Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/180 E. 2023/587 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2023/180 Esas
KARAR NO : 2023/587

DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
DAVA TARİHİ : 28/07/2022
KARAR TARİHİ : 18/07/2023
KARAR Y.TARİHİ : 21/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;r … – … 11/05/2005 tarihinde … San. Ve Tic. Aş ile … marka ödeme kaydedici cihazların ürün bazlı yetkili satış ve dağıtıcılık sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin teminatı amacıyla … – … sözleşmenin 3.1.7 maddesinde hüküm altına alındığı üzere davalının satın aldığı alacağa mallara istinaden ipotek vermeyi taahhüt ettiğini, davaya konu taşınmaz üzerinde her iki davalı lehine 15/10/2005 tarihinde 600.000 TL bedelli ipotek kurulduğunu, … – … ‘in 2008 yılında anonim şirkete dönüşmek sureti ile 2010 yılında adının … San.ve Tic. A.Ş adını aldığını bu defa davalılardan ……Aş ile … ….Aş arasında 28/04/2009 tarihli … marka ödeme kaydedici cihaz ve yazılımların ürün bazında satış ve dağıtıcılık sözleşmesi imzalandığını, yine aynı taşınmaz üzerinde 15/10/2010 tarihli ve yine 600.000 TL bedelli teminat ipoteğin kurulduğunu, hizmetlerin değişikliğe uğraması nedeni ile ve yeni teknik şartnamelerin oluşması sebebiyle tek taraflı olarak fesh edildiğini, bu nedenle taşınmaz üzerindeki ipoteklerin teminat niteliği ve ipoteklerin tesis olunma nedenlerinin ortadan kalktığını belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile dava değeri ileri de artırılmak koşulu ile davanın kabulüne … arsa paylı zemin kat 16 numaralı taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı iki şirket arasında hiç bir organik veya ticari bağ bulunmadığını, davacı …’ in ipoteği kendi borcuna karşılık teminat olarak vermemiş olduğunu, kendisinin kurucusu ve ortağı bulunduğu yetkili müdürü bulunduğu … … San. ve Tic. A.Ş’nin müvekkili … … A.Ş’nin borcuna karşılık verdiğini, borcun … Barkod Şirketine ait olan bir borç olduğunu, ipoteğin de bu şirketin borcuna karşılık verilen rızai bir ipotek olduğunu, davada görevli mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davada yetkili mahkemenin … olduğunu, ileride olası zararları olması ihtimaline göre davacı …’in ortağı kurucusu ve yetkilisi olduğu … A.Ş’ ne de davanın ihbar edilmesini , sonuç olarak davanın yetki görev dava şartı yokluğu arabulucu şartı ve sair itirazları da dikkate alınarak reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
DELLİLLER:
1-)… , … yazılan müzekkere cevapları,
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında imzalanan satış ve dağıtıcılık sözleşmesine istinaden verilen ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir.
… sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilen dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
6102 s. TTK m. 5/1’de yapılan düzenlemede, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın … tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ancak, Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir.
A-Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartları aranmaz. Uyuşmazlık konusunun 6102 s. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
B- Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK 4/1. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Kanunda yapılan bu düzenleme uyarınca bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 s. TTK 19/2’de, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusundaki işin ticari iş niteliğinde olması bunun aynı zamanda ticari dava sayılmasını gerektirmez.
C-Taraflardan sadece birinin ticari işletmesi ile ilgili olması durumunda ticari dava kabul edilen davalar kanunda açıkça düzenlenmiştir. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 s. HMK m. 1 uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında …ca re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6102 s. TTK m. 5/4’de düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri’ne açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, Asliye Ticaret Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Bu nedenle yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesi’ne genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin esasının görülmesi gerekir. Buna karşılık, kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması açıkça bozmayı gerektiren bir usule aykırılık hali oluşturur.
Bu bilgiler ışığında, dosya içerisinde toplanan tüm deliller, tarafların iddia ve savunmaları, sözleşme ve diğer belgeler incelendiğinde, davacı hakkında yapılan araştırmaya göre, davacının tacir olmadığı, sadece davalı tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan işin davacı için de ticari iş haline gelmeyeceği, dava konusunun mutlak ticari davalardan da olmadığı, anlaşılmakla, mahkememizin görevsiz olduğu, görevli mahkemenin …. Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu görülerek, görevsizlik kararı verilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Anlatılan nedenlerle,
1-DAVANIN MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20/1 md. uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık hak düşürücü süre içerisinde taraflarca mahkememize başvurularak talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli … Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi takdirde talep halinde mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-Mahkememiz tarafından karşı görevsizlik kararı verilmiş olduğundan HMK 22 maddede öngörüldüğü şekilde iki mahkeme arasındaki olumsuz görev uyuşmazlığını gidermek ve yargı yerininin (görevli mahkemenin) belirlenmesi için dosyanın … Dairesi’ne gönderilmesine,
4-Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin HMK.323 ve 331 maddeleri uyarınca görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı hükmün tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.
18/07/2023

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır