Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/5 E. 2022/8 K. 10.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/5 Esas
KARAR NO : 2022/8

DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 05/01/2022
KARAR TARİHİ : 10/01/2022
KARAR Y.TARİHİ : 10/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin murisi ..’ün .. Bankası Sincan meydan şubeden kullandığı … hesap nolu kredi teminatı olmak üzere davalı şirket ile 19.04.2021 tarihli 1622498122 teklif nolu hayat sigortasının imzalandığını, murisin Covid-19 tedavisi görmekte olduğunu, Ankara Şehir Hastanesi’nde 17.05.2021 tarihinde vefat ettiğini, bunun üzerine müvekkillerinin murislerinin borcunun teminatını davalı şirketten talep ettiklerini ancak davalı şirketin sigorta teminatını kendilerini ödemeyeceklerini bildirdiklerini beyan ederek, 1.000,00 TL alacağın ölüm tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı şirketten tahsilini, kredi taksitlerinin dava sonuna kadar ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı tarafa tebligat çıkarılmamıştır.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, hayat sigortasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemelerin görevi kanunla belirlenir. Görev konusu dava şartı olup, mahkeme tarafından yargılamanın her aşamasında, talep halinde veya resen incelenebilir. Mahkememizde açılan bu davada öncelikle taraflar arasındaki uyuşmazlığın tüketici işlemi niteliğinde olup olmadığı ve ticaret mahkemesinin bu davada görevli olup olmadığının açıklığa kavuşturulması zorunludur.
Tüketici işlemi ile ticari iş kesişmesinin meydana geldiği hallerde, emredici şekilde tüketicinin korunması amaçlanmaktadır. Böylece tüketicinin bulunduğu işlemlerin, ticari iş sayılmasının yanında ayrıca tüketici işlemi olarak kabul edilmesi gerektiği, kanunların çatışma içerisinde bulunduğu hâllerde; 6502 sayılı TKHK’nın gerek özel, gerekse sonraki kanun olması nedeniyle tüketici mevzuatının önceliğinin kabulü, isabetli bir çözüm yöntemidir (Ayhan, Rıza/Çağlar, Hayrettin: Ticari İşletme Hukuku -Genel Esaslar-, Ankara 2018, s. 24).
28.11.2013 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde bu kanunun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsayacağı;
3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler, “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler, “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve Tüketici Kanunu’nun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir.
Aynı Kanun’un 73/1. maddesinde; “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 15.06.2020 tarih, 2018/4019 Esas, 2020/3394 Karar sayılı kararına göre; hayat sigortası sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davada; davacılar murisinin tüketici olduğu ve davacıların davalı sigorta şirketi ile muris arasındaki hayat sigortası sözleşmesine dayalı olarak talepte bulunduğundan, davaya konu uyuşmazlık bakımından Tüketici Mahkemesi görevlidir.
Somut olayda; Muris Orhan Karagöz ile davalı arasında hayat sigortası sözleşmesi bulunduğunu, murisin vefatından sonra davacılar taraflar arasında akdedilen hayat sigortası nedeniyle 1.000,00 TL tazminatın davalı şirketten tahsil edilerek davacılara ödenmesini talep etmiştir. Taraflar arasında kurulan hayat sigorta sözleşmesi tüketici işlemi niteliğinde olup, sigorta sözleşmesinin tarafı olan ve ticari amacı olmayan davacı tüketici konumunda olduğuna göre, uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemeleri görevlidir. Bu nedenle, uyuşmazlığın çözümünde mahkememiz görevli olmadığından, davanın, mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine, süresinde ve istek halinde dosyanın HMK 1 ve 20 maddeleri uyarınca, görevli Ankara Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Davanın, mahkemenin görevli olması dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevli mahkemenin Ankara Tüketici Mahkemesi olduğunun TESPİTİNE,
2-HMK 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde taraflarca müracaat edilmesi halinde dava dosyasının görevli Ankara Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca harç ve yargılama gideri hususunun yetkili ve görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 12/11/2021
Katip …
¸

Hakim …
¸