Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/384 E. 2023/714 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/384 Esas
KARAR NO : 2023/714

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … – … …

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/01/2018
KARAR TARİHİ : 18/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili, davacı firma ile davalı arasında 06.07.2015 tarihli hizmet alımı sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme bedelinin KDV hariç 33.540,00 TL olduğunu, sözleşme gereğince davacı şirket tarafından 04.09.2015 tarihli 10.077,20 TL bedelli faturanın davalıya teslim edildiğini; davalı tarafından bu faturaya ilişkin kısmi ödeme yapıldığını, davacı tarafından, sözleşmenin kalan bakiyesine ilişkin 05.10.2017 tarihli 29.500 TL bedelli faturanın davalıya iadeli taahhütlü olarak gönderildiğini ancak, faturanın iade edildiğini, davacı şirket tarafından, …. sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itirazı sonucu takibin durduğunu, sözleşme gereğince davacı firmanın, davalının belirlediği firmalar ile görüşmeler yaparak ihtiyaç analizini hazırladığını ve rapor olarak sunduğunu, davalının, davacı tarafından ihtiyaç analizinin yapıldığı hususuna ilişkin kabulünün mevcut olduğunu belirterek, 29.500 TL’nin davalıdan 19.10.2017 tarihinden itibaren işleyen avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili, davacı ile imzalanan 06.07.2015 tarihli sözleşmeye göre davacının borcunu kısmen ifa ettiğini, davalıya faturanın tebliğ edilmediğini, faturaya itiraz ettiklerini, sözleşmenin 4.1 ve 5.1 5.2 5.3 hükümlerince davacının borcunu ifa etmediğini, dolayısıyla sözleşmenin 6. Maddesinin 1, 2, 3 ve 4. Hükümlerince sözleşmenin asli edimlerinin ifa edilemediğinden sözleşmenin kendiliğinden fesholduğunu, tarafların çalışmanın durdurulmasını ve de sözleşmenin feshi yönünde sözlü olarak anlaştıklarını, peşinat avansı olarak kabul edilen 04.09.2015 tarihli ve 10.077.20 TL’lik faturanın karşılığı yapılan ödemenin eksik ve kısmi olarak yapılan işlerin bedeli olarak davacıda kalacağının kabul edildiğini, davacının 30.03.2017 tarihli 2 faturadan bakiye kalan 23.887,48TL’nin ödenmediğini belirterek; davanın reddini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce 10/12/2020 tarih, … , sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine dosyanın istinaf incelemesi için …’ne gönderildiği, … , sayılı 31/03/2023 tarihli kararı ile; davalının dernek olup tacir olmaması nedeniyle işbu davada görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğunun belirtilerek mahkememiz kararının kaldırıldığı anlaşılmıştır.
Dava, 6102 sayılı …’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra, 22/05/2019 tarihinde açılmıştır. Burada öncelikli olarak asliye ticaret mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi, davanın ticari niteliğinin ve görevli mahkemenin belirlenmesinde 6102 sayılı … ile getirilen düzenlemelerin değerlendirilmesi gerekir.
6102 sayılı …’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın … veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar …’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı …’nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık …’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir.
Diğer taraftan 6102 sayılı …’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, …, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı …’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerinde görülerek karara bağlanır. Öte yandan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı …’ndan ve 6102 sayılı …’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve istinaf incelemesi aşamasında Bölge Adliye Mahkemesi’nce re’sen incelenir.
Somut olayda; her ne kadar davacı bir ticaret şirketi olup tacir ise de, davalı dernek olduğundan tacir değildir. Bu durumda, tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre nispi ya da mutlak nitelikteki bir ticari dava söz konusu olmadığından, davada görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Yapılan bu açıklamalara göre, eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olup, davanın görev dava şartı yokluğundan reddine dair aşağıdaki şeklide karar vermek gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle,

HÜKÜM :
1-DAVANIN MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesi ve iki haftalık yasal sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli … Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin HMK.323 ve 331 maddeleri uyarınca görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
¸¸

Hakim …
¸¸