Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/638 E. 2023/653 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili

T.C.
ANKARA
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2023/638
KARAR NO : 2023/653

HÂKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … …
VEKİLİ : Av. … -….
DAVALI : …
….
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/06/2023
KARAR TARİHİ : 28/09/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 02/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senedi Kaynaklı) davanın yapılan açık yargılaması neticesinde,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine …. Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yoluyla takibe başlandığını, icra takip dosyasının 09/05/2017 tarihinde, takipsiz bırakılması nedeniyle işlemden kaldırılmış olduğunu ve Mahkememize sunulan başvuru tarihine kadar herhangi bir işlem yapılmadığını, müvekkiline ait araç üzerinde dava tarihi itibariyle haciz bulunduğunu ve anılan tarihler arasında dosyada zamanaşımını kesmeye matuf herhangi bir işlem yapılmamış olduğundan takibe konu bononun, TTK. hükümleri uyarınca zamanaşımına uğradığını; “zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması talebinin”, … Esas sayılı dosyası ile kabul edildiğini; davaya konu icra takip dosyası nedeniyle müvekkilinin aracının halen hacizli olduğunu ve müvekkili aracı üzerindeki tasarruf imkanının haksız nedenle kısıtlandığını beyan ederek; müvekkilinin, takip konusu kambiyo senedi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu 31/01/2013 gün ve 36.000,00 TL bedelli çekin, müvekkili bankanın …Şubesi müşterisi olan … Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. tarafından, bankadan kullandıkları kredinin geri dönüşümünde kullanılmak üzere müvekkili bankaya verildiğini, borcun süresinde ödenmemesi üzerine borçlular hakkında … Esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine geçildiğini, menfi tespit davasına konu …. Esas sayılı icra dosyasının …. Noterliğinin 27.10.2015 tarih ve … Esas sayılı alacak temliki sözleşmesi ile … A.Ş. firmasına temlik edildiğini, takip dosyasının temlik edilmiş olması ve müvekkili bankanın taraf sıfatının kalmamış olması nedeniyle husumet itirazlarının olduğunu, arabuluculuk dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine, İcra Mahkemesinde icranın geri bırakılması kararı verilerek kararın kesinleştiğini, bu nedenle davanın konusuz kaldığını beyan ederek, husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, dosyadan taraf kaydının silinmesine ve tebligatların temlik alan firmaya gönderilmesine, davacı taraf aleyhine %20 inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
…. E. Sayılı İcra Takip Dosyası.
…. E. Sayılı Dosyası.
Genel Kredi Sözleşmesi.
İhtarname.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Mahkememiz nezdinde açılan dava konusunun, davacı tarafından ileri sürülen “menfi tespit” talebi olduğu anlaşılmaktadır.
Menfi Tespit Davası; davalı tarafından varlığı iddia edilen bir “hukuki ilişkinin mevcut olmadığının” veya “mevcut bulunan bir alacağın, ödeme, ibra, takas vb. bir nedenle sona erdiğinin” tespiti için açılan davadır.
Menfi Tespit ve İstirdat Davalarını düzenleyen, 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “Menfi Tespit ve İstirdat Davaları” başlıklı 72. maddesi, aşağıda belirtildiği şekildedir:
“(1) Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını isbat için menfi tesbit davası açabilir.
(2) İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
(3) İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.
(4) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyatî tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.

(5) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlâmın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.
(6) Borçlu, menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.
(7) Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.
(8) Menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının ikametgâhı mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lâzım gelmediğini ispata mecburdur.”
Yukarıda belirtilen madde hükmü kapsamında da açıkça belirtildiği üzere borçlu, açacağı menfi tespit davası kapsamında; daha önce kendisi hakkında başlatılmış icra takibinde “ödeme emrine itiraz etmemiş” veya itiraz etmekle birlikte “itirazı yerinde görülmemiş” olması sebebiyle icra takibinin kesinleşmesi halinde dahi, “maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını” ileri sürebilecektir.
Bu anlatımdan hareketle; kendisine yönelik açılan bir icra takibinde, ödeme emrini tebellüğ eden bir borçlunun, yasal süresi içinde borca itiraz edip etmemesi, sadece takip hukuku bakımından sonuç doğuracak; alacaklı tarafından açılacak itirazın iptali davasında veya borçlu tarafından sunulacak menfi tespit taleplerinde ispat yükünün yer değiştirmesine sebebiyet vermeyecektir.
Söz konusu (menfi) tespit talebinde bulunan borçlunun, icra takibinin devamı esnasında alacaklıya karşı açacağı dava, “menfi tespit davası”; bununla birlikte “ödemesini gerçekleştirdiği meblağın kendisine ödenmesi” için alacaklıya yönelik açacağı dava ise “istirdat davası” olarak tanımlanacaktır. Belirtilen bu açıklamalardan hareketle ve 2004 Sayılı İİK.’nın 72/6. maddesi uyarınca; menfi tespit davası olarak açılan bir davada, herhangi bir sebeple borcun ödenmesi halinde de, davaya “istirdat davası” olarak devam edilecektir.
Menfi tespit davasında; “alacağın varlığını” iddia eden tarafın “davalı” olması nedeniyle, ispat yükü de kural olarak davalıya (alacaklıya) düşmektedir. Bununla birlikte genel kural olarak uygulanan bu durum; borçlunun, taraflar arasında herhangi bir “hukuki ilişkinin mevcut olmadığını” iddia ettiği durumlara münhasır olup; “mevcut bir hukuki ilişkinin, herhangi bir sebeple sona ermesi nedeniyle alacağın son bulduğunun” (alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğu; alacağın ödeme, ibra veya takas gibi bir nedenle sona erdiği vb) iddia edildiği durumlarda ispat yükü; alacağın son bulduğunu iddia eden davacı borçluya geçmektedir.
Belirtilen bu açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde;
Mahkememizde açılan işbu 2023/638 Esas sayılı dosyada davacı vekilinin; müvekkili aleyhine … Esas sayılı dosyasında yapılan, “kambiyo senetlerine mahsus icra takibi” kapsamında müvekkilinin aracı üzerinde uygulanan haciz işleminin, halihazırda geçerli olması nedeniyle mağduriyet yaşadıklarını beyanla; anılan icra takibine konu “kambiyo senedinin zamanaşımına uğramış olması nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini” talep ettiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar davacı vekili tarafından açılan dava kapsamında, “menfi tespit” talebinde bulunulduğu belirtilmekte ise de; Mahkememizce yapılan incelemede, davacı vekili tarafından, dava dilekçesinde sunulan talep kapsamında, taraflar arasındaki “asıl borç ilişkisi” ile ilgili hiçbir açıklama veya talep bulunmadığı; taraflar arasındaki hukuki ilişkinin “mevcudiyeti” veya “sona erdiğinin” tespiti konulu hiçbir talep içermediği; sunulan talep kapsamında, icra takibine konu “kambiyo senedinin zamanaşımına uğradığının” tespitinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Başka bir anlatımla; …. tarafından verilen …. sayılı “icranın geri bırakılması” kararının, kesin hüküm teşkil etmediğinden bahisle, müvekkilinin aracının üzerinde uygulanan haciz işleminin sonlandırılması amacıyla, Mahkememizce genel hükümler uyarınca yapılacak yargılama neticesinde, “kambiyo senedinin zamanaşımına uğradığının” tespiti hususunda verilecek ve “maddi anlamda kesin hüküm” teşkil edecek bir karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 33a. maddesi, aşağıda belirtildiği şekildedir:
“(1) İlâmın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir.
(2) Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra zamanaşımının vâki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabilir. Aksi takdirde icrası istenen ilâmın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil eder.
(3) İcranın devamına karar verilmesi halinde 33 üncü maddenin son fıkrası burada da uygulanır.”
Mahkememizce, …. sayılı dosyası üzerinde UYAP Sistemi kanalıyla yapılan incelemede; …. tarafından 01/06/2023 tarihinde verilen karar kapsamında belirtilen “…Somut olayda; 18/04/2013 tarihli takip dosyasında davacı borçluya ödeme emrinin 01/08/2013 tarihinde tebliğ edildiği, 07/08/2013 tarihinde takibin kesinleştiği, 29/06/2015, 03/06/2016 tarihlerinde alacaklı tarafından zamanaşımını kesecek nitelikte haciz talebinde bulunulduğu, 09/05/2017 tarihinde dosyanın işlemden kaldırıldığı, bu tarihten sonra ise zamanaşımını kesecek şekilde icra takip işlemi yapılmadığı, bu durumda öngörülen 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla…” gerekçesiyle, icranın geri bırakılmasına kesin mahiyette karar verildiği; söz konusu kararın, davalı (alacaklı) …’ye 12/06/2023 tarihinde tebliğ edildiği; UYAP Sistemi kayıtlarında (davacı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin taraf olduğu dosyalar raporu, Mahkememiz dosyası UYAP kayıtlarına eklenilmiştir) davalı …Ş. tarafından, İİK.’nın 33a/2. maddesi uyarınca yedi (7) gün içerisinde, genel mahkemelerde bu hususta herhangi bir dava açılmadığı ve bu doğrultuda …. sayılı kararının “kesin hüküm” teşkil ettiği anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen hususlar doğrultusunda, davacı … San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından sunulan talep ile ilgili olarak; …. sayılı dosyasında verilmiş “kesin hüküm” bulunduğu anlaşıldığından; 6100 sayılı HMK.’nın 115/2. maddesi uyarınca, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine dair aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : (Yukarıda Açıklanan Gerekçelerle)
1) Dava konusu kambiyo senedinin zamanaşımına uğradığı hususunda, … Mahkemesi tarafından verilen 01/06/2023 tarih, … sayılı (2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 33a/2. maddesi uyarınca) kesin hükmün mevcut olduğu ve bu doğrultuda dava şartı noksanlığı bulunduğu anlaşıldığından, davanın USULDEN REDDİNE;
2) Davacı tarafından % 20’den az olmamak kaydıyla talep edilen tazminat talebinin REDDİNE;
3) Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 269,85 TL harçtan, peşin alınan 694,11 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 424,26‬ TL harcın, karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana İADESİNE;
4) Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA;
5) Davalı tarafın, kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdiren 17.900,00 TL vekalet ücretinin, davacı taraftan alınarak, davalıya ÖDENMESİNE;
6) Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, kararın kesinleşmesini müteakiben talep edilmesi halinde, 6100 Sayılı HMK.’nın 333. maddesi uyarınca taraflara İADESİNE;
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen karar, gerekçeli kararın TEBLİĞ tarihinden itibaren (2) hafta içerisinde; (Mahkememiz’e veya istinaf edenin bulunduğu yer İlk Derece Mahkemesine dilekçe sunmak ya da tutanağa geçirilmek koşuluyla Zabıt Katibine sözlü beyanda bulunmak suretiyle) HMK’nın 345. maddesi uyarınca … Bölge Adliye Mahkemesi’ne İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere okunup, yapılan açık yargılamada karar verildi. 27/09/2023

Katip … Hâkim … ¸ ¸