Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/135 E. 2023/695 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ
Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/135
KARAR NO : 2023/695

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … -…

DAVA : İtirazın İptali / Eser Sözleşmesi Kaynaklı
DAVA TARİHİ : 17/03/2017
KARAR TARİHİ : 12/10/2023
KARAR Y.TARİHİ : 17/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan “İtirazın İptali” davasının yapılan açık yargılaması sonunda, aşağıdaki karar tesis edilmiştir.
I-İDDİALAR
1. Davacı vekili dava dilekçesinde; borçlu şirketin, müvekkili şirketle yaptığı 25.09.2012 tarihli Taşeron Sözleşmesine istinaden, sözleşmede kararlaştırılan işe binaen almış olduğu mal/hizmet karşılığı kesilen 22.04.2013 Tarih, … Seri numaralı, 250.000,00 TL; 18.05.2013 Tarih … Seri numaralı 300.000,00 TL; 29.06.2013 Tarih … Seri numaralı 300.000,00 TL; 30.12.2012 Tarih … Seri numaralı toplam 1.060.000,00TL’lik faturaların 686.800,00 TL’nin tahsili amacıyla …. E sayılı dosyasında icra takibine başlandığını, davacı şirketin ödeme emrine asıl alacağa ve ferilerine itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, davalının, müvekkili şirket ile yapmış olduğu ticari ilişkiyi ve fatura içeriğindeki malları aldığını kabul ettiğini, ancak faturanın ödendiği gerekçesi ile takibe giren miktara olan 686.800,00 TL ‘ye itiraz ettiği, takibe konu faturadan da görüleceği üzere, borçlu şirketin müvekkilinden faturada belirtilen miktarda mal aldığını, söz konusu faturaların borçlu şirkete teslim edildiği ve ticari defterlerine de işlendiğini, fatura içeriklerine herhangi bir itiraz yapılmadığını, söz konusu faturalar her ne kadar … Nak. înş. Tur. …Ltd. Şti. adına kesilmiş ise de fatura tarihi itibariyle ticari şirketin türünün limited şirket olup daha sonrasında anonim şirkete çevrildiğini, borcunu süresinde ifa etmeyen borçlu şirketin, alacaklı davacı tarafından başlatılan icra takibine haksız yere itiraz edip takibin durmasına sebebiyet verdiğini, borçlu şirketin dava konusu faturaları ödediğini belirttiğini, bu ödemeye yeterli bir kanıt sunamadığını, borçlunun itirazının tamamen haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek; davalı borçlunun …. E. Sayılı dosyasıyla başlatılan takibe itirazının iptaline, takip tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte takibin devamına, davalıdan % 20 icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
II-SAVUNMALAR
2. Davalı tarafa usulüne uygun şekilde meşruhatlı davetiye yapılmış olup; dosyaya yazılı ve sözlü savunma bildirilmemiştir.
3. Davalı vekili 23.12.2021 havale tarihli beyan dilekçesinde; davacı ile müvekkili arasında 10.11.2011 tarihli protokolün düzenlendiğini, yapılan protokol ve sözleşmeler gereğince müvekkili şirket üzerine düşen edimi yerine getirdiğini beyan ederek davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.

III-TARAFLARIN ANLAŞTIKLARI ve ANLAŞAMADIKLARI HUSUSLAR
A. Taraflar Arasında Uyuşmazlık Bulunmayan Hususlar
4. Taraflar arasında 25.09.2012 tarihli “Taşeron Sözleşmesi” akdedilmiş olduğu ve bu sözleşme gereğince davalı yanca kısmen ödeme yapılmış olduğu hususları çekişmeli değildir.
B. Taraflar Arasındaki Uyuşmazlık Konuları
5. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının davalıdan, taraflar arasında akdedilmiş olan eser sözleşmesi gereğince davacının edimini ifa edip etmediği ile hangi oranda ifa ettiği, davalı tarafından yapılan ödemelerle bakiye iş bedeli alacağı bulunup bulunmadığı, yine taraflar arasında akdedilen protokol hükümlerine göre iş bedeli karşılığı olarak kararlaştırılan taşınmazların devrinin davacı yana yapılıp yapılmadığı ile buradan varılacak sonuca göre davacının bakiye iş bedeli alacağının bulunup bulunmadığı ve …. sayılı dosyasında takip tarihi itibariyle eser sözleşmesinden kaynaklı hakediş ve faturalara dayalı alacaklı olup olmadığı, alacaklıysa alacağın miktarı noktasında toplanmaktadır.
IV-ÇEKİŞMELİ VAKILAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER
6. …. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının … Tah. İnş. Tur. Teks. İthalat İhracat San. Tic. Ltd. Şti, borçlunun … Nakliyat İnş. Tur. Gıda Teks. İç ve Dış Tic. San Ltd. Şti olduğu, 686.000,00 TL alacağın tahsili amacıyla 13/12/2016 tarihinde icra takibi başlatıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, işbu davanın İİK m. 67 uyarınca yasal süresi içerisinde ve itirazın iptali istemi ile açıldığı anlaşılmıştır.
7. Davalı ile davacı şirket arasında imzalanan 25.09.2012 tarihli Taşeron Sözleşmesinin incelenmesinde; sözleşmeyi davalı şirketin “işveren”, davacı şirketin ise “taşeron” sıfatıyla imzaladığı, sözleşmeyle, … parselde bulunan inşaatta, alçı sıva yapılması, dış cephe mantolama yapılması, su bazlı saten boya yapılması, duvar kağıdı yapılması, şap yapılması, fayans-kalebodur yapılması, iç sıva yapılması, 25’lik bims örülmesi, 8,5’luk tuğla duvar örülmesi, kartonpiyer yapılması, alçıpan asma tavan yapılması şeklinde sıralanan işlerin, belirtilen birim fiyatlarla davacı şirket tarafından yapılmasının kararlaştırıldığı, sözleşmede yer verilen düzenlemeler doğrultusunda davacı tarafça davalı şirkete hitaben KDV dahil toplam 1.250.800,00 TL tutarındaki faturaların düzenlendiği anlaşılmıştır.
8. Davalı … A.Ş ile davacı şirketin yetkilisi/ortağı … arasında imzalanan 05/02/2023 tarihli Satış Sözleşmesi’nin incelenmesinde; satıcının … Ltd. Şti adına …, alıcının … olduğu; sözleşme konusunun satıcının maliki olduğu ve adına tescilli, tapunun …. sınırları içinde olan …. parselde kayıtlı, 3000 m² x 743,66=2.231.000 TL’ye; yine …. sınırları içerisinde bulunan … Parselde kayıtlı 1500 m² + 1.000 TL= 1.500.000 TL’ye arsa vasıflı taşınmazları toplamda 3.731.000 TL’ye gayrimenkullerin alıcıya satışının satıcı tarafından vaad ve taahhüdü ile alıcının bu vaad ve taahhüdü kabulünden ibaret olduğu, gayrimenkullerin toplam satış bedelinin 3.731.000 TL olduğu, tarafların satış bedelinin alıcı tarafından satıcıya; öncelikli olarak alıcı …’in 360.000 TL’yi satıcı şirket yetkilisi …’e daha önce teslim ettiği ve bu miktarın ödenmiş sayılacağı, alıcıya ait …. parselde bulunan …. nolu daireler ile yine aynı parselde bulunan …. nolu dairelerin toplam 13 daire x 185.000 TL = 2.400.000 TL; alıcının … Nak. Hafr. İnş.Tic.Ltd. Şti.’den fatura kanşlığı ve toplamda 980.000 TL alacağını satıcıya temlik etmiş olacğı, … Nak.Hafr.İnş.Tic.Ltd.Şti’nin bu temliğe yazılı muvafakat ettiği, alıcının, satıcıya vermiş olduğu toplam miktarın 3.740.000 TL olduğu, yapılan ödeme şekilleri ile alıcının satıcıya arsa bedellerinin tamamını ödediği hususlarının düzenlendiği görülmüştür.
9. …. ‘nin kaldırma kararı doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Bilirkişi ek raporunda; taraflar arasındaki sözleşmede yapılması kararlaştırılan tüm imalatların davacı tarafça tamamlanmış olduğu, davacı tarafça tamamlanan imalatların (işin) toplam bedelinin KDV dahil 1.263.570,43 TL olarak hesap ediliği, söz konusu toplam iş bedeline karşılık davacı tarafça davalıya hitaben KDV dahil toplam 1.250.800,00 TL’lik fatura düzenlendiği, düzenlenen faturaların tamamlanan iş bedeline uygun olduğu, davacı tarafça, 2012 ve 2013 yılarında davalı tarafa hitaben toplam 1.250.800,00 TL tutarında fatura düzenlendiği, davalı şirketten toplam 564.000,00 TL tahsilat yapıldığı, takip tarihi itibariyle davacı şirketin davalıdan 686.800,00 TL alacağının mevcut olduğu, söz konusu alacağın tahsili amacıyla davacı şirketin icra takibi başlattığı, davalı tarafça asıl alacağa ve ferilerine itiraz edildiği, davalı tarafın … sayılı dosyasıyla başlatılan takibe itirazının iptali, takibin devamı, davalının % 20 İcra inkar tazminatına mahkum edilmesi talepleriyle de işbu davanın ikame olunduğu, takip tarihi itibariyle, davacı şirketin davalı taraftan 686.800,00 TL alacaklı olduğu, davacının, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 9 oranında faiz talebinin de hukuka uygun olduğu, bu nedenle davalı yanın takibe itirazının yerinde olmadığı, davalı tarafın ticari/yasal defterlerini ibraz etmediği, ticari/yasal defterlerinin bulunduğu yeri bildirmediği, kendi ticari defterlerine de delil olarak dayanmadığı, davalı tarafın, davacı ile aralarında 10.11.2011 tarihli protokolün yapıldığını, protokol gereği ediminin bir kısmını da davacıya arsa devri şeklinde yaptığını, davacı ile arasında yapılan protokole istinaden; …. parsel sayılı taşınmazdaki müvekkili şirkete ait hisselerin davacı … .. Ltd. Şti.’nin sahibi …’e devredildiğini iddia ettiği, 10.11.2011 tarihli “İş Protokolü” başlıklı anlaşmanın; …. parselde bulunan taşınmaz üzerine davalı yanca yapılacak binanın alçı sıva, mantolama, boya, duvar kağıdı, şap, fayans-kalebodur, sıva, bims örülmesi, tuğla duvar örülmesi, kartonpiyer, alçıpan işlerinin davacı tarafça yapılmasına ilişkin olduğu, bu işlerin yapılmasına karşılık davacıya inşa edecek binadaki …. nolu dairelerin verildiği/verileceği hususunda anlaşıldığı, daha sonra taraflar arasında, … parselde bulunan inşaatla ilgili olarak 25.09.2012 tarihli bir Taşeron Sözleşmesi daha imzalandığı, bu sözleşmenin kapsamının da …. parselde bulunan taşınmaz üzerine davalı yanca yapılacak binanın alçı sıva, mantolama, boya, duvar kağıdı, şap, fayans-kalebodur, sıva, bims örülmesi, tuğla duvar örülmesi, kartonpiyer, alçıpan işlerinin davacı tarafça yapılması olduğu, sözleşmenin “ödeme şekli” başlıklı maddesinde “Taşeron yaptığı işlerin karşılığında hak ediş toplamları kadar fatura kesecektir.” şeklinde düzenleme bulunduğu, dolayısıyla aynı konuda 10.11.2011 tarihli “İş Protokolü”nün ve 25.09.2012 tarihli “Taşeron Sözleşmesi”nin mevcut olduğu, 10.11.2011 tarihli “İş Protokolü”nde, yapacağı işe karşılık davacıya …. nolu dairelerin verildiği/verileceği belirtilirken, 25.09.2012 tarihli “Taşeron Sözleşmesi”nde davacının yaptığı işlerin karşılığında hak ediş toplamları kadar fatura keseceği şeklinde bir düzenlemenin bulunduğu ancak, davalı vekilinin 29.12.2021 tarihli duruşmada, “sözleşme bedeli olarak davacıya verilmesi kararlaştırılan iki daire yerine başka bir arsanın devri yapılmıştır, buna ilişkin tapu kayıtlarını dosyaya sunacağız” şeklinde beyanda bulunduğu, yine davalı vekilinin 12.01.2022 tarihli beyan dilekçesinde; davacı ile müvekkili arasındaki protokole istinaden … parsel sayılı taşınmazdaki müvekkiline ait hisselerin davacı … Ltd. Şti.’ne ve Sahibi …’e devrediliğinin belirtildiği, davalı … … A.Ş. ile davacı Şirketin yetkilisi/ortağı olduğu anlaşılan … arasında 05.02.2013 tarihli Satış Sözleşmesi’nin imzalandığı, bu sözleşmeyle; davalıya (Satıcıya) ait olan ve … parselde kayıtlı 3.000 m2 taşınmazın 2.231.000 TL bedelle, …. parselde kayıtlı 1.500 m2 taşınmazın 1.500.000 TL bedelle, toplam 3.731.000 TL’ye Alıcıya (davacı şirket yetkilisine) satışının; 3.731.000 TL’lik bu satış karşılığında da; alıcı …’in satıcı şirket yetkilisi …’e daha önce 360.000,00 TL’nin teslim edilmiş olduğunun, alıcı …’e ait …. parselde bulunan …. nolu daireler ile yine aynı parselde bulunan … nolu dairelerin (toplam 13 daire) 2.400.000 TL bedelle satıcıya/davalıya devretmeyi vadettiğinin, alıcı …’in … Nak. Hafr. İnş.Tic.Ltd. Şti.’den fatura karşılığı toplam 980.000 TL alacağının satıcı davalıya temlik edilmesinin, alıcıya (davacı şirket yetkilisine) satılan arsaların bedelinin bu şekilde ödeneceğinin / ödenmiş olacağının kararlaştırıldığı, bu şekilde, davacı şirket yetkilisi …’in davalıdan 3.731.000 TL değerinde arsa niteliğinde taşınmaz aldığı, karşılığında ise davacı şirket yetkilisi …’in davalı satıcı şirkete; 360.000,00 TL nakit ödeme yaptığı, dava dışı … Nak. Hafr. İnş. Tic. Ltd. Şti.’nden olan 980.000,00 TL’lik alacağını davalı şirkete temlik ettiği, ayrıca 2.400.000 TL değerinde 13 adet daireyi davalı şirkete devretmeyi vadettiği, davacı şirket yetkilisi …’in ödeme toplamının 3.740.000 TL olduğu, dolayısıyla davacı şirket yetkilisi …’in davalıdan aldığı arsaların bedelini noksansız şekilde ödemiş olduğu, 05.02.2013 tarihli Satış Sözleşmenin içeriğinde, eldeki davaya konu olan borç/alacağa ilişkin herhangi bir kayıt/madde/düzenleme bulunmadığı, sonuç itibariyle, davalı tarafça ibraz olunan belgelerin, davalının davacıya olan ve dava konusu edilen borcun ödenmesiyle ilişkilendirilmesinin mümkün olmadığı, davalının itiraz ve iddialarının yerinde olmadığı bildirilmiştir.

V- DELİLLERİN TARTIŞILMASI, YARGILAMA ve GEREKÇE
10. Dava, eser sözleşmesine dayalı olarak iş bedeli bakiye alacağının tahsili için girişilen takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
11. Mahkememizce 02/03/2022 tarihinde; davanın kabulüne, …. sayılı takip dosyasında davalının itirazının iptaline, takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına dair karar verildiği, verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu, …. , sayılı kararı ile mahkememiz kararının kaldırıldığı anlaşılmıştır.
12. …. , sayılı kaldırma kararında özetle; taraflar arasında 25.09.2012 tarihli yapılacak iş kalemlerinin ve birim fiyatlarının yazılı olduğu, eser sözleşmesinin akdedildiği, davalı tarafça süresinde cevap dilekçesi sunulmadığından davanın reddini talep ettiğinin kabulü gerektiği, Dairemizin kaldırma kararında mahallinde keşifle inceleme yapılmasına karar verilmiş ise de; keşfen alınan bilirkişi raporunda sözleşme kapsamındaki işlerin yapılmış olduğu belirlenmekle birlikte sözleşmede yazılı birim fiyatlarla yapılan işler bedelinin hesaplanmadığı, davalı tarafın bilirkişi raporuna yönelik beyanı dikkate alındığında ve takibe konu faturaların davalıya gönderildiği ile defterlerine kayıt edildiği, süresinde itiraz edilmediğinin de iddia ve ispat edilememiş olmasına göre, mahkemece bilirkişilerden sözleşme kapsamında davacının talep edebileceği alacağın hesaplanması hususunda denetlenebilir nitelikte rapor alınması, yine davacı tarafın kabulünde olan ödeme miktarının mahsubuyla, davalı tarafça bakiye bedelin gayrimenkul devriyle ödendiğine yönelik deliller de değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, kaldırma kararına ve davalının ödeme savunmasına ilişkin inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesinin dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun bulunmadığı değerlendirilmiş ve mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
13. Davalı ile davacı şirket arasında 25.09.2012 tarihli “Taşeron Sözleşmesi” başlıklı bir akit yapılmış olup, bu sözleşmenin konusunun “…. parselde bulunan inşaatta, alçı sıva yapılması, dış cephe mantolama yapılması, su bazlı saten boya yapılması, duvar kağıdı yapılması, şap yapılması, fayans-kalebodur yapılması, iç sıva yapılması, 25’lik bims örülmesi, 8,5’luk tuğla duvar örülmesi, kartonpiyer yapılması, alçıpan asma tavan yapılması şeklinde sıralanan işlerin, belirtilen birim fiyatlarla davacı şirket tarafından yapılması” olduğu, bu anlamda davanın yanları arasındaki sözleşmenin hukuki niteliğinin “eser sözleşmesi” olduğu değerlendirilmiştir.
14. Yine taraflar işin bedeli hususunda “Taahhüdün Yeri, Konusu, Birim Fiyatı, Bedeli” başlıklı maddesinin “Birim Fiyatı, Bedeli” alt bendinde ise birim fiyat esasına göre kararlaştırdıkları anlaşılmaktadır.
15. Bu kapsamda eldeki uyuşmazlığın esasının incelenmesine geçilmesinden önce eser sözleşmesine ilişkin kısaca bir açıklama yapmakta yarar bulunmaktadır.
16. Öncelikle eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir (TBK m. 470). Eser sözleşmesinde yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde benzer alandaki işleri yüklenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranış esas alınır.
17. Yüklenici kararlaştırılan eseri aksine bir düzenleme yoksa kendisi veya kendi yönetimi altında başka bir kişiye yaptırabilir (TBK m. 473). Yüklenici, sözleşmede kararlaştırılan sürede işe başlamak ve bitirmek zorundadır. Ayıp, yasa ya da sözleşme hükümleri gereğince, bir eser veya malda bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Yüklenici, eserdeki açık ve gizli ayıplardan dolayı iş sahibine karşı sorumludur (TBK m. 474). Açık ayıp, eserin iş sahibine teslim anında kolaylıkla görülebilen ve fark edilebilen ayıplardır. Buna karşılık gizli ayıp, eserin tesliminden sonra ve kullanım sırasında ortaya çıkan ayıplardır.
18. İş sahibi, eseri teslim alır almaz işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmesi ve varsa ayıpları yükleniciye bildirmekle yükümlüdür. Eserin ayıplı olması, yüklenicinin açıkça yaptığı ihtara rağmen iş sahibinin verdiği talimattan kaynaklanmış bulunursa veya her hangi bir sebeple iş sahibine yüklenebilecek bir nedenden dolayı meydana gelmiş olursa, iş sahibi eserin ayıplı olmasından doğan haklarını kullanamaz (TBK m.476) Buna göre ayıp iş sahibinin verdiği talimattan kaynaklanıyor ise iş sahibi eser ayıplı olmasına rağmen kanundan kaynaklanan, sözleşmeden dönme, bedelde indirim veya eserin ücretsiz onarılmasına ilişkin seçimlik haklarını kullanamaz ayrıca genel hükümlere göre tazminat da talep edemez (TBK m. 475). Ayrıca malzeme yüklenici tarafından sağlanmışsa yüklenici, bu malzemenin ayıplı olması yüzünden iş sahibine karşı satıcı gibi sorumludur (TBK m. 472/1).
19. Eldeki davada, davacı, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca üstlenilen işler yerine getirilmesine karşın davalı şirket tarafından ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili için …. sayılı dosyaları üzerinden başlatılan takibe karşın davalının itirazı ile takiplerin durduğunu belirterek itirazların iptali ile takiplerin devamına, takip konusu alacakların %20’sinden az olmamak şartıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
20. Davacı tarafından dört adet faturaya dayalı olarak …. sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibinde; 686.800 TL alacağın takip tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsili istenmiştir. Ödeme emri borçluya tebliğ edilememiş ancak icra takibinden haberdar olan borçlu 02.02.2017 tarihli itiraz dilekçesinde; takip konusu borca ve faize itiraz ettiğini bildirmiştir.
21. Davacı tarafından alacağın dayanağı olarak 25.09.2012 tarihli taşeron sözleşmesi sunulmuştur. Sözleşme birim fiyat usulüne göre hazırlanmıştır. Sözleşmede davalıya ait inşaatta davacı tarafından yapılacak işler (sıva, mantolama, boya, duvar kağıdı vs.) ve her bir iş kalemi için davacıya ödenecek birim fiyatlar belirtilmiştir. Sözleşmenin “ödeme şekli” başlıklı maddesinde yapılacak olan işlerin karşılığı birim fiyat üzerinden aylık hakediş usulü ile yapılacağı, taşeronun yaptığı işlerin karşılığında hakediş toplamları kadar fatura keseceği belirtilmiştir.
22. Davacının ticari defterleri mali müşavir bilirkişi marifetiyle incelenmiştir. Sunulan bilirkişi raporunda; davacı şirketin 2012 ve 2013 yıllarında davalı tarafa hitaben toplam 1.250.800 TL (Kdv dahil) fatura düzenlediği, davalı şirketten tpolam 564.000 TL tahsilat yaptığı, dava ve takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 686.800,00.-TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.
23. Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan hak ediş alacağının tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili 25.09.2012 tarihli taşeron sözleşmesi kapsamında işin ifa edildiğini, düzenlenen faturaların bir kısmının ödendiğini ve kalan takip konusu alacağın ödenmediğini iddia etmiştir.
24. Mahkememizce 26.09.2018 tarih, …. sayılı kararı ile davacının takibe konu edilen fatura içeriğindeki işlerin yapıldığını sunmuş olduğu deliller ile ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı yanca yapılan istinaf başvurusu üzerine …. sayılı ilamı ile işin ifasına yönelik olarak davacının dayanmış olduğu delillerden keşif delili yönünden inceleme yapılması gerektiği gerekçesi ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
25. Kaldırma kararı üzerine Mahkememizce mahallinde İnşaat Mühendisi, Mali Müşavir ve Uzman bilirkişi heyeti ile keşif icra edilmiş, sözleşme kapsamında yapılması kararlaştırılan işlerin tamamının ifa edildiği tespit edilmiş, bu doğrultuda davacının ticari defter kayıtları da dikkate alınarak davacının 686.800,00.-TL alacaklı olduğu değerlendirilmiştir.
26. Davalı yan bu aşamada yargılamaya dahil olmuş ve savunmasında davacı ile aralarında 10.11.2011 tarihli protokol akdedildiğini ve bu protokol hükümleri uyarınca davacı yükleniciye “…. nolu daireler verilmiş olup işin sonunda ± olarak para alınacak veya verilecektir” şeklinde hüküm bulunduğu, davalı vekilinin 29.12.2021 tarihli celsedeki savunmasında 10.11.2011 tarihli protokol hükmü uyarınca davacıya ödeme olarak verileceği kararlaştırılan 2 adet daire yerine başka bir arsanın devri yapıldığını beyan ettiği anlaşılmaktadır.
27. Mahkememizce bu defa 02.03.2022 tarih, …. ayılı kararında davanın kabulüne, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf isteminde bulunulması üzerine, …. sayılı ilamı ile davacının yaptığı işi ispat etmesi gerektiğinden sözleşmede kararlaştırılan birim fiyatlara göre davacının yaptığı işin hesaplanması, taraflar arasında ihtilaf konusu olmayan ödemelerin mahsubu akabinde, davalının bakiye borcunu taşınmaz devri ile ödediği iddiasının araştırılması gerektiği gerekçesi ile kararın kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
28. Mahkememizce, kaldırma kararı gereğince alınan bilirkişi raporunda daha önce yapılan keşif icrası sonucu tespit edilen hususlar nazara alınarak taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca davacının ifa ettiği edimlerin birim fiyatları değerlendirilmiştir. Yapılan belirlemeye göre davacının 1.263.570,43.-TL tutarında iş yapıldığı, 1.250.800,00.-TL fatura keşide edildiği, davalı şirketten 564.000,00.-TL tahsilat yapıldığı, takip tarihi itibariyle davacının 686.800,00.-TL alacaklı olduğu değerlendirilmiştir.
29. Öte yandan davalı yanca iş bedeli olarak davacıya devri yapıldığı iddia edilen taşınmaza ilişkin olarak sunulan 10.11.2011 tarihli protokolde 2 adet bağımsız bölümün devri kararlaştırıldığı ancak davalı yan vekilinin 29.12.2021 tarihli celsede, bu iki taşınmaz yerine arsa devri yapıldığını iddia etmiştir.
30. Davalı vekilinin 12.01.2022 tarihli beyan dilekçesinde; davalı şirket ile davacı arasında yapılan protokole istinaden; …. parsel sayılı taşınmazdaki davalı şirkete ait hisselerin davacı şirketin sahibi …’e devredildiğini bildirmiş, davalı vekilinin beyanlarına istinaden …. ‘ne yazılarak, …. parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı ve akit tablosunun gönderilmesi istenmiştir.
31. Davacı yan davalının bu savunmasına yönelik olarak yine davalı ile aralarında akdedilmiş olan 05.02.2013 tarihli “Satış Sözleşmesidir” başlıklı sözleşmeyi sunmuş olup davalı yanca taraflar arasında dava konusu edilen eser sözleşmesindeki iş bedeli alacağına karşılık devredildiği iddia edilen taşınmazın esasen 05.02.2013 tarihli satış sözleşmesinin konusunu teşkil ettiğini, bu taşınmazın aralarındaki eser sözleşmesinden bağımsız olarak satım sözleşmesine konu edildiğini ve 05.02.2013 tarihli sözleşmede satıma konu edilen taşınmazın ödemesinin ne şekilde yapılacağının kararlaştırıldığını ileri sürmüştür.
32. Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı gerekçesi gereğince davalı yanın iş bedeli alacağının taşınmaz devri suretiyle ödenip ödenmediği hususunda tarafların iddia ve savunmaları değerlendirildiğinde, özellikle 10.11.2011 tarihli protokolde yalnızca 2 adet bağımsız bölüm devrinin kararlaştırıldığı, bu protokolde her hangi bir arsa devrinin iş bedeli olarak devrinden sözedilmediği, yine davalı yan vekili her ne kadar iş bedeli alacağının arsa karşılığı ödendiğini savunmuş ise de, davacı yanca sunulmuş olan 05.02.2013 tarihli protokolde davalı yanca iş bedeli olarak davacıya devredildiği iddia edilen taşınmazın da bulunmasına karşın sözkonusu taşınmaz bedelinin ödeme biçimi olarak davacının alacaklı olduğu iş bedelinin bulunmadığı, bu bakımdan her iki sözleşmenin birbirinden bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiği, zira davalının takas mahsup definde de süresi içerisinde bulunmamış olması da nazara alındığında davalının ödeme iddiasını ispat edemediğinin kabulü gerekmiştir.
33. Yukarıda açıklanan gerekçelerle davacının takibe konu etmiş olduğu iş bedeli bakiye alacağını ispat ettiği, buna karşılık davalı yanca ödeme iddiasının ispat edilemediği anlaşılması karşısında davalının itiraz ve iddialarının yerinde olmadığı anlaşılmakla; davanın kabulüne, alacağın likid olmadığı değerlendirildiğinden icra inkar tazminatının reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
VI-HÜKÜM
1-Davanın KABULÜNE,
…. sayılı takip dosyasında davalının itirazının iptaline, takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
2-Alacağın varlığı ve miktarı yapılan yargılama sonunda keşfen belirlendiğinden likit olmayan alacakla ilgili davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
Karar ve İlam Harcı
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 46.915,31-TL harçtan peşin ve derkenarla alınan toplam 11.728,83 TL’nin düşümü ile arta kalan 35.186,48-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Yargılama Giderleri ve Gider Avansı
4-Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan başvurma harcı, peşin harç, derkenar harcı, vekalet harcı toplamı 11.764,83.-TL yargılama harcının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 830,53-TL tebligat, müzekkere ve posta gideri, 10.500,00-TL bilirkişi ücreti, 419,90 TL keşif harcı, 98,10 TL İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcı toplamı 11.848,53-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-HMK’nun 333. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
Vekalet Ücreti
7-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 102.152,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı yapılan inceleme sonucunda HMK 345. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren …. Mahkemesine ya da buraya gönderilmek üzere istinaf edenin bulunduğu yer İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yasa yolu açık olmak üzere 12/10/2023 tarihinde oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/10/2023

Başkan …
E-İmza
Üye …
E-İmza
Üye …
E-İmza
Katip …
E-İmza

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15 uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur”