Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Dosya No: 2022/558 Esas – 2023/679 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
T.C.
ANKARA
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/558
KARAR NO : 2023/679
HÂKİM :…
KATİP : …
DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1) ….
2) …
3)…
VEKİLİ : Av. ….
DAVA : İtirazın İptali Davası (Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredi ve Ticari Kredili Mevduat Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 06/09/2022
KARAR TARİHİ : 10/10/2023
G.K. YAZIM TARİHİ : 28/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan “Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan İtirazın İptali Davası” davanın yapılan açık yargılaması neticesinde,
I) İDDİA :
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili … . (…. Şubesi) ile dava dışı … Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında akdedilen kredi sözleşmesinde; davalıların asıl borçlu şahıs ile birlikte müşterek ve müteselsil kefil sıfatı ve asıl borçlu sıfatıyla birlikte imzalandıkları, … Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin edimlerini yerine getirmemesi üzerine sözleşmenin bankaya verdiği yetkiye istinaden sözleşmenin feshedildiği ve hesabın kat edilerek ihtarname tebliğ edildiği, süresi içerisinde borcun ödenmemesi üzerine davalılar aleyhine, …. Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine başlanıldığı, borçluların dosya borcunun tamamına itiraz neticesinde icra takibin durduğu belirtilmiş olup; Mahkememiz nezdinde açılan dava kapsamında, davalıların itirazlarının iptaline, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin de davalılara yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
II) SAVUNMA :
Davalılar vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davaya konu icra takip dosyasına sunulmuş olan (….) …. Noterliğinin 09/06/2021 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi incelendiğinde dava dışı … Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti., …ve … tarafından söz konusu borç sebebiyle davacı banka lehine ipotekler tesis edildiği, dolayısıyla banka lehine tesis edilen ipotek limitleri kadar müvekkillerinin sorumlu olacakları tutardan indirim yapılmasının zorunlu olduğu; ödeme emri incelendiğinde ipotek takibi ile ilgili söz konusu ilamsız takipte herhangi bir bilginin bulunmadığı, davacı bankadan ipotek takibi başlatılıp başlatılmadığının sorulmasını talep ettikleri, davacı banka tarafından gerek takip öncesi gerekse de takip sonrası faiz oranlarının yanlış belirlendiği ve uygulandığı; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için aranan yasal şartların oluşmadığı, davacı şirketin kötüniyetli olarak icra takibi başlattığı, zira söz konusu kredi dolayısıyla lehine tesis edilmiş olan ipotek tutarlarının borçtan mahsup edilmediği, mükerrer tahsilata imkan sağlayacak şekilde müvekkilleri (kefiller) hakkında icra takibi başlatıldığı beyan edilmiş olup; Mahkememiz nezdinden açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı bankaya yükletilmesine, davacı banka aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
III) DELİLLER
26/04/2018 Tarihli Genel Kredi Sözleşmesi Sureti.
… Esas Sayılı Dosya Sureti (İlgili İcra Dairesinin kapatılması akabinde dosya, …. Esas numarasını almıştır)
…. Esas Sayılı Dosya Sureti. (Dosyamız UYAP Sistemi Kayıtlarına eklenilmek suretiyle incelenmiştir).
… Arabuluculuk Sayılı Dosyası. (Dosyamız UYAP Sistemi Kayıtlarına eklenilmek suretiyle incelenmiştir).
… . …. Şubesi Tarafından Gönderilen 06/10/2022 Tarihli Cevabi Yazı.
İtirazın İptali Tespiti Hususunda Düzenlenen Bilirkişi Kök ve Ek Raporları.
IV) DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
a) Dava Konusu Uyuşmazlığın Tespiti :
Mahkememizde açılan davanın; davacı … …. (“davacı şirket” veya “davacı banka” olarak anılacaktır) ile davalılar …, … ve … arasındaki “Banka Genel Kredi Sözleşmesi Kaynaklı İtirazın İptali Davası” olduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın konusunun; …. Esas sayılı (İlgili İcra Dairesinin kapatılması akabinde dosya, …. Esas numarasını almıştır) dosyasında başlatılan icra takibi ile ilgili olarak; davacı banka ile dava dışı … Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. (“dava dışı şirket” olarak anılacaktır.) arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine davalılar tarafından verilmiş olan kefalet beyanları doğrultusunda; (takip tarihi itibariyle) 325.950,78 TL. alacağının mevcut bulunup bulunmadığı; takip tarihi öncesinde uygulanmış faizin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı, türü ve oranı ile takip sonrası uygulanacak faizin türü ve icra inkar tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığının yanı sıra, davalıların kefalet beyanlarında eş rızası bulunmamasının, kefalet sözleşmesini geçersiz kılıp kılmadığı hususlarından ibaret olduğu anlaşılmaktadır.
b) Dava Şartları ve İlk İtirazların Değerlendirilmesi :
Mahkememizce yürütülen yargılama kapsamında; öncelikle 6100 Sayılı HMK.’nın 114. maddesi uyarınca “dava şartlarının” mevcut bulunup bulunmadığı hususunda yapılan incelemede; dava şartlarında eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş; bunun yanı sıra, davalılar vekili tarafından sunulan cevap dilekçesi kapsamında da “yetki” veya “tahkim” ilk itirazlarında bulunulmadığı anlaşıldığından; ilk itirazlar ile ilgili olarak herhangi bir inceleme yapılmamıştır.
c) Dava Konusu Uyuşmazlığın Hukuki Tasnifi :
İtirazın İptali Davası; herhangi bir icra takibinde, borçlu tarafından sunulmuş olan “itirazın geçersiz kılınması”, borçlu itirazı ile devam edilemeyen ilamsız takibe konu “alacağın varlığının tespiti” ile “icra takibinin devamına karar verilmesi” talebi ile ilgili olup; bu doğrultuda, takibe konu alacağın borçludan tahsilini temin amacı taşımaktadır.
İtirazın İptali Davasını düzenleyen, 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İtirazın İptali” başlıklı 67. maddesi, aşağıda belirtildiği şekildedir:
“(1) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(2) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir.
(3) İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
(4) …
(5) Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
(6) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.”
Yukarıda belirtilen Kanun hükmünden de anlaşılmakta olduğu üzere, “İtirazın İptali Davası” açılabilmesi için:
a) İlamsız takip yapılmış olması,
b) Borçlunun bu takibe itiraz etmesi,
c) İtirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının, bir yıl içinde Mahkemeye başvurmuş olması
yasal koşullarının gerçekleşmesi gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen madde hükmü kapsamında da açıkça belirtildiği üzere alacaklı; ilgili icra dosyasında, borçlu/borçlular tarafından sunulan “ödeme emrine itiraz beyanının” kendisine tebliğini müteakiben bir (1) sene içerisinde açabileceği “itirazın iptali” davası kapsamında; borçlu/borçlular tarafından ileri sürülmüş olan itirazın, (genel hükümler uyarınca “alacağının varlığını” ispat etmek suretiyle) iptalini talep edebilir.
İtirazın iptali davası ile ilgili olarak belirtilen bir (1) senelik süre, hak düşürücü nitelikte olup; anılan süre içerisinde “itirazın iptali davası” açılmaması halinde dahi alacaklı, genel hükümler çerçevesinde dava açmak suretiyle alacağını talep edebilecektir.
İtirazın iptali davası; yargılama usulü bakımından “genel hükümlere” tâbidir. Davalı/borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da, bu dava içinde kendisine tanınan yasal cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır. Yasal cevap süresi içinde davalı/borçlu tarafından ileri sürülmeyen itirazlar, Mahkeme tarafından re’sen dikkate alınamaz ve takibe itiraz edilirken bildirilen sebeplerle sınırlı araştırma yapılır.
Dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tâbi bulunduğundan; “ispat yükü” normal bir alacak davasında kabul edilecek “ispat yükü” ile aynıdır. Bu açıklamadan hareketle; 6100 sayılı HMK.’nın 190. maddesi uyarınca ispat yükü, kanunda özel düzenleme bulunmadıkça, “iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa” aittir. Bu genel kuralın dışında bazı istisnai hâllerde, ispat yükü yer değiştirerek davalı tarafa geçer.
Neticeten; davacı ya da davalı, iddiasını ya da savunmasını, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen hükümler uyarınca ispat külfeti altındadır. Buna göre yürütülecek yargılama sonucunda Mahkeme tarafından verilecek karar; “dava konusunun esası” hakkında, söz konusu uyuşmazlığı “kesin hükümle sonuçlandıran” bir nihai karar olup, “icra takibinin devamı” hususunda da takdir içermektedir.
d) Dava Konusu Uyuşmazlık İle İlgili Değerlendirme :
Mahkememiz nezdinde açılan itirazın iptali davasında; davacı banka ile dava dışı şirket arasında imzalanan “Genel Kredi Sözleşmesine”, davalılar tarafından verilmiş olan müteselsil kefalet doğrultusunda; davalıların (takip tarihi itibariyle) 325.950,78 TL. borcu bulunduğundan bahisle, … sayılı dosyasında davacı banka tarafından başlatılan icra takibinde, davalılar tarafından sunulan itirazların iptaline ve alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının ödenmesine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı banka vekili tarafından sunulan dava dilekçesini ve tensip zaptını içeren “ön inceleme duruşma davetiyesi”; (6100 Sayılı HMK.’nın 317, 318, 140/5, 141, 147 ve 320. maddeleri uyarınca ihtarat içerir şekilde) davalı …’a 12/09/2022 tarihinde, davalı …’a ise 13/09/2022 tarihlerinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup; davalı …’a gönderilen (tensip zaptı ve dava dilekçesini içerir) ön inceleme duruşma davetiyesinin bila tebliğ Mahkememize iade olduğu, bununla birlikte davalı … vekili tarafından, dosyaya süresinde cevap dilekçesi sunulduğu anlaşılmakla, davalıya Mahkememizce tekrar dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğine lüzum görülmemiştir.
Davalılar vekili tarafından yasal süresi içerisinde (03/10/2022 tarihinde) sunulan cevap dilekçesinde; dava dışı şirket ile …ve … isimli şahıslar tarafından dava konusu borç sebebiyle tesis edilen ipotek bedellerinin indirilmesi gerektiğinden ve faiz oranlarının yanlış hesaplandığından bahisle davanın reddine ve davacı banka aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatı tahsiline karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce, itirazın iptali istenen icra takibine konu alacağın varlığı ve miktarı hususlarında ayrıntılı ve denetime elverişli rapor düzenlenmesi amacıyla dosya bilirkişiye tevdi edilmiş; anılan hususta düzenlenen bilirkişi raporunun dosyamıza 25/01/2023 tarihinde sunulduğu; Mahkememizce aldırılan işbu 23/01/2023 tarihli ilk bilirkişi raporu kapsamında; davacı bankanın, davalılardan alacak miktarının (gider vergisi ve ihtarname masrafı dahil olmak üzere) toplam 318.677,75 TL olduğu tespit edilmiştir.
Anılan bilirkişi raporu; davacı banka vekiline ve davalılar vekiline 30/01/2023 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş; davacı banka vekili tarafından 08/02/2023 tarihinde bilirkişi raporuna yönelik itiraz dilekçesi sunulmuş; bununla birlikte davalı şirket tarafından herhangi bir beyan/itiraz dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
Davacı banka vekili tarafından sunulan itiraz beyanları doğrultusunda ek rapor düzenlenmesi amacıyla dosya tekrar bilirkişiye tevdi edilmiş; müteakiben düzenlenen ek rapor ise, 02/05/2023 tarihinde Mahkememize sunulmuş olup; anılan 28/04/2023 tarihli ek bilirkişi raporu kapsamında, kök raporda belirtilen kat tarihinin (davacı banka vekili itirazı doğrultusunda) değiştirildiği, davacı bankanın toplam alacağının tekrar hesaplandığı; bu doğrultuda davacı vekilinin “temerrüt faizi oranı” hususundaki itirazına binaen “ödeme planında belirtilen %22,10 faiz” miktarı ile yapılan hesaplama neticesinde alacak miktarının 321.618,39 TL olduğunun; “…. sayılı Faiz Genelgesi uyarınca %29,90 faiz” miktarı dikkate alınarak yapılan hesaplama neticesinde ise alacak miktarının 325.638,60 TL olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
Neticeten;
Bilirkişi Kök ve Ek Raporlarının (ek rapor kapsamında yapılan düzeltmeler neticesinde), davanın esasına etkili ve denetime elverişli olduğu kanaatine varılmış; bununla birlikte taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümleri uyarınca belirlenen (ödeme planında açıkça belirtilen) temerrüt faiz oranı olan %22,10 faiz oranının uygulanması gerektiği takdiriyle; davacı bankanın, davalılar tarafından imzalanan kefalet sözleşmeleri uyarınca takip tarihi itibariyle 321.618,39 TL alacaklı olduğu kanaatine varılmış ve dava konusu takibin, kaldığı yerden (sözleşmede belirtilen) %22,10 faiz ile devamına dair karar verilmiştir.
Bunun yanı sıra davalılar vekili tarafından belirtilen “davacı banka lehine tesis edilen ipotek bedellerinin indirimi” hususunda Mahkememizce yapılan incelemede; … Esas sayılı dosyasında yürütülen “ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip” kapsamında davacı banka tarafından yapılan tahsilatların, anılan bankanın … referans numaralı kredisi ile ilgili olarak tahsil edildiği ve bununla birlikte huzurdaki dava konusu alacağın, farklı bir kredi olan … referans numaralı krediden doğduğu anlaşıldığından, davalılar vekili tarafından sunulan işbu beyan, hükme esas alınmamıştır.
Davalılar vekili tarafından sunulan “eşin rızası olmadan yapılan kefalet sözleşmelerinin geçersiz olacağı” yönündeki savunmalar ile ilgili olarak ise; 01/03/2012 tarihli 8017 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nde yapılan incelemede, davalıların, dava dışı şirketin (asıl borçlu şirketin) ortağı olduklarının tespit edilmiş olması nedeniyle, 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun “eşin rızası” ile ilgili 584. maddesi ve Ek fıkra: 28.3.2013-6455 S.K. / m.77’ye göre, 18/06/2019 ve 20/05/2020 tarihli kefalet sözleşmelerinde, eş muvafakatinin alınmasına gerek bulunmadığı kanaatine varılarak, davanın kısmen kabulüne dair aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
V) HÜKÜM : (Yukarıda Açıklanan Gerekçelerle)
1) Davanın KISMEN KABULÜNE,
Bu doğrultuda;
…. sayılı icra takibine yapılan itirazın 321.618,39 TL’lik ( asıl alacak+işlemiş faiz+BSMV+ihtarname masrafı) kısmının iptaline,
299.831,91 TL. asıl alacak ve 17.268,13 TL. işlemiş faiz, 863,41 BSMV ve 3.654,94 ihtarname masrafı olmak üzere toplam 321.618,39 TL üzerinden; (asıl alacağa takip tarihinden itibaren) işletilecek %22,10 faizi ile takibin devamına;
2) Hükmolunan alacağın %20’si olan 64.323,68 TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE;
3) Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 21.969,75 TL harcın, davalılardan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4) Davacı tarafın, kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3. ve 13. maddeleri uyarınca takdiren 50.242,76 TL vekalet ücretinin, davalılardan alınarak, davacıya ÖDENMESİNE,
5) Davalıların, kendilerini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdiren 4.332,39 TL vekalet ücretinin, davacı bankadan alınarak, davalılara ÖDENMESİNE,
6) Davacı tarafından yapılan 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 209,50 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.009,50 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.982,79 TL’nin; davalılardan alınarak, davacıya ÖDENMESİNE, kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7) Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, kararın kesinleşmesini müteakiben talep edilmesi halinde, 6100 Sayılı HMK.’nın 333. maddesi uyarınca taraflara İADESİNE,
8) Arabuluculuk faaliyeti sonucunda, taraflar arasında anlaşma sağlanamadığı anlaşıldığından; Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. maddesi uyarınca …. tarafından karşılanan 1.600,00 TL arabuluculuk ücretinden; red ve kabul sorumluluk oranına göre hesaplanan 1.578,73 TL’nin davalılardan, 21,27 TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Dair; davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, verilen karar, gerekçeli kararın TEBLİĞ tarihinden itibaren (2) hafta içerisinde; (Mahkememiz’e veya istinaf edenin bulunduğu yer İlk Derece Mahkemesine dilekçe sunmak suretiyle) HMK’nın 345. maddesi uyarınca …. Bölge Adliye Mahkemesi’ne İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere okunup, yapılan açık yargılamada karar verildi. 10/10/2023
Katip …. Hâkim ….
¸ ¸
Gerekçeli Karar