Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/438 E. 2023/382 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/438 Esas – 2023/382
T.C.
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2022/438 Esas
KARAR NO : 2023/382

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 06/09/2021
KARAR TARİHİ : 30/05/2023
KARAR Y.TARİHİ : 05/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın davalıya kredi kartı tahsis ettiğini, davalının kredi kartından kullandığı tutarların geri ödemesini gerçekleştirmediğini, üzerine düşen edimleri yerine getirmediğini, bunun üzerine davalının hesabının kat edilerek ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin davalıya bizzat tebliğ edildiğini, bunun üzerine alacağın tahsili amacıyla … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itizarı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı tarafa usulüne uygun yapılan tebligata rağmen cevap sunulmadığı görülmüştür.
DELLİLLER:
1-) … Esas sayılı dosyası, … Esas sayılı dosyası,
2-) Hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk son tutanağı,
3-)…, … , …, … yazılan müzekkere cevapları,
4-)Mahkememizce alınan bilirkişi ek raporu,
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.
… sayılı kararında “davacının talebine konu şirket (…) kredi kartı sözleşme konusu şirket kredi kartına yönelik olarak açılan dava yönünden dosyanın bu dosyadan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verildiği, ilgili talep açısından davalının tüketici sıfatı ile hareket etmediği, ticari amaç ile kredi ve kredi kartı kullandığı, temel ilişkinin tüketici hukukundan kaynaklanmadığı, davalının tüketici sıfatına haiz olmadığı” belirtilerek kısmen icra takibi bölünerek Ticaret Mahkemelerine görevsizlik kararı verildiği ve mahkememizin yukarıdaki esas sırasına kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
6102 s. TTK m. 5/1’de yapılan düzenlemede, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ancak, Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir.
A-Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartları aranmaz. Uyuşmazlık konusunun 6102 s. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
B- Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK 4/1. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Kanunda yapılan bu düzenleme uyarınca bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 s. TTK 19/2’de, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusundaki işin ticari iş niteliğinde olması bunun aynı zamanda ticari dava sayılmasını gerektirmez.
C-Taraflardan sadece birinin ticari işletmesi ile ilgili olması durumunda ticari dava kabul edilen davalar kanunda açıkça düzenlenmiştir. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 s. HMK m. 1 uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında …’ca re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6102 s. TTK m. 5/4’de düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri’ne açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, Asliye Ticaret Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Bu nedenle yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesi’ne genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin esasının görülmesi gerekir. Buna karşılık, kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması açıkça bozmayı gerektiren bir usule aykırılık hali oluşturur.
Bu bilgiler ışığında, dosya içerisinde toplanan tüm deliller, tarafların iddia ve savunmaları, sözleşme ve diğer belgeler incelendiğinde, davalı gerçek kişi hakkında yapılan araştırmaya göre, davalının tacir olmadığı, banka tarafından bu kredi yönünden kredi, ticari kredi olarak tanımlanmış ise de, davalının tacir olmadığı ve tacir olmayan kişiye ticari kredi kullandırma yönünden bankanın tanımlamasının neye göre yapıldığının anlaşılamadığı ancak ticari kredi ile tüketici kredilerinin sonuçlarının farklı olduğu, bir kısım kredi yönünden tüketici bir kısım yönünden ticari kredi kullandırmanın ve tacir olmayan kişiler bakımından mahkememizi görevli hale getirmediği ve tefrik edilen kredi tüketici kredisi olduğuna göre, daha özel mahkeme görevli olacağından görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu değerlendirilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Anlatılan nedenlerle,
1-DAVANIN MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİK SEBEBİYLE USULDEN REDDİNE, görevli mahkemenin … Mahkemesi olduğunun tespitine,
2-Mahkememiz tarafından karşı görevsizlik kararı verilmiş olduğundan ve kararın miktar itibariyle kesin olduğundan HMK 22 maddede öngörüldüğü şekilde iki mahkeme arasındaki olumsuz görev uyuşmazlığını gidermek ve yargı yerininin (görevli mahkemenin) belirlenmesi için dosyanın …’ne gönderilmesine,
3-Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin HMK.323 ve 331 maddeleri uyarınca görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne, davalının yokluğunda, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.
30/05/2023

Katip … Hakim …
¸e-imza ¸e-imza