Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/688 E. 2023/693 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Dosya No: 2023/688 Esas – 2023/693 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili

T.C.
ANKARA
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2023/688
KARAR NO : 2023/693

HÂKİM : …..
KATİP :…..

DAVACI : …
….
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI :….
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Menfi Tespit Davası (Kambiyo Senedi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 10/05/2023
KARAR TARİHİ : 12/10/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 12/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senedi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması neticesinde,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine …. Esas sayılı dosyası ile “kambiyo senetlerine özgü icra takibi” yoluyla icra takibine başlandığını, davaya konu icra takip dosyasının, 25/12/2018 tarihinde takipsizlik nedeniyle işlemden kaldırıldığını, 11/01/2023 tarihinde alacaklı vekili tarafından dosyanın yenilenmesi talebinde bulunulduğunu; anılan tarihler arasında, dosyada zamanaşımını kesmeye matuf herhangi bir işlem yapılmadığını, takibe konu bononun 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca zamanaşımına uğradığını; müvekkili aleyhine yapılan malvarlığı sorgulamaları ve dava dışı üçüncü şahıslar aleyhine yapılan işlemler ile diğer sorgulamalar ve dosya hesabı taleplerinin, müvekkili bakımından zamanaşımını kesmeye matuf işlemlerden olmadığını, dolayısıyla takibe dayanak olan kambiyo evrakının zamanaşımına uğradığını; “zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması talebinin” …. Esas sayılı dosyasında kabul edildiğini ve icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, kararın huzurdaki davayı açtıkları tarih itibariyle kesinleşmediğini, …. Mahkemesinin mezkur kararında takibin geri bırakılmasına karar verildiğini, takibin iptali için huzurdaki davayı açma gerekliliği hasıl olduğunu belirterek; borçlu olmadıklarının tespitine ve …. Esas sayılı dosyasının iptaline ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini, davalının %20’den az olmamak kaydıyla tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; …. Esas sayılı takip dosyasının, … A.Ş. tarafından alacak temlik sözleşmesi ile… A.Ş.’ye devir ve temlik edildiğini; … A.Ş.’nin, … A.Ş. ile bu unvan altında birleştiğini; … A.Ş.’nin, … A.Ş. ile bu unvan altında birleştiğini; … A.Ş.’nin ise … A.Ş. ile bu unvan altında birleştiğini belirtmiş; müvekkili bulunan şirketin faaliyetine “… A.Ş.” olarak devam etmekte olduğunu; dosya alacağının zamanaşımına uğramadığını, davacının zamanaşımı iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER :
… Esas Sayılı Dosyası. (… devredilmiş olup, … Esas sayısı almıştır.)
… Esas Sayılı Dosya Sureti.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Mahkememiz nezdinde açılan davanın, davacı tarafından ileri sürülen “menfi tespit” talebi olarak Mahkememizde açıldığı anlaşılmaktadır.
Menfi Tespit Davası; davalı tarafından varlığı iddia edilen bir “hukuki ilişkinin mevcut olmadığının” veya “mevcut bulunan bir alacağın, ödeme, ibra, takas vb. bir nedenle sona erdiğinin” tespiti için açılan davadır.
Menfi Tespit ve İstirdat Davalarını düzenleyen, 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “Menfi Tespit ve İstirdat Davaları” başlıklı 72. maddesi, aşağıda belirtildiği şekildedir:
“(1) Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını isbat için menfi tesbit davası açabilir.
(2) İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
(3) İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.
(4) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyatî tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.
(5) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlâmın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.
(6) Borçlu, menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.
(7) Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.
(8) Menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının ikametgâhı mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lâzım gelmediğini ispata mecburdur.”
Yukarıda belirtilen madde hükmü kapsamında da açıkça belirtildiği üzere borçlu, açacağı menfi tespit davası kapsamında; daha önce kendisi hakkında başlatılmış icra takibinde “ödeme emrine itiraz etmemiş” veya itiraz etmekle birlikte “itirazı yerinde görülmemiş” olması sebebiyle icra takibinin kesinleşmesi halinde dahi, “maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını” ileri sürebilecektir.
Bu anlatımdan hareketle; kendisine yönelik açılan bir icra takibinde, ödeme emrini tebellüğ eden bir borçlunun, yasal süresi içinde borca itiraz edip etmemesi, sadece takip hukuku bakımından sonuç doğuracak; alacaklı tarafından açılacak itirazın iptali davasında veya borçlu tarafından sunulacak menfi tespit taleplerinde ispat yükünün yer değiştirmesine sebebiyet vermeyecektir.
Söz konusu (menfi) tespit talebinde bulunan borçlunun, icra takibinin devamı esnasında alacaklıya karşı açacağı dava, “menfi tespit davası”; bununla birlikte “ödemesini gerçekleştirdiği meblağın kendisine ödenmesi” için alacaklıya yönelik açacağı dava ise “istirdat davası” olarak tanımlanacaktır. Belirtilen bu açıklamalardan hareketle ve 2004 Sayılı İİK.’nın 72/6. maddesi uyarınca; menfi tespit davası olarak açılan bir davada, herhangi bir sebeple borcun ödenmesi halinde de, davaya “istirdat davası” olarak devam edilecektir.
Menfi tespit davasında; “alacağın varlığını” iddia eden tarafın “davalı” olması nedeniyle, ispat yükü de kural olarak davalıya (alacaklıya) düşmektedir. Bununla birlikte genel kural olarak uygulanan bu durum; borçlunun, taraflar arasında herhangi bir “hukuki ilişkinin mevcut olmadığını” iddia ettiği durumlara münhasır olup; “mevcut bir hukuki ilişkinin, herhangi bir sebeple sona ermesi nedeniyle alacağın son bulduğunun” (alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğu; alacağın ödeme, ibra veya takas gibi bir nedenle sona erdiği vb) iddia edildiği durumlarda ispat yükü; alacağın son bulduğunu iddia eden davacı borçluya geçmektedir.
Belirtilen bu açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde;
Mahkememizde açılan işbu …. Esas sayılı dosyada davacı vekilinin; müvekkili aleyhine …. Esas sayılı dosyasında (söz konusu dosya, … devredilmiş olup, … Esas numarasını almıştır) yapılan, “kambiyo senetlerine mahsus icra takibi” konusu bulunan “kambiyo senedinin zamanaşımına uğramış olması nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini” talep ettiği anlaşılmaktadır.
Bu hususun yanı sıra; gerek dava dilekçesi kapsamında verilen bilgiler ve gerekse Mahkememizce UYAP Sistemi kayıtlarında yapılan incelemeler neticesinde, davacı … tarafından, daha önce … sayılı dosyasında “icranın geri bırakılması” talebinde bulunulduğu; söz konusu dosyada, 03/04/2023 tarihinde, “icranın geri bırakılmasına” karar verildiği ve anılan kararın 22/05/2023 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar davacı vekili tarafından, Mahkememiz nezdinde açılan dava kapsamında, “menfi tespit” talebinde bulunulduğu belirtilmekte ise de; davacı vekili tarafından, dava dilekçesinde sunulan talep kapsamında, taraflar arasındaki “asıl borç ilişkisi” ile ilgili hiçbir açıklama veya talep bulunmadığı; taraflar arasındaki hukuki ilişkinin “mevcudiyeti” veya “sona erdiğinin” tespiti konulu hiçbir talep içermediği; sunulan talep kapsamında, icra takibine konu “kambiyo senedinin zamanaşımına uğradığının” tespitinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Başka bir anlatımla; davacı tarafından daha önce İcra Mahkemesine sunulan “icranın geri bırakılması” talebi hususunda, … tarafından verilen … sayılı “icranın geri bırakılması” kararının, kesin hüküm teşkil etmediğinden bahisle, Mahkememizce genel hükümler uyarınca yapılacak yargılama neticesinde, “kambiyo senedinin zamanaşımına uğradığının” tespiti hususunda verilecek ve “maddi anlamda kesin hüküm” teşkil edecek bir karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkememizce,…. sayılı dosyası üzerinde UYAP Sistemi kanalıyla yapılan incelemede; … tarafından 03/04/2023 tarihinde verilen karar kapsamında “…02/02/2010 tarihinde haciz talebinde bulunulması nedeniyle zamanaşımı süresinin kesildiği, bu tarihten 05/01/2014 tarihine kadar icra dosyasının davacı yönünden işlemsiz bırakıldığı, dosyanın 05/01/2014-10/02/2017 tarihleri arasında da işlemsiz bırakıldığı, haciz talebi içermeyen yenileme talepleri zamanaşımını kesmediğinden icra dosyasının 10/02/2017-20/02/2023 (şikayet tarihi) tarihleri arasında da işlemsiz bırakıldığı, 02/02/2010-05/01/2014, 05/01/2014-10/02/2017, 10/02/2017-20/02/2023 tarihleri arasında icra dosyasının 3 yıldan fazla işlemsiz bırakılmakla 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu…” gerekçesiyle, icranın geri bırakılmasına karar verildiği; söz konusu kararın, davalı (alacaklı) … A.Ş.’ye 08/05/2023 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği; davalı şirket tarafından, kararda belirtilen 10 günlük yasal süre içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmadığı ve kararın kesinleştiği 22/05/2023 tarihinden itibaren İİK.’nın 33a/2. maddesi uyarınca yedi (7) gün içerisinde, davalı … A.Ş. tarafından, davacıya yönelik olarak, genel Mahkemelerde bu hususta herhangi bir dava açılmadığı da UYAP Sistemi kayıtlarında Mahkememizce yapılan incelemede tespit olunduğundan (davacı …’ın taraf olduğu dosyalar raporu, Mahkememiz dosyası UYAP kayıtlarına eklenilmiştir); …. Karar sayılı kararının “kesin hüküm” teşkil ettiği anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen hususlar doğrultusunda, davacı … vekili tarafından sunulan talep ile ilgili olarak; … sayılı dosyasında verilmiş (2004 sayılı İİK.’nın 33a/2. maddesi uyarınca) “kesin hüküm” bulunduğu anlaşıldığından; 6100 sayılı HMK.’nın 115/2. maddesi uyarınca, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine dair aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : (Yukarıda Açıklanan Gerekçelerle)
1) Dava konusu kambiyo senedinin zamanaşımına uğradığı hususunda, … Mahkemesi tarafından verilen 03/04/2023 tarih, … sayılı (2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 33a/2. maddesi uyarınca) kesin hükmün mevcut olduğu ve bu doğrultuda dava şartı noksanlığı bulunduğu anlaşıldığından, davanın USULDEN REDDİNE;
2) Davacı tarafından %20’den az olmamak kaydıyla talep edilen tazminat talebinin REDDİNE;
3) Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 269,85 TL harçtan, peşin alınan 814,79 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 544,94 TL harcın, karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana İADESİNE;
4) Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA;
5) Davalı tarafın, kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşılmakla birlikte; davacı tarafından ikame edilen davanın, …. sayılı kararının kesinleşme tarihi olan 22/05/2023 tarihinde önce (10/05/2023 tarihinde) açıldığı ve anılan tarih itibariyle, dava konusu uyuşmazlık ile ilgili olarak “kesin hüküm” mevcut bulunmadığı anlaşıldığından; davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA;
6) Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, kararın kesinleşmesini müteakiben talep edilmesi halinde, 6100 Sayılı HMK.’nın 333. maddesi uyarınca taraflara İADESİNE;
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen karar, gerekçeli kararın TEBLİĞ tarihinden itibaren (2) hafta içerisinde; (Mahkememiz’e veya istinaf edenin bulunduğu yer İlk Derece Mahkemesine dilekçe sunmak suretiyle) HMK’nın 345. maddesi uyarınca …. Bölge Adliye Mahkemesi’ne İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere okunup, yapılan açık yargılamada karar verildi.12/10/2023

Katip … Hâkim ….¸ ¸