Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/741 E. 2023/731 K. 31.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Dosya No: 2023/699 Esas – 2023/741 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili

T.C.
ANKARA
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2023/699
KARAR NO : 2023/741

HÂKİM : ….
KATİP :…

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :….

DAVA : İtirazın İptali (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/10/2023
KARAR TARİHİ : 03/11/2023
G.K. YAZIM TARİHİ : 03/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması neticesinde,
I) İDDİA :
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı ile aralarındaki ticari ilişki sebebiyle davacı tarafından birden fazla fatura keşide edildiği, cari hesabına ve ticari defterlerine işlenildiği, davalı tarafından müvekkilinin alacağının ödenmemesi üzerine taraflarınca … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı; başlatılan işbu icra takibine davalı tarafından haksız şekilde itiraz edildiği ve icra takibinin durdurulduğu beyan edilmiş olup; … Esas sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, davalının haksız yere takibin durmasına sebebiyet verdiğinden bahisle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
II) DELİLLER :
… Tarafından Gönderilen 13/10/2023 Tarihli Cevabi Yazı.
…. Tarafından Gönderilen Bila Tarihli Cevabi Yazı.
… Tarafından Gönderilen 01/11/2023 Tarihli Cevabi Yazı.
III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
a) Dava Konusu Uyuşmazlığın Tespiti :
Mahkememizde açılan davanın; davacı “… İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti.” (“davacı şirket” olarak anılacaktır) ile davalı “…” (“davalı” olarak anılacaktır) arasındaki “Satım Sözleşmesinden Kaynaklı İtirazın İptali Davası” olduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın konusunun; … Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibi ile ilgili olarak; taraflar arasındaki satım ilişkisine istinaden davacı şirket tarafından düzenlendiği belirtilen faturalar doğrultusunda (takip tarihi itibariyle) toplam 35.154,90 TL (asıl alacak ve takip öncesi işlemiş faiz) alacağının mevcut bulunup bulunmadığından ibaret olduğu anlaşılmaktadır.
b) Genel Hukuki Tasnif :
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Görevin Belirlenmesi ve Niteliği” başlıklı 1. maddesi, aşağıda belirtildiği şekildedir:
“(1) Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.”
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesi, aşağıda belirtildiği şekildedir:
“(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare : 6335 – 26.6.2012 / m.1) “ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi” sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.”

6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Ticari Davalar ve Çekişmesiz Yargı İşlerinin Görüleceği Mahkemeler” başlıklı 5. maddesi, aşağıda belirtildiği şekildedir:
“(1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
(2) …
(3) Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
(4) …”

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Asliye Hukuk Mahkemelerinin Görevi” başlıklı 2. maddesi, aşağıda belirtildiği şekildedir:
“(1) Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.
(2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.”
Yukarıda belirtilen madde hükümleri kapsamında açıkça belirtilmekte olduğu üzere Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Bu doğrultuda “kamu düzenine ilişkin” olan görev kurallarının uygulanması, Mahkeme tarafından yargılamanın her aşamasında tetkik edilmesi zorunlu bir unsur olup; gerek tarafların talebi doğrultusunda ve gerekse Mahkeme tarafından re’sen, yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilmektedir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 5/4. maddesinde düzenlenmiş olup; söz konusu düzenleme uyarınca, yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde, Asliye Hukuk Mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmemektedir.
Gerek 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve gerekse 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında; Asliye Hukuk Mahkemeleri ve Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki görev sınırları, detaylı bir şekilde belirtilmiş olup; TTK.’nın 4. ve 5. maddelerinde hüküm altına alındığı üzere; öğretide “Mutlak Ticari Davalar” olarak adlandırılan ve taraflarının “tacir” sıfatları dikkate alınmaksızın 6102 Sayılı Kanun’un 4/1. maddesinde belirtilen bentler kapsamında sayılan işlere ilişkin bulunan davalar ile öğretide “Nispi Ticari Davalar” olarak adlandırılan ve tarafların her birinin “ticari işletmesi ile ilgili olan” davalar Asliye Ticaret Mahkemesi görevine girmektedir.
6102 Sayılı Kanun’un 4/1. maddesi uyarınca mutlak ticari davalar; 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda, 4721 Sayılı Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. Maddelerinde; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203. maddelerinde; rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447. maddelerinde, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501. maddelerinde; kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519. maddelerinde; komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545. maddelerinde; ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554. maddelerinde; havale hakkındaki 555 ilâ 560. maddelerinde ve saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580. maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları olarak belirlenmiştir.
Yukarıda belirtilen genel kuralın istisnası mahiyetindeki düzenleme, yine 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4 maddesi kapsamında belirlenmiştir. Buna göre; herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen “havale”, “vedia” ve “fikir ve sanat eserlerine ilişkin” haklardan doğan davalar da, “ticari dava” niteliğindedir.
c) Dava Konusu Uyuşmazlık İle İlgili Değerlendirme :
Açıklanan hususlar dikkate alınarak, Mahkememize açılan dava kapsamında yapılan incelemede; dava konusu hukuki ihtilafın, 6102 Sayılı TTK.’nın 4/1. maddesi kapsamında sınırlı sayıda belirtilen mutlak ticari davalardan olmadığı anlaşılmakla; davalı tarafın “tacir sıfatının” bulunup bulunmadığı hususunda ilgili … müzekkere yazılmış ve … tarafından sunulan 01/11/2023 tarih ve 493078 sayılı cevabi yazı kapsamında, davalının “işletme hesabına göre defter” tuttuğu ve bu doğrultuda “2. Sınıf Tüccar” sıfatını haiz bulunduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
Bu doğrultuda; Mahkememiz nezdinde açılan davada ihtilaf konusunun, TTK. 4/1. maddesinde (sınırlı sayıda) belirtilen mutlak ticari davalardan olmadığı; bunun yanı sıra, … tarafından sunulan cevabi yazı uyarınca, davalının TTK.’nın 4/1. maddesi anlamında “tacir” sıfatının bulunmadığı ve bu doğrultuda söz konusu davanın nispi ticari dava niteliğinin de bulunmadığı hususları birlikte değerlendirilerek; Mahkememizin görevsizliğine ve Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna dair aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
IV) HÜKÜM : (Yukarıda Açıklanan Gerekçelerle)
1) Mahkememizin görevli olmadığı ve bu doğrultuda dava şartı noksanlığı bulunduğu anlaşıldığından, davanın USULDEN REDDİNE;
2) Görevli Mahkemenin, Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun TESPİTİNE,
3) Mahkememiz kararına yönelik, “süresi içinde kanun yoluna başvurulmaması” nedeniyle, kararın kesinleşmesi halinde, kararın kesinleştiği tarihten; “süresi içinde kanun yoluna başvurulmakla birlikte, kanun yoluna başvurunun reddi kararı verilmesi” halinde, işbu kararın tebliğ tarihinden itibaren (2) hafta içerisinde “Dosyanın Görevli Mahkemeye Gönderilmesi” talebinde bulunulması halinde dosyanın, görevli olan Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE;
4) İşbu hükmün (3) no’lu bendi kapsamında belirtilen süreler içinde “Dosyanın Görevli Mahkemeye Gönderilmesi” talebinde bulunulmaması halinde; Mahkememizce re’sen “davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği” hususunun, taraflara (Mahkememizce verilen gerekçeli kararın tebliği suretiyle) İHTARINA;
5) Harç ve yargılama giderlerinin; 6100 Sayılı HMK.’nın 331/2. maddesi uyarınca, görevli Mahkeme dosyası kapsamında DEĞERLENDİRİLMESİNE;
Dair; tarafların yokluğunda verilen karar, gerekçeli kararın TEBLİĞ tarihinden itibaren (2) hafta içerisinde; (Mahkememiz’e veya istinaf edenin bulunduğu yer İlk Derece Mahkemesine dilekçe sunmak suretiyle) HMK’nın 345. maddesi uyarınca …. Bölge Adliye Mahkemesi’ne İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere okunup, yapılan açık yargılamada karar verildi.03/11/2023

Katip … Hâkim …
¸ ¸
Gerekçeli Karar