ile kat karşılığı anlaşmalar yapıldığını, davacının öncelikle anlaşmalar gereği yapılacak olan toplam daire ve villa adedinden hareket etmesi ve buna göre hesap çıkartarak yargılama yapması gerekir iken dava dilekçesinde ithamlarda bulunmasının yersiz ve mesnetsiz olduğunu, müvekkili tarafından kooperatifin zarara uğratılmadığını aksine üyelerin menfaatine olacak şekilde çalıştığını ve inşaatların %90 seviyesinde tamamlandığını, üyelerden alınan aidatlarla yapılan imalatlar arasındaki mukayesede üyeler lehine çok önemli artışlar ve kazançlar olduğunu, kooperatif danışmanı Muhittin Mıhçak, yönetim kurulu eski üyeleri … ve …’in müvekkili hakkında asılsız ihbarlarda bulunduklarını, müvekkilinin tek başına karar alarak kooperatifi yürüttüğü iddiasının hayal ürünü olduğunu, müvekkilinin alınan kararları uyguladığını, kooperatifin zor durumda olduğu ve üyelerden gizlendiği iddiasının da hayal ürünü olduğunu, kooperatifin hiç bir işinin üyelerden saklanmadığını, müvekkiline karşı yapılan suç duyuruları neticesinde müvekkilinin işlerini yapamaz hale geldiğini ve kooperatifin faaliyetlerinin durduğunu, bu durumda kooperatif üyelerinin zarar gördüğünü, kooperatif inşaatları için 30.000.000,00 TL harcama yapıldığını, üyelerden toplanan aidatların toplamının 12.500.000,00 TL olduğunu ve aradaki farkın müvekkilince ödendiğini, müvekkilinin kooperatife yaptığı harcamalar nedeniyle alacaklı durumda olduğunu belirterek tedbir kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin 21/05/2006 tarihli genel kuruluna kadar görev yapan eski yönetim kurulu üyeleri olduğunu, dava dilekçesinde kooperatifin uğradığı iddia edilen zararların kim ve kimler tarafından gerçekleştirildiği ve varsa zararların miktarları ile dayanakları belirtilmediğini, kooperatifin 21/05/2006 ve 10/06/2006 tarihli genel kurul toplantılarının olağanüstü olduğunu, yasaya aykırı gündem belirlenerek ortaklar bilgilendirilmeksizin daha önceden hazırlanan metin sunularak bir dizi kararın alınmasının sağlandığını, açılması gereken davanın ve uğranılan zararların tutarı ile kimler hakkında dava açılacağı hususlarının karar altına alınmadığını, rapordaki verilerin genel kurulda belirlenmeyen, ancak daha sonra yönetim kurulunun belirlediği hesap tetkik komisyonunun ön inceleme raporuna dayandırılması ve müvekiller dahil tüm davalıları zan altına sokacak şekilde iddialarda bulunulmasının davanın esasına taallük eden bir eksiklik olduğunu, müvekkillerinin tüm genel kurul toplantılarında ibra edildiğini, kooperatifi borç altına sokan usulsüz işlemlerin açığa çıkartılması ve yasal prosedürün başlatılmasını müvekkillerinin sağladığını, kooperatifi zarara sokan hiçbir karara ve işleme katılmadıklarını, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, dava dilekçesinde kooperatifi kimin ve ne şekilde zarara uğrattığının açıkça ortaya konulduğunu ve davanın müvekkillerine yöneltilmesinin iyi niyetle bağdaşmadığını, diğer davalı …’ın kooperatif eski başkanı olup müvekkillerinin bilgisi dışında Ekim 2005 tarihinden itibaren tek imza ile kooperatif kaşesini kullanarak kooperatifi temsil etmeye kalkıştığını ve borçlandırdığını, yönetim kurulu üyeleri sıfatıyla müvekkillerinin Şubat, Mart, Nisan 2006 aylarında …’a, avukat … ‘e ve muhasebeci …’a pek çok sözlü ve yazılı uyarıların yanı sıra noterden ihtarnameler düzenlenerek gönderildiğini, …’ın kişisel davranış ve işlemleri sonucu oluşan olumsuzluklardan kooperatifin ve üyelerin zarara uğramamasını teminen üyelerin müvekkilleri tarafından derhal olağanüstü genel kurula davet edildiğini, müvekkillerinin yönetim kurulu üyelik görevleri süresince görevlerini hakkıyla yerine getirmeye çalıştıklarını, kooperatif inşaatlarının toplanan aidatların üzerinde bir seviyede gerçekleştirildiğini, müvekkillerinin taşınmazları ile mal varlıkları üzerine konulan ihtiyati tedbir kararının haksız ve davacının tek taraflı beyanlarına dayanılarak konulduğunu belirterek ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, öncelikle davanın dava şartı yokluğundan, müvekkillerine yüklenebilecek hiç bir sorumluluğun bulunmaması ve ibra edilmiş olmaları nedeniyle esastan da davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, genel kurul toplantısı için çağrının toplantı gününden en az 30 gün önce yapılması gerektiği belirtildiği halde bu süreye uyulmadığını, toplantının çağrıda belirtilen adreste yapılmadığını, davanın denetçiler tarafından açılması gerektiğini, genel kurul kararının açık olmadığını, kimler hakkında dava açılacağının belirtilmediğini, müvekkilinin kooperatif kuruluşundan 29/05/2001 tarihine kadar muhasip üye olarak görev yaptığını, bu tarihten sonra da davacı kooperatifin hiçbir organında görev almadığını ve 04/02/2002 tarihinde de hissesini devrederek kooperatif ortaklığından ayrıldığını, müvekkilinin görev süresi boyunca oy birliği ile ibra edildiğini ve görev yapmadığı dönemler için sorumlu tutulamayacağını, müvekkilinin görev yaptığı döneme ilişkin somut bir iddia ve talebin mevcut olmadığını, henüz soruşturma aşamasında olan kanıtlanmamış soyut iddia olarak ileri sürülen hususların dayanak yapılmasının kabul edilemez olduğunu, kooperatif zararının 2003-2006 yılları arasında oluştuğu açıkça belirtildiği halde bu dönemlerde kooperatifle hiç bir ilişkisi bulunmayan müvekkilinin malları üzerine ihtiyati tedbir konulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek öncelikle ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin 1998 – 2002 yıllarında kooperatifin denetim kurulu üyesi olduğunu, müvekkilin genel kurul tarafından ibra edildiğini, dava dilekçesinde belirtilen dönemlerde müvekkilinin kooperatif üyesi olmadığını ve denetim kurulu üyeliği yapmadığını, davalı sıfatı bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı … cevap dilekçesinde; 2004 yılı ocak ayında davalılardan …’ın büyük ortağı ve şirket müdürü olduğu Esti İnş. Turz. Tic. Ltd. Şti.’nde muhasebe hizmeti vermeye başladığını, yönetim kurulu üyelerinin sözlü talimatları ve telkinleri sonucunda kooperatifin muhasebecilik görevine başladığını, kooperatif adına kullanılan çek koçanları ve çek defterlerini ilgili muhatap bankalardan almak, düzenlemek ve üçüncü kişilere ciro etmek, kambiyo senedi düzenlemek, kooperatif üyelik işlemleri, üyelik kayıt, devir istifa veya üyelerden aidatların toplanması ve toplanan paraların ilgili yerlere ödenmesi yatırılması gibi bir görevi ve yetkisi olmadığını, bu tür yetkilerin ve görevlerin imzaya yetkili yönetim kuruluna ait olduğunu, yönetim kurulu üyeleri tarafından hazırlanan 2004 ve 2005 yıllarına ait yönetim kurulu raporları, bilançolar, gelir gider tabloları, denetim kurulu üyelerinin hazırlamış olduğu denetim kurulu raporları ilgili dönemlere ait genel kurullara yine kendileri tarafından imzalanarak sunulduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.

Davalı … cevap dilekçesinde; dava açma koşulunun oluşmadığını, yapılan genel kurulun olağanüstü olup yasaya aykırı gündem belirlenerek ve üyeler bilgilendirilmeksizin daha önceden hazırlanan metin sunularak bir dizi kararın alınmasının sağlandığını, açılması gereken davanın ve uğranılan zararların tutarı ile kimler hakkında dava açılacağı hususlarının karar altına alınmadığını, davanın genel kurulda belirlenmeyen daha sonra yönetim kurulunun oluşturduğu hesap tetkik komisyonunun ön inceleme raporuna dayandırılmasının bir eksiklik olduğunu, ön inceleme raporunda tahmini bütçeler baz alınarak yapılması planlanan işler için belirtilen 4.868.804,94 TL genel kurulun yönetime verdiği fasıllar arası aktarma yetkisine dayanılarak geçmiş yıllara ait vadesi gelen borçların ödenmesi ve diğer inşaat kalemlerinde kullanıldığını, dolayısıyla yeni yönetimce zimmet olarak ileri sürülen bu miktarın kooperatifin inşaat harcamaları içerisinde olduğunu, kooperatif yönetim kurulu başkanı …’ın yönetim kurulu kararı olmaksızın tarafından ve diğer denetim kurulu üyelerinden dahi gizlediği, kooperatifi ve ortakları zarara uğratan, kooperatifi borç altına sokan usulsüz işlemlerin açığa çıkartılması ve yasal prosedürün başlatılması, Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulması, denetim kurulu raporu hazırlanarak üyelerin bilgilendirilmesi, olağanüstü genel kurul çağrısı yapılmasının tarafınca sağlandığını, kasten ve ağır kusurlu harekette bulunarak kooperatif adına herhangi bir eylem ve işlem yapılmadığını, ibra edilmesi nedeniyle hakkında dava açılmaması ve sorumluluğu yoluna gidilmemesi gerektiğini, zaman aşımı ve ibra karşısında hakkında dava açılmasında hukuki menfaati bulunmadığını, kooperatifin kuruluşundan bugüne kadar yönetim ve denetimde görev alan bazı üyelerin dava konusu yapılmadığını, sorumluluğun paylaşılması ilkesine aykırı olduğu gibi davacının yanlı davrandığını ve iyi niyet kurallarından uzak olduğunu, Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan incelemeye göre toplanan paradan fazla imalat yapıldığını, durum böyle iken, kooperatifin zarara uğratıldığından ve zimmetten söz etmenin mümkün olmadığını belirterek haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı … cevap süresinin uzatılması isteğini içerir dilekçesinde dava açma koşulunun oluşmadığı itirazı, zamanaşımı itirazında bulunmuş, cevap dilekçesinde; dava açma koşulunun oluşmadığını, yapılan genel kurulun olağanüstü olup yasaya aykırı gündem belirlenerek ve üyeler bilgilendirilmeksizin daha önceden hazırlanan metin sunularak bir dizi kararın alınmasının sağlandığını, açılması gereken davanın ve uğranılan zararların tutarı ile kimler hakkında dava açılacağı hususlarının karar altına alınmadığını, davanın genel kurulda belirlenmeyen daha sonra yönetim kurulunun oluşturduğu hesap tetkik komisyonunun ön inceleme raporuna dayandırılmasının bir eksiklik olduğunu, ön inceleme raporunda tahmini bütçeler baz alınarak yapılması planlanan işler için belirtilen 4.868.804,94 TL genel kurulun yönetime verdiği fasıllar arası aktarma yetkisine dayanılarak geçmiş yıllara ait vadesi gelen borçların ödenmesi ve diğer inşaat kalemlerinde kullanıldığını, dolayısıyla yeni yönetimce zimmet olarak ileri sürülen bu miktarın kooperatifin inşaat harcamaları içerisinde olduğunu, kooperatif yönetim kurulu başkanı …’ın yönetim kurulu kararı olmaksızın tarafından ve diğer denetim kurulu üyelerinden dahi gizlediği, kooperatifi ve ortakları zarara uğratan, kooperatifi borç altına sokan usulsüz işlemlerin açığa çıkartılması ve yasal prosedürün başlatılması, Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulması, denetim kurulu raporu hazırlanarak üyelerin bilgilendirilmesi, olağanüstü genel kurul çağrısı yapılmasının tarafınca sağlandığını, kasten ve ağır kusurlu harekette bulunarak kooperatif adına herhangi bir eylem ve işlem yapılmadığını, ibra edilmesi nedeniyle hakkında dava açılmaması ve sorumluluğu yoluna gidilmemesi gerektiğini, zaman aşımı ve ibra karşısında, hakkında dava açılmasında hukuki menfaati bulunmadığını, kooperatifin kuruluşundan bugüne kadar yönetim ve denetimde görev alan bazı üyelerin dava konusu yapılmadığını, sorumluluğun paylaşılması ilkesine aykırı olduğu gibi davacının yanlı davrandığını ve iyi niyet kurallarından uzak olduğunu, Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan incelemeye göre toplanan paradan fazla imalat yapıldığını, durum böyle iken, kooperatifin zarara uğratıldığından ve zimmetten söz etmenin mümkün olmadığını belirterek haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı … cevap dilekçesi sunmamış, duruşmada beyanında; yapılan suçlamaları kabul etmediğini, kooperatif elemanı da olmadığını, Menekşe dershanesinde görevli olduğunu, kendisine sözlü talimat verilerek kooperatif işlemlerinin yaptırıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Diğer davalılara tebligat yapılmış, cevap dilekçesi sunmamışlardır.
BİRLEŞEN ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2009/304 ESAS SAYILI DAVADA
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı kooperatifte uzun süre yönetimde bulunduğunu, bu dönem içinde üç bölgede toplam 97.741 m2 alana sahip arsalar üzerinde, 124 adet 4 katlı villa ve 3 bloktan oluşan 112 adet (3+1) çok katlı inşaatı için kat karşılığı inşaat sözleşmeleri yapıldığını, 2000 yılı mayıs ayında Çayyolu – Ataşehir yanı çok katlı daireler, Türkkonut Villaları ve İnönü Villaları adı altında inşaat temelleri atıldığını, davacının 1999 deprem ve 2001 büyük ekonomik kriz ve diğer ekonomik kriz koşullarına rağmen böylesi büyük bir kooperatif için oldukça kısa sayılacak olan, 5 yıllık bir sürede, inşaat imalatlarını %100’e yakın bir oranda tamamladığını, kooperatife maddi yönden katkı olması bakımından da genel kurulun memnuniyeti ve kararı ile kooperatif merkezinin, sahibi olduğu Ankara-Menekşe Dersanesi adresinin bir bölümünde yürüttüğünü, bunun için kooperatiften kira talep etmediğini, kooperatifin tüm borçları için kullanılan çek ve senetlerde şahsi cirolarını kullandığını ve kooperatifin “emanet usulü” yapımına karar verilen inşaatları için kendine ait paralarını harcadığını ve piyasaya borçlandığını, bu durumun faaliyet raporlarında yer aldığını, 20/01/2001 tarihinde alınan karar ile müvekkilinin tek başına yetkili ve sorumlu kılındığını, kooperatifin emanet usulü olarak yürütülen inşaatının sürdürülmesi için kooperatif müdürü yapıldığını, 2005 yılının sonuna kadar inşaatın neredeyse %100’ünün tamamlandığını ve müvekkilinin genel kurulca ibra edildiğini, taşeronlara verilen çeklerin üçüncü şahıslara kırdırılması ve ödenememesi nedeniyle üçüncü kişilerin kooperatiften alacaklı hale geldiklerini, müvekkilinin şahsi ciroları nedeniyle kooperatifin borçlarından sorumlu hale geldiğini, ancak tüm bunlara rağmen kooperatifin müvekkili hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, inşaat imalatları için müvekkilinin kooperatiften aldığı paranın 9.218.659,97 TL. iken, yapılan inşaatın maliyetinin 24,546.220,46 TL. olarak tespit edildiğini, kooperatifin kurulduğu 16/11/1998 tarihinden bu yana üyelerin ödedikleri toplam tutarın 12.944,906,97 TL olduğunu, müvekkilinden yeni yönetime devredilen üye aidatlarının toplam 1.133.836,00 TL olduğunu, bunun dışında büro giderleri, ayrılan üyeler, villa garajı, baca kapağı gibi ekstra işlerden kaynaklanan giderlerin 4.326.131,03-TL olduğunu, üye senetleri ve yeni yönetime devredilen alacaklar toplamının 11.811.070,97 TL. olduğunu, inşaat maliyetleri ve giderler için harcanan tutardan 17.764.688,55 TL. alacağı olduğunu beyanla; şimdilik 10.000,00 TL’sinin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu hesabın çıkarılırken inşaat imalat bedeli 2007 birin fiyatlarıyla yani reel değerleriyle alınırken, kooperatif oraklarının 1999 yılından itibaren 2006 yılı mayıs ayına kadar ödenen aidatlar nominal olarak esas alındığından ve üstelik ortakların ödemeleri de eksik gösterilerek iddia edilen rakama ulaştığını, öncelikle ortaklarca ödenen aidatın gerçek miktarının esas alınması gerektiğini ve ödenen aidatların yıl ve yıl TEFE – TÜFE esas alınarak 2007 yılına güncellenmesi gerektiğini, davacı ve arkadaşları hakkında nitelikli zimmet suçundan Ankara … Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2008/66 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığını, davacı ve arkadaşları aleyhine kooperatif zararının tazmini amacıyla sorumluluk davası açıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
GEREKÇE : Asıl davada istek davacı kooperatif yönetim kurulu üyeleri, denetim kurulu üyeleri, muhasebeci, sekreterleri ve kooperatif başkanının ortağı olduğu Este İnşaat Ltd. Şti.’nin diğer ortağının davacı kooperatifi zarara uğrattıklarından bahisle tazminat, birleşen davada istek kooperatif eski yönetim kurulu üyesi olan davacının kooperatif yönetiminde bulunduğu süre içerisinde kooperatifin borçlarını şahsi mal varlığından karşıladığı iddiası ile bu bedelin tahsili isteğine ilişkindir.
Ankara … Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/66 esas, 2016/269 karar sayılı dosyasına ilişkin kayıtların incelenmesinde; katılanın …, …, Muhakemat Genel Müdürlüğü, … olup zimmet suçundan haklarında dava açıldığı, yapılan yargılama sonucu, 14/07/2016 tarih, 2016/269 sayılı kararla sanıklar … nin yüklenen zimmet suçunu işlediklerine ilişkin mahkumiyetlerine yeterli, kesin, somut, inandırıcı delil elde edilemediğinden CMK’nun 223/2-e maddesi gereğince ayrı ayrı beraatlerine, sanıklar …, …, …, …’ın subut bulan zimmet suçundan dolayı cezalandırılmalarına karar verildiği, kararın temyiz edildiği, Yargıtay … Ceza Dairesinin 21/10/2020 tarih, 2018/14084 esas, 2020/12868 karar sayılı ilamı ile katılan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vekilinin temyizden feragat ettiği anlaşılmakla incelemenin sanıklar …, …, …,… müdafiilerinin bu sanıklar hakkındaki mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazları ile sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra sanık … yönünden yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, “Ancak, Suç tarihinde katılan kooperatifin yönetim kurulu başkanı olarak görev yapan sanık … tarafından kooperatif adına düzenlenen senet ve çekler karşılığı iş yapılıp yapılmadığının anılan kooperatifin defter ve belgelerinin temin edilememesi nedeniyle tespit edilemediği, dosya kapsamındaki bir kısım hak ediş belgelerine dayalı alacakların ödenip ödenmediği hususunun tespitinin de yine defter ve belgelerin temin edilememesi ile kooperatife iş yaptığını ya da iş yapan firmaya malzeme temin ettiğini beyan eden sanıkların bedelin ödenmemesinden dolayı fatura kesmedikleri ve kayıtlarını tutmadıkları yönündeki ifadelerinden dolayı mümkün görülmediği, bu itibarla dosya kapsamındaki tüm delillere göre hükme esas alınan bilirkişi raporundaki zimmet miktarının belirlenmesi yöntemi yönünden bir isabetsizlik bulunmadığı, 5237 sayılı TCK’nın 40/2. maddesi uyarınca, özgü suç niteliğindeki zimmet suçunda ancak özel faillik niteliğini taşıyan kişilerin fail olabilmesi ve bu suçların işlenişine iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulmasının mümkün olması karşısında; sanık … dışında kalan sanıklar yönünden azmettiren olarak cezai sorumluluklarına gidilebilmesi için zimmet eylemine ne şekilde katıldıklarının açıkça tespit edilmesinde zorunluluk bulunduğu, azmettirmenin, belli bir suç işleme hususunda henüz bir düşüncesi olmayan kişide, bir başkası tarafından suç işleme kararının oluşmasının sağlanması olarak kabul edilmesine göre özgü suç failinde zimmet iradesi yokken başkası tarafından zimmet eyleminin gerçekleştirilmesi yönünden teklifte bulunulmadığı sürece fiilin azmettirme olarak nitelendirilemeyeceği, yapılmadığı kabul edilen işlere yönelik sanıklarca senet ve çek alınsa dahi kooperatif yönetiminde yer alan özgü suç faili asıl sanıklarla aralarındaki ilişki açıkça tespit edilemediği müddetçe bu durumdaki faillerin yardım eden olarak sorumlu tutulması gerektiği, dosya kapsamına göre zimmet miktarının yalnızca kooperatife ait 2005 yılı bilançosu ve kooperatifin yaptırdığı inşaat maliyetleri esas alınarak hesaplandığı, iddiaya konu senet ve çeklerin ise raporda belirtilen sebeplerle hesaplamaya dahil edilmediği, yani zimmet kabul edilen eylemlere ilişkin sanıkların fiiline yer verilmediği gözetildiğinde; yukarıda ifade edildiği üzere özgü suç olan zimmet eyleminde kimin ne surette şerik olduğu hususları gerekçeli olarak tartışılıp, buna ilişkin delillerin dosya kapsamına uygun, mantıksal ve hukuksal bağ kurulmak suretiyle neler olduğu denetime imkan verecek biçimde gerekçeleriyle açıklanmak suretiyle, azmettirmenin kanıtlarının nelerden ibaret olduğu da karar yerinde ayrıntılı olarak gösterilmeden, hak edişlere ilişkin yapılan işin olup olmadığı da tespit edilmeden, sanıklar …, …, … hakkında yazılı şekilde hükümler tesisi,
Kabule göre de;
Zimmet suçunun kooperatife ait 2005 yılı bilançosu ile kooperatifin yaptırdığı inşaat maliyetleri esas alınarak belirlenmesi ve miktarının aradaki fark kadar olduğunun tespit edilmesi nedeniyle değişik zamanlarda birden fazla işlendiğine ilişkin delil bulunmaması karşısında; kasa açığı niteliğindeki eylemde TCK’nın 43/1. maddesi uyarınca artırım yapılarak fazla ceza tayini,
Sanıklar …, …, … hakkında hesap hatası sonucu netice cezanın 7 yıl 9 ay 22 gün yerine 6 yıl 21 ay 22 gün hapis olarak eksik belirlenmesi,
Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararının yanlış değerlendirilmesi sonucu sanıklar hakkında yazılı şekilde uygulama yapılması,
Yüklenen suçu TCK’nın 53/1-d maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanık … hakkında, 53/5. maddesi uyarınca, ayrıca, cezasının infazından sonra işlemek üzere hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin nazara alınmaması” denilerek bozulmuş, Ankara … Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/24 esasına kayıtla yargılamanın devam etmekte olduğu anlaşılmıştır.
10/06/2006 tarihli davacı kooperatifin genel kurul toplantısında (gündemin 5.maddesinde kabul edilen ek-1’in 2/a maddesi uyarınca); Kooperatifler Kanunun 98 ve ilgili maddeleri delaletiyle TTK’nın 341 ve ilgili maddeleri gereğince eski yönetim kurulu ve denetim kurulu üyeleri ile kooperatif çalışanları hakkında sorumluluk davası açılmasına, yönetim kurulunun yetkilendirilmesine, b gerektiğinde daha önce görev yapan yönetim ve denetim kurulu üyelerine ve kooperatif çalışanlarına karşı hukuki, cezai takibatı yapmak, gerekli adli ve idari tedbirleri almak, kooperatifin eski avukatı … azledilerek yerine kooperatifin acil icra – iflas takipleri ile davalarını takip etmek üzere Ankara Barosu avukatlarından …’ın görevlendirildiği, davacı kooperatifin yeni denetçileri tarafından işbu hukuki sorumluluk davası için verilmiş vekaletname örneklerinin celse arası dosyaya sunulmuş olduğu anlaşılmıştır.
Deliller toplanıp, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişi heyeti 13/07/2009 tarihli raporlarında sonuç itibariyle; davalı eski yönetim kurulu üyelerinden …’nun davacı kooperatifte 03/12/1998 ile 29/05/2001 tarihleri arasında görev aldığı tespit edildiğinden 21/07/2006 dava tarihi itibariyle adı geçenle ilgili 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 05/12/1989 tarih ve E.8179/6923 sayılı kararına göre yönetim kurulu üyesi hakkında ceza davası açılmış ve tecziye edilmiş ise, bu üye aleyhine açılacak hukuk davasının zaman aşımı, ceza davası zaman aşımı olduğu, bu hususun şartlarının gerçekleşip gerçeklemediğinin mahkemenin takdirinde olduğu, davacı kooperatifin toplam 8.862.264,42 TL zarara uğratıldığı, bu zarardan her bir sorumluluk dönemi itibariyle hak ediş düzenlenmediğinden imalat tespiti yaptırılmadığından ya da yapılmadığından bugün itibariyle de davalıların müteselsilen sorumlu bulundukları dönemler itibariyle sorumlu olabilecekleri zarar miktarlarını tespit etmenin mümkün olamadığını, kooperatif eski yönetim kurulu üyeleri olan … ile … ve …’in sorumlu bulunduğu, davalı eski denetim kurulu üyelerinin ise, denetim görevinin gereğini yapmayarak bu zararın artmasına sebep olduklarından dolayı sorumlu bulunduklarını, davalı …’ın da eylemleriyle davalı eski yöneticilerinin haksız fiillerine iştirak etmiş olması karşısında sorumlu bulunduğunu, diğer davalılar … ve … ile …’ın hukuki (mali) sorumluluklarının bulunmadığını, ancak … ve …’nun kooperatifte sigortalı olarak çalıştıklarının davacı tarafından kanıtlanması halinde Kooperatifler Kanunu’nun 62/3.maddesi kapsamında sorumluluklarının doğabileceği kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Ankara … Sulh Hukuk Mahkemesi ile 2007/354 D.iş sayılı dosyası ile Yenimahalle Belediyesinden davacı kooperatifin yapımını üstlendiği… inşaatlarına ilişkin belgeler celp edilip bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış olup, bilirkişi heyeti 01/12/2010 tarihli ek raporlarında; önceki raporlarında tüm konutlarda yapılan imalatların bedeli olarak hesap edilen 20.074.386,52 TL tutarında değişiklik öngören bir husus olmadığından, aynı değerlendirmenin geçerli olduğu, ilgili yıllara ilişkin bilançoların tamamının dosyaya temin edilmiş olması gözetilerek davalı eski yönetim kurulu üyeleri tarafından da imzalanmış bulunan ve genel kurullarda onaylanan 1998 – 2005 yılları bilançoları ile 01.01.2006 – 21.05.2006 dönemi gelirleri için de davalı …’ın anılan yazısı ekindeki 1.307.906,00 TL tutarındaki aidat gelirleri dikkate alınarak, yapılan hesaplamalara göre; toplanan kaydi gelirlerin 15.315.668,94 TL olduğu, anılan aidat gelirlerine …’ın tek başına sorumlu olduğunu belirttiği toplam 4.539.155,31 TL tutarındaki “piyasadan alınan çek ve senet karşılığı borçlar” da dahil edildiğinde kooperatif gelirlerinin eskale edilmiş değerinin 28.938.861,24 TL olduğu, …’ın tek başına sorumlu olduğunu belirttiği 4.539.155,34 TL dahil, kooperatif zararının 7.695.468,78 TL olduğu, bu zarardan kooperatif eski yönetim kurulu üyeleri olan Setahattin Dündar ile … ve …’in sorumlu bulunduğu, davalı eski denetim kurulu üyelerinin ise, denetim görevini gereği gibi yapmayarak bu zararın artmasına sebep olduklarından dolayı sorumlu olmaları gerektiği, kooperatif muhasebecisi olduğu ifade edilen …’ın da eylemleriyle davalı eski yöneticilerinin haksız fiillerine iştirak etmiş olması karşısında sorumlu bulunduğu, davalılardan … vekilinin cevap dilekçesinde müvekkili imzalı ödenmesi gereken borcun 4.539.155,31 TL olduğunu kabul ve beyan etmiş olması karşısında, 4.539.155,31 TL tutarındaki borcun dikkate alınmaması, bu miktardan sadece diğer davalı …’ın sorumlu bulunduğunun gerekmesi halinde, eskale edilmiş sadece aidatlarının 24.167.896,24 TL olması gerektiği, bu durum karşısında, yani …’ın tek başına sorumlu olduğunu belirttiği 4.539.155,31 TL’nin eskalasyon dışı bırakılması halinde, kooperatif zararının 2.924.503,78 TL olduğu, bu zarardan, kooperatif eski yönetim kurulu üyeleri olan … ile … ve …’in sorumlu bulunduğu, davalı eski denetim kurulu üyelerinin ise denetim görevini gereği gibi yapmayarak bu zararın artmasına sebep olduklarından dolayı sorumlu olmaları gerektiği, koaperatif muhasebecisi olduğu ifade edilen …’ın da eylemleriyle davalı eski yöneticilerinin haksız fiillerine iştirak etmiş olması karşısında sorumlu bulunduğu, davalı … tarafından borçlanıldığı kabul edilen çek ve senet bedellerinin eskale edilmiş değerleri de dahil, yukarıda tespit edilen 7.695.468,78 TL ile yine yukarıdaki 2.924.503,78 TL arasındaki 4.770.965,01 TL tutarındaki farktan ise sadece …’ın sorumlu olması gerektiği, davalı eski denetçilerin denetim konusunda uzmanlaşmış kimseler olmadıkları, kooperatiflerde denetim kurulu raporlarında ne gibi hususlara yer verileceğine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nca hazırlanan “Kooperatifler Ve Üst Kuruluşları Denetim Kurulu Üyelerinin Genel Kurul Toplantılarına Sunacakları Denetim Kurulu Raporunun Usul Ve Esaslarına İlişkin Tebliğ”in de 12.06.2008 günlü 26903 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olduğu dikkate alındığında, davalı eski denetçilerin meydana gelen zarardan sorumlu olup olamayacakları hususunun mahkemenin takdirinde olduğu, davalıların diğer beyanlarına ise katılmalarının mümkün olmadığı kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Birleşen dosyaya yönelik delillerin irdelenmesi ve alacağın varlık ve miktarına ilişkin sonuç beklenmesi durumu nedeniyle bilirkişi incelemesi yaptırılmamış olmakla, mevcut bilirkişilerden Ahmet Kurtulan’ın yanına inşaat mühendisi ve nitelikli hesap uzmanı bilirkişi de eklenerek iddia ve savunmalar doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişiler 27/12/2021 tarihli raporlarında sonuç itibariyle asıl davada; kooperatifin oluşan zararından; 7.695.468,78 TL’sinin tamamından Yönetimi Kurulu üyesi …’ın, zararın 3.156.313,47 TL’sinden yönetim kurulu üyeleri davalılar …, …’in, 6762 sayılı TTK’nun 336 ve 337. maddeleri uyarınca; davalılar Hamit Karakoç, … ve …’ın, Denetim Kurulu üyesi sıfatıyla 6762 sayılı TTK’nun 359. Maddesi uyarınca müteselsileri sorumlu oldukları, davalı …’nun ise, görev süresinin 29/05/2001 tarihinde sona erdiği görülmekte olup, Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sanık sıfatıyla yargılanmadığı görüldüğünden, ceza zamanaşımının da uygulanamayacağı ve dava tarihi itibariyle 5 yıllık zamanaşımının dolmuş olduğu hususunun mahkemenin takdirinde olduğu, davalı …’ın ve bu usulsüz işlemlere iştirak yahut yardım seviyesinde dahli bulunan davalı …’ın 4.539.155,31 TL tutarındaki çek ve senetlerden kaynaklanan kooperatif zararından sorumlu olacakları davalılardan … ve Ceyda Karagöl Eşgünoğlu’nun ise savcılığa verdikleri ifadede boş çek ve senetleri sahte imza ile düzenlediklerini kabul etmiş iseler de, bahse konu çek ve senetlerden hangilerinde sahte imzalarının olduğuna dair bir ikrarlarına yahut bu konuda yapılmış bir imza incelemesine rastlanılmadığından, kooperatifin bu nedenle ne kadar zararına yol açtıkları konusunda bir tespit yapılamadığı, birleşen davada; davanın, kooperatif yönetim kurulu başkanı tarafından kooperatif için yapılan şahsi harcamaların tahsili amacıyla açıldığı, dava değerinin 10,000,00 TL olduğu, birleşen davacının “nitelikli zimmet” suçunu işlediğinin belirgin olduğu, kooperatif defter ve kayıtlarını mahkemeye ve Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi dosyasına sunmamış olduğu, bu nedenle de bilançonun gerçeği yansıttığı sonucuna ulaşılamaması nedeniyle, genel kurulca alınan ibra kararlarının bir sonuç doğurmayacağı, birleşen davacı tarafından kooperatifin taşeronlara ait çek ve senetlerden kaynaklanan borçlarının davacı tarafından ödendiği iddia edilmekte ise de, kooperatif defter ve kayıtları incelenemediğinden, taşeronların kimler olduğu, ne kadarlık imalat alacakları olduğu, birleşen davacı tarafından yapılmış ise ödemenin ne kadar olduğu, ödemenin ne suretle gerçekleştirildiği gibi hususları tespit etmenin mümkün olamadığı kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Dosya kapsamından; davalılardan … ile …’ın davacı kooperatifte 03/12/1998 – 21/05/2006 tarihleri arası yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptıkları, …’nun 03/12/1998 – 29/05/2001, …’in 20/06/2001 – 21/05/2006 tarihleri arasında yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptıkları, .. ‘un 11/01/1999 – 13/01/2002, …’ın 16/01/2000 – 21/05/2006, …’ın 13/04/2003 – 21/05/2006 tarihleri arasında denetim kurulu üyesi olarak görev yaptıkları, …’ın kooperatif muhasebecisi olarak, … ve …’nun sekreter olarak görev yaptığı, davalı …’ın ise Esti şirketinin ortağı olduğu anlaşılmıştır.
Asıl davada davacı taraf; kooperatif eski yöneticileri, denetçileri ve personelinin kusuru dolayısıyla kooperatifi zararı uğrattıkları iddiası ile açılan sorumluluk davası olup, sorumluluk davası açılabilmesinin dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6762 sayılı TTK hükümleri de nazara alınarak kooperatif genel kurulunun dava açılması yönünde karar alması ve davanın da denetçiler tarafından açılmış olması gerektiği, bu husus dava açıldığı anda olmaması durumunda yargılama sırasında da tamamlanabileceği, davalı kooperatif yönetim kurulunun 10/06/2006 tarihli genel kurulunda sorumluluk davası açılması için karar alındığı ve yargılama sırasında denetçilerden alınan vekaletnamenin sunulduğu, bu şekliyle bu koşulun yerine getirilmiş olduğu, ayrıca yönetim kurulu üyelerinin hukuki sorumluluğunu gerektiren eylemin varlığının tespiti gerektiği, yönetim kurulu üyelerinin sorumlu olabilmesi için meydana gelen bir zarar – ziyanın bulunması, kendi kusurlarından ileri gelmiş olması gerekmektedir.
Yargılama sırasında asıl davada, davacı vekili davalı …, … ve … hakkında davadan feragat ettiğini bildirmiş, feragate ilişkin 16/06/2013 tarihli genel kurul toplantısında 5.madde ile yönetim kuruluna yetki verildiği, yönetim kurulunun 13/01/2014 tarihli karar örneğinin sunulduğu, yine 26/04/2014 tarihli genel kurul toplantısında 5. madde ile yönetim kuruluna yetki verildiği, yönetim kurulunun 23/06/2014 tarihli karar örneğinin sunulmuş olduğu, bu haliyle feragatin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davalılar …, … ve … hakkında açılan davaların feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Asıl davada, davalı … hakkında açılan dava ile ilgili olarak mahkemece yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamına göre; bu davalı tarafça zaman aşımı itirazında bulunulduğu, davacı kooperatifte 03/12/1998 ile 29/05/2001 tarihleri arasında yönetim kurulu üyesi olarak görev aldığı, Ankara … Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2008/66 esas sayılı dosyasında sanık sıfatıyla yargılanmadığı, ceza zaman aşımının uygulanamayacağı ve dava tarihi itibariyle 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunun 309/4 maddesi uyarınca (6102 sayılı TTK 560.maddesi) zaman aşımının dolduğu anlaşılmakla bu davalı hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
BK’nın 53.maddesi, TBK’nın 74.maddesi de gözetilerek işbu hukuki sorumluluk davasına konu olayla ilgili olarak ceza davası açılmış olması nedeniyle ceza davası sonucu beklenilmiş, Ankara … Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2008/66 esas, 2016/269 sayılı kararı ile sanık …, sanıklar …, … ve dava dışı bir kısım sanıklar hakkında zimmet suçundan cezalandırılmalarına karar verildiği, Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 21/10/2020 tarih, 2018/14084 esas, 2020/12868 sayılı ilamı ile sanık … yönünden sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek sanık … dışında kalan sanıklar yönünden azmettiren olarak cezai sorumluluklarına gidilebilmesi için zimmet eylemine ne şekilde katıldıklarının tespitinin zorunlu olduğu, bozma ilamında belirtilen hususlara yönelik olarak inceleme ve tespit yapılmadığından, azmettirmenin kanıtlarının nelerden ibaret olduğu, karar yerinde ayrıntılı olarak gösterilmeden, hakedişlere ilişkin yapılan işin olup olmadığı da tespit edilmediğinden bahisle sanıklar …, …, Fatih Özkan, Kamuran Tavan ve Ömer Faruk Hocaoğlu hakkında yazılı şekilde hüküm tesisi, kabule göre de kasa açığı niteliğindeki eylemde TCK’nın 43/1 maddesi uyarınca artırım yapılarak fazla ceza tayini, yine bir kısım sanıklar yönünden cezanın eksik belirlenmesi, yüklenen suçu TCK’nın 53/1-d maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanık … hakkında 53/5 maddesi uyarınca ayrıca cezasının infazından sonra işlemek üzere hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin nazara alınmaması sebepleri ile bozulduğu, sanık … yönünden zimmet suçu açısından bozma ilamı da nazara alınarak suçun oluştuğunun sabit olduğu anlaşılmakla ve bozma ilamının mahiyeti de nazara alınarak işbu dosyada davalı olan … ve … yönünden de bu aşamada sonucunun beklenmesini gerektirir bir durum kalmadığı kanaatine varıldığı, ayrıca TBK Madde 74/1 uyarınca hukuk hakiminin ceza hakimi tarafından verilen beraat kararı ile de bağlı olmadığı anlaşılmakla yargılama sürdürülmüştür.
Asıl davada, davalılar … ve … hakkında açılan dava ile ilgili olarak mahkemece yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamına göre; bu davalıların davacı kooperatifte sekreter olarak görev yaptıkları, Ankara … Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/66 esas sayılı dosyasında beraatlerine karar verildiği, Yargıtay … Ceza Dairesinin bozma ilamı içeriği itibariyle bu davalılar yönünden bir bozma olmayıp verilen kararın bu haliyle bozma dışı kaldığı ve kesinleştiği, alınan raporlar içeriği ve tüm dosya kapsamına göre bu davalıların hukuki sorumluluklarının bulunmadığı aksinin kanıtlanamadığı anlaşılmakla bu davalılar hakkında açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Asıl davada, davalılar …, …, …, … ve … aleyhinde açılan dava ile ilgili olarak mahkemece yapılan inceleme, alınan bilirkişi raporu içeriği, ceza mahkemesi yargılamasında alınan raporlar, karar içeriği ve tüm dosya kapsamına göre; kooperatif zararının bilirkişi raporlarında hesaplandığı, kooperatif inşaatları nedeniyle alınan aidatlar ve piyasadan alınan çek ve senet toplamından arsa bedeli ve inşaat maliyeti düşüldüğünde kooperatifin zararının 7.695.468,78 TL olarak hesaplandığı, davalı yönetim kurulu üyesi …’ın Ağır Ceza dosyası içeriği ve dosya kapsamı itibariyle zarara sebebiyet verdiğinden sorumlu olduğu, … ve …’un denetim kurulu üyesi olarak, …’ın da muhasebeci olup işlemlerin içeriğinin hesaplanması kapsamında sorumlu olduğu, davalı … yönünden davanın sorumluluk davası niteliğinde olmayıp haksız fiil kapsamında zarara sebebiyet niteliğinde olup, bu usulsüz işlemlere iştirak, yardım etme noktasında sorumlu olduğu, kanaatine varılmış, dava değeri de nazara alınarak toplam 100.000,00 TL üzerinden davanın kabulüne, alacağa zararın belirlenme durumu da nazara alınarak dava tarihi öncesi itibariyle oluşan tarih net olarak belirlenemediğinden dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davalı yönetim kurulu üyeleri genel kurullarda ibra edilmiş ise de, ibranın geçerli sonuç doğurabilmesi için bilançonun gerçek durumu yansıtması, eksiksiz, kolay ve anlaşılabilir bir şekilde düzenlenmesi gerektiği, genel kurulun bilgisine sunulmayan ve öğrenme olanağı bulunmayan konuların ibra kapsamına girmeyeceği, genel kurula hiç ya da gereği gibi bilgi verilmeyen konularda alınan ibra kararının geçerli olmayacağı, orta yetenekte bir pay sahibinin gerekli özeni göstermesine rağmen anlayamayacağı konu ve işlemlerin ibra kapsamına girmeyeceği, kooperatif defter ve kayıtlarının sunulmadığı, bulunamadığı, Ağır Ceza dosyasına da sunulamadığı, bu nedenle bilançonun gerçeği yansıttığı sonucuna ulaşılamadığı, bu noktada genel kurulca alınan ibra kararlarının sonuca etkili olamayacağı kanaatine varılmıştır.
Birleşen davada davacı taraf; kooperatif yönetiminde bulunduğu süre içerisinde kooperatifin borçlarını şahsi mal varlığından karşıladığı iddiası ile bu bedelin tahsili isteğinde bulunmuş olup, birleşen davacının zimmet suçunu işlediğinin belirgin olduğu, kooperatif defter ve kayıtlarının mahkememiz dosyasına ve yine Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi dosyasına sunulmamış olduğu, davacı tarafından kooperatifin taşeronlara ait çek ve senetlerden kaynaklanan borçlarının, davacı tarafından ödendiği iddia edilmiş ise de kooperatif defter ve kayıtları incelenemediğinden, taşeronların kimler olduğu, ne kadarlık imalat alacakları olduğu, ödeme yapılmış ise ne kadar olduğu, ne suretle gerçekleştirildiği hususları belirlenememiş olup, tüm dosya kapsamı itibariyle kanıtlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalılar …, … ve … hakkında açılan davadan feragat edilmiş olup, müteselsil sorumlulukta bir kısım davalılar yönünden feragatin diğer davalıları bağlamayacağı, bunlar yönünden sonuca etkili olamayacağı, genel kurul ve yönetim kurulu karar içeriği, alınan beyanlar ve dosya kapsamı itibariyle feragatin ve ödeme durumunun işbu dava konusu tazminata ilişkin olmadığı, olayda TBK’nın 166/1 maddesindeki koşulları oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Davalılar …, … ve … yargılama gideri ve vekalet ücreti istemediklerinden bu davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, davalılar … ve … lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davada;
a-Davalılar …, … ve … hakkında açılan davanın feragat nedeniyle reddine,
b-Davalı … hakkında açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine,
c-Davalılar … ve … hakkında açılan davanın reddine,
d-Davalılar …, …, …, … ve … aleyhinde açılan davanın kabulü ile, 100.000,00 TL’nin 21/07/2006 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gerekli 6.831,00 TL harçtan peşin alınan 1.350,00 TL’nin mahsubu ile kalan 5.481,00 TL harcın davalılar …, …, …, … ve …’dan müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir yazılmasına,
Davacı tarafından ve davalılar …, …, …, …, … ve … hakkında yapılan yargılama giderleri çıktıktan sonra aşağıda dökümü yazılı 6.423,80 TL yargılama giderinin davalılar …, …, …, … ve …’dan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davalılar …, …, …, … ve … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Davalılar …, … ve … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Davalılar …, … ve … tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Davacı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup 13.450,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, …, …, … ve …’dan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davalı … kendisini vekille temsil ettirmiş olup 13.450,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
Davalılar …, … lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Birleşen davada;
Davanın reddine,
Alınması gerekli 80,70 TL harcın peşin alınan 135,00 TL’den mahsubu ile artan 54,30 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 2,50 TL vekalet tasdik harcından ibaret yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup A.A.Ü.T. madde 13/1 uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Tarafların işbu karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yoluna başvurabileceklerinin belirtilmesine,
Dair oybirliğiyle verilen karar davacı-birleşen dosyada davalı kooperatif vekili, davalı – birleşen dosyada davacı … vekili, davalılar … ve … vekili ile davalı …’ın yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/02/2022

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Yargılama Gideri Dökümü Davacı
Posta Gideri : 109,50 TL
Vekalet Harcı : 2,10 TL
Bilirkişi Ücreti : 4.950,00 TL
Başvurma ve Peşin Harç : 1.362,20 TL
+
TOPLAM 6.423,80 TL