Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/770 E. 2023/840 K. 29.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Dosya No: 2023/770 Esas – 2023/840 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili

T.C.
ANKARA
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2023/770
KARAR NO : 2023/840

HÂKİM :…..
KATİP : …

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Banka Kredi/Mevduat Sözleşmesine Dayalı Alacak Davası
DAVA TARİHİ : 07/11/2023
KARAR TARİHİ : 29/11/2023
G.K. YAZIM TARİHİ : 30/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan, Banka Kredi/Mevduat Sözleşmesine Dayalı Alacak Davasının yapılan açık yargılaması neticesinde;
I) İDDİA :
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …’dan emekli maaşı almakta olduğu ve bu maaşın düzenli olarak …. Şubesi … numaralı hesaba yatırıldığı; müvekkilinin davalı banka ile maaş hesabı konusunda herhangi bir anlaşması bulunmadığı ve …’nın davalı banka ile anlaşması sonucunda müvekkilinin maaşını ilgili bankadan almaya başladığı; davalı bankanın müvekkilinin muvafakati olmaksızın her ay emekli maaşından bankaya olan borcuna istinaden 1/4 oranında kesinti yaptığı ve hukuka aykırı olan kesintilerden bazılarının müvekkilinin uyarıları sonucunda müvekkiline iade edildiği; ancak yine müvekkilinin emekli maaşından hukuka aykırı olarak 17 Ağustos 2022 ile 17 Haziran 2023 tarihleri arasında toplamda 21.903,03 TL’lik kesinti yapıldığı, bu kesintilerin 10.468,63 TL’sinin müvekkiline iade edildiği, bakiye 11.434,40 TL’nin müvekkiline iade edilmediği; müvekkilinin emekli maaşından kesilen miktarların iade edilemeyeceğine ilişkin verilen cevapların hukuka aykırı olduğu belirtilmiş olup; Mahkememiz nezdinde açılan davanın kabulüne, 11.434,40 TL kesintinin müvekkiline öncelikle ticari aksi kanaatte yasal faiziyle birlikte iadesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı banka üzerinde bırakılmasına karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
II) SAVUNMA :
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkili banka ile imzaladığı sözleşmeler kapsamında pek çok kredi ürünü kullandığı, ancak ürünlere ilişkin geri ödemeleri yapmadığı; bu nedenle müvekkili banka nezdindeki …. ürünlerinin, alacaklarının tahsili amacıyla maaşından bir kısım kesintiler yapıldığı; dava dilekçesinde iddia olunanın aksine, yapılan kesintilerin davacının beyan ve onayı doğrultusunda yapılmış olduğu, anılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı; davacının tüm alacaklarını müvekkili bankaya rehnettiğine ve bu kapsamda müvekkili bankanın takas-mahsup hakkı olduğuna dair bizzat kendisinin imzaladığı temel bankacılık hizmet sözleşmesinin mevcut olduğu; sözleşme dışında davacı taraftan başkaca bir teminat istenilmediği; davacının başvurusu üzerine müvekkili banka tarafından tamamen iyi niyetli şekilde yapılan kesintilerin davacının hesabına iade edildiği belirtilmiş olup; Mahkememiz nezdinde açılan davanın reddine ve müvekkili banka aleyhine yargılama giderleri ile vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
III) DELİLLER :
…. Arabuluculuk Sayılı Arabuluculuk Dosyası.
…. Tarafından Gönderilen 24/11/2023 Tarihli Cevabi Yazı.
…. Tarafından Gönderilen 28/11/2023 Tarihli Cevabi Yazı.
IV) DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
a) Dava Konusu Uyuşmazlığın Tespiti :
Mahkememizde açılan davanın; davacı … (“davacı” olarak anılacaktır) ile davalı … A.Ş. (“davalı şirket” veya “davalı banka” olarak anılacaktır) arasındaki “Kredi/Mevduat Sözleşmesinden Kaynaklı Alacak Davası” olduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın konusunun; davacının mevduat hesaplarından yapılan kesintilerin, hukuka ve taraflar arası akdedilmiş sözleşmelere uygun yapılıp yapılmadığı; davacıya iadesi şartlarının oluşup oluşmadığı; iadesi şartlarının oluştuğu kanaatinin oluşması halinde kesinti miktarlarının tespiti; faiz uygulanması lüzumu bulunup bulunmadığı ile faiz uygulanması halinde faizin türü ve oranı hususlarından ibaret olduğu anlaşılmaktadır.
b) Genel Hukuki Tasnif :
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Görevin Belirlenmesi ve Niteliği” başlıklı 1. maddesi, aşağıda belirtildiği şekildedir:
“(1) Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.”
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesi, aşağıda belirtildiği şekildedir:
“(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare : 6335 – 26.6.2012 / m.1) “ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi” sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.”
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Ticari Davalar ve Çekişmesiz Yargı İşlerinin Görüleceği Mahkemeler” başlıklı 5. maddesi, aşağıda belirtildiği şekildedir:
“(1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
(2) …
(3) Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
(4) …”
Yukarıda belirtilen madde hükümleri kapsamında açıkça belirtilmekte olduğu üzere Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Bu doğrultuda “kamu düzenine ilişkin” olan görev kurallarının uygulanması, Mahkeme tarafından yargılamanın her aşamasında tetkik edilmesi zorunlu bir unsur olup; gerek tarafların talebi doğrultusunda ve gerekse Mahkeme tarafından re’sen, yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilmektedir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 5/4. maddesinde düzenlenmiş olup; söz konusu düzenleme uyarınca, yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde, Asliye Hukuk Mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmemektedir.
Gerek 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve gerekse 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında; Asliye Hukuk Mahkemeleri, Sulh Hukuk Mahkemeleri ve Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki görev sınırları, detaylı bir şekilde belirtilmiş olup; TTK.’nın 4. ve 5. maddelerinde hüküm altına alındığı üzere; öğretide “Mutlak Ticari Davalar” olarak adlandırılan ve taraflarının “tacir” sıfatları dikkate alınmaksızın 6102 Sayılı Kanun’un 4/1. maddesinde belirtilen bentler kapsamında sayılan işlere ilişkin bulunan davalar ile öğretide “Nispi Ticari Davalar” olarak adlandırılan ve tarafların her birinin “ticari işletmesi ile ilgili olan” davalar Asliye Ticaret Mahkemesi görevine girmektedir.
6102 Sayılı Kanun’un 4/1. maddesi uyarınca mutlak ticari davalar; 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda, 4721 Sayılı Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. Maddelerinde; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203. maddelerinde; rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447. maddelerinde, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501. maddelerinde; kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519. maddelerinde; komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545. maddelerinde; ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554. maddelerinde; havale hakkındaki 555 ilâ 560. maddelerinde ve saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580. maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları olarak belirlenmiştir.
Yukarıda belirtilen genel kuralın istisnası mahiyetindeki düzenleme, yine 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4 maddesi kapsamında belirlenmiştir. Buna göre; herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen “havale”, “vedia” ve “fikir ve sanat eserlerine ilişkin” haklardan doğan davalar da, “ticari dava” niteliğindedir.
Detayları belirtilen “Hukuk Mahkemelerinde Görev” müessesesinin incelenmesinde, ayrıca 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1. maddesinin (l) bendinde tanımlamasını bulan “Tüketici İşlemi” kavramının tetkiki de büyük bir önem arz etmektedir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un “Tanımlar” başlıklı 3. Maddesinin, “Tüketici İşlemi” tanımını düzenleyen (l) bendi, aşağıda belirtildiği şekildedir:
“Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi,”
Anılan madde hükmünde de açıkça belirtilmekte olduğu üzere tüketiciler ile ticari veya mesleki amaçlarla (veya onların nam ve hesabına) hareket edenler arasında kurulan bankacılık sözleşmeleri ve benzeri sözleşmeler de, “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiştir.
c) Dava Konusu Uyuşmazlık İle İlgili Değerlendirme :
Açıklanan hususlar dikkate alınarak, Mahkememize açılan dava kapsamında yapılan incelemede; dava konusu ihtilafın, “ticari bankacılık faaliyeti” niteliği taşımadığı ve 6102 Sayılı TTK.’nın 4/1. maddesi kapsamında sınırlı sayıda belirtilen diğer mutlak ticari davalardan da olmadığı anlaşılmakla; gerçek kişi olan davacı tarafın “tacir sıfatının” bulunup bulunmadığı hususunda ilgili …. müzekkere yazılmış olup; …. tarafından sunulan 28/11/2023 tarih ve … sayılı cevabi yazı kapsamında, davacı gerçek kişi olan …’ın “işletme hesabına göre defter” tuttuğunun belirtildiği ve bu doğrultuda “tacir sıfatını” haiz bulunmadığı anlaşılmıştır.
Neticeten; Mahkememiz nezdinde açılan davada ihtilaf konusunun, TTK. 4/1. maddesinde (sınırlı sayıda) belirtilen mutlak ticari davalardan olmadığı; bunun yanı sıra, …. tarafından sunulan cevabi yazı uyarınca, davalının TTK.’nın 4/1. maddesi anlamında “tacir” sıfatının bulunmadığının anlaşıldığı ve bu doğrultuda söz konusu davanın nispi ticari dava niteliğinin de bulunmadığı hususları birlikte değerlendirilerek; 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesi uyarınca Mahkememizin görevsizliğine ve Tüketici Mahkemesinin görevli olduğuna dair aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
V) HÜKÜM : (Yukarıda Açıklanan Gerekçelerle)
1) Mahkememizin görevli olmadığı ve bu doğrultuda dava şartı noksanlığı bulunduğu anlaşıldığından, davanın USULDEN REDDİNE;
2) Görevli Mahkemenin, …. Tüketici Mahkemesi olduğunun TESPİTİNE,
3) Mahkememiz kararının kesin nitelikte olması nedeniyle, kararın tebliğ tarihinden itibaren (2) hafta içerisinde “Dosyanın Görevli Mahkemeye Gönderilmesi” talebinde bulunulması halinde dosyanın, görevli olan … Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE;
4) İşbu hükmün (3) no’lu bendi kapsamında belirtilen süreler içinde “Dosyanın Görevli Mahkemeye Gönderilmesi” talebinde bulunulmaması halinde; Mahkememizce re’sen “davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği” hususunun, taraflara İHTARINA (işbu kararın tebliği ile ihtar edilmiş kabul edilecektir);
5) Harç ve yargılama giderlerinin; 6100 Sayılı HMK.’nın 331/2. maddesi uyarınca, görevli Mahkeme dosyası kapsamında DEĞERLENDİRİLMESİNE;
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde verilen karar, dava değeri itibariyle KESİN olmak üzere okunup, yapılan açık yargılamada karar verildi. 30/11/2023

Katip …. Hâkim …
¸ ¸

Gerekçeli Karar