Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/591 E. 2022/550 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/591 Esas – 2022/550
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/591 Esas
KARAR NO : 2022/550

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 28/03/2022
KARAR TARİHİ : 28/09/2022
KARAR Y.TARİHİ : 28/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27.10.2016 tarihinde … plakalı sigortalı araç sürücüsünün Atatürk Bulvarı üzerinde Kızılay istikametine seyir halindeyken Sıhhıye köprü altına giriş yaptığı esnada, kontrolsüz bir şekilde yola atlayan yaya …’ye çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkili sigorta şirketinin TTK m. 1481 hükmü uyarınca zarar gören sigortalının haklarına halef olduğunu, 16.12.2016 tarihinde ödenen 24.465 TL tutara ilişkin başlatılan Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile 24.465 TL alacağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı yana tebligat yapılmamıştır.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen alacağın tahsiline yönelik başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Ankara …Asliye Hukuk Mahkemesinin … Karar sayılı görevsizlik kararı ile dosya mahkememize tevzii edilmiştir.
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın, zarardan sorumlu oldukları iddiası ile davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Rücu ve halefiyet, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 3.7.1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. 6102 sayılı TTK’nun “Halefiyet” başlığını taşıyan 1472. maddesinde ise; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre; davacı sigorta şirketinin sigortalısı hangi görevli ve yetkili mahkemede dava açabilecek ise, sigorta şirketinin de halefiyet gereğince, aynen sigortalı gibi o mahkemede dava açabileceğine işaret edilmiştir.
Somut olayda; davacı sigorta şirketi tarafından, 27.10.2016 tarihinde … sigortalı araç sürücüsünün yaya …’ye çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, davacı sigorta şirketi meydana gelen hasar nedeniyle sigortalısına 16.12.2016 tarihinde 24.465,00 TL ödeme yaptığı eldeki dava ile de; trafik kazası sonucu kasko sigorta kapsamında sigortalısına ödenen hasar bedelinin rücuen davalıdan tahsiline yönelik başlatılan icra takibine davalı yanın itirazının iptaline, inkar tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Dava dışı sigortalı ile davalı arasındaki uyuşmazlık, haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Davalı … tacir olmayıp, gerçek kişidir. Sigortalı araç da hususi otomobil olup, sigortalı …’tür. Böylece TTK’nun 4/1 maddesindeki nisbi ticari dava koşulları oluşmadığı gibi işbu davanın aynı maddede düzenlenen mutlak ticari dava niteliği de bulunmamaktadır. Bu durum karşısında, haksız fiilden doğan davada genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemeleri davaya bakmakla görevlidir. TTK’nun 6335 sayılı kanun ile değişik 5/3 maddesi uyarınca 01/07/2012 tarihinden itibaren asliye ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline dönüştürülmüştür. Mahkemenin görevli olması ise, HMK’nun 114/1.c maddesi uyarınca dava şartlarından olup, anılan kanunun 115. maddesi uyarınca da davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılır.

Açıklanan nedenlerle; mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, süresinde ve istek halinde dosyanın HMK 1, 20 maddeleri uyarınca, görevli Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, mahkememizce karşı görevsizlik verildiğinden süresi içerisinde istinaf edilmeden kararın kesinleşmesi halinde olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-Davanın, mahkemenin görevli olması dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde taraflarca müracaat edilmesi halinde dava dosyasının görevli Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Mahkememiz ile Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan kararın istinaf edilmeden kesinleşmesi halinde uyuşmazlığın halli için dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
4-Harç ve yargılama gideri hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu karar verildi. 28/09/2022