Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/523 E. 2023/56 K. 30.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
… GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/523 Esas
KARAR NO : 2023/56

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 17/08/2022
KARAR TARİHİ : 30/01/2023
KARAR Y.TARİHİ : 01/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında … Şirketinin %2 lik satış payı hususunda anlaşma sağlandığını, müvekkilinin anlaşma gereği icra ve davaya konu 360.000,00 TL bedelli senedi güven ilişkisine dayalı olarak imzalayarak davalıya teslim ettiğin, yapılan anlaşmadan vazgeçildiğini, anlaşma sağlanamaması nedeniyle teslim edilen senedin iade edilmesinin talep edildiğini ancak davalı tarafın devir için anlaşılan bedel olan 368.000,00 TL’nin 8.000,00 TL’lik kısmını aldığını ve 360.000,00 TL bedelli senet yönünden müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın kötü niyetle başlattığı bu icra takibi nedeniyle müvekkilinin mağduriyet yaşadığını, dava konusu haksız durum nedeniyle müvekkilinin telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı ile yapılan anlaşmanın hisse devri olması, senedin bu amaçla verilmesi ve hisse devrinin gerçekleşmemiş olması sebebiyle müvekkilin davalıya teslim etmiş olduğu senet karşılığında davalıya herhangi bir borçları olmadığının tespitine, dava konusu senedin iptaline veya müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında hisse satışı bedelinin satıcıya ödenmesi sonrasında da hisse devirlerinin yapılması hususlarında anlaşma sağlandığını, davacı tarafın anlaşma dahilinde satış konusu hisse bedelinin 8.000,00 TL’lik kısmını müvekkilinin banka hesabına yatırdığını, geriye kalan 360.000,00 TL borcuna karşılık olarak 15.06.2022 vade tarihli 360.000,00 TL bedelle senedi düzenleyerek müvekkiline teslim ettiğini, söz konusu senedin ödeme tarihi geldiğinde bedelinin ödenmediğini, bedelin ödenmemesi üzerine davacı aleyhine … müdürlüğünün 2022/10686 sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takibin 04/08/2022 tarihinde kesinleştiğini, açılan davanın haksız olduğunu, müvekkilinin hisse satışından hiç bir zaman vazgeçmediğini, davacı tarafın iddiasını yazılı delil ile ispat etmesi gerektiğini, davacı tarafın kusurlu olduğunu, hiç kimse kendi kusurundan yararlanamaz ilkesi gereği davacı tarafın iddialarının haksız ve yasaya aykırı olduğunu savunmuş hukuki dayanaktan yoksun, yasaya aykırı haksız davanın reddine, davaya konu … Müdürlüğünün 2022/10686 sayılı icra takibinin devamına karar verilmesini istemiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında yapılan … şirket hisse devir vaadi sözleşmesi uyarınca davacı tarafından düzenlenerek davalıya teslim edilen ve takibe konu yapılan senet nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
… Müdürlüğünü müzekkere cevabı, … Müdürlüğünün 2022/10686 sayılı takip dosyasının uyap evrakları, … 2022/197010 soruşturma numaralı dosyasının uyap evrakları ve diğer bilgi belgeler dosyada mevcuttur.
… Müdürlüğünün 2022/10686 sayılı takip dosyasının ödeme emrinin incelenmesinde; alacaklı … tarafından, borçlu … aleyhine, 25/04/2022 tanzim 15/06/2022 vade tarihli 360.000,00 TL bedelli senede dayalı olarak 360.000,00 TL senet bedeli, 991,23 TL senet bedeli geçmiş gün reeskont avans faizi miktarı, 1.080,00 TL senet bedelinin %0,3 komisyon miktarı olmak üzere toplam 362.071,23 TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine mahsus icra yoluyla takibe girişildiği görülmüştür.
Davacı taraf eldeki dava ile; takip dayanağı senedin, taraflar arasında yapılan … şirket hisse devir vaadi sözleşmesinin teminatı olduğunu, senedin bu amaçla verildiğini ancak hisse devrinin gerçekleşmediği ileri sürerek senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı yan ise; taraflar arasında … Şirketi’nin %2’lik hissesini davalıya 368.000,00 TL üzerinden satışı konusunda anlaştıklarını, satış bedelinin 8.000,00 TL’sinin ödendiğini, bakiye kalan 360.000,00 TL için ise takip dayanağı senedin düzenlendiğini, ödeme tarihi geldiğinde bedelinin ödenmediğini, taraflar arasındaki anlaşma uyarınca hisse devrinin senet bedeli ödendikten sonra yapılacağını, devirden vazgeçme gibi bir durumun olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Taraflar arasında yapılan sözlü hisse devri vaadi sözleşmesi ile davalı …’in, … Şirketi’nin %2’lik hissesini davacı …’e 368.000,00 TL üzerinden satışı konusunda anlaştıkları, davacı tarafından 25.04.2022 tarihinde 8.000,00 TL tutarında ön ödeme yapıldığı, bakiye 360.000,00 TL için ise davacı … tarafından davalı … lehine 25/04/2022 düzenlenme, 15/06/2022 vadeli ve 360.000,00 TL tutarlı bir adet senet düzenlendiği görülmüştür.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 489. maddesinde de “Hamiline yazılı pay senetlerinin devri, şirket ve üçüncü kişiler hakkında, ancak zilyetliğin geçirilmesiyle hüküm ifade eder.” hükmü, 490. maddesinde ise “Kanunda veya esas sözleşmede aksi öngörülmedikçe, nama yazılı paylar, herhangi bir sınırlandırmaya bağlı olmaksızın devredilebilirler. Hukuki işlemle devir, ciro edilmiş nama yazılı pay senedinin zilyetliğinin devralana geçirilmesiyle yapılabilir.” hükmü düzenlenmiştir.
… Şirketlerde pay senetleri hamiline veya nama yazılı olabilir. Hamiline yazılı pay senetlerinin devri şirket ve üçüncü kişiler arasında zilyetliğin geçirilmesi ile hüküm ifade eder. Nama yazılı paylar ise ilke olarak herhangi bir sınırlandırmaya bağlı olmaksızın devredilebilir. Devir, ancak kanunla veya esas sözleşme ile sınırlandırılabilir. Bu kapsamda, bedeli tamamen ödenmemiş nama yazılı paylar yine ilke olarak ancak şirketin onayıyla devredilebilir.
Bu açıklamalar ışığında … Şirketi’nin esas sözleşmesi incelendiğinde; başlangıçta taahhüt edilen ve ödenen sermeyenin 200.000,00 TL olduğu, 10.05.2018 tarihli genel kurul kararı ile şirket sermayesi 200.000,00 TL’den 400.000,00 TL’ye çıkartılarak, şirket esas sözleşmesinin 6. maddesinin; “şirketin sermayesi, beheri 50,00 Türk Lirası değerinde 8.000 paya ayrılmış toplam 400.000,00 Türk Lirası değerindedir. Bu payların tamamı nama yazılıdır.” şeklinde tadil edildiği görülmüştür. Esas sözleşmede, payların nama yazılı olacağı belirlenmiş olmasına rağmen şirket tarafından nama yazılı hisse senedi çıkarılmadığı gibi, sonradan sermeye arttırımına gidilmesine rağmen, arttırılan 200.000,00 TL sermayenin, sadece 50.000,00 TL’sinin ödendiği tespit edilmiştir. Bu halde, şirket payları, çıplak pay niteliğinde olup, TTK’da, çıplak payların devredilmesine ilişkin olarak açık bir hüküm yoktur. Ancak bu durum çıplak payın devrine engel değildir. Halka kapalı … şirketlerde hisse senedi bastırılması zorunluluğu olmadığı için, senede bağlanmamış çıplak pay, hisse senetleri gibi devre konu olabilir. Nitekim … şirkette pay sahipliği sıfatının kazanılması, hisse senedi bastırılmasına bağlı değildir. Buna göre bedeli tamamen ödenmiş çıplak pay, alacağın temliki (…) hükümlerine göre devredilebilir. Yüksek mahkeme de çıplak payın, yazılı olarak yapılan ve tasarrufi niteliği olan alacağın temliki işlemi ile devredilebileceğini içtihat etmektedir. İşlemin yazılı olarak yapılması zorunludur, aksi taktirde çıplak payın devri gerçekleşmez. Başka bir ifadeyle, bedeli tamamen ödenmiş çıplak payın devri, alacağın temliki hükümlerine göre gerçekleşir. Alacağın temliki tasarufi bir işlem olduğu için, bununla çıplak pay devralana geçer. Bedeli hiç ödenmemiş veya kısmen ödenmiş çıplak payın devrinin hukuki niteliği, bedelinin tamamı ödenmiş çıplak payın devrinden faklıdır. Zira, bedelin tamamı ödenmiş pay tali hükümleri bir yana bırakacak olursak, pay sahibi açısından her hangi bir malvarlıksal borç içermemekte dolayısıyla sahip olduğu alacak hakkı niteliğindeki haklarından ötürü devri yukarıda açıklandığı üzere alacağın temliki hükümlerine göre gerçekleşir. Ancak bedeli tam olarak ödenmemiş pay için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Çünkü bedeli tam ödenmemiş pay, pay sahibi dışında malvarlıksal borç niteliğindeki taahhüt edilen pay bedelinin ödenmesi borcunu içerir. … ortaklıklarda pay sahibinin asli borcu, taahhüt ettiği payların karşılığını oluşturan edimin ifasıdır. Bu kural hem nakdi hem de ayni sermaye taahhüdü için geçerlidir. Pay sahiplerinin taahhüt ettikleri payların karşılığını oluşturan edimi ifa etme borçları, ortaklık dışında da bir alacak hakkı teşkil eder. Bu durumda, karşılığı tamamen ödenmemiş bir payın devri devralan kişi açısından bir borç yüklenmesi niteliğine sahip olacağından ötürü devir işleminin borcun üstlenilmesi hükümleri uyarınca, yani bir iç üstlenme sözleşmesi ve alacaklı konumundaki … ortaklığın onayı alınmak sureti ile yapılması gereklidir. İç üstlenme sözleşmesinin tabi olduğu şekil şartı hakkında hiç bir hüküm öngörülmemiştir. Bu sebepten ötürü, hukukumuzda hakim olan şekil serbestisi ilkesi uyarınca tarafların söz konusu nakil sözleşmesini herhangi bir özel şekle bağlı olmaksızın sözlü, yazılı veya resmi şekilde yapabilme hususunda serbest oldukları düşünülebilir. Ancak pay, sadece kendisine bağlanan borçların değil aynı zamanda hakların da kaynağını teşkil eder. Alacak haklarının devrinin alacağın devri hükümlerine tabi kılındığı düşünülecek olursa, taahhüt edilen payın karşılığını ödeme borcunun yanında, ortaklık haklarını da içeren bedeli tam ödenmemiş payın devri işleminin de yazılı şekilde yapılması zorunluluğu söz konusudur. Dolayısıyla bedeli tam olarak ödenmemiş çıplak payın devri yazılı bir devir beyanı ile birlikte … ortaklığın onayının alınması ile gerçekleşir. … ortaklık adına devir işlemine onay vermeye eğer ana sözleşmede farklı bir düzenleme bulunmuyorsa yönetim kurulu yetkilidir.
Somut olayda, … Şirketinin, şirket paylarının esas sözleşme hükümlerine göre nama yazılı olduğu belirtilmiş olunmasına rağmen şirket tarafından kuruluşundan itibaren nama yazılı hisse senedi çıkartılmadığından paylarının, çıplak pay niteliğinde olduğu ve dosyaya kazandırılan sicil kayıtlarından da; şirketin arttırılan 200.000,00 TL sermayesinden sadece 50.000,00 TL’sinin ödendiği, 150.000,00 TL’sinin ise taahhüt edilmesine rağmen ödenmediği anlaşılmıştır. Hisse senedi bastırılmadığından, şirket paylarının devri, ancak yazılı şekilde akdedilecek devir sözleşmesi ile mümkün olup, taraflar arasında pay devrine ilişkin düzenlenmiş ve imza altına alınmış yazılı bir devir sözleşmesi bulunmamaktadır. Bu durumda geçerli bir pay devrinden bahsetmek mümkün değildir. Zira, bedelinin tamamı ödenmiş çıplak payın devri, tasarrufi bir işlem olan alacağın temliki hükümlerine göre gerçekleşecek olup, temlik sözleşmesi ile çıplak pay devralana geçecektir. Her ne kadar, taraflarca dosyaya bir kısım watssap yazışmaları sunulmuş ise de, bu yazışmalar; sadece taraflar arasındaki hukuki ilişkinin ispatına yönelik olup, baştan itibaren geçerli şekilde kurulmuş yazılı bir sözleşmenin varlığı olarak kabul edilemeyecektir. Yanı sıra, şirket sermayesinin bir kısmı ödenmediğinden, şirket paylarının devri, yazılı bir devir beyanı ile birlikte … ortaklığının onayının alınması ile gerçekleşebilecektir. Davaya konu olayda devir işleminin onaylandığına dair yönetim kurulu kararı da bulunmamaktadır. Bu nedenle taraflar arasında geçerli ve hüküm doğuran pay devir sözleşmesi bulunmadığına göre, taraflar bu uğurda birbirlerinden aldıklarını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri vermekle yükümlüdürler. Davacı yan, takip ve dava konusu senedi pay devrine esas olmak üzere davalıya teslim ettiğini iddia etmiş, davalı da bu hususu kabul etmiştir. Bu halde, takip dayanağı senedin pay devrine karşılık verildiği açık olup, pay devrine yönelik geçerli ve hüküm doğuran bir sözleşme ile birlikte şirket onayı bulunmadığına göre, davacın senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitini istemesi haklı nedene dayandığından, davanın kabulüne, davacının takip dayanağı senet nedeniyle davalı yana borçlu olmadığının tespitine ve senedin iptaline karar verilmiştir.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-Davanın kabulüne; alacaklısı …, borçlusu … olan, 25.04.2022 tanzim, 15.06.2022 vade tarihli ve 360.000,00 TL bedelli senet nedeniyle, davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile senedin iptaline,
2-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 53.400,00 TL vekalet ücretinin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 24.591,60 TL harçtan peşin alınan 6.147,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18.443,70 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan başvurma harcı, peşin harç, vekalet harcı olmak üzere toplam 6.240,10 -TL yargılama harcının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat ve müzekkere gideri olarak 237,50 -TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı . 30/01/2023
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır