Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/830 E. 2023/68 K. 06.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/830 Esas – 2023/68
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/830 Esas
KARAR NO : 2023/68

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşleminden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/05/2022
KARAR TARİHİ : 06/02/2023
KARAR Y.TARİHİ : 10/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (bankacılık işleminden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, müvekkil Bankadan 13/06/2012 ve 20/02/2013 tarihinde ticari kredi kullandığını ve kredi dosya masrafı olarak kendisinden toplamda 866,25 TL dosya masrafı alındığını, davalının bu masrafa itiraz ederek … Başkanlığına başvurması üzerine bu masrafın iadesine karar verildiğini, karar doğrultusunda … Müdürlüğü’ nün 2017/5631 E. Sayılı dosyası ile müvekkil banka aleyhine ilamlı icra takibi başlatıldığını, söz konusu takip dosyasına müvekkil banka tarafından 05.04.2017 tarihinde 1.212,71 TL ödeme yapıldığını, davalının kullandığı kredilere ilişkin masrafların hakem heyetinden talep edilmesinin usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle, kararın … Mahkemesi tarafından iptal edildiğini, kararın iptal edilmesinin ardından alacağının tahsili amacıyla … Müdürlüğü’nün 2021/7636 sayılı dosyasına kayden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe itiraz edildiğini, yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve % 20 icra-inkâr tazminatına mahkûm edilmesini talep ve beyan etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: arabuluculuk davet mektubunun müvekkiline uluşmadığını, bu halde arabuluculuk şartının yerine getirilmiş olarak kabul edilemeyeceğini ve müvekkilinin arabuluculuk giderinden sorumlu tutulamayacağını, mahkemenin iptal kararından sonra 2 yıllık sürenin dolmuş olduğunu, talebin zamanaşımına uğradığını, davacının icra takibine dayanak oluşturduğu … Mahkemesinin 2017/1171 Esasına kayıtlı dosyada hakem heyeti kararının iptaline karar verildiğini ancak ödenen paranın iadesine ilişkin bir hüküm kurulmadığını, davalının … Başkanlığının 08/02/2017 tarihli ve … sayılı Kararına istinaden, iadesi mümkün olan masraf bedelini iade aldığını, bu masrafın iadesine ilişkin kurulan bir hüküm olmadığı gibi, davalıdan bugüne değin bu yönde bir talepte de bulunulmadığını, davacının alacağı muaccel olmayıp, davacı taraf davaya konu icra takibinde de alacağın varlığına dair somut bir delil sunulmadan kötü niyetli olarak icra takibi başlatıldığını, Mahkeme aksi kanaatte ise müvekkil hakkında %20 icra inkar tazminatına hükmedilmemesini, müvekkil aleyhine haksız icra takibi yoluna başvurarak müvekkilin hem icra takibi hem de iş bu davaya maruz bırakan davacının müvekkiline %20 kötüniyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve beyanda bulunmuştur.

YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan ve yersiz ödendiği ileri sürülen alacağın tahsiline yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Arabuluculuk son tutanağı, … Başkanlığı kararı, … Müdürlüğünün 2021/7636 Esas sayılı dosyası evrakları, … A.Ş. müzekkere cevabı ve diğer bilgi belgeler dosyada mevcuttur.
Davalı … 08.02.2017 tarihinde … Başkanlığı’na yaptığı başvuruda; davacı … A.Ş.’den kullandığı kredi için 866,00 TL dosya ve işlem masrafı alındığını ileri sürerek iadesini istemiş, … Başkanlığının 08.02.2017 tarih ve … karar numaralı kararı ile “… 866,25 TL’nin tüketiciye iadesi edilmesine …” karar verilmiştir.
… Müdürlüğünün 2017/5631 Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçlunun … A.Ş olduğu; 866,25 TL asıl alacak, 7,05 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 873,30 TL’nin tahsili için 13.03.2017 tarihinde icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu tarafından 05/04/2017 tarihinde icra takip dosyasına kapak hesabı olan 1.212,71 TL’nin takip dosyasına ödendiği görülmüştür.
… Mahkemesinin 2017/1171 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı … A.Ş. Tarafından davalı … aleyhine açılan tüketici hakem kurulu kararına itiraz davası olduğu, yapılan yargılama neticesinde verilen 04.04.2018 tarih ve 2018/287 sayılı karar ile; … Başkanlığının 08.02.2017 tarih ve … karar numaralı kararının kesin olarak iptaline karar verildiği görülmüştür.
… Müdürlüğünün 2021/7636 sayılı ödeme emrinin incelenmesinde; alacaklının … A.Ş. tarafından borçlu … aleyhine 1.212,71 TL asıl alacak, 351,05 TL faiz olmak üzere toplam 1.563,76 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu davanın yasal süresi içeresinde açıldığı görülmüştür.
Somut olayda; davacı banka, borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı toplam 1.536,76 TL’nin iadesini talep etmektedir. Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlık sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Böylece davacının istemi İİK.nun 72. maddesi kapsamında istirdat değil, sebebi ortadan kalkan bir ödemenin iadesi yönünde sebepsiz zenginleşmeye dayalı (TBK. md. 77) alacak istemi olup, 2 ve 10 yıllık zamanaşımına (TBK. md. 82) tabidir. Talep yönünden hak düşürücü bir süre yasada öngörülmemiştir.
Türk Borçlar Kanununun konuya ilişkin 77 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir.
Sebepsiz zenginleşme, bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine göre zamanaşımı süresi, TBK’nun 82. maddesinde için kanunda 2 ve 10 yıllık süreler olarak öngörülmüştür. Ancak bu sürenin işleyebilmesi için davacı tarafın verdiğini geri istemeye hakkı olduğunu öğrenmiş olması gerekir. Bu durumda zamanaşımı, davacının dava açmaya hakkı olduğunu öğrendiği tarihten itibaren başlar.
Bu açıklamalar ışığında eldeki dava irdelendiğinde; Davalı … tarafından 08.02.2017 tarihinde … Başkanlığına yapılan başvuru neticesinde hakem heyetince 08.02.2017 tarih ve … sayılı karar ile 866,25 TL’nin davalı …’e iadesine karar verildiği, davalının iş bu kararı … Müdürlüğünün 2017/5631 Esas sayılı icra dosyasında takibe konu yaptığı, davacı banka tarafından 05.04.2017 tarihinde dosya kapak hesabı olan 1.212,71 TL’nin takip dosyasına yatırıldığı ve … Mahkemesinin 2017/1171 esas sayılı dosyasında hakem kurulu kararına itiraz ederek iptaline karar verilmesini istediği, mahkemece 04.04.2018 tarih ve 2018/287 sayılı karar ile hakem heyetinin 08.02.2017 tarih ve … sayılı kararının kesin olarak iptaline karar verildiği, iptal kararı sonrasında davacı bankaca ödenen bedelinin iadesi için 22.06.2021 tarihinde … Müdürlüğünün 2021/7636 sayılı dosyasında takibe girişildiği, davalının borca itirazı ile takibin durduğu, eldeki dava ile, davalının itirazın iptaline karar verilmesinin istendiği görülmüştür.
… Mahkemesince 04.04.2018 tarihinde hakem heyeti kararının kesin olarak iptaline karar verildiği görülmüştür. Bu halde, davacı bankanın, en geç hakem heyeti kararının kesin olarak iptaline karar verildiği 04.04.2018 tarihinde, ödediği parayı geri istemeye hakkı olduğunu öğrendiğinin kabulü gerekir. Oysa ki, davacı banka tarafından TBK’nun 82. maddesinde öngörülen 2 yıllık süreden çok sonra, 22.06.2021 tarihinde iade için takibe başlandığı görülmüştür. Bu durumda, davacının takip tarihi itibariyle alacağının, 7226 sayılı Kanun’un Geçici 1. maddesinde yer alan durma süreleri nazara alındığında dahi, zamanaşımına uğradığı, davalının gerek ödeme emrine itirazlarında ve gerekse cevap dilekçesinde usulüne uygun şekilde zamanaşımı definde bulunduğu görülmekle, davanın reddine karar verilmiştir.
Diğer yandan takibe girişmekte haksız olan davacının, kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından, davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-Davanın reddine,
2- Davalının kötüniyet tazminatı isteminin şartlar oluşmadığından reddine,
3-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden …. maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 1.563,76 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
4-Masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 -TL harçtan peşin alınan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 -TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 800,00 TL arabuluculuk ücretinin, davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/02/2023
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır