Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/69 E. 2023/53 K. 27.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/69 Esas – 2023/53
TÜRK MİLLETİ
Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
T.C.
… GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/69 Esas
KARAR NO : 2023/53

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/08/2021
KARAR TARİHİ : 27/01/2023
KARAR Y.TARİHİ : 17/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan “alacak” davasının yapılan açık yargılaması sonucunda, aşağıdaki karar tesis edilmiştir;
I-İDDİALAR
1. Davacı vekili 10/10/2021 tarihli dava dilekçesinde; taraflar arasında 50.000,00 adet canlı hayvan ithal edileceği konusunda esas davaya konu bir sözleşme yapıldığını bu sözleşmeye göre seçimi yapılıp davalıya teslim edilebilecek canlı hayvanlara ilişkin ödeme yapılacağına dair bir akreditifin açılmış olması, kullanılabilir olması ve bu konudaki yasal evrakların davalı yanca ilgili bankaya teslim edilmiş olması gerekeceğini, müvekkilinin ithal edilecek canlı hayvanların yüklemeye hazır hale geldiğinde paranın akreditif bankasınca ödenebilirliğini davacı tarafın ispat etmesi gerektiğini, davalı tarafta bulunan teminatlarının da haksız olarak elde tutulduğunu, bu sebeple haksız olarak feshedilen sözleşmeye dayalıatlarının iadesi gerekeceğini beyan ederek davalı nezdinde bulunan 1.312.500,00-USD teminatlarından şimdilik 2.000,00-USD kısmının dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek döviz cinsinden bir yıllık mevduata uygulanan ticari faizi, harca esas TL üzerinden masraf ve vekalet ücretiyle birlikte döviz cinsinden aynen ödenmesini, aksi takdirde fiili ödeme tarihindeki … tarafından belirlenen efektif satış kuru üzerinden davalıdan alınarak taraflarına ödenmesini talep etmiştir.
II-SAVUNMALAR
2. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili kurumun yetkili ve kusurlu olmaması sebebiyle davanın husumet yokluğu sebebiyle usulden reddini talep ettiklerini, müvekkili kurumun … ret kararında da belirtildiği üzere akreditif açılması hususunda üzerine düşen yükümlülükleri süresinde ifa ettiğini, ancak davacının basiretli davranma yükümlülüğünü ihlal ederek ilgili bankaca kendisinden talep edilen belgeleri süresinde ibraz etmeyerek kendi kişisel kusuru neticesinde ilgili bankadan akreditif onayı alamadığını, müvekkili kurumun akreditifin açılması noktasında herhangi bir onay merci olmadığını, davacının akreditif lehtarı olarak akreditifin açılmasından yegane yetkili olan bankaya yasal süresinde belge ibraz etmemesi neticesinde söz konusu banka tarafından akreditif dosyasının kapatıldığının açık olduğunu, beyan ederek karşı davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddini, aksi takdirde esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.

III-TARAFLARIN ANLAŞTIKLARI ve ANLAŞAMADIKLARI HUSUSLAR
A. Taraflar Arasında Uyuşmazlık Bulunmayan Hususlar
4. Tarafların yargılamada üzerinde anlaştıkları bir vakıanın bulunmadığı anlaşılmıştır.
B. Taraflar Arasındaki Uyuşmazlık Konuları
5. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; haksız olarak elde tutulduğu belirtilen teminatın şimdilik 2.000 USD’lik kısmının tahsili talebinden ibarettir.

IV-ÇEKİŞMELİ VAKILAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER
6. Dava davalı yana verilen teminat mektubu bedellerinin iadesi istemine ilişkindir.
7. Uyuşmazlığın esasının çözümünden önce dava şartlarından olan Arabuluculuk dava şartının yerine getirilip getirilmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
8. Davacı tarafa 18/01/2022 tarihli celsede; “Davalı/Karşı davacı vekiline, karşı davasına yönelik arabuluculuk son tutanağının dosya arasında bulunmadığından, son tutanağı sunmak üzere bir haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içerisinde arabuluculuk son tutanağının sunulmaması halinde, karşı dava yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle, davanın reddedileceğinin ihtarına” hususunun duruşma zaptının tebliği yoluyla 01/02/2022 tarihinde tebliğ edilmiştir.
10. Bilindiği üzere 19.12.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı … Kanunu’na 5/A maddesi eklenmiştir.
11. Anılan maddeye göre; “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır….” denilmiştir.
12. Maddede belirtildiği üzere ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki uyuşmazlıklarda, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasını yasa dava şartı haline getirmiştir.
13. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesine göre, ilgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edilmiş olması durumunda, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiyenin gönderilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Yine mahkemece gönderilen ihtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi ayrıca arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.
14. Davacının dava açılırken dava dilekçesine anlaşmazlık tutanağını ekleyerek davayı açması gerekir ise de, başvuru yapılıp bu tutanağın eklenmemesi halinde izlenecek usul de yukarıda belirtildiği üzere 18/A maddesinde düzenlenmiştir.
15. Somut olayda öncelikle eldeki davanın “ticari dava” niteliğinde olup olmadığının değerlendirmesini yaptığımızda, TTK m. 4 hükmünde hangi davaların ticari dava niteliğinde olduğu düzenlenmiş olup yargılamasını yaptığımız uyuşmazlık yönünden ise mutlak bir ticari dava sözkonusu değil ise de, her iki yanın da tacir ve ticari işletmesi ile ilgili bir satım sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılması karşısında davanın ticari dava olduğu değerlendirilmiştir.
16. Öte yandan TTK m. 5/A hükmünde öngörülen anlamda arabuluculuğa tabi bir ticari dava olup olmadığının da belirlenmesi gerekmekte olup davacının davasının haksız fesih nedeni ile paraya çevrilen teminat mektubu bedellerinin tahsili istemine yönelik olduğuna göre bu anlamda arabuluculuğa başvuru eldeki dava yönünden dava şartı olarak kabul edilmesi gerekmektedir.
17. Mahkememizce davacı (asıl dosyada davalı-k.davacı) tarafa 18/01/2022 tarihli duruşmada 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi gereğince 1 haftalık kesin süre verilmiş, bahsi geçen duruşma tutanağı davacıya 01/02/2022 tarihinde tebliğ edilmiştir. Veriler süne göz önüne alındığında davacı tarafça en geç 08/02/2022 günü bitimine kadar Arabuluculuk Son Tutanağı ibraz edilmesi gerekirken davacı vekili 03/03/2022 tarihli dilekçesi ekinde Arabuluculuk Son Tutanağı’nı ibraz etmiştir.
18. Davacı vekilince sunulan … Arabuluculuk Numaralı Arabuluculuk Son Tutanağı’nın incelenmesinde; Arabuluculuk Bürosuna 14/02/2022 tarihinde karşı dava ikame edildikten sonra başvurulduğu anlaşılmıştır.
19. Yapılan açıklamalar neticesinde somut olay değerlendirildiğinde, davanın, teminat mektubu bedelinin tahsiline ilişkin alacak davası olduğu, dava şartı arabuluculuğa ilişkin … yasanın 20 md. ile eklenen 5/A maddesinin metninde “…bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava…” denilmek suretiyle arabuluculuğa başvurunun dava şartı olarak tayin edildiği dava, 10/10/2021 tarihinde açıldıktan sonra, 14/02/2022 tarihinde arabulucuk bürosuna başvurulduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, davadan önce yapılmış arabuluculuk başvurusu bulunmadığı anlaşılmakla, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2 maddesi ile HMK’nın 115/2. maddesi gereğince, davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın, 6325 sayılı kanunun 18/A-2 ve TTK’nın 5/A maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL harç peşin alınan 304,67 TL harcın mahsubu ile arta kalan 124,77 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde yatırana iadesine,
3-Reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
5-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-HMK’nun 333. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana İADESİNE,

Dair tarafların yokluğunda, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK 345. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren … … Mahkemesine ya da buraya gönderilmek üzere istinaf edenin bulunduğu yer İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yasa yolu açık olmak üzere 26/01/2023 tarihinde oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/01/2023
Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip …
e-imza

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15 uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur”