Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/446 E. 2023/502 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ
Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/446
KARAR NO : 2023/502

DAVA : Alacak / Satım Sözleşmesi Kaynaklı
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 22/06/2023
KARAR Y.TARİHİ : 20/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan “Alacak” davasının yapılan açık yargılaması sonunda, aşağıdaki karar tesis edilmiştir.
I-İDDİALAR
1. Davacı vekili dava dilekçelerinde, …’un TTK 122/1-a bendinde belirtildiği gibi, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra …’un bulduğu yeni müşteriler sayesinde, önemli menfaatler elde ettiği/edeceği, bu nedenle portföy tazminatı için TTK 122/1-a bendinde öngörülen ilk koşulun olayda gerçekleştiğini, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 1.000- Euro portföy tazminatını ve devlet bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek oranda işleyecek faizi ile birlikte …’dan tahsilini talep ettiklerini, …’un aracılık ettiği ve kesinlikle kendi çabasına bağlanacak ölçüde işlemi hazırladığını, siparişin …’a ya da …’a ulaştığı makine ve yedek parça satış işlemler nedeniyle TTK 113/3 fıkrası gereği ücret/komisyon talep etme hakkı olduğunu, …’un, sözleşmenin başlangıcından itibaren büyük miktarda makine satışı gerçekleştirmesi nedeniyle 2017 yılından başlamak üzere yüklü miktarda yedek parça satışı gerçekleştirmiş olduğunu, sözleşme haksız feshedilmeseydi …’un makine ve özellikle yedek parça satışlarından büyük kazanç sağlayacağını, Sözleşmenin haksız feshinden önce … tarafından deneme amaçlı (konsinye) olarak gönderilmiş ve başarısız olan 48.544- Euro tutarındaki (…) ürünler ile ayıplı olduğu için müşterinin iade ettiği 35.416,80- Euro tutarında (…) ürünlerin geri alınmasının taahhüt edilmiş olduğunu, fakat halen alınmadığını ve …’un cari hesabından düşülmediğini belirterek; fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 50.000- Euro manevi tazminat alacağını ve devlet bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek oranda işleyecek faizi ile birlikte …’dan tahsilini talep etmişlerdir.
II-SAVUNMALAR
2. Davalı vekili cevap dilekçelerinde, davalı/karşı davacı müvekkili şirkete atmış olduğu 27/07/2018 tarihli e mailde, davaya konu çeke ilişkin ödemeyi 15 gün içerisinde yapacağını ve bu konuda kendisine süre verilmesini talep ettiğini, bunun üzerine müvekkili şirketin tüm iyi niyeti ile davalı karşı davacının ödeme yapmasını beklediğini ve ödeme yapılmayacağının anlaşılması üzerine çeki bankaya ibraz edildiğini, daha sonra banka çekin süresinde ibraz edilmemesi gerekçesiyle çekin karşılığını ödemediğini, davalı karşı davacı müvekkili şirketin tüm iyi niyetini kullandığını, davalı karşı davacının müvekkili şirketi manipüle etmesi nedeniyle ödemesini alamayan müvekkili şirketin, davacıdan bakiye borcun ödenmesini talep etmişse de davalı karşı davacının asıl davaya konu 166655,32 EUR tutarındaki bedeli ödemediğini, bu nedenle icra takibi başlatılmak zorunda kalındığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-TARAFLARIN ANLAŞTIKLARI ve ANLAŞAMADIKLARI HUSUSLAR
A. Taraflar Arasında Uyuşmazlık Bulunmayan Hususlar
3. Tarafların üzerinde anlaştıkları bir vakıa bulunmamaktadır.
B. Taraflar Arasındaki Uyuşmazlık Konuları
4. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; deneme amaçlı/e-… mal bedeline yönelik talebi hususunda taraflar arasında tahkim anlaşması bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

IV-ÇEKİŞMELİ VAKILAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER
5. 14/09/2010 tarihli acentelik/distribütörlük sözleşmesi
6. Fesih İhbarı ve yeminli tercümesi
V- DELİLLERİN TARTIŞILMASI, YARGILAMA ve GEREKÇE
7. Dava, taraflar arasında gerçekleşen satışlar nedeniyle davacının davalıdan alacağının tahsili istemine ilişkindir.
8. Davalı karşı davacı taleplerinden olan deneme amaçlı/E-… mal bedeline yönelik taleplerine ilişkin tefrik kararı verilerek yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılmıştır.
9. Mahkememizde görülmekte olan karşı davanın görülüp sonuca bağlanabilmesi, sözleşmede yer alan tahkim şartı doğrultusunda davacı tarafça tahkimde açılacak dava sonucunda verilecek karara bağlı bulunmaktadır.
10. Tahkim sözleşmesi, kişiler arasında ortaya çıkmış veya çıkabilecek olan anlaşmazlıkların, olağan devlet yargısı yerine, hakemler tarafından çözülmesi amacıyla taraflar arasında yapılan sözleşme olarak tanımlanabilir. Milletler arası Tahkim Kanunu’nun 4. Maddisi uyarınca ” tahkim anlaşması, asıl sözleşmeye konulan tahkim şartı veya ayrı bir sözleşme ile yapılabilir”. Bu sebeple, tarafların bağımsız bir tahkim sözleşmesi yapmak yerine, aralarındaki ilişkiyi düzenleyen (ana) sözleşmeye madde eklemek suretiyle de, uyuşmazlıkların tahkim ile çözümlenmesi hususunda anlaşmaları mümkündür. Sözleşmeye konulan tahkime ilişkin hükümler, “tahkim şartı” olarak ifade edilmektedir.
11. HMK’da bulunan tahkime ilişkin düzenlemeler, yabancılık unsuru içermeyen ve tahkim yerinin Türkiye olarak belirlendiği uyuşmazlıklar hakkında uygulanır. HMK m. 313/1 hükmüne göre “Tahkim sözleşmesinin konusunu oluşturan bir uyuşmazlığın çözümü için mahkemede dava açılmışsa, karşı taraf tahkim ilk itirazında bulunabilir. Bu durumda tahkim sözleşmesi hükümsüz, tesirsiz veya uygulanması imkansız değil ise mahkeme itirazı kabul eder ve davayı usulden reddeder.” hükmünü içermektedir.
11. Davalı/Karşı davacı taleplerinden olan deneme amaçlı/e-… mal bedeline yönelik davasına ilişkin olarak taraflar arasında ayrı bir sözleşme akdedilmiş ve bu sözleşmede tahkim şartı öngörülmüş olduğu anlaşılmaktadır. Karşı davacının bu talebine yönelik olarak karşı davada davalı yan ilk itiraz olarak tahkim şartını ileri sürmüş olduğu anlaşılmakla, tahkime başvurulmaksızın huzurdaki davanın açıldığı anlaşılmış olup tahkim şartının yerine getirilmemesi nedeniyle HMK m. 413/1 ve HMK m. 116/1-b gereğince davanın usulden reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
VI-HÜKÜM
1-Tahkim şartının yerine getirilmemesi nedeniyle HMK m.413/1 ve HMK m. 116/1-b gereğince davanın USULDEN REDDİNE
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 179,90 TL harcın peşin alınan 5.588,61.-TL harçtan mahsubu ile artan 5.408,71.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Asgari Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince maktu 9.200,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça depo edilen gider avansı ile varsa davalı tarafça depo edilen delil avansından bakiye tutarların karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK m. 333 hükmü uyarınca ilgilisine İADESİNE,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı yapılan inceleme sonucunda HMK 345. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren … Mahkemesine ya da buraya gönderilmek üzere istinaf edenin bulunduğu yer İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yasa yolu açık olmak üzere 06/07/2023 tarihinde oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/06/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15 uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur”