Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/60 E. 2022/351 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/60 Esas
KARAR NO : 2022/351

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/01/2022
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
KARAR Y.TARİHİ : 30/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde, müvekkilinin, davalı asıl şirket … İnş. Müh. Mad. San. ve Tic. A.Ş. bünyesinde devam eden İzmir Buca Seyfi Demirsoy Hastanesi inşaatı kaba işleri taşeronu davalı … Enerji İnş. Taah. ve Tur. Ltd. Şti. yetkilileriyle, hastane inşaatının demir atma işçiliği konusunda sözlü olarak eser sözleşmesi yaptığını, müvekkilinin sözleşme gereği sadece kendisine verilen işi yapacağını, başka bir iş yapması halinde ek ücret talep edebileceğini, bu iş için müvekkiline 5 aylık süre tanındığını, müvekkilinin kendi ekibi ile birlikte 24.06.2021 tarihinde sözleşmede kararlaştırılan işe başladığını ve yüklendiği işi eksiksiz ve ayıpsız bir şekilde yaptığını, taşeron firma tarafından müvekkiline ve ekibinde çalışan her bir işçiye çalıştığı süreler içerisinde sigorta kaydı yapıldığını ve maaşlarının asgari ücret üzerinden banka hesaplarına yatırıldığını, müvekkili ile davalının sözlü olarak yaptıkları eser sözleşmesinde belirtilmesine rağmen maaşların aylık ve düzenli olacak şekilde toplu yatırılmadığını, davalı firma tarafından, asgari miktar haricinde 28.09.2021 tarihinde 100.000,00 TL, 05.10.2021 tarihinde 25.000,00 TL olmak üzere toplamda 125.000,00 TL’nin müvekkilin Ankara Hüseyin Gazi Şubesinde bulunan hesabına yatırılmasının sözlü eser sözleşmesinin ispatı olduğunu, müvekkilinin kendi hesabına yatırılan toplu paraları, ekibinde çalışan kişilerin banka hesabına havale ettiğini, eksik kalan kısımları kendi hesabından tamamladığını, davalı firmanın, müvekkiline ve ekibinde çalışan kişilere ödemelerini geciktirmesi, SGK kayıtlarını iptal etmesi ve son olarak ücretleri ödememesi üzerine, müvekkilinin 21.10.2021 tarihinde firma yetkilileri ile görüştüğünü ve bu görüşme sonrasında davalı şirket tarafından müvekkiline, davalı firmalardan 300.000,00 TL’lik bakiye iş alacağı kaldığını belirten imzalı belge verildiğini, 21.10.2021 tarihinden sonra toplamda 44.931,81 TL yatırıldığını ve müvekkilinin 255.068,19 TL bakiye iş bedeli alacağının kaldığının tespit edildiğini belirterek; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin ticari faiziyle birlikte davalı taraftan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin her iki davalı tarafın da arabuluculuk görüşmesine mazeret bildirmeksizin katılmaması sebebiyle 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu m.18/A-11 maddesi gereğince dava sonucuna bakılmaksızın karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı … İnşaat vekili cevap dilekçelerinde, davacı ile müvekkilinin İzmir Buca Seyfi Demirsoy Hastanesi inşaatı kaba işleri taşeronu davalı … Enerji İnş. Taah. ve Tur. Ltd. Şti. yetkilileriyle hastane inşaatının demir atma işçiliği konusunda sözlü olarak eser sözleşmesi imzalandığını, bu nedenle öncelikle müvekkili adına husumet itirazında bulunduklarını ve davanın müvekkili adına reddini talep etiklerini, davacı ve diğer davalı şirket arasında eser sözleşmesi mevcut olduğunu, diğer davalının davacıya yapılacak ödemelerin takibi, yapılıp yapılmadığının kontrolünün mümkün olmadığını, müvekkili ve diğer davalı arasında alt işverenlik ve üst işverenlik sıfatı bulunmadığından, müvekkilinin davacıya karşı müteselsilen sorumluluğu bulunmadığını, davacı ve diğer davalı arasında işçi- işveren ilişkisi değil eser sözleşmesine dayalı bir alt taşeronluk çalışması olduğunu, davacı ve ekibinin, diğer davalınının işçisi değil eser sözleşmesi gereği diğer davalının taşeronu olduğunu, müvekkili ve diğer davalı arasında 22.10.2021 tarihinde fesih ve tasfiye protokolü imzalanarak taraflar arasında hesap mutabakatları yapıldığını belirterek; davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalıya usulüne uygun şekilde meşruhatlı davetiye çıkarılmış olup; dosyaya yazılı ve sözlü savunma bildirilmemiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, alacak istemine ilişkindir.
Arabuluculuk tutanağı, sözleşme örneği, dekont örnekleri, SGK hizmet dökümleri, banka dekontları, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü ve Gelir İdaresi Başkanlığı cevabi yazıları ve diğer bilgi belgeler dosya içerisinde mevcuttur.
Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 31/01/2022 tarihli cevabi yazısının incelenmesinde; …’ın ticaret sicilinde herhangi bir şirket kaydına rastlanılmadığının bildirildiği ve yine Gelir İdaresi Başkanlığı’na yazılan müzekkereye verilen cevapta; …’ın herhangi bir gerçek vergi mükellefiyeti, şirket ortağı, yöneticilik ve sorumlu kaydına rastlanılmadığı bildirilmiştir.
6102 sayılı TTK m.5/1’de; kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Buna göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret Mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, Asliye Hukuk Mahkemelerine göre ihtisas mahkemeledir. Bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda Ticaret Mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir.
6102 s. TTK 19/2’de; taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira; TTK’da, ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı, ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusundaki işin, ticari iş niteliğinde olması bunun aynı zamanda ticari dava sayılmasını gerektirmez.
Gerçek kişi tacir, bir ticari işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işleten kişidir (TTK m.12/1). Bir gerçek kişinin tacir sayılabilmesi için her şeyden önce ticaret siciline kayıtlı olması zorunludur.
Dosya kapsamına, toplanan delillere ve Ticaret Sicil Müdürlüğü ve Vergi Dairesi Başkanlığından gelen yazı cevabına göre, davacının herhangi bir şirketin ortağı, yetkilisi ya da sahibi olmadığı, vergi dairesi yazı cevabı dikkate alındığında, davacının herhangi bir gerçek vergi mükellefiyeti, şirket ortağı, yöneticilik ve sorumlu kaydı olmadığı, davanın mutlak ticari dava veya nispi ticari dava niteliğinde olmadığı anlaşıldığından; görevli mahkemenin Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine, HMK 114/1-c ve HMK 115/2 maddesi gereği görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-DAVANIN MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesi ve iki haftalık yasal sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin HMK.323 ve 331 maddeleri uyarınca görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/05/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı